Memduh GÜNEY/EGE TELGRAF- Katıldığı bir panelde, “Deprem konusunda İzmir ile ilgili endişelerimiz var. Çünkü bu şehirde 15 fay var” diyen Prof. Dr. Naci Görür’ün uyarısı, akıllara Türkiye’nin üçüncü büyük kentinde yaşanabilecek olası faciaları getirdi.
“İzmir’i kesen fayları bilmiyoruz” diyen Prof. Dr. Görür, yarıkların ne zaman deprem ürettiğini ve ne durumda olduklarını bilmedikleri için bunu önemli bir sorun olarak gördüklerini söyledi. 31 Mart yerel seçimleri öncesi hem İzmir Büyükşehir hem de ilçe belediye başkan adaylarının tamamı kentsel dönüşüm vurgusu yapmıştı. Çalışmalarını ne zaman ve nasıl hayata geçirecekleri merak konusu. İlk iş olarak yapı envanteri çıkarılması gerektiğinin altını çizen İzmir Jeofizik Mühendisleri Odası Başkanı Sinancan Öziçer, “Yol haritasının netleşmesi için yapı envanterinin çıkarılması gerekiyor. Şu ana kadar genel olarak gözlemsel çalışmalar yapıldı ancak bu süreçte gözlemsel değil, aletsel cihazlarla çalışmaların yapılması lazım. Bu çalışmalarla kentsel dönüşüm anlamında bina envanteri hızlı bir şekilde hazırlanabilir” diye konuştu.
“ÖNCELİK VERİLMELİ”
Yapı envanteri çıkarılmasının zahmetli bir iş olmadığını, günde bir ya da iki binanın bu şekilde incelenerek çalışmaların tamamlanabileceğini söyleyen Öziçer, “Geçmiş yıllarda İzmir’de mikro bölgeleme çalışması yapıldı ancak çok büyük bir maliyet çıktı. Bu çalışma, onda bir maliyetle tamamlanabilir. Geçmişte yer altıyla ilgili çalışmalar yapıldı. Bu süreçte yerin üstüne de bakılması lazım. Çalışmalara öncelik vermemiz ve bütçe ayırmamız yeterli” ifadelerini kullandı. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay ile Karşıyaka Belediye Başkanlığı yaptığı dönemde ortaklaşa çalışmalar yaptıklarını söyleyen Öziçer, “Geçmişte kendisiyle yapı envanterine yönelik çalışmalar yaptık. Özellikle Mavişehir’de incelemelerimiz oldu. Kendisiyle tekrar görüşmeler yaparak bu konuda çalışmalar yapacağımızı düşünüyorum” dedi.
“BİR YILA TAMAMLANIR”
Prof. Dr. Naci Görür’ün belirtmiş olduğu faylarla ilgili yorumlarını aktaran Öziçer, “Hasar verici fayların Ege Denizi’nde olduğunu görüyoruz. Bunun için de öncelikle o fayların incelenmesi lazım. Sismik yansıma yöntemiyle çalışmalar yapılır. Bu konuda Dokuz Eylül Üniversitesi deniz bilimlerine ait Piri Reis gemisi kullanılabilir. Böyle bir imkanımız varken bir yıl içerisinde Ege Denizi’ni kapsayacak şekilde taranabilir ve tomografisi ortaya çıkabilir” değerlendirmesinde bulundu.
“KALİTE ARTMALI”
Yerel seçim öncesi bu konunun sık sık gündemde olmasının sevindirici bir gelişme olduğunun altını çizen TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Eylem Ulutaş Ayatar, “Kenti yönetmeye talip kişilerin bu konuyu önemsiyor olması çok kıymetli. Ancak şimdi önemli olan seçilenlerin sözlerine sahip çıkarak yerine getirmeleri. Kentsel dönüşüm kolay bir konu değil. Sorunlar birikerek bugüne kadar geldi. Kentleşme sorunu, yapı üretimi gibi sorunlar var ve devam ediyor. Kalitenin daha fazla olması gerektiğine inanıyoruz. İlk olarak mevcut yapı stoğu üzerinden çalışmalar başlamalı. Ancak bu çalışmalar tek başına belediyelerin işi değil. Belediyeler de bu noktada farkındalığı artırmalı. Yapı stoğunun yenilenmesiyle ilgili olan kısımda devlet kendi sorumluluğunu bilerek belediyelerle, üniversitelerle, meslek odalarıyla iş birliği içerisinde çalışmalı” dedi.
“İLK İŞ YAPI STOĞU”
“Bugün İzmir Büyükşehir Belediyesi ile görüşsek ilk olarak sorunlu yapı stoklarını masaya yatırmak isteriz” diyen Ayatar, “Geçmiş yıllarda Bayraklı’da, Bornova’da yapmış olduğumuz birtakım çalışmalar var. Bu bölgeler önemli ve çalışmaları detaylandırmamız lazım. Yapı stoğu çok fazla risk altında. Aynı zamanda güçlendirme çalışmalarına da öncelik vermemiz gereken bölgelerimiz var” ifadelerini kullandı.
“BİRİM KURULMALI”
“Kentsel dönüşüm ya da yerinde dönüşüm” diyen yerel yönetimler uzmanı Mehmet Zeki Fidandal, “Kentsel dönüşüm belediyelerin imar planlarında belirlediği yerde, yerinde dönüşüm de binaları eski olan bir apartmanın yerinde yapılması gerek. Bir an önce belediyeler ‘kentsel dönüşüm yerinde dönüşüm’ birimi kurarak bu işe başlamalı. Bu birim bina sahipleriyle temasa geçerek müteahhitlerle onları bir araya getirerek bir an önce anlaşmalarını sağlayabilir. Özellikle deprem bölgesinde bulunan çevre ve şehircilik müdürlükleri ve belediye birimleri tarafından tespit edilen riskli binalardan başlaması şartıyla çalışmalar hızlanır. Bu çalışmalar hem belediye şirketlerini zarardan kurtarır hem de istihdam yaratır” diye konuştu.
