CHP Genel Başkanı Özel: Türkiye'de yeni bir çağ, yeni bir çığır açacağız CHP Genel Başkanı Özel: Türkiye'de yeni bir çağ, yeni bir çığır açacağız

Yağmur Daştan / EGE TELGRAF- Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) 27. Dönem Milletvekili Atila Sertel, partinin önümüzdeki günlerde gerçekleşecek olan Kurultay’ı hakkında görüşlerini bildirdi. Sertel, partide ‘değişim’ hareketini yorumlayarak ‘Yeniden Kemal Bey seçilirse sandığa gitmezler’ açıklamalarında bulunmak tamamen AK Parti’nin işine yarar. Bu, AK Parti medyasının ve AK Parti’nin istediği ortamı yaratmak için onların değirmenine su taşımakla eş değerdir” dedi. Yerel seçim sürecine yönelik de görüşlerini paylaşan Sertel, “Çok büyük bir titizlikle, kılı kırk yaran bir anlayışla, kuyumcu hassasiyetiyle adayların belirlenmesi lazım. Milletvekili hassasiyeti göstermeyenlerin yakın dostum diyerek yazdıkları ve özellikle İzmir’e dışardan taşınan milletvekillerin toplumda nasıl karşılandığını gördünüz. O iki puan ‘ibreti alem vesikası’ İzmir için…” diye konuştu.

‘KAMUOYUNA ORTAK BİR DİL’

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun 2023 Genel Seçimleri’nde yüzde 48’lik oy almasıyla beraber partinin gereken değerlendirmeyi yapmakta geride kaldığını belirten Sertel, “Toplumun yarısının oy verdiği fakat çok az bir farkla kaybettiğimiz bir seçimi elbette mağlubiyet olarak kabul ediyoruz. Etmeliyiz de. Yüzde 48 oy azımsanacak bir oy değildir bunu kimse küçümsemesin. Özellikle birtakım seçim hilelerinin yapıldığı, Suriyeliler’in Türk vatandaşlığına geçirilerek Türkçeyi bilmeyen insanların bile oy kullandığı, yurt dışından gelen oyların farkı açtığı bir ülkede yaşıyoruz. Kurduğumuz gibi korumak için uğraştığımız Cumhuriyette yabancılarla ve başka oylarla seçim kazandılar. Bu görülen gerçek fakat biz CHP olarak bu seçimin sonuçlarını tam anlamıyla tartışamadık. Kendi içimize kapanıp genel bir değerlendirme yapıp daha sonra kamuoyuna ortak bir dil kullanabilseydik çok iyi olurdu” ifadelerini kullandı.

e381e92c-a2bc-456d-af96-4ffc78e9fb5c

Genel seçimin ardından partide yükselen ‘Değişim’ çağrısına yönelik eleştirilerini de sıralayan Sertel, “Ne değişecek? Doğrusu kimse bunu ifade edemiyor. Değişecek olan ne? Biz insanların değişimini ‘değişim’ olarak kabul ediyorsak büyük bir yanılgıya düşeriz. Değişim şöyle olmalı; Eğer söz konusu bir program değişimiyse; sola çıkan, sosyal demokrasiyle buluşan, bütün değerleriyle emeğin ve emekçinin yanında olan bir parti hedefleniyorsa değişim doğrudur. Parti içerisinde demokrasi bütün kurum ve kurallarıyla uygulanıyorsa değişim yine doğrudur. Değişime ‘Sen git, senin koltuğuna ben oturacağım!’ diye bir bakış açısıyla geliniyorsa bence o değişim değil değiş tokuştur” dedi.

“Partimizin; emekten ve emekçiden yana çok net siyasi tavır takınan, sağcılaşmayan, solla hareket eden, sol sosyal demokrat görüşleri kesintisiz savunan bir yapıda olmasını istiyoruz” sözleriyle devam eden Sertel, “Asıl değişim o. Türkiye’de en büyük sıkıntılardan biri şu: Eğer iktidar olmak istiyorsak sağdan insan devşirelim, onlar bize seçim kazandırır. Öyle bir şey olmadığını hepimiz yaşayarak kötü örneklerle gördük. Sağdan gelip milletvekili olan, belirli yerlerden gelen insan varsa, Mehmet Bekaroğlu, İlhan Kesici gibi sağdan gelip partimizde uzun yıllardır kalan insanlar istisnai, hepsi kendi çıkarlarını düşünüp en ufak bir sıkıntıda ve belirli bir makama ulaşamadığı zaman hemen CHP’ye ihanet etmiştir. Bizim sağdan gelen herkese kapılarımız açıktır. Biz CHP’ye gelen insana ‘Git’ diyemeyiz. “Ben CHP’ye milletvekili veyahut belediye başkanı olmak için geliyorum ve emek verenlerin yerine ben oturmak istiyorum” diyen var ise önce gelip bu partide çalışma yürütmelidir, bu partiye katkı koymalıdır, kendini kabul ettirmelidir” diye konuştu.

"SEÇİM KAYBEDİLDİĞİNDE EN ÇOK ACIYI ÇEKEN KEMAL BEY"

CHP Genel Başkan Adayı Özgür Özel ve mevcut Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun kurultayda yarışacağını belirten Sertel, sürece dair görüşlerini de şu sözlerle aktardı: “Özgür Özel bu partinin evladı. Kimse ona ters gözle bakmıyor ve kötü bir söz söylemiyor. Ben asla öyle söylenmesinden yana da değilim. Belki zamanlaması açısından eleştiri yapabilirim. Neden çok çabuk, heyecanla böylesine bir çıkış yaptı diye sorgulayabilirim. Kemal Bey’in evladı gibi sevdiği, çok uzun yıllardır çok önemli görevler verdiği ve CHP’nin yıldızını parlattığı bir dönemi yaşadık. Burada bir başarı ya da başarısızlık hikayesi varsa herkesin emeği kadar kusuru var. Partiyi yönetirken bütün sorumluluğu genel başkana yıkıp, bu işten sıyrılmak gibi bir anlayış içerisinde olursanız bu eleştirilebilir ve toplumda yadırganabilir. Onun dışında elbette ki her iki genel başkan adayımızın da bu partinin önemli yere gelmesi konusunda emeği olacağını düşünüyorum. Kim kazanırsa kazansın partinin bütünlüğünün ve birliğinin kazanması lazım. Ben, Kemal Bey’e karşı yapılan saldırıların haksız olduğunu düşünüyorum. O da isterdi Türkiye Cumhuriyeti’nin laik, demokrat ve çağdaş bir seviyeye ulaşmasını. Kendisinin Atatürk’ün makamı olan Çankaya Köşkü’nde Cumhurbaşkanı olarak oturmasını, bunu ondan fazla kim isteyebilir ki? Kim kaybetmek için yola çıkar ki? Kemal Bey’in seçimi kaybettiğimiz zaman en fazla acıyı çeken insanlardan biri olduğunu insanlar bilmiyorlar mı? O acının da, bir matemin estiği, taziyenin sürdüğü, sıkıntının sürdüğü noktada birden ortaya çıkıp heyecan ve feveranla ‘Değişim istiyoruz’ demelerini ben kişisel olarak yadırgadığımı ifade etmek istiyorum. Çünkü bu partinin gelenek ve göreneklerinde eleştiri ve özeleştiri mekanizmalarının çalıştırılması vardır. Onu çalıştırmadan, o konuda bir harekete geçmeden kamuoyuna böyle açıklamalar yapmak, ‘Yeniden Kemal Bey seçilirse sandığa gitmezler’ açıklamalarında bulunmak tamamen AK Parti’nin işine yarar. Bu, AK Parti medyasının ve AK Parti’nin istediği ortamı yaratmak için onların değirmenine su taşımakla eş değerdir.”

O SÖYLEMLERE TEPKİ: PARTİNİZİ ZAN ALTINDA BIRAKIYORSUNUZ!

Sertel, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Özgür Özel bu partinin başına geçer çok da iyi yapar. Ben zamanlama açısından uygun görmediğimi ifade etmek istiyorum. Ben genel başkanın en acılı olduğu anda böyle bir ayaklanmanın doğru olmadığını ifade etmek istiyorum. Hem ah de vefa, hem siyasi tavır, üslup, siyaset yapan insanların bu noktada mutabık kalması ve genel bir kanıya ulaşması noktasında doğru olanın o olduğunu düşünüyordum. Sosyal medyada, ‘Hayat çok pahalı, ekonomi çok kötü, perişanım’ söylemlerinin olduğu videolar izliyorum. Memleketin başına ne geldiyse Kemal Bey yüzünden geldi diye bir algı oturtuldu. Bizim arkadaşlarımızın düştüğü bir tuzak var, kendileri parti içinde iktidar olmak için ‘Kemal Bey gitmezse, partimizin oyu düşer’ diyerek her yerde dillendirdiler. Siz partinin başına geçmek için muhtemel kazanacak bir insanı kötülerken kendi partinizi de zan altında bırakıyorsunuz. Oyunu düşürme noktasına getiriyorsunuz. ‘Kemal Bey kalırsa bu parti oy almaz’ dediğiniz an partiye yönelik bir suçlamada bulunuyorsunuz. Kalırsa ne olacak? Onlara göre oylar düşecek. Ben öyle olduğuna inanmıyorum.”

ÖZEL’İN İZMİR ZİYARETİNİ DEĞERLENDİRDİ: CILIZ BİR TABLO…

Genel Başkan Adayı Özel’in geçtiğimiz günlerde İzmir’e gerçekleştirdiği ziyaret hakkında da değerlendirmelerde bulunan Atila Sertel, “Özgür Özel’in İzmir buluşmasındaki kalabalıklığı da gördüm. Değerlendirmesini oraya gelenler dahil herkes yapacak. Ben en azından bini aşan bir kabalık bekliyordum ama 250-300 kişilik bir kalabalıkla karşılaştık. Böylesine büyük bir değişim talebini dillendiren insanlar varsa orada buluşmalıydılar. Göztepe şampiyonluk maçı oynasa o stadın içini bırakın, Göztepe’nin sokakları dolar. Karşıyaka şampiyonluk maçı oynasa, Karşıyaka ayağa kalkar. Siz şimdi İzmir gibi bir yerde çok büyük bir iddia ile geliyorsunuz, çok cılız bir tablo bana göre. Ben öyle bir durum beklemiyordum. Şimdi bu algıyı yerleştirenler o zaman bizim cenahımızdaki insanlar değiller. Kemal Bey’e yönelik böyle bir algıyı ortaya koyuyorlar ki, Kemal Bey’in de kalacağını bilerek CHP yerel seçimlerde başarısız olsun. Bütün hesapları o noktada görüyorlar. Bu sadece AK Parti’den kaynaklanmıyor. Aday çıkaran diğer muhafazakar cenahtaki insanlardan da kaynaklanıyor. Bizimle beraber yol yürüyüp, siyasette belli bir yol alıp rüştünü ispat etmek isteyenler de var. Onlar da aynı algıyı yayıyorlar. Bizim arkadaşlarımızın buna uyum sağlamaması lazım, dilini iyi ve özel kullanması lazım. Gözünün içerisine bakarak, en ufak incitici söz söylememesi lazım, kurultayın da böyle geçmesi gerekiyor” diye konuştu.

2f64553f-c605-4f7d-a8aa-696373ef815c

“ÇARE ‘SİZ’ OLACAKSINIZ”

Önümüzdeki günlerde gerçekleşecek olan kurultayda İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun divan başkanı olarak görev alacağını belirten Sertel, “Değişim diyen İstanbul delegasyonunun ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’na divan başkanlığını Kemal Kılıçdaroğlu teklif ediyor. Ekrem İmamoğlu’nun divan başkanlığı konusunda tarafsız davranacağına inanıyor. Ekrem İmamoğlu’nun divan başkanı olması çok büyük bir onurdur. Cumhuriyet Halk Partisi’nin genel kurultaylarında divan başkanlığı her kula nasip olmaz. Onunla taçlandırıyor, güçlendiriyor. Hiç kimsenin hiç kimseye laf etmeyeceği bir divan başkanlığı buluyor ve ‘Senin divan başkanlığında sandığa çıkayım istiyorum, hiç kimse bir şey söyleyemesin ve gölge düşmesin’ diyor. Bütün bunlar hassas noktalar. Siz Kemal Bey’in herhangi bir kongreye gidip de nutuk attığını gördünüz mü nu süreçte göremezsiniz? Kötü bir söz ettiğini duydunuz mu? Duyamazsınız. Partini başındaki insan toparlayıcı bir insandır. Bir baba eviyle ilgili bir hadiseyi dışarda anlatmaz, anlatırsa rezilliktir. Evin içinde kalması lazım hadisenin, şöyle oldu böyle oldu demek siyasette birilerinin işine yarar ama takdir edilmez. Sürekli yakınan, bağıran, sürekli sıkıntıları ifade eden siyasetçiden toplum çok haz etmez. Proje üreten, geliştiren, hizmet eden, koşturan, toplumun sorunlarını aktarırken alternatif çözüm yollarını da öneren insanlara bakar toplum. Çözümcü insan arar siyasette. ‘Bu da hep yakınıyor, çözümü yok. Zaten ben de yakınıyorum’ der. Geçmiş dönemde tesadüfen Genel Başkanımızın odasındaydım, o sırada bir belediye başkanı bağlandı telefona, parasızlıktan yakındı. Genel Başkan telefonu kapatınca, ‘Ben şaşırıyorum ya sen oranın parasının olup olmadığını bilmiyor muydun aday olurken. Sen çözüm yolu bulacaksın, hizmetine devam edeceksin. Belediye başkanlığı yakınma makamı değildir’ dedi. Makamlar yakınma noktası değil, hizmet noktasıdır. Ya yol bulacağız ya da yol açacağız. Çaresiz değiliz. Çaresiz noktada, çare ‘siz’ olacaksınız” ifadelerini kullandı.

‘GÖSTERİLMEYEN HASSASİYETİN SONUCU İKİ PUAN’

Yerel seçimlerde CHP’nin birçok ilçede önde olacağını düşündüğünü belirten Sertel, “Kurultaydan hemen sonra partinin bütün güçlerinin birleşerek alana çıkacağına ve çalışma yapacağına inanıyorum. İzmir’de yerel seçimlerde çok başarılı bir sonuç alırız. Çok büyük bir titizlikle, kılı kırk yaran bir anlayışla, kuyumcu hassasiyetiyle adayların belirlenmesi lazım. Bu da ancak örgütle, halkla, üyeyle olur. Eğer biz, ‘İzmirli nasıl olsa bize oy veriyor’ diyerek, İzmirlinin onayını almayacağını düşünülen bir isimle yola çıkılışa belki kaybetmeyiz ama oylar istediğimiz noktaya çıkmaz. Genel seçimlerde yine birinci parti bizdik fakat milletvekili seçimlerinde iki puan geriledik. Dört beş puan arttırabileceğimiz noktadan iki puan geriledik. Bu yedi, sekiz puandır. Milletvekili hassasiyeti göstermeyenlerin yakın dostum diyerek yazdıkları ve özellikle İzmir’e dışardan taşınan milletvekillerin toplumda nasıl karşılandığını gördünüz. O iki puan ‘ibreti alem vesikası’ İzmir için. Altı yedi puan artırmanız gereken bir kentte iki puan düşürdünüz oyunuzu hem de ittifakların olduğu bir dönemde. Bunun içerisinde; Gelecek, DEVA, Saadet gibi partiler vardı. Onlar katkı koyduysa CHP o zaman dört puan yitirdi. Şimdi yerel seçimlerde; toplumun yüzünü güldürecek, toplum tarafından benimsenmiş ve kucaklanmış, toplum tarafından tasrif edilen belediye başkan adaylarını ve meclis üyelerini çıkarmıyorsanız yandı gülüm keten helva. Siz iyi bir kadroyla çıkmadıysanız, toplum tarafından benimsenen bir kadroyla çıkmadıysanız oy beklemekte zorluk çekersiniz. Hele ki bu durum yerelde çok önemli, yerelde partiler kadar adayların da çok büyük getirileri ya da götürüleri var. İzmirliler; çalışmalardan, Büyükşehirden, ilçelerinden memnun mu tek tek bakmak lazım. Memnuniyet anketleri yapmak lazım fakat o anketleri de belediyenin para verdiği taraflı şirketlerle yapmamak lazım. Belediye para verirse zaten bir numara çıkar, iki numara çıkması mümkün değil” ifadelerini kullandı.

SOYER YORUMU: KARARI İZMİR HALKI ALACAK

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in ikinci dönem aday olup olmamasına dair yaşanan tartışmaların da hatırlatılması üzerine Sertel, “Bu konu hakkında değişik tartışmalar oluyor. Ben söylemlerimle böyle bir konunun içine girmek istemem. Bizim partimizin büyükşehir belediye başkanıdır. En ufak bir kırgınlık yaşamak, aramızdaki saygının ilişkinin bozulmasını istemem. Genel başkanının odasından çıkıp da ‘Ben Tunç Bey’i söyledim diye çıkıp da Genel Başkanın ağzından açıklama yapıp, bir gazete aracılığıyla ‘Adayımız Tunç Soyer’ diye yayınlanması en büyük sıkıntıyı Tunç Bey’e yaşatır. Böyle şeylere gerek yok. Hoş olmayan bir durum yaşandı orada. Tunç Bey’de böyle bir şey yaşansın istemez. Oraya giden arkadaşların, iş adamlarının seyrüsefer yaparak belediye başkanı adayını belirleme çabalarını çok doğru bulmam. İzmir halkı kararı alacak. İş dünyasının da sözü var ama keşke sandıklar kurulsaydı, CHP’nin 170 bin üyesinin bütün katılanlarıyla 130 bin oyla büyükşehir belediye başka adayı belirlenseydi. O zaman çıkan aday, ‘Benim arkamda 170 bin aile var, seni buraya kim yolladı’ diyebilirdi. İzmirlilerin adaylarını kendileri seçmesi gerek ancak o zaman demokrasi olur. Demokrasiyi varmış gibi görüyoruz ama demokrasi tam anlamıyla yok. Demokrasi, ‘Ben sana aday yolluyorum’ al bunu seç demek değildir. Demokrasi kendi içinden çıkardığı insanı seçmek” açıklamalarında bulundu.

Kaynak: EGE TELGRAF