Bebek… İnsanın en küçüğü… Dünyaya gelirken ne kadar da masumdur… Zamanla büyür ve çocuk olur. O büyüyünce hayalleri de büyür, umutları da kırgınlıkları da büyür, yorgunlukları da… Hayat işte böyle bir yerdir. 

Her bir çocuk, ülkesini aydınlık geleceğe taşıyacak olan bir bireydir. Hepsi birbirinden özeldir. Hepsi birbirinden güzeldir. Hepsi kendi içinde çeşitli yetenekler barındırır. O yetenekleri keşfetmek de anne babaların ve öğretmenlerin boynunun borcudur. 

Her bir çocuk, mutlu yaşamayı, umut dolu bir yuvada büyümeyi, çevresine karşı sevgi dolu olmayı, güzel anılar biriktirmeyi hak eder. Her bir çocuk, hayaller kurmayı, onları gerçekleştirecek güce sahip olmayı, yetenekleri doğrultusunda eğitim almayı ve yetenekleri keşfedip geliştirmeyi hak eder. 
Her bir çocuk, kendisini savunmayı, kendi geleceğini kendi kararları doğrultusunda yönlendirmeyi, kendini sevmeyi ve kendisine sahip çıkmayı öğretilmesini hak eder. 
Her bir çocuk insandır ve insani şartlarda yaşamayı hak eder. 

Her bir çocuk, koşmayı, oynamayı, zıplamayı ve gülmeyi hak eder. 

Her bir çocuk yarının yetişkinidir. İşte tam da bu yüzden, ihtiyacımız olan aydınlık ve mutlu gelecek için her bir çocuğu önemsemeli ve onları mutlu etmeliyiz. Çünkü mutlu çocuklar demek aydınlık, güzel günler demektir. Mutlu çocuklar demek, mutlu hayatlar demektir. Hayat bir devir daimdir. Bugün bebek olan, yarın çocuk olur, yarın çocuk olan öbür gün yetişkin olur. Döngü bu şekilde devam eder ve gider ta ki hayat bitene, dünya son bulana kadar…

Çocukları mutlu etmek noktasında, yetişkinlere büyük görevler düşer. Bu konuda başta anne- babalar olmak üzere herkes sorumludur. Aslında yapılacak şey de basittir. Onlara mutlu bir gelecek bırakabilmek için çabalamak ve bu konuda onlara örnek olmak. Mesela, onlara kitap okuma sevgisini anlatmak istiyorsak, yetişkinler olarak önce biz o kitabı elimize almalı ve sayfalarını çevirmeliyiz. Okuduğumuzu onlara, onların anlayacağı şekilde özetlemeliyiz. Ne öğrendiklerini sorgulamalı ve onları dinlemeliyiz. Ne güzeldir, İnsanın dinlenilmesi ve ona değer verildiğini, onun gözlerinin içine bakarak gösterilmesi… Ne güzeldir insana “insan” olduğunun fark ettirilmesi… Ne güzeldir diğer insanlar için çabalamanın insani bir görev olduğunun farkına vardırılması… Ne güzeldir öğretilmek istenen şeyin örnek davranış olarak yapılması…

Ne güzeldir çocuk olmak, dünyaya masum, gülen gözlerle bakmak, ne güzeldir insanın hayatına çocuk masumiyetiyle devam edebilecek şartlara sahip olması, ne güzeldir içindeki çocuğu yaşamak ve yaşatmak…

Mutlu bir yetişkin olabilmek için, mutlu bir çocukluk yaşamak gerekir. Mutlu bir çocukluk yaşatmaksa yetişkinlerin sahip olduğu en büyük sorumluluktur. O yüzden, hepimiz için, ülkemiz için, geleceğimiz için mutlu çocuklara ihtiyacımız var. 

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımız kutlu olsun!