Ege Telgraf Gazetesi muhabiri Nihat Ak'ın haberine göre; Her 5 yılda bir yapılan yerel seçimler için geri sayım tamamlanmak üzere. 24 saat sonra oy vermenin başlayacağı Mahalli İdareler Genel Seçimleri için milyonlarca seçmen sandık başına giderek il belediye başkanlarını, ilçe belediye başkanlarını, il genel ve belediye meclis üyelerini, köy ve mahalle muhtarlarını belirleyecek. Devir değiştiğini, eski tutumların değerinin kalmadığını belirten uzmanlar, her zamankinden farklı geçeceğini tahmin ettikleri İzmir’de sürprizlerin yaşanabileceğine dikkati çekti.
SWOT ANALİZİYLE BELİRLEYİN
Seçmenin öncelikle kendi iç sesine kulak vererek oy kullanması gerektiğine vurgu yapan Prof. Dr. Kamuran Elbeyoğlu, “Yerel seçim sürecinde çok hatalar yapıldı özellikle de muhalefet kanadında. Partiler ve adaylar eylemlerini de söylemlerini de ortaya koydu. Konuyu genel seçim havasına sokacak klasik söylemlere kadar taşıdılar. Seçmenler olarak artık son dönemeçte takkeyi önümüze koymamız gerekiyor. Ben kentimi ve ilçemi gelecekte nerede görmek istiyorum? Nasıl bir yönetimle kim bizi hedefimize taşır? Sorularına cevap bulmalıdır. Genel olarak şirketler için kullanılan swot analizini kendi başkan adayları için de kullansınlar. Kullanacakları her dört oy içinde bu analizi yapabilirler. Her aday için 4 başlık açsınlar. Güçlü Yönler, Zayıf Yönler, Fırsatlar, Tehditler başlıklarının altını doldurup puanlasınlar. Tüm adaylar için ortaya çıkan puanlar objektif sonuca götürür seçmeni. Bu yöntemle seçmen parti genel merkezlerine çantada keklik olmadığı mesajını verebilir. Gelecek dönemde aday belirlerken seçmen mutluluğuna odaklanılması gerektiği mesajını verir. Siyasi partilerinde adaylarında tanıtımlarına bakıyoruz. Seçmenin hassasiyetlerine açık damarlarına yönelik açık veya kapalı mesajlar görüyoruz. Özgürlükler, milli kahramanlar, din diyanet ve bayrak temaları kullanılıyor. Bu seçim kimse karıştırmasın yerel yönetim seçimi. Elbette yerel seçim sonuçları gelecekteki genel seçimlere etki yapacak. Ama bu etkinin farkındalığıyla siyasi parti adaylarını belirlemiyor günü kurtarmanın peşinden gidiyorsa? Bunun sorumluluğu seçmene yüklenemez!” ifadelerini kullandı.
SEÇİM SÜRPRİZLERE AÇIK
Bu seçimlerin hiç olmadığı kadar sürprizlere açık olduğuna dikkati çeken Türkiye Meclis Üyeleri Birliği Genel Başkanı Yalçın Kocabıyık, “Asıl önemli olan, baki olan bu kubbede hoş bir sada bırakmaktır. Belediye başkanlıkları belediye meclis üyelikleri bittikten sonra geriye eserler bırakmaktır. Seçmen, bir partinin amblemine, renklerine değil kendine değil kentine çalışacak adaylara oy vermelidir. Tanıdıkları, güvendikleri, uygulanabilir projeleri olan, iş yapabilecek, sorun çözebilecek kişiyi tercih etmelidir. Pparti genel merkezine sadakatliyi değil kenti yönetmeye liyakatli kişiye oy vermelidir. Körü körünü partiye oy verirse çürük yumurtalara gün doğar. Bozuk yumurtadan başkan çıkar. Bir beş sene heba olur gider. Ki Sosyal Demokrat Partiler de bizim seçeceğimiz kişileri biz kendimiz seçmeliyiz. Yani ön seçimlerle belirlenmeli. Bunları yapmadıkları müddetçe tabanda da örgütte de problemler bitmez. Ben 45-50 senedir siyaset yapan bir kişiyim. İlk kez coşkusuz, heyecansız bir seçim görüyorum. Adayların yukarıdan belirlenmesinden kaynaklanıyor. Bizim bilmediğimiz, tanımadığımız kişiler birileri tarafından belirleniyor, ‘Bu sizi yönetecek. Buraya oy verin’ deniyor. Seçmenden, tabandan, örgütten kopuk aday tercihlerinin faturası bu seçimde ağır olacak. Çünkü; seçmen koyun olmadığını, cepte keklik olmadığını gösterme kararlılığı taşıyor. Kerhen, iğrenerek, tiksinerek, gönülsüz olarak, istemeye istemeye içten gelmeksizin, istemeyerek kimse oy kullanmak istemiyor. Bunu 31 Mart akşamı görmeye başlayacağız. 1 Nisan birilerine şaka gibi olacak. Farklı sonuçlara açık olan bu seçimin yaptığı sürprizleri Pazartesi sabahı yaşayacağımızı düşünüyorum. Bu yerel seçimlerin sonucu ders niteliğinde tez konusu olacaktır fikrini taşıyorum” dedi.
HER ŞAPKADAN TAVŞAN ÇIKMAZ
Seçimlerin kentlerin kaderini belirlediğinin altını çizen Yerel Yönetimler Uzmanı Mehmet Zeki Fidandal, “Belediye başkanları, il genel ve belediye meclis üyeleri ile muhtarların seçileceği 31 Mart seçimleri çok önemli. Yerel yönetimler, halka en yakın yönetim birimleri olma özelliğini taşımaktadırlar. Yerel yönetim organlarının gerçek anlamda yerel halkı temsil etmesi, yerel yönetim faaliyetlerinin yerel halkın taleplerine ve sorularına cevap vermesi, halkın yerel yönetim faaliyetlerine katılım kanallarının açık olması yerel demokrasinin varlığı açısından gereklidir. Siyasi partiler, toplumun benimseyeceği, eğitimi, yaşı, iş görebilme yeterliliği ve yönetim deneyimi gibi birtakım vasıfları taşıyan adayları belirlemekle mükelleftir. Partilerin bu konuda zafiyet göstermesi durumunda, seçmen ipleri kendi eline alarak bilinçli oy kullanmak durumunda kalır. Özellikle Ege Bölgesi’ndeki seçmenler bu insiyatifi zaman zaman aldığını ortaya koymuştur. Yarım kilogram patates alırken pazarı üç kez dolaşan vatandaş, bin 825 gün yani 5 yılda bir yapılan seçimde oy vereceği adaya üç dakikada karar vermez. Gözü kapalı oy vermez. Vermemelidir de zaten. Vereceği bir oy kendinin ve kentinin kaderine karar verecektir. Bazı adayları bırakın ilin ilçenin başına “yönetici” diye seçmeyi, bostana bekçi diye diksen kargalarla bir olup bahçeyi talan eder! Sürpriz yumurtalardan her zaman güzel şeyler çıkmaz. Şapkadan tavşan çıkmasını beklemek yerine içi boş sürpriz yumurtalar peşinde koşmak yerine oy verilecek adayı iyi tanımak toplumsal fayda sağlar. Aday geçmişinde yönetimsel olarak bir başarıya sahip mi? liyakatli ekipler oluşturabilir mi? Vizyonu nedir? Google projeleri değil ayakları yere basan projeleri hayata geçirebilir mi? Seçildikten sonra, mazbatayı alıp koltuğa oturduktan sonra değişir mi? 31 Mart’ta yapılacak seçimin şakası yok. Seçimin ardından seçim ekonomisi rafa kalkacak. Ekonomik dengeler değişecek. Halka yüklenmeden gelir getiren projeleri hayata geçiremeyen belediyeler personel maaşlarını veremeyecek durumlarla karşı karşıya kalacak” şeklinde konuştu.
