Ege Telgraf Gazetesi'nden Nihat Ak'ın haberine göre; İki turlu Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerini geride bırakan Türkiye, bu kez 2024 Yerel Seçimleri’ne odaklandı. Partileri ve aday adaylarını seçim heyecanı sardı. Takvimsel olmasa da fiilen başlayan seçim süreci tanıtım sektörünü umutlandırdı. Yine açık hava mecralarından broşürlere, bayraklardan promosyon malzemelerine kadar pek çok tanıtım ve reklam aracını kullanacaklara uzmanlarından önemli tavsiyeler geldi.
‘DİREKT ÇALIŞSINLAR’
Medyatek Genel Müdürü Seçkin Öner, “Gerek genel gerekse yerel seçimler, partiler ve adayların en fazla tanıtıma ihtiyaç duyduğu bir süreç. Kampanya dönemleri tanıtım sektörünün gücünü de ortaya koyuyor. İzmirli firmaların yüksek kalitesi ülke genelinde biliniyor. Türkiye’nin dört bir yanındaki konserler, festivaller, konferans ve panellerde önemli çözüm ortakları oluyoruz. İzmirli firmalar olarak önemli bir sıkıntı yaşıyoruz. Seçim kazanma potansiyeli olan partiler tek firma ile bu çalışmalarını yapıyor. AK Parti’den Milliyetçi Hareket Partisi’ne önceki dönem Kemal Kılıçdaroğlu’nun Genel Başkanlığındaki Cumhuriyet Halk Partisi’ne, tek firmayla çalışıyor. CHP Genel Başkanı Özgür Özel döneminde devam edecek mi, bunu şu anda bilmiyoruz. İzmirli onlarca ses, ışık ve led firmamız, yüzlerce çalışanıyla partilere ve adaylarına hizmet veriyor. Ancak bizim firmalarımız taşeron veya taşeronun taşeronu oluyor. Partilerin ödediği tanıtım hizmet faturasının çok azı bize geliyor. Bu yerel seçimlerde partiler ve adaylardan bizimle direkt çalışma yapmalarını istiyoruz. Partilerin ve adayların eline ulaşan faturanın onda biri rakamlara kaliteli iş yapabilmemiz çok çok zor. Hele ki şu ekonominin daraldığı, maliyetlerimizin yükseldiği dönemde” dedi.
PROFESYONEL HİZMET
İzmir Fotoğrafçılar Odası Başkanı Murat Yavuz da, “Yerel seçimlerin olmazsa olmazı tanıtım çalışmalarıdır. Önümüzdeki yerel seçimlerin heyecanı yaşanıyor. Bizim üyelerimiz ve meslektaşlarımız bu konuda profesyonel hizmetler sunuyor. Belki bir düğünde bir davetli ya da aileden biri cep telefonuyla fotoğraf çekebiliyor ama yerel seçim cep telefonuyla yapılan çekimden çok öte bir durum. Stüdyo ışıklarının verimli kullanılmasından, adayın pozitif duruşunu yansıtmaya kadar yaşanan süreç üst düzey bir profesyonellik gerektiriyor. Çok değerli bir adayın kenti yönetmeye dair bir broşüründe veya sosyal medyasında kötü renklerden oluşan fotoğrafını gördüğümüzde üzülüyoruz. Aday, nadide projeleri var, muhteşem, halka dokunan çalışmaları var ama gitmiş eli cep telefonu tutmaktan aciz birinin çektiği fotoğrafı kullanmış. Olmuyor, kendilerine de seçmenlerine de hatta partisine karşı da haksızlık etmiş oluyor. Doğru fotoğrafı çekecek, doğru rötuşları yapacak arkadaşlarımızla çalışsınlar. Elli yaşındaki bir adayı 20 yaşında gibi göstermeye çalışan, aslını bozan rötuşlardan kaçınsınlar. Afişteki veya sosyal medyadaki aday fotoğrafında 30 yaşında, seçmenin yanına varıyor 60 yaşında. Adayı tanıyan yok. Adaya ‘Siz adayımızın nesi oluyorsunuz hafif bir benzerliğiniz var diyorlar” ifadelerini kullandı.
‘TEKDÜZE YAKLAŞILAMAZ’
İzmir merkezli dijital reklam ajansı Mutfak Yapım’ın kurucu Başkanı Murat Akgün, “Yerel seçimlerin yaklaşmasıyla sektörümüzde bir hareketlenme başladı. Gerek parti yöneticilerinde gerekse aday adaylarında bir endişe olduğunu görüyoruz. Kurumsal tasarım üzerinde duruluyor. Kurumsallıkla monotonluk karıştırılıyor. Tek renk, tek kıyafet, tek saç modeli, tek afiş tasarımı özellikle yerel seçimlerde seçmenin arzu ettiği bir durum değil. Yerel seçimlerde başkan seçilecek adayların yerleşim alanlarının sorunlarını bilen ve çözüm önerileri olan kişilerden olması istenir. Yörelere göre özgün olması istenir. Ama tanıtım afiş ve benzer çalışmaların tekdüze olması pek anlaşılır bir durum değil. Farklı sloganlarla, farklı renklerle de gayet kurumsal çalışmalara profesyonel tasırımcılar imza atabilir. Ben kendim de oy vereceğim adayın kendine özgü kurumsallığını görmek isterim. Ona göre karar vermek isterim” diye konuştu.
‘MECRALAR DEĞİŞTİ’
Plato Türk Medya Yapım Yayıncılık Genel Müdürü Cüneyt Liman da, “2002 yılından bu yana siyasi partiler, milletvekilleri, il başkanlıkları, belediyeler, yerel yönetimler ve STK’ların canlı yayın araçları ve mobil reji sitemleri ile uydu ve sosyal medya canlı yayınları yapmaktayız. 2018 seçimlerine kadar olan süreçte siyasi aktörlerin yerel ve ulusal kanallarda program katılımı yoğunluktaydı fakat pandemi sonrasındaki eğilim sosyal mecralarda yoğunlaştı. Bize gelen istekler; Twitter, Facebook, İnstagram ve Youtube sosyal medya kanallarına yoğunlaşmakta. Seçmenlerin günün her zaman diliminde anlık olarak etkileşim sağlaması, tüm iletişim araçları ile kolaylıkla ve istedikleri anda ulaşabilmeleri, siyasilere zaman ve ekonomik açıdan büyük avantajlar sağlamakta. Bu yöndeki eğilim bizim gibi prodüksiyon firmalarının ekip, ekipman ve teknolojik tercih ve seçimini yapmamıza neden oldu. Bu da alışılagelmiş yayıncılık eğilim ve tercihlerini değiştirdi. Sektörümüz ve bize iş verenlerin daha hızlı ve ekonomik habercilik yapmasına olanak sağladı. Bu süreçte yaşadığımız sıkıntı ise, siyasi parti merkezlerinin Türkiye genelinde kendi prodüksiyon firmalarını belirlemesi. İl bazında bu firmaların bize işleri pay etmesi ve hakedişleri kendi çıkarları doğrultusunda belirlemeleri, bizi taşerondan öteye götürmemektedir. Dolayısı ile amortismanımızı karşılamakta dahi zorluk çekmekteyiz” şeklinde konuştu.
