Girişimciliğin, bir işyeri açmanın oldukça zor olduğuna inanıyorsanız Gözde Destek’in hikayesini mutlaka okumalısınız. Ortaokuldan beri yazları çalışan ve işletme mantığını öğrenen Destek, aldığı 2 bin lira borç ile şirketini kurdu. Sosyal medyada oldukça aktif olan Destek, yurtdışında gördüğü ürünleri alıp, internet üzerinden satmaya başladı. Evinin bir metrekareyi bile bulmayan ayakkabılık kısmında kargoları paketleyip gönderen Gözde Destek, Kim Kardishian’ın korseli bir fotoğrafını görünce korse işine de el attı. Genç girişimcilere ‘korkmayın, kimsenin yapmadığını yapın’ diyen Destek, hikayesini Ege Telgraf okuyucuları ile paylaştı.

“ORTAOKULDAN BERİ ÇALIŞIYORUM”

Açıkçası ailemizde girişimci hiç kimse yok. Annem, ben liseye gidene kadar ev hanımıydı daha sonra iş hayatına atıldı. Babam ise serbest meslek sahibiydi. Bende her zaman bir şeyler yapma, bir şey öğrenme merakı vardı. Ortaokuldan itibaren birçok işyerinde çalıştım, yaz tatillerimi çalışarak geçirdim. Lise yıllarımda son sınıfa kadar ihtiyacım olduğu için değil, keyif aldığım, bir şeyler öğrendiğim için çalıştım. Fakat babamın işleri kötü gidince bu süreç tersine döndü ve ihtiyaçtan dolayı çalışmaya başladım. Bu işlerimin çoğu genelde satış üzerineydi.

ÖNCE SOSYAL MEDYA

Dokuz Eylül Üniversitesi İşletme Bölümü’nü bitirdiğim ve işsiz olduğum 2014 yılı yaz aylarında “Evde ne yapabilirim” diye düşünüyordum. Bu arada, sosyal medya uygulaması instagram’ın ilk kullanıcılarındanım ve instagramı gezerken kıyafet satan butik hesapları gözüme ilişti. Dükkan açmak çok masraflı olacağı için ben de “internet üzerinden bir şeyler yapabilirim” diye düşündüm. Online alışverişlerin de son derece ilgi gördüğünü fark ettim. İnstagram’daki sosyal mecrayı butik satışlarıyla değerlendirmeye karar verdim.

‘KIM KARDISHIAN’ İLHAM OLDU

En başından beri tarzımın beğenilmesi halinde iş yapabileceğime inandım. Tabi bu işte şöyle bir handikap var; çok satılan beden ölçüleriyle az satılan beden ölçülerini karşılaştırdığımızda standartların dışındaki bedenler elde kalıyordu. Ben de ‘bu iş böyle gitmez; kimsede olmayan, kimsenin yapmadığı bir şey bulmalıyım’ dedim. Gezdiğim yabancı internet sitelerinde, moda sitelerinde Kim Kardashian’ın korseli bir fotoğrafını gördüm. Sonra bu korseyi ithal etmeye başladım. İnsanlar bu üründen memnun kaldılar. İşler iyi gitmeye başladıktan sonra da korse işine girdim.

“AYAKKABILIKTA PAKET YAPTIM”

Bu süreçte siparişi alan da benim, paketleyip kargolayan da, sorulara yanıt veren de, pazarlamasını yapan da benim. Evimin ayakkabılık olarak kullandığımız küçücük bir alanında ürünleri paketleyip kargoya hazır hale getiriyordum. Artık hangi müşteriye neyi gönderdiğimi bile ezbere biliyordum. Ardından termal tayt satışlarına da başladım. Korse alan tayt da almaya başladı.

“PERSONEL EVE GELİYORDU”

Ama bir süre sonra tek başıma bu işlere yetişememeye başladım. Evde çalışması için bir personel işe aldık ama çalışana ‘eve gel’ demek çok komik oluyordu. Kargocular, “Adresinize geldik ama böyle bir dükkan göremedik” diye bizi arıyorlardı. Önce evimizin olduğu Güzelbahçe Yelki’de bir yer kiraladık fakat orası da küçük gelince 2019’da Gaziemir Sarnıç’taki 4 katlı fabrika binamıza taşındık. Şu anda 35 çalışanımızla toplam bin metrekarelik olan, aynı zamanda üretim ve Ar-Ge bölümlerinin de bulunduğu binamızda faaliyetlerimizi sürdürüyoruz.

“50 MİLYON TL’LİK DEĞERE ULAŞTIK”

Yeni binamıza geçmekle birlikte Türkiye’de üretimi olmayan bu korselerimizin hem üretimine hem de Ar-Ge çalışmalarına başladık. Müşterilerden geri dönüşlere göre korselerde iyileştirmeler yaptık. Binamızın üst katına üretim merkezimizi kurduk. Üretimle birlikte ürün gamımızı da geliştirdik. Fakat bu süreçte çevremizden, “Niye üretime giriyorsunuz, üretim çok maliyetlidir, yapamazsınız” diyenler oldu. Biz ona karşın yaklaşık 1 milyon liralık yatırım yaptık ve bugün 50 milyon liralık bir marka değerine ulaştık.

“BATAR MIYIM DİYE DÜŞÜNMEDİM”

Aklımda hiçbir zaman “Acaba başarabilir miyim, işi batırır mıyım” diye bir düşünce olmadı. Hatta şirketi 2 bin lira borç alıp kurdum. O nedenle ‘batarsam ne yaparım’ diye hiç aklıma gelmedi. Ailemden de olumsuz hiçbir tepki almadım. Annem her işi becerebileceğim konusunda bana inanır. Ama arkadaşlarımdan bazıları olumsuz sözler söyledi. Fakat bunlar beni yolumdan döndürmedi. Kimsenin yapmadığı şeyleri yapmaya başladığımda bu olumsuz konuşmalar da değişti. İşlerimin iyice artmasıyla eşimle ortak olduk.

“ASIL YETENEĞİM PAZARLAMA”

Tasarım yeteneğim olduğu için yeni ürünlerimizi ben tasarlıyorum ama asıl yeteneğimin pazarlama olduğunu düşünüyorum. Hangi ürün satılır, hangi ürüne ihtiyaç var gibi konularda iyiyimdir. Bugüne kadar Türkiye’de bez kumaş, plastik baren kullanılarak korse yapılıyordu. Kullanan birçok kişide, giyince tenine batan yani tamamen rahatsız eden bir korse algısı vardı. Bizim korselerimizin orta katmanında doğal kauçuk lateks var. İç katmanında ise sizi rahatsız etmesini önleyecek yüzde 100 pamuk kumaş yer alıyor. Üst katmanı ise spandex kumaş. Bu 3 katmandan dolayı sıkı bir ürün ve sıktığı için de sizi hem tok hissettiriyor hem de yumuşak olan yağ tabakanızı şekillendiriyor. Bizim kullandığımız malzemeler esnediği için hiçbir rahatsızlık yaratmıyor ve hareket kolaylığı sağlıyor.

“ERKEKLER DE KORSE KULLANIYOR”

Ürettiğimiz korseleri, zayıf gözükmek isteyen erkekler de kullanıyor. Bayanlar kadar yaygın olmasa da kullanılıyor. Bence bayanlar kadar kiloyu dert edinmedikleri için kullanım oranları düşük. Yurtiçi ve yurtdışında çok sayıda müşterimize ürünlerimizi gönderiyoruz. Hatta Mardin’den New York’a, İstanbul’dan Dublin’e kadar birçok kentten siparişler geliyor. Yurtdışı müşterilerimiz ağırlıklı olarak Avrupa ve Ortadoğu ülkeleri. Şu andaki hedefimiz yurtdışına toptan ürün pazarlamak. Bunun için dünya genelinde kullanılan e-ticaret sitelerine girmeyle ilgili çalışıyoruz.

SIRADA ‘AKILLI TEKSTİL’ VAR

Pandemi sonrasında, çalışmalarına başladığımız ‘akıllı tekstil ürünlerini’ geliştirmeyi hedefliyoruz. Ar-Ge bölümümüzde yaptığımız bu çalışmalar kapsamında koşarken nabzınızı ölçen taytlar, kalp atışlarınız arttığında sizi uygulamayla uyaran tişörtler gibi teknolojiyle tekstili buluşturmayı hedefliyoruz. Bu alandaki çalışmalarımız pandemi süreciyle birlikte biraz yavaşladı. Fakat hazırlıklarımız yavaş da olsa devam ediyor. Bu tür yüksek katma değerli ürünlerle ülkemizin ihracat kapasitesine katkı sunmak istiyoruz.

“CESUR OLSUNLAR; OLMAYI YAPSINLAR”

Yeni girişimcilere önerilerime gelirsek; örneğin çevremdekiler beni arayıp “şöyle bir şey yapmayı düşünüyorum sence tutar mı?” diyenler çok oluyor. İnsanlar girişimciliğin öneminin farkında ve çevresindekilerin de bu kişileri desteklediğine, yüreklendirdiğine inanıyorum. Ben her zaman, olmayan bir şeyi yapmanın, farklı bir şey ortaya koymanın büyük avantaj kazandıracağını söylüyorum. “Benim harika bir fikrim var ama sermayen yok” diyenler de çıkıyor. Girişimcilere devlet de destekler veriyor, bunlardan faydalanabilirler. Ben de bu işe 2 bin lira borç alarak başladım. O yüzden çekinmesinler, cesur olsunlar. Ayrıca yurtdışında e-ticaretin çok yaygın kullanıldığını bilip ona göre bir planlama yapsınlar. Eğer halen çalıştıkları bir işleri varsa, bu işlerine devam ederken yavaş yavaş kendi girişimciliğini oluştursun; belli bir noktaya geldikten sonra sadece kendi işine konsantre olması daha mantıklı. Murat Ervin / Özel Haber