Ateşi düzenli ölçülen, maske ve eldiven takarak çalışan 2 bine yakın ESHOT şoförü alınan onca tedbire karşın, dışarıdan gelecek tüm risklere açık şekilde ve deyim yerindeyse ‘Kelle koltukta’ çalışıyor. Salgına rağmen izin almadan büyük bir fedakarlık ile çalışmayı sürdüren binlerce şoför alkışı hak ederken, ne yazık ki uygulamaya konan sağlık tedbirleri nedeniyle vatandaşların hedefi oluyor.

‘FATURA BİZE KESİLİYOR’

Türkiye genelinde yaşanan virüs salgını nedeniyle hayat durma noktasına gelse de, çalışan kesim işe gidip geliyor, mecburi ihtiyaçları olan vatandaşlar da sokağa çıkmayı sürdürüyor. İçişleri Bakanlığı'nın aldığı tedbirler kapsamında toplu ulaşım alanında birçok sınırlama getirildi ancak belediye otobüslerinin şoförleri halen büyük risk altında. İzmir'de toplu ulaşımda yolcu sayısı yüzde 77 oranında geriledi fakat kalan yüzde 23'lük kesim için toplu ulaşımda görev yapan emekçiler diğer belediye personelinin haricinde neredeyse tam kapasite çalışmayı sürdürüyor. ESHOT'ta çalışan şoförlerin büyük fedakarlık sergilediğini söyleyen DİSK Genel-İş Sendikası İzmir 1 No'lu Şube Başkanı Engin Topal, bakanlık genelgesinin ESHOT şoförlerini zor durumda bıraktığını söyledi ve "Gösterdiğimiz bu büyük özveriye karşın fatura yine bize kesiliyor" diyerek sitem etti.

‘HER TÜRLÜ RİSKE AÇIĞIZ’

Engin Topal, alınan tüm tedbirlere karşın en az sağlık çalışanları kadar risk altında olduklarını vurguladı. Topal, kent içi toplu taşımada yolcu sayılarının düşmesine karşın eskiye oranla daha fazla fedakarlıkla çalıştıklarını söyledi ve şunları kaydetti: “Şimdiye kadar sağlam bir şekilde devam ettik ancak şu andan sonra ne olur biz de bilemiyoruz. Şu anda önlem olarak araç sayıları biraz düşürüldü. Aslında araç sayılarının yarı yarıya düşürülmesi planlanıyordu. Fakat İçişleri Bakanlığı'nın yayınladığı son genelge gereği ayakta yolcu alınmaması ve araçların azami olarak yüzde 50 doluluk kapasitesi ile çalışacağı yönündeki talimatı gereği bu yapılamadı. Şu anda personelin tamamına yakını mesailerine devam ediyor. Çalışma saatlerimiz ve işleyişimiz çok fazla değişmedi. Aksine otobüsler seferden çekilmediği için yükümüz biraz daha arttı. ESHOT'un talimatları doğrultusunda şoförler eldiven ve maske takıyorlar. Hemen hemen tüm seferlerin ardından tüm araçlar garaja çekiliyor ve özel ekipler tarafından dezenfekte edilip yıkanıyor. Ama elbette yeterli olmuyor. Çünkü bu virüse çare yok. Bulaşacaksa bulaşıyor. Sadece bir iki arkadaşımız hastalık şüphesiyle hastaneye gitti, onların da testi negatif çıktı. Bu süreçten önce kronik hasta olanlar zaten izne çıkmıştı. Risk gurubunda olan yaşlı personelimiz yoktu. Vatandaşımızın içi sağlık ve hijyen açısından rahat olsun. Sabah akşam büyük fedakarlık gösterip, en az sağlıkçılar kadar risk altında çalışıyoruz. Bugün rakamlara bakacak olursanız, bunca sınırlamanın ardından bile günde en az 250-300 bin kadar yolcu taşıyoruz. Biz kapıda yolcuya bakıp seni taşımayacağız deme lüksüne sahip değiliz. ESHOT personel açısından gereken tüm önlemleri aldı. Sabah mesaiye gelen şoförlerin ateşi tek tek ölçülüyor. Gün boyu bu kontroller sürüyor. Ama otobüse binen yolcuları kontrol edemiyoruz. Dolayısı ile böyle bir sıkıntı söz konusu. Personel olarak bu açıdan ne kadar tedbir alınırsa alınsın her türlü riske açığız. Araç sayısı 1400'lerden 1200'lere düşürüldü ancak personelin büyük bölümü işine devam ediyor. Şu anda 2000 kadar şoför aktif şekilde görevine devam ediyor. Her personel 8-11 saat arasında çalışıyor. Normal mesaimiz 8 saat kadar olmasına karşın fedakarlık gösterip, ilave mesaiye kalarak 11 saate kadar çalıştığımız oluyor.”

‘KOLLUK KUVVETİ DEĞİLİZ’

Şube Başkanı Topal, yaşadıkları bir diğer sıkıntının ise bakanlık tarafından yayınlanan son genelgenin uygulaması noktasında olduğunu ve şoförlerin sık sık vatandaşlar ile karşı karşıya geldiğini belirterek, “Sıkıntı yaşadığımız en büyük konu devletin yayınladığı genelgelerin şoförleri zor durumda bırakmasıdır. Kentin dezavantajlı banliyö kesimleri ve kırsal bölgelerinde nasıl ayakta yolcu almıyorum ve otobüsün yarısı boş olacak diyeceksiniz? Böyle durumlarda vatandaş şikayetçi oluyor, polis çağrılıyor, karakola gidip şikayetçi oluyor. Bir karar alınmış, uygulamanın nasıl olacağı hesaplanmamış. Sonra bütün sorumluluk şoförde kalıyor. Aksi olduğunda bu sefer de yeri geliyor trafikte polis otobüsü durduruyor. ‘Neden ayakta yolcu aldın, neden kurallara uymadın?’ deniyor. Biz kolluk kuvveti değiliz ki. Bu gibi durumlar bizi çok yoruyor. Biz vatandaşa nasıl dert anlatacağız? Hala sabahları işine gücüne giden birçok insan var. Vatandaş dışarıdan bakıp koltuğu mu sayıyor? Vatandaş hıncını şoförden çıkartıyor” diye konuştu. Erman Şentürk / Özel Haber