İzmir Bakırçay Üniversitesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şermin Tağıl, iklim değişikliğinin Türkiye'deki etkilerinin her geçen yıl daha belirgin hale geldiğini ifade etti. Prof. Dr. Tağıl, özellikle yaz aylarında kuraklık ve aşırı sıcaklıkların güçlü bir olasılık olarak karşımıza çıktığını belirtti.
Avrupa Birliği'ne bağlı Copernicus İklim Değişikliği Servisi'ne göre, küresel ortalama hava sıcaklığı ocak ayında 13,23 derece olarak ölçüldü. Bu veri, 1991-2020 döneminin 0,79 derece üzerinde en sıcak ocak ayı olarak kayda geçti.
TÜRKİYE'DE HAVA SICAKLIĞI NORMLARIN ÜZERİNDE
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Meteoroloji Genel Müdürlüğü'ne ait verilere göre ise, Türkiye genelinde 1991-2020 yılları arasında 2,9 derece olarak ölçülen ocak ayı ortalama sıcaklığı, bu yıl 5,5 dereceye çıkarak mevsim normallerinin 2,6 derece üzerine çıktı.
Ocak 2025, son 55 yılın en sıcak üçüncü ocak ayı olarak kaydedildi. 15-16 Mart tarihlerindeki sıcak hava dalgasıyla, Türkiye genelinde yaz mevsimini andıran sıcak günler yaşandı. İzmir'de ise 15 Mart'ta 31,1 dereceye ulaşan sıcaklık, 1938'den bu yana mart ayında kaydedilen en yüksek sıcaklık oldu.
SERT HAVA DEĞİŞİMLERİ VE İKLİM KIRBAÇI UYARISI YAPTI
Prof. Dr. Tağıl, Türkiye'nin Akdeniz Havzası'nda yer alması nedeniyle küresel ısınmanın etkilerini daha fazla hissettiğini vurguladı. Bu bölgenin ani ve sert hava değişimlerine daha sık maruz kaldığını ifade eden Tağıl, "Ani sert hava değişimlerini 'iklim kırbacı' olarak tanımlıyoruz. Bir yanda yakıcı kuraklık, hemen ardından yıkıcı seller. Küresel ısınma iklimde sert geçişleri daha da keskinleştiriyor. Her ani değişim doğayı sarsıyor, insan yaşamını hazırlıksız yakalıyor." şeklinde açıklama yaptı.
KURAKLIK ARTIK GÜNÜMÜZÜN GERÇEĞİ
2024'ün sonlarına doğru başlayan yağış eksikliğinin 2025'in ilk çeyreğinde de etkisini sürdürdüğünü belirten Prof. Dr. Tağıl, Türkiye'de bir yıldan uzun süredir düşük yağışlar yaşandığını hatırlattı. Prof. Dr. Tağıl, "Kuru ve sıcak geçen kışın ardından ilkbaharda da ciddi kuraklık görüldü. Türkiye'nin iç bölgelerinde ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde kuraklık alarm seviyesinde. Ancak bu yalnızca 2025 yılına özgü bir durum değil. 2023'ten itibaren üst üste gelen kurak yıllar, toprağın ve su kaynaklarının yenilenme kapasitesini zayıflattı. Bu birikim, 2025 yazında daha ağır hissedilecek." şeklinde açıklamalarına devam etti.
TARIMSAL ÜRETİM VE SU SORUNLARI
Prof. Dr. Tağıl, özellikle şiddetlenen kuraklığın tarımsal üretimde büyük verim kayıplarına yol açabileceğini, yaz aylarında bazı bölgelerde ise içme suyu temininde ciddi sorunların yaşanabileceğini söyledi. Avrupa Orta Vadeli Hava Tahminleri Merkezi'nin tahminlerine göre, yaz aylarında sıcaklık rekorları kırılabileceği öngörülüyor.
İKLİM MODELLERİ YÜKSEK SICAKLIKLAR ÖNGÖRÜYOR
İklim tahmin modellerine göre, 2025 yazının Türkiye için son yılların en sıcak ve kurak dönemlerinden biri olabileceği öngörülüyor. Prof. Dr. Tağıl, özellikle nisan ve haziran aylarında yüksek atmosferik basınç sistemlerinin etkisiyle, sıcak ve yağışsız bir dönemin yaşanmasının önemli bir olasılık olduğunu belirtti. Bu yüksek basınç, yazın ikinci yarısında daha kalıcı hale gelecek ve güneyden gelen sıcak hava taşınımını artırarak yağış miktarını önemli ölçüde azaltacak.
GÜVENLİ SU ERİŞİMİ VE SU VERİMLİLİĞİ ÖNEMLİ
Prof. Dr. Tağıl, su kaynaklarının korunması, su verimliliğinin artırılması ve iklim risklerine uygun kent politikalarının acilen uygulanması gerektiğini vurguladı. Bu konularda herkesin sorumluluk alması gerektiğini söyleyen Tağıl, aynı zamanda tarımsal üretim ve su temini konusunda yeni teknolojilerin yaygınlaştırılmasının önemine dikkati çekti.