Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi'nden yaban hayatı uzmanı Dr. Yasin İlemin, Köyceğiz ve Milas'ta devam eden yangınların bölgedeki yaban hayatı üzerine etkilerini inceledi. 'Muğla Yangınları Genel Yaban Hayatı Değerlendirmesi' başlıklı çalışmada Dr. İlemin, kızılçam ağırlıklı 65 bin hektarın yandığını kaydetti. Dr İlemin, “Köyceğiz'de devam eden ciddi bir yangın var ve bölge karaçam alanı. Kendini toparlaması kolay değil" dedi.

CUMHURİYET TARİHİNİN EN BÜYÜK ORMAN YANGINI

Yangın sahalarındaki çift yaşarlar, sürüngenler, kuşlar ve memelilerin durumu ile ilgili yaptığı çalışmalarda; karakulak yaşam alanlarının sadece yüzde 20'sinin, yaban kedisi yaşam habitatının ise tamamen yok olduğunu açıklayan Dr. Yasin İlemin, yaban kedisi (felis silvestris) habitatları Hisarönü, İçmeler, Orhaniye, Osmaniye ve Bayır mevkilerinde yangınlar bitince değerlendirmede bulunarak, Cumhuriyet tarihinin en büyük orman yangını olduğunu kaydetti.  

'BASRALI ÇAM BALI ALANLARI EN ÇOK MARMARİS'TEYDİ'

Çok büyük kütlenin yandığını belirten Dr. İlemin, “Bu derece orman kaybı kızılçam ormanlarının bile kendini yenileyebilme yeteneğini zorlayacak seviyede. Yanan bölgenin çoğu 'basralı'. Arıların çam balı yapabileceği alanlar. Basra, çam pamuklu koşnili adında bir böcek tarafından salgılanıyor. Arılar bu salgıyı kullanarak çam balı yapıyorlar. Basra Türkiye'de her kızılçam ormanında olmuyor, en fazla olduğu yer Marmaris ormanlarıydı. Basralı alanların yanmış olması dünya çam balının yüzde 92'sini üreten ülkemiz için büyük bir kayıp telafisi için en az 30 yıl gerekiyor" diye konuştu.

MARMARİS SEMENDERİ VE SÜRÜNGENLER

Birçok uçamayan böcek türünün yandığını söyleyen İlemin, “Yanan alanlarda yangının hasar bırakmadığı yerler belli bir derinlikteki toprak altı ve burada yaşayan, sığınabilen canlılar. Bölgede Marmaris semenderi var. Yangının çok şiddetli olduğu yerlerde birçoğu ölmüş olabilir. Yine toprak altına hemen giremeyen, saklanamayan sürüngen türlerinden kara kaplumbağalarında çok fazla ölüm var. Diğer sürüngen türleri toprak altında belli bir derinlikte kendini koruyabiliyor" dedi. Kuşların ise yangının ilk başladığı anlarda alandan uzaklaştıklarını dile getiren İlemin, “Uçuş güzergahlarında duman soluma sonucu ölümler olabilir. Yine aynı şekilde karada, yangından kaçan canlılardan örneğin memeli hayvan türlerinde duman sonucu ölümler gerçekleşebilir. Memelilerde bazı türler hariç ciddi bir kayıp olmadığını değerlendiriyorum. Memeliler kuşlar gibi duyuları çok keskin canlılar ve çevredeki değişkenlere hemen cevap verebiliyorlar. Dumanı ve sıcaklığı fark ederek uzaklaşan türleri gözlemledik" diye konuştu.

'YABAN KEDİLERİ STRES YAŞAYACAK'

Yangınlarda yaban keçisi, karakulak, yaban domuzu, tilki, kaya sansarı gibi canlıların alevlerin aksi yönünde alandan uzaklaştıklarını anlatan Dr. İlemin, “Aynı şekilde bozayılardan da bir kaybımız yok. Özellikle yaban domuzlarında can kayıpları yaşandı. Bu kayıplar rüzgarın ani yön değiştirmesi ve iki ateş arasında kalma şeklinde yanarak ve duman zehirlenmesi ile gerçekleşti" dedi. Kaçabilen memelilerin ulaştıkları alanda tekrar hayatlarına devam edebilmeleri için besin ve barınma ihtiyaçlarını karşılamasının kolay olduğunu söyleyen Dr. İlemin, şunları kaydetti: “Her şeye rağmen yanmamış saha yeteri kadar fazla ancak bazı türler var ki ulaşabildikleri yanmamış alanlarda ciddi bir adaptasyon sorunu yaşayacaklar. Yaban kedisi bu stresi yaşayacak çünkü en uygun habitatları artık yok. Ancak bölgedeki yaban kedisi popülasyonunun tamamen ortadan kalkacağını düşünmüyorum."

BÖLGE ESKİ HALİNE NASIL GERİ DÖNEBİLİR?

Dr. İlemin, kızılçam ekosisteminin doğal karakterine kavuşması için yapılacaklarla ilgili, “Yeniden ağaçlandırma konusunda uzmanların görüşleri mutlaka alınmalı. Bundan 200 yıl öncesi olsaydı, bu yanan alanlar flora ve fauna anlamında 20 yıl içinde tamamen aynı karaktere kavuşabilirdi. Mevcut dönemde maalesef bu kadar iyimser olamıyorum. Her canlı, ağaç ve maki türü kaybında, ekosistem üzerindeki insan baskısı ve yükünden dolayı çok zorlanıyor" dedi.   DHA