İzmir Büyükşehir Belediye (İBB) Meclisi kasım ayı 6’ıncı olağan birleşimi Başkan Tunç Soyer’in yönetiminde Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde (AASSM) gerçekleşti. Meclis birleşiminde İBB’nin 2022 yılı mali bütçesi ele alındı. Büyükşehir’in 2022 yılı bütçesi 12 milyar 500 milyon lira olarak açıklandı.  2022 bütçesinde gelir payı 9 milyar 950 milyon lira olarak belirtilirken; gelir-gider dengesinin sağlanması için finansman ihtiyacının ise 2 milyar 550 milyon lira olduğu ifade edildi. CHP, İYİ Parti ve DEVA Partisi bütçeye onay verirken, AK Parti ve MHP Grubu ret oyu kullandı. Bütçe oy çokluğu ile kabul edildi.

YATIRIMLARI ANLATTI

2022 yılı bütçesine ilişkin sunum yapan İBB Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı Bülent Sözüpek, 2 buçuk yıldır hayata geçirilen ve önümüzdeki dönemde yapılacak çalışmalara ilişkin bilgileri paylaştı. Sözüpek, “Mali yapımızdan bahsetmek gerekirse, Güçlü mali yapımız sayesinde uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarından yüksek kredi derecelendirme notları alıyoruz. Yatırım yapılabilir seviyesindeki kredi derecelendirme notumuz sayesinde birçok farklı yabancı finans kuruluşundan kredi kullanabilme imkanı sağlayan nadir belediyelerden biriyiz. İzmir’e 2021 Eylül ayı itibariyle genel bütçeden 1.6 milyar lira aktarıldığı görülmüş, 2021 Eylül ayı itibariyle İBB tarafından 1 milyar 599 lira, İZSU tarafından 506 milyon 994 lira, ESHOT tarafından 468 milyon lira; bağlı kuruluşları dahil belediye tarafından toplam 2 milyar 588 milyon lira yatırım harcaması yapılmıştır. 2021 Ekim ayı itibariyle 621 milyon 886 bin lira iç borç, 517 Milyon 969 bin lira dış borç olmak üzere toplamda 1 milyar 139 milyon lira borç ödemesi yapılmıştır. İBB 2022 mali yılı gider bütçesi 12 milyar 500 milyon lira olarak planlanmış; gelir bütçesi 9 milyar 950 milyon lira, gelir-gider dengesi 2 milyar 550 milyon lira öngörülmüştür. Gider bütçesinin 5 milyar liralık kısmı yani yüzde 40’ı yatırımlara ayrılmıştır. İki buçuk milyarlık finansman ihtiyacımızın 2 milyarı da Narlıdere, Buca metrosu ile Çiğli tramvayına harcanacak olup aslında İzmir’in geleceğine yatırım yapılacaktır. Ülke ekonomisi, enflasyon kur farkı, inşaat maliyetlerinden gelen artışa rağmen dengeli bir bütçe gerçekleşmemiz ve planlamamız var. Bu koşullarda kentimizde büyük yatırımlar yapılıyor. Şirketlerimiz de yatırım yapıyor, bu sebeple şirketlerimize ayırdığımız kaynak da artık bir yatırım payı olarak değerlendirilmelidir. Umarız 2022 yılı hepimiz için sağlıklı ve yatırımlarımız için başarılı bir yıl olur” diye konuştu. ibb-butce

‘YOKSULLAŞAN TÜRKİYE…’

Sözipek’in sunumunun ardından mecliste grup başkan vekilleri bütçeyi değerlendirdi. Konuşmasında ülkede yaşanan ekonomik krizlerden yola çıkan CHP Grup Başkan Vekili Mustafa Özuslu “Kur, faiz, enflasyon. Bu üçgeni anlamadan, görmeden, dikkate almadan tabi ki ekonomiyi anlamak mümkün değil.  Türkiye ekonomisi vatandaşı derin bir yoksullukla yaşamından vazgeçmeye itiyor. Konuştuğumuz bütçe bir rakam değil, bütçe aslında yaşamın ta kendisi. Bugün iyi yönetilmeyen ve pandeminin etkisiyle de gittikçe yoksullaşan bir Türkiye fotoğrafı ile karşı karşıyayız. İktidarıyla, muhalefetiyle hepimizin bu fotoğrafa iyi bakması gerekiyor. Ekonomiyi bu hale getirenleri eleştirmek mecburiyetindeyiz. Bu bir vatan görevi. Yanlışlar varsa eleştireceğiz ki doğru yolu bulabilelim.  Bu ülkede son 7 yıldır milli gelir düzenli olarak düşüyor. Bu vatandaşların yoksullaşması, milli gelirden aldıkları payın düşmesi demektir. Bunu söylemeyeceksek bütçeden nasıl bahsedeceğiz? Benim vatandaşım bunu hak ediyor mu?” sorusunu sordu.

KAMUOYUNA ÇAĞRI YAPTI

İzmir’in yüksek vergi veren bir kent olmasına rağmen merkezi hükümetten en az yatırım alan iller arasında olduğuna dikkati çeken CHP’li Özuslu, “Çok üzüldüğüm ve anlam veremediğim bir şey var: 2021 ocak-eylül yılı itibariyle yüzde 11,35 ile en fazla vergiyi toplayan üçüncü il konumundadır İzmir. Bu haliyle 23 büyük şehrin toplamından daha fazla vergi toplamış durumdayız. 70 ilden daha fazla vergi topladık. Ne yazık ki şehrimiz her şey aşkla, onun için dediğimiz kentimiz İzmir, vergi gelirlerinin sadece yüzde 2’sini merkezi hükümetten almış durumda. İzmir’in topladığı vergiye göre aldığı yatırım harcaması 81 il içinde 76’ncı konumunda. İstanbul’a 80, Ankara’ya 48 milyar lira yatırım gerçekleştirilirken İzmir’e 18 milyar yatırım gerçekleştirilmiş. Eleştiri yapılacak, tabii ki ama ben de diyorum ki: Merkezi idare hazırlanan 555 projenin 41’ine başlamış. Ülkemizin ulaştırma ve altyapı bakanlığı İstanbul’da 239 kilometre metro inşaatı bitirdi. Bursa, Gaziantep başta olmak üzere 60 milyar liralık raylı sistem yatırımı yapıyor, İzmir’e ayrılan pay ise sıfır. Bu kent, bunu hak etmek için ne yapmış olabilir? Türkiye’nin en yüksek oranında vergi toplayan kentlerinden biri olmak, devletine ve milletine karşı görevlerini yerine getirmek mi suçumuz? Yoksa bu kadim kent siyasetin kurbanı mı edilmek isteniyor? Yazıktır, günahtır. Buradan kamuoyuna çağrı yapıyorum: Bu muameleyi İzmir’e yapanların kentlimizle helalleşeceği bir gün olsun. İBB olarak kaynaklarımızı kentimize feda ediyoruz, etmeye devam edeceğiz. Ancak İzmirli de kendisine yapılan bu haksız muamelenin hesabını sormalıdır” dedi.

‘BORÇ BATAĞINDA DEĞİLİZ’

Zaman zaman muhalefet grubundan yapılan ‘İBB borç batağında’ şeklindeki eleştirilere ilişkin de konuşan Özuslu, söz konusu iddiaların mesnetsiz olduğunu söyledi. CHP’li Özuslu, “Bütçe, açık ve seçik bir tercihtir. Sadece rakam değildir. Onun için biz tercihimizi her yıl olduğu gibi 2022’de de kamusal öncelikleri ön plana çıkararak planladık. Gelirlerimiz ve giderlerimiz bürokrat arkadaşlarımız tarafından kalem kalem üzerinde çalışılarak, İzmir halkına en iyi hizmeti vermek için yapıldı. Yoksulluk öğretilmez, ancak ve ancak yoksullukla mücadele edilir. Kamucu ve halkçı insanlar olarak yoksullukla mücadeleyi merkez alıyoruz. Ancak bu mücadele aslında ulusal düzeyde yapılmalıdır. Sadece İBB’nin başarabileceği bir şey değildir ama biz elimizden geleni yapacağız. İBB bazılarının dediği gibi bir borç batağında değildir. Bu bir algı yönetimidir. Borçlarını ödemeyecek durumda zinhar değildir. Sürdürülebilir borcumuz vardır. Aksini söylemek abesle iştigaldir. Rakamları doğru okumuyorsak da bunlar iyi niyetli yaklaşımlar olmaz” diye konuştu.

‘KUR ARTIŞI OLMASAYDI…’

“Göreve geldiğimizden bu yana 4,5 milyar lira borçlanma yapılmış. Borcumuz, kur artışı olmasaydı 5 milyar 600 milyon olacak iken ekim 2021 itibariyle 10.2 milyar dolara çıkmıştır” diyerek konuşmasını sürdüren Özuslu, “Kur farkından dolayı borç artması olmasaydı 46 kat daha ayni ve nakdi yardım yapabilir, bir tane daha Buca Metrosu yapabilir, 736 otopark, 11 tane Çiğli tramvayı yapabilir, binlerce otobüs alabilirdik. İBB’nin kredi notu yüksektir, düşme falan yoktur. Kredi konusunda çok sıkı kurallar var, dosyalar çok dikkatli ellerden geçiyor. İBB’nin bütçesi çok güvenli ve istikrarlıdır. Pandemiyi, depremi ve ülkedeki ekonomik sorunları yaşayan İBB bütçesi, tüm bunlara rağmen aksamadı. Biz borçlanma kredimizin sadece yüzde 42’sini kullandık” dedi.

‘KAYNAKLAR HALK İÇİN’

Hükümete ‘metro’ eleştirisinde de bulunan Özuslu, “Merkezi hükümet metro yapsın diyoruz ama Ulaştırma Bakanlığınca hayata geçirilmesini bekleseydik, kaç yıl bekleyecektik? 8 yıldır temel atılmaz, tünel kazılmaz mı? Ulaştırma Bakanlığı metro girişlerine ‘U’ işareti koyuyor, İzmir’de var mı, yok. İBB, toplumun en gür çıkan sesidir. Tüm gayretimiz vatandaşın hizmetten eşit yararlanmasını sağlamaktır. Bu bütçe ürettikçe gelişen İzmir modelini ortaya koyması bakımından önemli ve tarihidir, aklın bütçesidir. Sözün özü, İBB kaynaklarını halk için kullanmaya devam edecektir” ifadelerini kullandı.

“YÜZDE 85’İ HÜKÜMETTEN”

AK Parti Grubu’ndan bütçeyle ilişkili eleştiriler geldi. AK Parti Grup Başkan Vekili Özgür Hızal, “Göreve geldiğinizden güne bugüne 2.5 yıl geçti. Sayın Soyer hala adaymış gibi ifadeler kullanması İzmirlilere yapılmış haksızlıktır. 2.5 yılı değerlendiriyoruz. İBB için kullandığımız kaynak 25 milyar liradır. Bugünkü bütçeyi de eklediğimizde 40 milyar lirayı buluyor. 25 milyar gibi bir parayı kullanmışınız, bugün de 12 milyar 500 milyon lira gibi bir rakamla bize geliyorsunuz.  Biz bu bütçeyi değerlendirirken elbette geçmişe bakacağız. Çünkü geçmiş geleceğin referansıdır. Geçen yıl 9 milyar olan bütçe, bu yıl 12 milyar 500 milyon liraya çıkmıştır. Yüzde 38 gibi bir artış olmuş ve bu bütçenin yaklaşık yüzde 85’i merkezi hükümetten gelen paydır. Bu pay da yüzde 38 oranında arttı” dedi.

METRO AÇIKLAMASI

“Sayın Özuslu, İzmir’e yapılan haksızlık yapıldığına dair bir açıklama yaptı. ‘Şu kadar vergi veriyoruz, şu kadar bize pay veriyor’ dedi. Merkezi hükümet, İzmir’in paylıyla ilgili bir kesintiye gitmiyor. Burada yanlış bir ifade var” sözleriyle konuşmasını sürdüren Hızal, raylı sistemler üzerinden açıklamalarda bulundu. “Sosyal demokrasiden bahseden bir anlayış Türkiye’nin 81 iline yaptığı yatırımla ilgili eleştirmesini anlamıyorum” diyen Hızal, “30 ilçede Vergi değerinde Aliağa en çok değerli olan ilçedir. Denizli Bozkurt Belediyesi’ne 8 milyon yatırım yapmışınız, Aliağa’ya ne kadar yaptınız. 2.5 yılda 25 milyar lira para harcayan bir belediye var. Trafik ile ilgili Soyer’in 2.5 yıl önce verdiği vaatler var. Bunları hep söyleyeceğiz, söylemeye devam edeceğiz, ta ki yapasıya kadar. İzmir’de 179 kilometre raylı sisteminin 125 km İZBAN’dır. Merkezi hükümetin bir santim dahi ray yapmadığı söylemi doğru değildir” ifadelerini kullandı.

‘KIYTIRIK BİR KÖPRÜ YAPILMIYORSA’

Altyapıya yönelik eleştirilerde de bulunan AK Partili Hızal, “Altyapı için trafiğe 1,6 milyarlık bütçe yatırımı yapacağınızı söylemiştiniz. Bu bütçeyi 2 milyara çıkardınız. Bu bütçeyi hazırlarken de birtakım hedefler ortaya koydunuz. İki katına çıkardık 5 adet karayolu yapılması, 6 adet su üstü köprü yapılması gerekiyordu. Yapılmış mı, hayır. Torbalı’da yıkılan köprü hala yapılmadı. Büyükşehir Belediye Başkanı gittiği söz verdi ama hala yapılmadı. Büyükşehir kıytırık bir köprüyü yapılmıyorsa gerisini siz düşünün. Çiğli tramvayını kullanmamız gerekiyordu, Buca Metrosu’nun yüzde 26 bitmesi gerekiyordu. Buca Metrosu’na henüz başlayamadık” dedi.

‘BUGÜNE KADAR NE YAPTINIZ?’

Büyükşehir Belediyesi’ne ‘Bugüne kadar ne yaptınız?’ sorusunu da yönelten Hızal, “Gençlik merkezi, yurt, Selçuk’taki garajı bitirdiniz mi, hayır. Ne yaptınız? Zaten var olan revize edilen bir yeşil alan. 2.5 milyon metrekare yeşil alanın yapılması gerekenin yarısını yapıldı mı hayır. 20 tane yapacağınız söylediniz ilçelerle birlikte 8 tane masal evi yapmışınız. Buna ne derler ‘masal anlatıyorsunuz’ derler. İklim değişikliği için 700 lira ayırmışınız. Temiz enerji ile 4 milyon, bu yıl 6 milyon ayırmışınız. Ortada ne var hiç, ARGE’ye 1.2 milyon ayırılmış. Bu ‘aslında hiçbir şey yapmayacağız, öylesine yapılmış bir bütçe’ demektir” diye konuştu.

‘RET OYU VERECEĞİZ!’

Son olarak, “Sosyal belediyecilik işi mazeret üretme, bazı başarısızlıkları örtme işi değildir” diyen AK Partili Hızal, sözlerini şu ifadelerle sonlandırdı: “Zor koşullara rağmen iş üretebiliyor musunuz, asıl mesele budur. Bütün dalgalanmalara rağmen hükümet makro ve mikro yatırımları yapıyor. Cumhurbaşkanımız İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı iken bırakın yurt dışı kaynaklı bir kriz, pandemi gibi bir meseleyi, tamamen o siyasi iktidarın beceriksizliğine rağmen bırakın ek bütçeyi mevcut bütçesini tam alamazken, İstanbul’un bir çok sorununu çözmüştür. Çatısı akan belediye binasının bir yıl boyunca bir rapor hazırlanmışısınız. Bütçe içi boş, yatırımdan uzak bir bütçedir. AK Parti grubu olarak bütçe ve performansına ret oyu vereceğimizi bildiriyoruz.”

‘SUSMUŞ, GÖREVDEN ALINDI’

Hazırlanan bütçenin İzmir’in mali sorunlarını çözemeyeceklerini gördüklerini söyleyen MHP Grup Başkan Vekili Salahattin Şahin de, “İzmirimiz’in kronikleşmiş sorunlarını maddeler halinde ifade edersek; deprem, kentsel dönüşüm, trafik ve planlama. 30 Ekim 2020 yılında yaşanan ve ülkemizi yasa boğan 6.6 büyüklüğündeki İzmir Depremi’nin üzerinden tam 1 yıl geçti. ‘Deprem değil bina öldürür’ sözünü her zaman hatırlamamız gerekir, söz konusu depremde yıkılan ve hasar alan binaların tamamı ruhsatlıydı. Peki, bu binalar neden yıkıldı? İmar planları yapılırken bu bölgelerin zemin sınıfları neden göz ardı edildi. Bu binalara yapı kullanım izni verilirken Belediyeler gerekli denetim ve hassasiyeti neden göstermedi. Bu konuda CHP Bayraklı ilçe başkanı Pınar Susmuş hanımefendi belediyeden uğradığı zararın tazminini istedi her ne hikmetse istifalarla görevden alındı. İlçe belediyelerinde alınan meclis kararlarıyla kısmi emsal artışları verilerek bütüncül bir anlayıştan uzak lokal çözümler üretildi. Cumhur ittifakı olarak vermiş olduğumuz İzmir’in tamamını kapsayan önerge gündeme dahi alınmadı sonrasında yapılan açıklamalarda değerlendirileceği ifade edildi. Bu çalışmalar büyükşehir yönetimi tarafından depremin hemen sonrasında yapılması gerekliydi işte biz bu Performans programının İzmir’in deprem sorununu çözeceği kanaatinde değiliz” dedi.

DÖNÜŞÜM VE TRAFİK

Kentsel dönüşüm ve trafik sorununa ilişkin eleştirilerini de sıralayan Şahin, “Koskoca Büyükşehir belediyesi yaklaşık bin konutu dönüştürebilmiş ve ne yazık ki şu içinde bulunduğumuz bina ve fuardaki holler olmasaydı büyükşehir belediyesi çadırlar damı hizmet verecekti meydan da kalacaktık.  Bütçede kentsel dönüşüm için ayrılan payların yeterli olmadığı kanaatindeyiz. Trafik sorununu ise artan araç sayısına bağlamak bu sorundan ne kadar bihaber olunduğunun göstergesidir. 1981 yılından bugüne kadar yaşadığım İzmir’de ulaşım yollarının ana arterlerinin hemen hemen aynı olduğunu görüyoruz.  Siz araç sayısı arttıkça yeni yollar, yeni güzergâhlar ilave etmezseniz ya da mevcut yolları genişletmezseniz elbette artan araç sayısı trafik yoğunluğuna sebep olur” açıklamalarında bulundu.

‘ÇEŞME PROJESİ’ ÇIKIŞI

“Bir kentin sağlıklı büyüyebilmesi ve gelişebilmesi için planlama çok önemlidir” sözleriyle açıklamalarını sürdüren Şahin, “İmar planlarını yaparken kentin tarihsel, kültürel, sosyolojik, ekolojik ve coğrafi kodlarını iyi okumak lazım bu okumalar neticesinde doğru planlama ile kent kimliği oluşacaktır. İzmir’in bütüncül bir plan anlayışı olmadan ve tarihsel kotları dikkate alınmadan yapılan imar planlarıdır. Son dönemde Turizm Bakanlığı tarafından Çeşme merkezli yapılan planları çok kıymetli buluyorum. İzmir’in Turizm kazanımında çok önemli bir eşik olduğunu düşünüyorum. Bütün şehir Yasası çıkmadan önce ilçe ve belde belediyeleri kendi meclislerinde imar planı yapma yetkisine sahipti. İzmir ilinin mülkiyet Sınırlarının İBB sınırı olarak kabulünden sonra plan yapma noktasında İBB yönetimine çok önemli bir yetki ve sorumluluk verilmiştir. İBB yönetimi yukarıda bahsettiğim kentin tarihsel kodlarını sosyal kültürel ve coğrafi özelliklerini göz ardı etmeden İzmir’i bütüncül bir plan anlayışı ile ele almalıdır. İzmir’in diğer sorunlarının da olduğu gibi planlama konularında yeterli hassasiyetlerin gösterilmediğinden kanaatle performans programının İzmir’i ülkemizde uluslararası platformda hak ettiği noktaya taşıyamayacağını düşünüyorum.”

SEVİNÇ: İNANCIMIZ TAM

İYİ Parti Grup Başkan Vekili Kemal Sevinç, “2022-2024 yılı stratejik planı doğrultusunda Büyükşehir Belediyemiz özverili bir çalışma sergilemektedir. Dünyanın ve ülkemizin içinde bulunduğu sıkıntılı dönemde birtakım aksaklıklar her zaman olmuştur, olabilir de. Ama idaremiz burada iyi niyetli bir çalışma sergilemektedir. Belirttiği projeleri de 2020-2024 stratejik planı doğrultusunda tamamlayacağına inancımız tamdır. Sonuç olarak bütçe hizmet odaklı, gerekenler de yapılacaktır. Bu bütçeye emeği geçenlere teşekkür ediyoruz, olumlu oy kullanacağız” dedi.

‘SON DERECE BAŞARILIYDI’

Toplantının sonunda açıklamalarda bulunan Başkan Soyer, toplantının geçtiği nezaket ortamından dolayı memnuniyetini dile getirdi. Bütçe görüşmelerinin çok verimli geçtiğini düşündüğünü söyleyen Soyer, eleştirilere de yanıt verdi. “Herkes çalışarak gelmiş ve çok seviyeli bir müzakere oldu. Hepinizi tebrik etmek istiyorum” diyerek açıklamalarına başlayan Soyer, “Son derece medeni şekilde çok farklı görüşler ifade edildi, asla kırıcı bir şeyler olmadı. Genel olarak son derece seviyeli bir müzakere gerçekleşti. Her konuşan arkadaşım dersini çalışmış. Bence İBB, egolarına yenilmiş insanların birbirini kırıp döktüğü bir meclis olmadığını göstermiş oldu. Fakat bir kafa karışıklığı olduğunu da tespit ettim. Önce özgür be bu fotoğrafların hiçbiri gerçek değil, çünkü biz faaliyet raporu konuşmuyoruz. 2022 yılında ne yapacağımızın muhasebesini yapıyoruz. Dolayısıyla bu ne 5’inci cemre, ne faaliyet raporunun tartışılması. 2022 yılında nereye, ne kadar bütçe ayıracağız bunun müzakeresini yaptık. Daha 2,5 senemiz var. Burada bütçe tekniği açısından rakamlar üzerinden bir müzakere yapılması gerekirdi. Ancak buna rağmen son derece başarılıydı” dedi.

‘İZMİR 40 VERMİŞ 1 ALMIŞ’

AK Partililer’in “İzmir’e aktarılan bütçenin yüzde 85’ini hükümet karşılıyor” söylemlerini yanıtlayan Soyer, “Elma ve armutu karşılaştırmamak lazım. Merkezi hükümetten belediyemize aktarılan rakam bütçenin yüzde 85’i, doğru. Ancak bu İzmir’in ödediği vergilerin İzmir’e ne kadar yatırım olarak döndüğünü dile getirmeyeceğimiz anlamına gelmez. Bunun da siyaseti olmaz. İzmir üç yılda toplam 271,8 milyar İzmir vergi ödemiş. Yatırım harcaması olarak 5,1. Yani İzmir 40 vermiş, bir almış. Ancak İzmir’in merkezi hükümetten alması gereken yatırımın buna yakın bir şey olması anlamına geliyor. Bu çok vahim bir tablo. Bunu talep etmemiz bizim sosyal demokrat olmamızla çelişmez, en doğal hakkımız. Bunu tüm meclis üyesi arkadaşlarımızın aynı taleple dillendiriyor olması lazım” ifadelerini kullandı.

‘BÜTÇEYİ BU KADAR İYİ YAPAN…’

“Çok uzun müzakere ettik ama kararlarımızın yüzde 98’ini ortak geçirdik. Biz ortak bir irade koyarak buraya geldik” sözleriyle açıklamalarını sürdüren Soyer, şu ifadeleri kullandı: “Kısacası öncelikle bunu bir kere daha hatırlatmak istiyorum. Bütçe başarılı, çünkü başarısını ölçen şey gerçekleşme oranıdır. Burada bütün mali hizmetlerde çalışan arkadaşlarımızı tebrik ediyorum. Üç senedir ortaya koyduğumuz bütçe ve gerçekleşme rakamları son derece iyi. Türkiye’de bu kadar iyi bütçe yapan belki de başka bir belediye yok.”

‘BU YANGIN HEPİMİZİ YAKAR’

Son olarak ülke içinde yaşanan ekonomik krize ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Başkan Tunç Soyer, “Türkiye bir yangın yeri, bunu görmemek mümkün değil. Biz müzakere ederken ekmek 2,5 lira oldu. Ocak sonuna kadar halk ekmeğe zam yapmayalım diye görüşeceğim. Ancak bir şey en çok içimi acıtıyor: yüzde 50’den fazla genç bu ülkeyi bırakıp gitmek istiyor. Eğer Türkiye bu noktaya gelmişse ülkenin Gayri Safi Milli Hasılası’nı bir yere çıkarmanın ne kıymeti var. Çocuklarımız bu ülkeyi terk etmek istiyorsa, orada durmak zorundayız. İlk önce bunu gidermek zorundayız. Eğer bir yerde yangın varsa, bir grup ağacın kendini kurtarması mümkün değil. O orman hepimizin ve hep birlikte söndürmeliyiz. Bu yangın çünkü sadece bir grup ağacı bırakmaz, hepimizi yakar. Türkiye’deki bu dalgalanma 10 ila 15 gün daha devam ederse hepimizi yakar. O yüzden hepimizin el ele verip bu yangını söndürmemiz lazım” diye konuştu. Yağmur DAŞTAN