ABD'nin Vermont eyaletinde, Tufts Üniversitesi yüksek lisans öğrencisi Rumeysa Öztürk’ün gözaltına alınması, ülkede anayasal bir krize yol açabileceği uyarılarına neden oldu. Öztürk, Filistin yanlısı görüşleri nedeniyle geçtiğimiz ay gözaltına alınmış, ve olay hızla uluslararası bir tartışma konusu haline gelmişti. Vermont'taki bir federal yargıcın, Öztürk’ün serbest bırakılmaması durumunda büyük bir anayasal kriz yaşanabileceğini ifade etmesi, bu gelişmenin önemini bir kat daha arttırmış durumda.
Federal Yargıç William Sessions, Öztürk’ün üç haftadır Louisiana’daki bir gözetim merkezinde tutulduğunu ve Vermont’a geri getirilmesinin değerlendirildiğini açıkladı. Yargıç, bu durumun hukuki bir boşluk yaratabileceğine ve ABD'de temel haklar konusunda ciddi bir endişe doğurabileceğine dikkat çekti. Ayrıca, Öztürk’ün tutuklanmasının anayasal hakların ihlali olduğunu vurgulayan Sessions, Amerikan hukuk sisteminin sınırlarını test eden bir kararın eşiğinde olduklarını belirtti.
Trump yönetimi, Öztürk’ün gözaltına alınmasını savunurken, bu durum ülke çapında büyük tepkilere neden oldu. ABD’deki sivil toplum kuruluşları ve üniversitelerdeki öğrenciler, durumu protesto etmek amacıyla çeşitli eylemler düzenlediler. Sosyal medya, Öztürk’ün gözaltına alınmasının ardından hızla yayılan bir hareket haline gelirken, Filistin yanlısı eylemlerle bağlantılı olduğu gerekçesiyle sınır dışı edilen öğrencilerle ilgili dünya çapında geniş bir tartışma başlatıldı.
Yargıç Sessions, yürütme yetkilerinin göçmenlik politikaları konusunda geniş olduğunu kabul etse de, hükümetin kararına karşı çıkmasının ciddi bir anayasal kriz yaratabileceğini söyledi. Eğer hükümet, Öztürk’ün serbest bırakılmaması konusunda ısrarcı olursa, ABD'deki hukukun üstünlüğü ve bireysel haklar açısından derin bir kriz yaşanabileceği ifade edildi. Öztürk'ün avukatı ise, durumun hem anayasal haklar hem de uluslararası insan hakları standartlarına aykırı olduğuna dikkat çekerek, müvekkilinin serbest bırakılması gerektiğini savundu.
Bu olay, sadece bir öğrencinin gözaltına alınmasından daha büyük bir anlam taşıyor. ABD’nin hukuk sisteminin, bireysel özgürlüklerin korunmasında ne kadar etkili olduğu ve federal yargının bağımsızlığı bu süreçle birlikte sorgulanmaya başlandı.
(Sözcü)