Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) İzmir Kadın Kolları Başkanı Sibel Arat, yaptıkları çalışmaları anlattı, gündemi değerlendirdi. Göreve geldiği günden bu yana ülkücü harekete katkı koymak adına kadınlarla birlikte canla başla mücadele ettiklerini belirten Arat, “Sorumluluğumuzun her daim farkındayız. Tüm teşkilatımız içinde birleştirici bir rol üstlenerek, birlikte istişareli ve ‘Biz olma’ duygusunu pekiştirici bir şekilde hareket ediyoruz. Çalışmalarımızı gayet başarılı bir şekilde sürdürüyoruz. Şu anda önceliğimiz geleceğimiz olan çocuklarımız, evlatlarımız. Çocukların yaşama hakkı, eksiksiz biçimde gelişme hakkı; aile, kültür ve sosyal hayata eksiksiz katılma hakları insanlık vicdanının teminatı altındadır. Çocuk hakkı insan hakkıdır” dedi.

‘GELECEĞE DOKUNUŞ’

Kadınların gelişmesi yolunda çalışmalarını sürdürdüklerini belirten Başkan Arat, “Kadınlarımıza eğitimler veriyor, onların kendi haklarını öğrenmelerini, sosyal hayatta daha çok rol almaları için projeler üretmeye gayret ediyoruz. Çünkü sosyal olan sorunların hepsinin altında hep aile çıkıyor, ailenin de temel taşı anne… Çünkü çocukları yetiştiren, evi çekip çeviren o. Biz o kadınlara ulaştığımızda ileriki nesillerin hepsine dokunmuş oluyoruz. Çocuğu yetiştiren kadınların eğitimli olması ve ayakları üzerinde durması gerekiyor. Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli’nin de her zaman ifade ettiği gibi kadınlarımızın her alanda saygınlığı artırılmalı, eğitim düzeyleri yükseltilmeli, kalkınma sürecinde, iş hayatında ve karar alma mekanizmalarında daha fazla rol almaları sağlanmalı, toplumsal konumları iyileştirilmeli, yüksek öğretimde sunulan imkan ve fırsatlardan kızlarımızın yararlanmasını engelleyen antidemokratik insan hakları uygulamalarına son verilmeli, pozitif ayrımcılık lafta bırakılmamalı, siyasetten ticarete, ekonomiden sivil topluma, sanattan spora görünürlükleri ve kapladıkları alan daha çok artırılmalı. Güçlü çocuk, güçlü aile demektir. Güçlü aileler güçlü Türkiye’yi oluşturur. Bizim de sloganımız şu: Kadın güçlensin, Türkiye büyüsün” açıklamalarında bulundu.

‘ESKİDEN DE GÜÇLÜYDÜ’

51 yıllık bir partinin kadına ilk defa değer vermediğinin altını çizen Arat, “51 yıldan çok daha fazla değer veriyor. Çünkü Türk İslam Ülküsü’nde, Türk aile yapısında kadın önemlidir. Annelerimiz vardır, Hayme Analarımız vardır. O insanları düşünün… Kurtuluş mücadelesinde bebeğin üzerinden örtüyü alıp merminin üzerine örtmüşler. İşte, onlar da kadın. Aslında o zamanlardaki kadına ‘eski’ diyorlar ama aslında kadının ne kadar güçlü olduğunu gösterenler onlardı. Şimdi modern çağın dürtüsüne ayak uydurmuş, evde oturup da ailesiyle sohbet eden kadınların yerine kafelerde toplanıp hiçbir şey yapmadan sadece resim çekilmeyi ‘sosyalleşme’ olarak adlandıran kadınlar var. En normalimiz bile bunu yapmaya başladı. Neden? Çünkü gereklilik… Gitmezse eksik kalıyor. Şu anda da kadınlarımız aslında güçlü ancak maalesef ki bu gücü kullanmayı bilmiyor. Kadınlarımız ilk önce kendilerini sevmeli, saygı duymalı. Kadınlığın, kadın olmanın onurunu yaşarken, kendimizi topluma yararlı olacak şekilde eğitmeliyiz” dedi.

‘AYRIM YAPILMAMALI’

Sadece kadıların değil, toplumsal düzenin sağlanması adına erkeklerin de eğitimine önem verdiklerini söyleyen Başkan Arat, “Bu yüzden yaptığımız çalışmalara mümkün olduğu kadar erkekleri de dahil ediyoruz. Yakın bir zamanda konferans yaptık. Konferansımıza beyefendiler de geldi. Başta İl Başkanımız Sayın Veysel Şahin, eşiyle birlikte katıldı. Ben ilk defa bu kadar büyük bir enerjiyi gözlerimle görmenin şaşkınlığını yaşadım. Gerçekten çok güzel bir his. Erkek egemen toplum, erkek egemen parti söylemleriyle sürekli karşılaşıyoruz. Ancak aslında bakıldığında sistemin içinde sizin nasıl ve nerede durduğunuz çok önemli. Sizler seviyeli, eğitimli, aklı başında, sevgi ve saygının önde geldiği çevrelerde olursanız bu tarz negatif söylemlerle de karşılaşmazsınız. Siz de karşıladığınızda bu davranışları sergilediğinizde bir Allah’ın kulu size kadın olduğunuz için ne öteler ne de tekmeler. Çünkü olduğunuz ve olması da gerektiği gibi davranırsınız. Tabii ki gündelik hayatta bazı istisnalar olmuyor değil. Ancak şu düşünceye sahip olunmalı; birinin başına ne geliyorsa gelsin kadın ve ya erkeğin değil asıl zararın insanın verdiği bilincine varılmalı. İnsanlar arasında bir ayrım yapılmamalı, bu ayrımların önüne geçerek huzuru sağlayabiliriz” diye konuştu.

ETKİNLİKLERE DEVAM

Milliyetçi Hareket Partisi İzmir Kadın Kolları Başkanlığı olarak çalışmalarında sosyal projelere de çok önem verdiklerini söyleyen Sibel Arat, “Menemen’de başlattığımız 'Hayat Kaynağım Sensin Yaşama El Ver' etkinliğini tüm Türkiye’de ve İzmir’in her ilçesinde düzenlemek için çalıştık. Bunun yanında geçtiğimiz günlerde İzmir’in Efelerinden Erzurum’un Dadaşları’na adı altında can evlatlar ülkü aşkıyla büyüsün diye bir çalışma yaptık. Çocuklarımıza armağanlarımızı gönderdik. İzmir’den Erzurum’a kurduğumuz sevgi köprüsünün ilk tuğlası Genel Koordinatörümüz Nevin Taşlıçay hanımefendi tarafından koyuldu. Bu çalışmamızdaki amacımız çocuklarımızın yüzünü güldürmek. Ben bu dünyada çocuk gülüşünden daha güzel tek bir şey daha olduğunu düşünmüyorum. Yaptığımız çalışmaları gönülden ve samimi olarak yapıyor, ülkemize faydalı olabilmek için İzmirli milliyetçi kadınlarımızla sürekli bir araya gelerek etkinliklerimizi düzenliyor ve düzenlemeye de devam edeceğiz” dedi.

‘VİCDANLARA SIĞMAZ…’

Son olarak 8 Mart ile ilgili bir çalışmanız olacak mı?’ sorusunu da yanıtlayan Sibel Arat, “Şu anda ülkemiz zorlu bir süreçten geçiyorlar. Askerlerimiz, Mehmetçiğimiz İdlib’de bin yıldır üzerinde yaşadığımız topraklarımızı korumak adına kahramanca mücadele veriyor. Konuyla ilgili liderlerimiz gerekli hassasiyeti gösterip açıklamalarını yaptılar. Bizler de kadınlar olarak şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyoruz. İnanıyoruz ki vatan evlatlarının kolunu bükecek güç ve kudret yok. Sorunuza gelecek olursak, şu anda ne olursa olsun kayıplarımız var. Analar ağlıyor, eşler ağlıyor, çocuklar ağlıyor… Bu acıyı sadece analar değil, hepimiz yaşıyor, yüreğimizde hissediyoruz. Bana göre bu 8 Mart’ta tüm kadınlarımız yaşadığımız bu zorlu günleri görmezden gelerek hareket etmesin. Çocuğu olsun, evlat sevgisini tatsın, tatmasın. Sonuçta annelik kadının çocuğunda değil yüreğindedir. Eskiden bir evde cenaze olduğunda bile o mahallede yüksek sesle konuşulmaz, televizyonlar bile kısık sesle izlenirmiş. Vatanımız böyle bir acı içindeyken kutlama yapmak, eğlenmek vicdanlara sığmaz. Bizler zaten kadınlar için bir şeyler yapma gayretindeyiz, kadınlarımızı bilinçlendirerek, onların sorunlarını dinleyerek sadece bir gün değil, her gün çalışmalarımızı yapıyoruz. Kadınlar için çalışmaya da devam edeceğiz” diye konuştu. Yağmur Gülü / Özel Haber