Dursun Akçam Kültür ve Sanat Günleri 2005’ten bu yana yazarın adını taşıyan vakıf tarafından büyük bir özveriyle yapılıyor. Pandemi, Anadolu’nun neredeyse en kuzeyinde yapılan bu güzelim etkinliğin de bir yıl ara vermesine neden oldu. Geçtiğimiz günlerde Alper Akçam tarafından yapılan duyuruda 9-10-11 Temmuz tarihlerinde etkinliğin yeniden yapılacağı yazılıydı. Sevindirici bir haber. Anadolu aydınlanmasının en önemli yazı işçilerinden biri olan büyük yazar Dursun Akçam’ın kendi memleketinde adının yankılanması çok değerli bir olay. Bu yıl etkinliğe emek verenlerden söz eden Alper Akçam’a kulak verelim. Bir yıllık pandemi arasından sonra Dursun Akçam Kültür ve Sanat Günleri’nin 16.sını yapmaya çalışacağız. Mutlaka önce insan sağlığını, önce var olma koşullarımızı düşünerek; gerekli önlemlere uyarak… Koşullar uygun olmazsa, açık havada Ölü Ekmeği (Reis Çelik’in Dursun Akçam yapıtlarından da yararlanarak çektiği, dün akşam TRT2’de gösterime sunulan son filmi) gösterimi ile yetineceğiz… O, çarıklı ayaklarıyla, yırtık yamalı üst başıyla okulsuz Ölçek Köyü ile Ardahan arasındaki on dört kilometre yolu Cılavuz Köy Enstitüsü’ne kayıt olabilmek için gerekli olan ilkokul diplomasına ulaşabilmek için üç kere yayan yürüyüp benim de öğrencisi olduğum 23 Şubat İlkokulu okul bahçesine kadar ulaşmış ama oradan “dilenci” sanılarak kovalanmış yoksul bir köylü çocuğuydu… O okula dördüncü sınıftan kayıt oldu; Cılavuz Köy Enstitüsü’nde Tonguç Baba’nın ateşiyle buluştu… Yazar oldu, Kırıkkaleli öğretmenlerle birlikte Anıt Kabir’e ilk öğretmen yürüyüşünün önderiydi; Türkiye Öğretmenler Sendikası yöneticisi oldu, gazetecilik yaptı… Adı ansiklopedilere geçti, Hamburg kıyılarına kadar adı coğrafyalara verildi. Bizde ise 12 Eylül’den sonraki o emperyalizm destekli Şarkiyatçı-“Liberal” kültür saldırısına uğrayanlar arasındaydı… Anadolu kültürünün derin dip akıntıları içinden çıkmış, evrensel kültür ve estetikle buluşmuş bir sanatçı, yazar, kavga ve yaratma insanıydı. 1.Dursun Akçam Kültür Sanat Günleri’nde Adalet Ağaoğlu’ndan Dursun Akçam’ın yol arkadaşı Vecihi Timuroğlu’na, Mustafa Şerif Onaran’a, şimdi aramızda bulunmayan birçok değerli insan katıldı. Yaptığımız etkinlikte konuklarımız yanında yapımda emeği geçmiş işçilerimize de katılım belgeleri, plaketler verdik. Sonraki yıllarda Doğan Hızlan’dan Musa Eroğlu’na, Arif Sağ’dan Ömer Polat’a, sevgili dostum Metin Turan’a yine çok değerli insanlar hiçbir karşılık beklemeksizin bizimle oldu… Dursun Akçam Kültürevi yıl boyu kapısını kültüre ve sanata açık tuttu, karda, ayazda ders çalışan yoksul çocuklara yurt oldu; Ardahanlı gençler Dursun Akçam ve Ümit Kaftancıolğu’nun yapıtlarından, yöre kültüründen yola çıkarak yazdığım oyunları sahnelediler… Yıllardır bana gönüllü desteğini eksik etmeyen sevgili Metin Onay Müdürümüz, Özkan Durmuş, Ertan Sarıçam, Suat ışıklı kardeşlerim ile yolumuza devam ettik. Bu yıl ilk kez kendimi tam bir Vakıf Başkanı gibi hissediyorum. Ardahan Belediye Başkanı sevgili Faruk Demir, Hanak Belediye Başkanı, akrabam Ayhan Büyükkaya, Ardahan Kültür Sanat Bileşenleri dönem sözcüsü Kenan Karabağ da var yanımda. Ardahan Belediyesi bugüne kadar tek başına yürüttüğüm birçok çalışmayı üstlendi. Tanıtım materyalimiz de, 20 yıldır Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği ve 20. Yılını ve 65. Sayısını bulmuş Türkiye’nin en değerli, en yaygın okunan kültür ve eğitim dergisi Yeniden İmece’nin editörü, düzenleyicisi, tasarımcısı Rıfat Güler kardeşim tarafından yapıldı. Dursun Akçam Kültür ve Sanat Günleri, kötülüğe, çirkinliğe ve karanlığa karşı iyiliğin, güzelliğin ve aydınlığın, kin ve nefrete karşı barışın ve kardeşliğin, bezirgân talanına karşı üreticiliğin, gösteriş ve şatafat yerine alçakgönüllülüğün, yasaklar yerine özgürlüklerin bayrağını taşımaya devam ediyor. Son yıllarda Türkiye’nin dört bir yanından güzel insanlar katılıyor imecemize… Sesimize ses, ışığımıza ışık katıyorlar… Kolları sıvayıp işin bir ucundan tutuyorlar… 16. Dursun Akçam Kültür ve Sanat Günleri, yöremize, ülkemize ve tüm insanlığa kutlu olsun…