Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı (TÜSEB) ile ASELSAN’ın iş birliğiyle geliştirilen yerli ve milli kalp-akciğer makinesi, Ankara’da düzenlenen bir programla tanıtıldı. Sağlık Bakanlığı bünyesinde gerçekleşen tanıtım toplantısına sektör temsilcileri ve akademisyenler katıldı. Tanıtımda konuşan TÜSEB Başkanı Prof. Dr. Ümit Kervan, cihazın geliştirilme sürecine ve Türkiye’nin sağlık teknolojileri alanındaki vizyonuna dair önemli açıklamalarda bulundu.
Sağlıkta Milli Teknoloji Hamlesi
Tanıtımı yapılan kalp-akciğer makinesinin, Sağlıklı Türkiye Yüzyılı vizyonu kapsamında, tamamen yerli kaynaklarla üretildiği belirtildi. TÜSEB Başkanı Prof. Dr. Ümit Kervan, TÜSEB’in Sağlık Bakanlığına bağlı bir enstitüler topluluğu olduğunu ve her biri kendi alanında uzman bilim insanlarıyla yürütülen çalışmalarla sağlık alanında büyük projelere imza atıldığını söyledi. TÜSEB çatısı altında kanser, aşı, sağlık politikaları ve yapay zekâ gibi farklı başlıklarda faaliyet gösteren dokuz ayrı enstitünün bulunduğunu aktaran Kervan, 2024 yılı itibarıyla TÜSEB’in bütçesinin iki kat artırıldığını ve bu bütçenin yüzde 70’inin proje desteklerine ayrıldığını vurguladı.
ASELSAN ve Bilim İnsanlarının Ortak Ürünü
Kalp-akciğer makinesinin geliştirilme sürecinde ASELSAN mühendisleri ile hekimlerin birlikte çalıştığını belirten Kervan, önce fizibilite çalışmalarının yapıldığını ardından ise üretim sürecinin başladığını ifade etti. Cihazın klinik öncesi testleri Bilkent Şehir Hastanesi ile Sağlık Bilimleri Üniversitesi’nin laboratuvarlarında yürütüldü. ASELSAN mühendisleri, kalp cerrahları ve perfuzyonistlerin birlikte yürüttüğü bu çalışmaların ardından cihazın performansının mevcut benzer ürünlerle kıyaslandığı, sonuçların ise yerli cihaz lehine daha başarılı çıktığı açıklandı. Bu başarı sürecinde ASELSAN’ın üç ayrı ödüle layık görüldüğü de kaydedildi.
Türkiye'de Uluslararası Standartlarda Test İmkânı
Prof. Dr. Kervan, amaçlarının sağlık alanında üretim yapan tüm bilim insanlarına ve sektördeki profesyonellere, Türkiye sınırları içinde uluslararası standartlarda test yapabilecekleri bir ortam sunmak olduğunu belirtti. Geliştirilen cihazların artık yurt dışına gönderilmeden, yüksek maliyetlere katlanılmadan TÜSEB’in laboratuvarlarında test edilebildiğine dikkat çekti. Bu durumun hem maliyetleri düşürdüğünü hem de Türkiye'nin sağlık teknolojileri alanındaki bağımsızlığını güçlendirdiğini dile getirdi.
İnsana Bağlı Hataların Azaltılması Hedefleniyor
Yeni geliştirilen cihazın bir diğer önemli özelliği ise teknolojik altyapısıyla insana bağlı hataları minimuma indirme potansiyeli taşıması. Prof. Dr. Kervan, dijitalleşmenin cerrahi operasyonlarda hata payını azaltma konusunda büyük önem taşıdığını, amaçlarının insanın yerini almak değil, ameliyat süreçlerini daha güvenli ve konforlu hale getirmek olduğunu vurguladı. Makinenin, elektrik kesintisi ya da batarya bitmesi gibi durumlarda manuel olarak çalıştırılabilecek şekilde tasarlandığını ve bu özelliğin hastaların hayati güvenliğini artırdığını söyledi.
Tamamen Yerli Üretim, Dışa Bağımlılık Yok
Cihazın üretim sürecinde dışarıdan hiçbir destek alınmadığını ve tamamen Türkiye'deki bilim insanları tarafından geliştirildiğini açıklayan Kervan, bu başarının ülkenin sağlık teknolojilerinde dışa bağımlılığını azaltmak açısından büyük önem taşıdığını belirtti. Ayrıca, geliştirilen her teknolojinin geleceğe yönelik rekabet gücünü koruması için uzun vadeli planlama yapılmasının da şart olduğunu sözlerine ekledi.
Türkiye’nin sağlık teknolojileri alanında yerli ve milli üretimle ilerlemesi, hem sağlık hizmetlerinde kaliteyi artırıyor hem de stratejik alanlarda bağımsızlığı güçlendiriyor. Tanıtımı yapılan bu yeni kalp-akciğer makinesi, bu vizyonun somut bir örneği olarak öne çıkıyor.