Ege-Koop Genel Başkanı Hüseyin Aslan, “İzmir, 1960 yılından sonra imarsız, plansız ve sağlıksız kentleşmeyle kontrolsüz göçün oluşturduğu sosyo-kültürel sorunlarla karşı karşıya bulunmaktadır” dedi. Aslan, geçen yıl meydana gelen depremde 117 kişinin hayatını kaybetmesinin de bu sorunun sonucu olduğunu belirterek, “tüm bu sorunların ortak akıl ile çözülebileceğini” söyledi. Aslan, İzmir’in yüzde 50-60’ının yenilenmeye muhtaç olması ve halkın yüzde 38’inin de çoğu sağlıksız koşullarda olmak üzere kirada oturmasının, alt-üst yapı yetersizliğinin, sağlık, eğitim, ulaşım, trafik, otopark ve çevre problemlerinin, kentin sorunlarını her geçen gün daha da ağırlaştırdığını ifade etti. Her geçen gün yumak haline gelen İzmir’de bugüne kadar merkezi yönetimin hak ettiği desteği ve payı vermediğini belirten Ege-Koop Genel Başkanı Aslan, şunları söyledi: “Yerel yönetimlerin de günlük projelerle meşgul olması nedeniyle kültür şehri mi, tarih şehri mi, fuar kenti mi, üniversite, sağlık ya da turizm şehri mi olduğu bilinmeyen, ‘kimlik bunalımı yaşayan, kimlik arayışındaki’ İzmir’de ‘her şeyin olduğu’ zannedilirken, birçok şeyin eksik olduğu ya da bazı şeylerin hiç olmadığı bir tablo ile karşı karşıya olduğumuzu üzülerek belirtmek isterim. Her yıl ortalama 100 binin üzerinde nüfus artışı olan, yetkililerin ifadesiyle de 2050 yılında 8 milyon nüfusa ulaşacak 7 devlet, 3 vakıf üniversitesinin olduğu Türkiye’nin üçüncü büyük kenti İzmir’de, çok sesli, çoğulcu, katılımcı, şeffaf bir proje eksenli ortak akıl oluşturulamadı. İzmir’de 37 yılda 150 bin kişinin yaşadığı yeni kentler kuran Ege Koop olarak merkezi ve yerel yönetimleri sürekli uyarmamıza rağmen İzmir merkezindeki yoğunluğu azaltmak için “UYDU KENTLER”in projelendirilebileceği yeni konut alanlarının zaman geçirilmeden belirlenmesi gerekir.” İzmir’in sorunları çözülmüş, ufku açık, çağdaş ve modern kent haline dönüştürülebileceğini savunan Hüseyin Aslan, sözlerini şöyle sürdürdü: “İzmir’de hesap sorabilen, hesap verebilen, saydam, örgütlü ve karar sürecinde halkın katıldığı, üretiminde halkın pay sahibi olduğu ve sadece siyasi partilerden olmayan, toplumun tümünü ve ülkenin potansiyelini esas alan proje demokrasisini, yani ‘düşünce platformunu’ bir an önce hayata geçirmeliyiz. Gerekirse 4-5 gün sürecek olan arama konferansları düzenleyerek, meslek odaları, siyasi partilerin ve kamunun yönetim-denetim organları, gönüllü kuruluşlar, sivil toplum kuruluşları ile medya kuruluşlarının, özetle demokratik örgütlü toplumun oluşturacağı ortak akıl çok önemlidir.” -'Acil çözüm bulunmalı' “Geçen yıl meydana gelen depremden sonra çok sayıda bina yıkıldığını, birçoğunun da hasar gördüğünü, yapılan ilk tespitlerde ‘az hasarlı’ raporu verilen birçok binanın aslında ‘orta ve ağır hasarlı’ olduğunun sonradan anlaşıldığını” hatırlatan Ege-Koop Genel Başkanı Aslan, “Vatandaşlar kendi imkanları ile performans testi yaptırdı, çıkan sonuçlar maalesef iç açıcı olmadı. Yapıların orta ve ağır hasarlı olduğu görüldü. Bunun üzerine bina sakinleri binasının sağlam olup olmadığını anlamak için kolonlarda sıyırma yapılmasını talep etti” diyen ve “asıl sıkıntının kolon sıyırma istenmesinin ardından başladığını” kaydeden Aslan, şunları söyledi: "Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, kentsel dönüşüm çalışmalarını belediyelere devretti. Hepsi 'Kentsel Dönüşüm' adı altında yeni birim kurdu. Başlarına da birer müdür atadı. Ancak burada hükümet yetkililerinin önemli bir konuyu unuttuğu ortaya çıktı. Belediye ekipleri herhangi bir binanın kolon sıyırmasına gittiğinde, oturan sakinlerin teste karşı çıktığı görüldü. Belediye görevlileri ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na bağlı akredite firmalar işlem yapamadan geri dönmeye başladı. Hükümet bu konuya acil çözüm bulmalı. Polis kolluk kuvveti çağırma yetkisi hemen yerel yönetimlere verilmeli ki, binanın sağlam veya çürük olduğu yapılacak kolon sıyırma testiyle ortaya çıksın.” “Deprem Fonu kaynakları nerelerde kullanılıyor?” Dokuz Eylül Üniversitesi Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir’in “İzmir faylarının ömrünün üç bin yıl olduğunu, bu sürenin de dolduğunu, son sarsıntıların İzmir faylarını tetiklediğini, 7’yi bulacak büyük bir deprem beklendiğini açıkladığını” hatırlatan Hüseyin Aslan, “böyle bir felaketin yalnız İzmir’i değil, Batı Anadolu’yu yok edeceğini” söyledi. Aslan, “bu nedenle kentsel dönüşümle ilgili çalışmaların hükümetin önceliklerinin arasında ilk sırayı alması gerektiğini” savundu. Ege Koop Genel Başkanı Hüseyin Aslan, iktidara şöyle seslendi: ”İzmir depreminin üzerinden 13 ay geçmesine rağmen tespit edilen 679 bina üzerindeki ağır hasarlı 3 bin 828 bağımsız bölüm, 789 binadaki orta hasarlı 9 bin 117 bağımsız bölüm için bir şey yapılmadı. Halk arasında deprem vergisi olarak bilinen, 1999’dan beri toplanan Özel İletişim Vergisi neden ağır ve orta hasarlı olan binaların yapımında kullanılmamıştır? Deprem vergisi olarak bilenen fonda bugüne kadar ne kadar para toplanmıştır, halen fonda ne kadar para vardır? Depremde evi zarar gören vatandaşlarımıza neden bu fondan konut maliyetinin yüzde 60-70’i kredi olarak verilmemektedir?..”