İzmir Büyükşehir Belediyesi (İBB) eylül ayı birinci olağan meclis birleşimi, Kültürpark 4 No’lu holde hazırlanan yeni meclis salonunda Başkan Tunç Soyer’in yönetiminde gerçekleşti. İzmir’de meydana gelen depremin ardından hasarlı olduğu gerekçesiyle tahliye edilen Konak Atatürk Meydanı’ndaki Büyükşehir Hizmet Binası’nın ardından meclis, böylelikle yeni salonuna kavuşmuş oldu. Meclis toplantısının başında Hacettepe Üniversitesi Jeoloji Bölümü Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Candan Gökçeoğlu, Çiğli’nin Harmandalı Mahallesi’nde bulunan düzenli katı atık depolama bölgesi stabilite problemlerinin değerlendirilmesi isimli bir sunum yaptı. GÜNDEM: 9 EYLÜL Toplantıda gündem, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in 9 Eylül kutlamalarında yaptığı 100’üncü yıl konuşması oldu. Gündem dışı konuşmalar bölümünde söz alan CHP Grup Başkanvekili Murat Aydın, 9 Eylül kutlamaları ve Başkan Soyer’in sözleriyle ilgili yaşanan tartışmalara değindi. CHP’li Aydın, şunları söyledi: “Başkanlığınızın önderliğinde, tüm İzmir halkı ve yurdun her yerindeki yurttaşlarla birlikte 100. Kurtuluş gününü büyük bir gurur ve coşkuyla kutladık. İzmir Kurtuluşunun 100’üncü Yılı vesilesiyle bir kez daha söylemek isteriz ki; ilelebet payidar kalacak Türkiye Cumhuriyeti’nin ikinci yüzyılında demokrasimizi güçlendirme azmindeyiz. Yaşadığımız coşku dolu günler bu azmimizi güçlendirdi ve geleceğe dair umudumuzu tazeledi. CHP İzmir Büyükşehir Belediye Meclis Grubu olarak; 100 yıl nedeniyle yapılan tüm çalışmalarda ortaya koyduğunuz liderlik ve emek nedeniyle; size, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin tüm çalışanlarına, İzmir halkına, yurdun ve dünyanın her yerinden bu gururu ve coşkuyu paylaşan herkese sonsuz teşekkürlerimizi sunmak isteriz.” ‘MÜSEBBİBİ SİZSİNİZ’ AK Parti Grup Başkan Vekili Özgür Hızal ise ülke gündemine oturan 9 Eylül tartışmalarını mecliste yeniden hatırlattı. “Sizin göreve geldiğiniz günden bu yana ifadeleriniz neticesinde şehrimiz bizim istemediğimiz şekilde gündem oluyor” sözleriyle açıklamalarda bulunan Hızal, “9 Eylül kutlamalarında da gördük ki birlik ve beraberliği çok güzel olduğunu düşündüğümüz yürüyüşü bir tarafa itip ayrıştırıcı bir dille yaptığınız konuşma sonucunda İzmir’in kurtuluşunun üzerine gölge düşürdünüz. 9 Eylül İzmir için, Türkiye için, hepimiz için çok kıymetli bir gün. Çünkü kurtuluşun, sizin iddia ettiğinizin tam aksine zaferin günü. Aslında bunu anlamıştık, kutlamalardan önce İzmir sokaklarında “Barışın 100’üncü yılı” diye afişler astığınızda 9 Eylül’de bir şey olacağını tahmin etmiştik. ‘Kıbrıs, Kıbrıslılar’ın kalsın’ dediğiniz gibi, terör operasyonu sürerken ‘Bitsin bu savaş’ dediğiniz gibi “İzmir’in parası”, “İzmir’in bayrağı” dediğiniz gibi... Bugün İzmir ve Türkiye’de konuşulması gerekenlerin dışında başka şeyler konuşuluyor; bunun da müsebbibi sizlersiniz” diye konuştu. Nutuk’un beşinci sayfasından alıntı yaparak açıklamalarını sürdüren Hızal, “Elbette ki bir tarih dersi verecek değilim ama kullandığınız sözcükler esasında zihninizdeki gerçekleri ortaya koyduğunu düşünüyorum. İzmir, 15 Mayıs 1919 günü Yunanlılar tarafından işgal edilmiştir. Sizin ifadelerinizi söylüyorum, ‘Tarihi bilmek, okumak önemlidir. Bugünkü süreçleri okumamıza faydalı olur.’ 15 Mayıs 1919’da onlar çirkin idealleri doğrultusunda Anadolu’yu işgal etmişlerdir. Sadece işgal etmemişlerdir; yakmışlardır, yıkmışlardır, tecavüz etmişlerdir. Şu anda içinde bulunduğumuz Kültürpark, o günlerden kurtulan bir alan. Girdiği savaş neticesinde birçok varlığını, canını kaybeden bu millet Gazi Mustafa Kemal önderliğinde düşmanı sizin konser verdiğiniz alanda denize dökmüştür. Konuşmanızda bir saniye olsun Yunanistan’dan bahsetmediniz. 100 yıl önce ülkenizin verdiği mücadeleyi görmezden gelerek kendince Avrupa Birliği Senatosu’na şikayet eden, sivil gemilerimize uluslararası karasularında kurşun sıkan Yunanistan’dan bahsetmediniz. Ancak biz bunu biliyorduk; hava sahası sorunu yaşanırken siz Atina’da belediye başkanıyla görüşmeye gittiniz. Bu bütün Türkiye’nin içini acıttı. Bununla da kalmadınız, Atina Belediye Başkanı sizinle birlikte paylaşım yaparak Sayın Cumhurbaşkanı’na densizce dil uzatmıştır. Atina’daki, Yunanistan’daki dostlarınıza, başta mevkidaşınıza şu uyarıyı yapın: 100 yıl önce kirli ayaklarıyla buraya işgal eden dedelerini bizim dedelerimiz nasıl denize döktüyse, bugün o dedelerin torunları emperyalistlerin oyuncağı olan Yunanlılar’a yine aynısını yaparlar” ifadelerini kullandı. “AYIDAN POST, YUNAN’DAN…” Hızal’ın ardından söz alan MHP Grup Başkan Vekili Salahattin Şahin ise, “Basından Tarkan’ın 2 milyon lira kaşe alacağını duyuyoruz. İzmir’i bilgilendirin, para ödenecek mi, ödenecekse ne kadar?” sorusunu yöneltti. “9 Eylül sadece İzmir’in kurtulduğu gün değildir, aynı zamanda işgalci emperyalist ülkeler ve onların maşası işgalci Yunan ordusunun mezalimine karşı, Gazi Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde kazandığımız kurtuluş savaşının taçlandığı, Yunan ordusunun Ege’nin sularına döküldüğü gündür” sözleriyle açıklamalarını sürdüren Şahin, “Sayın Başkan, sıkça dile getirdiğiniz barış sözcüğünün, samimi ilişkiler kurduğunuz Yunan tarafında hiçbir karşılığı yok. Çünkü onlar işgal için geldikleri Anadolu’da yaptıkları mezalime rağmen, asıl kendi soydaşlarının sözde soykırıma uğradıklarından bahisle bu yenilgiyi “Küçük Asya Felaketi” olarak adlandırıyorlar ve bunun tek sorumlusu olarak Gazi Mustafa Kemal Atatürk ‘ü işaret ediyorlar. Uyanın artık Sayın Başkan. Ayıdan post, Yunan’dan dost olmaz… Ege’de uçaklarımızı taciz edip, bizim karasularımızda gemimize ateş ediyorlar, uluslararası sularda balıkçılarımızın canlarına ve mallarına kast ediyorlar. Vazgeçin artık barış söyleminden” açıklamalarında bulundu. “İLKOKUL 3’ÜNCÜ SINIF…” Başkan Tunç Soyer, Cumhur İttifakı tarafından hedef alınan 9 Eylül konuşmasıyla ilgili açıklamalarda bulunurken beraberindeki tartışmalara da nokta koydu. Başkan Soyer, şöyle konuştu: “Yüzyıl, ülkelerin tarihinde çok önemli bir zaman dilimidir. Mutlaka hatırlanması, hatırlatılması lazım. Ülkeler, cumhuriyetlerinin, zaferlerinin yüzüncü yıllarını her zaman görkemli bir şekilde kutlamak istemiştir. Ben daha seçim kampanyam döneminde şunu demiştim; bu memleketin, kurtuluş zaferlerinin 100’üncü yılında belediye başkanlığı yapacağım. Çok mutlu ve gururluyum. Çünkü bu memlekette o hafızayı tazelemezsiniz bir gün birileri vatan hainlerini kahraman yapmaya kalkar. Biz hafızamızı tazelemek mecburiyetindeyiz. Hain Vahdettin vatanını terk etti, ilkokul 3’üncü sınıf bilgisi…. Başka bir tarih yazmaya kalkışılabilir ama gerçekler değişmez. ‘Çanakkale, geçilmez’ denilen, binlerce şehit verilen Çanakkale geçildi, nasıl geçildi? Vahdettin ve Damat Ferit Paşa Sevr’i imzaladılar. Fatih Sultan Mehmet Han, İstanbul’u almış, dünyanı en karizmatik, vizyon sahibi genç bir lideridir, atamızdır, iftihar ediyoruz. Atalarımızla iftihar etmek birilerinin tekelinde değil… Piri Reis, Mimar Sinan, Barbaros Hayrettin Paşa…. Selçuklu’ya, Sümerler’e kadar hepsi bizim atamız. Vatan hainleri ile vatan kahramanlarını ayrıştırmak lazım. Eğer ikisini aynı yere koyarsanız şehitlerin ruhunu incitirsiniz.” ‘KİMSENİN TEKELİNDE DEĞİL’ “Bizim milli kahramanımız Mustafa Kemal Atatürk’ü, beş tane idam fermanı çıkarıp öldürmek istemişler, suikast düzenlemişler. Kim? Vahdettin, Damat Ferit Paşa… Ne yapmışlar? İngiliz zırhlarına binip gitmişler. Ben bunun nesini savunayım?” sözleriyle açıklamalarını sürdüren Soyer, “Milliyetçilik de yurtseverlik de ecdada saygı da kimsenin tekelinde değil. Bizler, atamızı saygıyla anmaya devam edeceğiz, tek bir şey var; hırsızlarla ve haramilerle yolumuzu ayırmak mecburiyetindeyiz. Tarih bize bunu söylüyor. Eğer geçmişimize sahip çıkmazsak sağlıklı bir gelecek inşa edemeyiz’ dediğimiz için 100’üncü yılında 9 Eylül’ü böyle kutluyoruz. Biliyorsunuz ki Zafer Yürüyüşü’ne çıktık, ben ilk iki gününe katıldım. Yol boyunca dedelerimiz, atalarımız buradan geçmişler diye aklınızdan geçiriyorsunuz, sabah 5.30’da top ateşi başladı. Nasıl tüyleriniz diken diken oluyor biliyor musunuz? Çünkü 100 yıl önce tam o sırada top atışıyla başladı Büyük Taarruz. Atalarımız gerçekten büyük kahramanlık yapmışlar ve bize bu vatanı emanet etmek için yalın ayak ölüme koşmuşlar. Biz ne yapsak eksik… Dünyaya büyük bir ders vermişler, sadece Yunan’a değil, İngilizlere, Fransızlara, bütün dünyanın emperyalist güçlerine… Mısırlı bir gazeteci, Atatürk’ü ziyarete geliyor ve ‘Sizin adınızın Atatürk olması doğru değil; siz sadece Türklerin değil bizim de atamızsınız’ diyor. Bütün mazlum milletlere tam bağımsızlığın, özgürlüğün mümkün olduğunu gösteren bir milli mücadele… Emperyalizmin yediği en büyük tokat, bizim atalarımız tarafından atılıyor. Bizim ecdadımızla hiçbir problemimiz yok, Osmanlı da bizim Cumhuriyet de bizim. Ama Vahdettin ama Damat Ferit Paşa, o vatan hainlerinin çektirdikleri acı, ızdırap asla unutulmaz” dedi. Muhalefet tarafından eleştirilen “Barışın İkinci 100 Yılı” sloganlı afişlerle ilgili de konuşan Soyer, “Öylesine kutuplaştırıcı bir iklim var ki barış sözcüğünden ayrıştırma yaşanıyor. Barışı, kim, neden savunmaz? Yunan’a gerektiğinde ders verilir. Varsa bir işgal, tehdit yine biz karşı dururuz, ilk kurşun da son kurşun da yine İzmir’den çıkar. Kimsenin tereddüdü olmasın. Ama bu barışa karşı çıkmak anlamına gelemez. Biz bu topraklarda yaşayan insanlar olarak barışı savunmak mecburiyetindeyiz. Atamız, dünyanın en büyük barış kahramanıdır. Savaştığı o Yunanlı komutan savaş bittikten sonra Mustafa Kemal Atatürk’ü Nobel’e aday göstermiştir. Böylesine büyük bir barış kahramanıdır, dâhidir, önderdir. Biz de onun torunları olmaktan iftihar ediyoruz” diye konuştu. Yağmur Daştan