İrem Buse Kırkkayalı-EGE TELGRAF-Milli Eğitim Bakanlığı tarafından Proje Okullar için gerçekleştirilen atamaların yankıları sürüyor. İzmir’de de aralarında birçok okulun adı geçtiği atama krizinde veliler, öğrenciler ve eğitimciler bugün Aliağa’da bulunan Alp Oğuz Anadolu Lisesi’nde sesini duyurmaya çalıştı. Eğitim-İş Şubelerinin yaptığı basın açıklamasını Eğitim-İş İzmir 7 No’lu Şube Başkanı Mustafa Gök yaptı. Yaptığı açıklamada Gök, “Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu felsefesi, eğitimin kamusal bir hak olduğu ve tüm çocuklara eşit, bilimsel, laik, parasız ve nitelikli biçimde sunulması gerektiği anlayışı üzerine inşa edilmiştir. Ne yazık ki bu anlayış, özellikle son 20 yıldır sistemli bir biçimde tasfiye edilmektedir. Bugün geldiğimiz noktada, kamusal eğitim ideali yerle bir edilmiş, Millî Eğitim Bakanlığı anayasal sorumluluğu olan eğitimde fırsat eşitliğini sağlama görevini açıkça reddeder hâle gelmiştir. Bu ret, sadece sözde değil; uygulamada da kendisini göstermektedir. Bunun en somut örneği ise "proje okulları" adı altında sürdürülen politikadır” diye konuştu. 

e-YDS adayları dikkat! e-YDS 2025/6 oturumu nerede ve ne zaman yapılacak? |  e-YDS 2025/6 takvimi e-YDS adayları dikkat! e-YDS 2025/6 oturumu nerede ve ne zaman yapılacak? | e-YDS 2025/6 takvimi

“MEVZUATLARA RAĞMEN…”

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in geçmişte söylediği sözleri hatırlatan Gök, “daha 2014 yılında, dönemin müsteşarıyken söylediği şu sözler bugün yaşadıklarımızın habercisiydi: “Mevzuatlar bize engel oluyor. Ama biz siyasi iradeyle hareket ediyoruz. Mevzuatlara rağmen bildiğimizi yapacağız.” Ve yaptılar. Bugün öğretmenler kıyıma uğruyor, sürgün ediliyor. Okulların yıllardır oluşan iklimi darmadağın ediliyor. Öğrencilerin sınava aylar kala alıştığı öğretmenlerinden koparılması, eğitimde istikrarı yok ediyor. Bu bir proje değil, bir tasfiye operasyonudur” ifadelerini kullandı.

“OBJEKTİF GEREKÇESİ NEDİR?”

“Şu an arkamızda bulunan Alp Oğuz Anadolu Lisesinde de aynı ihanet yaşanmıştır. 13 öğretmenimiz hiçbir somut kriter olmadan okulundan ayrılmak zorunda kalmıştır” diyen Gök, bakanlığa yönelik sorular yöneltti. Gök, “Öğretmenin oradan alınmasının objektif gerekçesi nedir? Yıllarca görev yapan, başarı belgesiyle ödüllendirilmiş, yüksek lisans ve doktora sahibi öğretmenler hangi kriterle yetersiz görülmüştür? Yerlerine atanacak kişilerin liyakatini kim ve neye göre belirlemiştir? Aynı okulda yıllarca çalışan öğretmenleri bir gecede sürgün etmek hangi pedagojiye, hangi hukuk devletine, hangi kamu vicdanına sığmaktadır? Alp Oğuz Anadolu Lisesinden gidecek ve yerlerine gelecek öğretmenlerin listesini kim, hangi kriterlerle hazırlamıştır. Bu listeler hazırlanırken hangi parti ve sendikadan icazet alınmış, hangi esnaflar devreye sokulmuştur? Okulundan ayrılmak zorunda kalan öğretmenlerimizin yerine hangi üst düzey yöneticilerin birinci derece yakınları atanmıştır. Bu okulları tercih eden öğretmenlerden hangileri atanmış, hangileri atanmamıştır?” dedi.

“EŞİT VE ADİL ATAMA SİSTEMİ İSTİYORUZ”

Açıklamasının devamında Gök, “Bugün sistemli bir şekilde görevden uzaklaştırılan o öğretmenler, aslında Cumhuriyet’in devrimci eğitim mirasını temsil ediyor. Ve artık çok açıktır ki, yavaş yavaş aşındırdıkları Cumhuriyet’in en derin, en hayati damarına ulaştılar: Eğitime. Çünkü biliyorlar ki Cumhuriyet’i yıkmanın en kestirme yolu, onu var eden eğitim devrimini yok etmektir. Köy Enstitülerinden bugüne taşınan ilerici eğitim anlayışını tasfiye etmek; özgür, eşit, laik bir toplum idealinden vazgeçirmek demektir. Ama unuttukları bir şey var: O öğretmenler yalnızca bir meslek grubunun değil, bir halkın vicdanıdır. Buradan hem Millî Eğitim Bakanlığı’na hem siyasi iktidara sesleniyoruz: Tüm öğretmenler için eşit ve adil atama sistemi istiyoruz! Proje değil, adalet istiyoruz!” diyerek sözlerini tamamladı.

Muhabir: İrem Buse Kırkkayalı