Olten Sanat İcra Kurulu Başkanı Fatma Olten “Yurt dışında ve yurt içinde farklı kentlerde yaptığımız konserleri çoğaltmak ve her yer İzmir olsun istiyoruz” diyor Olten Fil...

Olten Sanat İcra Kurulu Başkanı Fatma Olten “Yurt dışında ve yurt içinde farklı kentlerde yaptığımız konserleri çoğaltmak ve her yer İzmir olsun istiyoruz” diyor Olten Filarmoni Orkestrası bir farkındalık projesi. Aralık 2013 tarihinde kuruldu. Altıncı sezonuna başlayan Olten Filarmoni Orkestrası’nın hedefi “Müziğin evrensel dili ve aydınlık yüzü ile tanıştırabilecek sanatçı gençlere istihdam sağlayıp onlara kendilerini ifade edebilecek bir platform oluşturmak”. Deneyimli sanatçı kadrolarının hemen yan sandalyesinde oturan genç konservatuvar mezunları için sanatlarını icra edebilecekleri, kendilerini ifade edebilecekleri, geliştirebilecekleri bir platform haline gelen Olten Filarmoni Orkestrası sezon performanslarının yanı sıra özel konserler de gerçekleştirmekte. Olten Filarmoni Orkestrası’nın ana çatısı Olten Filarmoni Sanat Okulu. Bostanlı’da üç okul var. Sanat Okulları kısa zamanda sanatçıların buluşma noktası oldu ve her yaştan öğrenciye çok sesli müzik sevgisi aşılamakta; benimsetmekte ve enstrüman çalmayı öğreterek, geliştirmekte. Öğrenciler sanatçı öğretmenlerini sahnede izlemenin mutluluğunu ve motivasyonunu yaşamaktalar. Mart 2017’de birincisi, 2018 yılında ikincisi gerçekleştirilen  “Olten Taş Heykel Sempozyumu” hafızalarımızda harika anılar bırakarak sonlandı. Olten Konser Evi 50 kişilik kapasitesi ile hizmet veriyor ve burada 15 günde bir ücretsiz konserler düzenleniyor. Filarmoni’nin yaratıcıları Fatma ve Ceyhan Olten… Sorularımızı Olten Sanat İcra Kurulu Başkanı Fatma Olten yanıtladı. “Olten Filarmoni yeni sezona yine birbirinden güzel etkinlikler ile giriyor. Vakfın da hayata geçmesi elinizi güçlendirmiştir…” “Öyle oldu. İzleyicilerimizin günden güne artan ilgisi üzerine Olten Sanat Vakfı’nı kurmanın zamanı geldi dedik. Vakıf sayesinde orkestranın desteğinde ve bütün faaliyetlerimizde daha rahat hareket edebileceğimi düşünüyorum. Bu hafta Hollanda’dan Rotterdam Gençlik Orkestrası’ndan 70 öğrenci konuğumuz var. 3 gün birlikte konserlerimiz olacak. Hollanda – Türkiye Büyükelçiliği işbirliğiyle Hollanda Kraliyeti sponsorluğunda gerçekleşen bu etkinliğin sanat organizasyonunu üstlendik.  Alsancak Gündoğdu Meydanı’nda ve Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde gerçekleşecek olan konserler Jim Roodnat şefliğinde Adil Kerem Ünal solistliğinde yapılacak.  İlerleyen zaman içerisinde doğru zaman doğru kişilerle akademi projemizi de hayata geçirebiliriz. Sezonun ilk konserinde Türkiye’de ilk kez sahnede aynı anda 6 şef vardı. Her sezonumuz bir öncekine göre daha fazla izleyici buluyor. Sırada Paul Gulda var. Babası Mozart’ı en iyi yorumlayanlardan biriydi. Şimdi oğlu bu unvanı devraldı. İzmirliler bu konseri kaçırmasınlar diyorum.”

“Öykünüz de ilginç. Anlatır mısınız?”

“Ankara’da okurken Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’yla büyüdüm. Lisenin son sınıfından itibaren arkadaşlarımla gezmek yerine her cuma akşamı annemle klasik müzik konserine gitmeyi tercih ederdim. Eşim Ceyhan Olten de klasik müzikle üniversite yıllarında tanışmış ve çok sevmiş.  Biz bir araya geldikten sonra da konserlere gitmekten çok zevk aldık. İzmir’de yaşarken de İzmir Devlet Senfoni Orkestrası’nın konserlerine gidiyorduk. Hatta bir dönem orkestraya sponsor da olduk.. Ben endüstri mühendisiyim, eşim de elektrik mühendisi. İkimiz de aslında enstrüman çalamayan, klasik müzik dinlemeyi seven iki bireyiz. Çocuklarla her yurt dışı tatilini mutlaka bir sanat etkinliğine denk getirirdik, getiriyoruz. Önceden  biletlerimizi alıyor ,sonra gidiyoruz. Eşim Olten Filarmoni’nin mimarı. Hatta bunu uzun yıllar önce söylediğinde çok komik bir fikir gibi gelmişti bana.  Akgün Çavuş’un (Olten Filarmoni Orkestrası sanat koordinatörü) İzmir Devlet Senfoni Orkestrası’nın müdürlüğünden ayrılmasından sonra bir dost meclisinde sohbetteyken eşim bu hayalinden bahsetti.  “Ah, triolar, quartetler değil de elini taşın altına koyup bir filarmoni orkestrası kuracaksın.” dedi. Bu sohbetten sonra planlamalara başladık. İşte bugün bu noktadayız. Oğlumuz sanatçı değil doktor oldu, New York’ta psikiyari uzmanı. Kızımız lise 2 de. O da sanatın içinde büyüdü. 6 yaşından beri piyano çalar. Okulumuzun ilk öğrencilerinden.” Türkiye’de ilk kez Audiation Institute, Milano kurumsal işbirliği ile eğitim, Olten Sanat’ta uygulanıyor. Prof. E.E. Gordon’un M.L.T Music Learning Theory’si doğrultusunda 0-6 yaş ve 6 yaş üzeri gruplara Olten M.L.T sertifikası ile eğitim verilmekte. Eğitime bebekler anneleri babaları ile geliyorlar. Bu önemli bilgiyi de verdikten sonra Fatma Olten’le sohbete devam edelim.

“Kuruluşa soyadınızı vermek bir sıkıntı yarattı mı?

“Hayır. Çünkü şirketlerimiz bu isimde değil. Biz şöyle düşündük. Çocuklarımızın eğitim sponsoru olmalıyız. Çocuklar kendi ayakları üzerinde durduğunda, kazandığımız parayı bir yere götüremeyeceğimize göre niye sanata harcamayalım. Eşimin çok güzel bir sözü var. “Yarın bir gün torunum  “Dede bu memleket için ne yaptın” dediğinde sanatı desteklediğimi söyleyeceğim “diyor. Olten adı onlara miras olarak Filarmoni Orkestrası’na verildi.”

Hayallerde ne var ?”

“Türkiye dışardan farklı görünüyor. Almanya’dan bir TV kanalı konserimizi çekmişti, 1 milyon izleyiciye ulaşmıştı. O vesile ile İzmir doğru tanındı, Türkiye doğru tanındı. Yurt dışında ve yurt içinde farklı kentlerde konserler yapmak istiyorum. İlk konserimizi Aydın Çine’de yapmıştık, müthişti. Kentlerde halk konserleri yaparak amacımız olan çok kişiye ulaşmayı gerçekleştirmek istiyoruz. Çok sesli müziği seven aydınlık nesillere ihtiyacımız var. Sadece belirli bir kitleye hitap etmemek için programlarımızı geniş bir yelpaze olarak yapıyoruz. Geçen sezonun son konserinde sahne alan Olten Dans Topluluğu’nun gösterisi hala konuşuluyor. Eylül ayında gerçekleştirdiğimiz Senfonik Mizah konserimizde kapıda seyircileri karşılarken 11 yaşında bir çocukla konuştum. “Ben gelmeden Filarmoni Orkestrası nedir diye çalıştım “dedi. Ne güzel!” Fatma Olten 1968 Adana doğumlu 1988’de ODTÜ den mezun oluyor. “Evde mutluluk” diyenlerden. Eşi, çocukları ve köpeği ile. Evin salonunda yaklaşık 4000 kitap var. Felsefe kitapları hemen dikkati çekiyor. Yine evde popcorn alıp film seyretmek ailenin zevklerinden. Müzikte favorisi Vivaldi. Eşinin sokak satıcılarından alarak biriktirdiği heykel koleksiyonu var. Olten üniversite yıllarında sıkı yüzücüymüş. Üniversitede su topu oynamış. Kupalar, madalyalar. Eşi de basketbolcu, Beşiktaş’ta oynamış. Denge burcu terazili olduğu için çok radikal bir olay olmadıkça dengesi bozulmuyor. Amacım daha çok kişi istihdam etmek. Sadece belirli bir kitleye hitap etmemek için geniş bir yelpaze olarak yapıyoruz programı. Olten Dans Topluluğu o kadar etkiledi ki seyirciyi; 11 yaşına bir çocukla konuştum, “Ben gelmeden bu konuyu çalıştım” dedi. Ne güzel…