Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, 17-18 Mart 2025 tarihlerinde Cenevre'de düzenlenecek olan Kıbrıs konulu toplantıya katılmak üzere İsviçre'ye gidecek. Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres’in himayesinde gerçekleşecek toplantı, Kıbrıs meselesine dair geleceğe yönelik önemli görüşmelerin yapılmasını hedefliyor. Ancak, toplantının, geçmiş müzakere süreçlerinin devamı ya da yeni bir müzakere sürecinin başlangıcı olarak değerlendirilmemesi gerektiği vurgulanıyor.
Toplantının Katılımcıları ve Gündemi
Cenevre’de gerçekleştirilecek bu genişletilmiş formatlı gayriresmi toplantıya, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in yanı sıra, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) Lideri Nikos Hristodulidis, Yunanistan Dışişleri Bakanı Yorgo Gerapetritis ve Birleşik Krallık Dışişleri Bakanlığı Avrupa ve Kuzey Amerika’dan Sorumlu Devlet Bakanı Stephen Doughty katılacak. Türkiye’yi ise Dışişleri Bakanı Hakan Fidan temsil edecek. Toplantının ana gündem maddesi, Kıbrıs meselesinin çözümüne yönelik ilerleyen dönemle ilgili olarak taraflar arasında görüş alışverişi yapmaktır. Ancak toplantı, önceden yapılmış müzakerelerin tekrar edilmesi ya da yeni bir süreç başlatılması anlamına gelmiyor.
Kıbrıs Meselesinin Geleceği İçin Yeni Vizyon
Cenevre'deki toplantı, Kıbrıs sorununun çözümü konusunda daha önce ortaya konan yeni vizyon doğrultusunda gerçekleştirilecek. 2021 yılında Cenevre’de düzenlenen 5+BM formatlı toplantıda, Kıbrıs Türk tarafı, iki toplumlu ve iki kesimli federasyon modelinden desteğini çekmişti. KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar liderliğindeki Türk tarafı, bu modelin Kıbrıs’a çözüm getirmediği görüşünü dile getirmiş ve adanın gerçeklerine uygun, adil ve kalıcı bir çözüm önerisi olarak iki devletli çözüm vizyonunu ortaya koymuştu. Bu öneriye Türkiye tarafından tam destek verilmişti.
Uluslararası Destek ve Kıbrıs Türklerinin Hakları
Kıbrıs Türk tarafının önerdiği çözüm modeli, uzun yıllardır devam eden federasyon temelli müzakere süreçlerinin sonuçsuz kalmasının ardından ortaya çıkmıştı. Bu süreçlerde Ada’da iki ayrı halk ve iki ayrı devlet olduğu gerçeği bir kez daha hatırlatılmaktadır. Türkiye, Kıbrıs sorununa kalıcı ve sürdürülebilir bir çözüm bulunabilmesi için öncelikle Kıbrıs Türklerinin egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü gibi haklarının uluslararası toplum tarafından kabul edilmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Bu hakların tescil edilmesi, Kıbrıs’ta gerçekçi bir çözüm için önemli bir adım olarak öne çıkmaktadır.
Cenevre’de yapılacak toplantı, Kıbrıs meselesiyle ilgili uluslararası görüşmelerin bir parçası olarak büyük bir önem taşıyor. Ancak, toplantının hedefi sadece görüş alışverişi yapmak ve ilerleyen döneme dair fikir alışverişinde bulunmaktır. Kıbrıs’ta kalıcı bir çözüm için daha fazla adım atılması gerektiği, tarafların ortak bir zeminde buluşarak çözüm arayışlarını sürdürecekleri bir süreç öngörülmektedir.
