Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) Ekim Ayı Olağan Meclis Toplantısı’na katıldı. Toplantının açılış konuşmasını yapan Bakan Pakdemirli pandemi sürecinde, sağlık ve gıda-tarım sektörünün öneminin bir kez daha ortaya çıktığını vurgulayarak “Her iki alanda da girdiğimiz imtihandan alnımızın akıyla çıktık. Gelişmiş ülkelerin dahi çaresiz kaldığı sıkıntıları, güçlü, sağlık ve tarım altyapımız sayesinde kolayca göğüsledik. Ve hatta kendi ihtiyacını karşılamasının ötesinde, aramızda dostluk köprüsü kurduğumuz birçok dost ve kardeş ülkeyle de imkanlarımızı paylaştık” dedi.

"Markalaşmaya belediyelerimizin sahip çıkması gerek"

Artık satılan ürünün sadece ambalajının değil, onun hikâyesinin ve markasının insanların tercihlerini etkilediğini belirten Pakdemirli “İşte tam da burada, belediyelerimize çok büyük işler düşüyor. Bilhassa yereldeki bütün tarım, gıda ve orman ürünlerinin markalaşmasını sağlamak, hikâyelerinin yazılmasına yardımcı olmak, üreticimize rehberlik etmek, çiftçimize yardımcı olmak, belediyelerimizin sahip çıkması gereken önemli konulardır. Bu manada sizler, üreticimizi destekleyip yönlendirdikçe, biz de Bakanlık olarak her türlü desteği vereceğiz, bunun da sözünü buradan vermiş olayım” diye konuştu. Birçok belediye sınırları içerisinde kırsal alanların önemli yer tuttuğunu söyleyen Bakan Pakdemirli şöyle devam etti: “Kırsal alanlarda; üretim, katma değeri artıran faaliyetler ve istihdam öne çıkıyor. Bakanlık olarak; “Kırsal alanda refahı yükseltmek, kırsalda gelir ve istihdam olanaklarını artırmak ve kırsal ekonomiyi çeşitlendirmek” hedefiyle 81 ilimizde yoğun şekilde çalışıyoruz. Kırsaldaki yatırımlara önemli destek sağlıyor, kadınlarımıza, gençlerimize yeni iş imkânları oluşturmaya gayret ediyoruz. Bugüne kadar genç çiftçi ve ORKÖY projeleri dâhil olmak üzere yaklaşık 316 bin projeye, 12,2 Milyar Lira hibe desteği sağladık. Bu destekler sayesinde, kırsalda yaklaşık 20 milyar liralık yatırım yapıldı, doğrudan 230 bin yeni istihdam oluşturuldu. Ekonomik yatırımları 2025’e kadar uzattık. TKDK- IPARD kırsal kalkınma destekleri devam ediyor.”

Belediyeler Çiftçilerimizin Projelerden Haberdar Olmasına Yardımcı Olmalı

Dijital Tarım Pazarı, yani DİTAP’la kırsaldaki üreticileri ve tüketicileri bir araya getirdiklerini, ayrıca tarımsal üretim ve girişimcilik konusunda toplumsal farkındalığı artırmak amacıyla “Geleceğin Tarımı, Tarımın Geleceği” platformunu hayata geçirdiklerini belirten Pakdemirli sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu platform ile de, tarımdaki potansiyeli ve yeni fırsatları, sektöre yatırım yapmak isteyen ve ilgisi olan girişimcilere aktarıyoruz. Bu minvalde belediyelerimizi de bu platforma destek vermeye, girişimcileri bu platforma yönlendirmeye davet ediyorum. Bu kapsamda girişimcilerimiz için fizibilite raporları ve yatırım rehberleri hazırladık. Sizlerden isteğimiz, Müdürlüklerimizle iletişim halinde olmanız ve çiftçimizi, yetiştiricimizi bu projelerden daha çok haberdar etmeniz. Onlara vizyon çizmeniz, ufuk açmanız, yardımcı olmanız.”

45 milyon kişiye içme ve kullanma suyu temin ettik

Diğer bir konularının da; hayatın ana kaynağı olan su konusu olduğuna vurgu yapan Bakan Pakdemirli “Su, bu yüzyılın stratejik mücadele alanlarından birisi. Son 18 yılda, tam 585 adet baraj inşa ettik. Bu oran, Cumhuriyetin ilk 70 yılında yapılan baraj sayısının tam 2 katıdır. DSİ, bütün şehirlerin içme ve kullanma suyu yatırımlarını belediyelerle protokol yaparak yatırım programına alınması kaydıyla yapabilir hale geldi. Ülkemizde şu anda DSİ eliyle bitirilen 340’a yakın içme suyu tesisi hizmet vermekte. Bu tesislerle 45 milyon kişiye, 4,5 milyar metreküp içme kullanma suyu temin edilmektedir. İnşallah 2023 yılına kadar bu rakamın, toplam 5 milyar metreküp’e ulaşmasını hedefliyoruz. Yine 2040 ve 2071 yılına kadar su sıkıntısı yaşanmaması için, güvenilir su kaynaklarını 81 ilimize ulaştırmak için, çalışmalarımız son sürat devam ediyor. Ayrıca inşa ettiğimiz atıksu tesisleri ile de, günlük 236 bin m atık suyun arıtılarak, tarımsal sulamada kullanılmasını sağlıyoruz. Bu konudaki hedefimiz de; 2023 yılında, günlük 750 bin m atık suyu kullanılabilir hale getirmek” ifadelerini kullandı. Hayvancılığa Bakanlık olarak gerekli desteği sağladıklarını ifade eden Pakdemirli “Bu kapsamda son iki yılda; hayvancılık desteklerini yüzde 78 artışla, 6,6 Milyar Liraya çıkardık. Yine son iki yılda; büyükbaş hayvan varlığını yüzde 8 artırarak 18,6 milyon başa, küçükbaş hayvan varlığını ise yüzde 20 artırarak, 55,1 milyon başa çıkardık. Süt üretimiz yüzde 4 artışla 23 milyon tona, kırmızı et üretimimiz ise yüzde 7 artışla, 1,2 milyon tona ulaştı. Su ürünleri üretimimiz %33 gibi rekor bir artışla, 837 bin tona ulaştı. Su ürünleri ihracatında 2023 hedefi olan 1 Milyar Doları, tam 4 yıl önce 2019’da yakaladık” açıklamasını yaptı.

"Daha yeşil bir Türkiye’yi hep birlikte inşa edeceğiz"

Ormanların ülkemizin stratejik bir meselesi olduğunu belirten Bakan Pakdemirli şöyle devam etti: “Hizmete açtığımız 1.556 adet mesire yeri ve şehir ormanımız bulunmakta. Bakanlığımıza ait pek çok mesire yeri; il, ilçe ve belde belediye başkanlıklarımızca işletilmektedir. Tabi mevcut orman varlığımızı artırmak için, güçlü orman teşkilatımızla birlikte gece-gündüz çalışmaya devam ediyoruz. Geçen yıl, Sayın Cumhurbaşkanımızın tensipleriyle ilan edilen 11 Kasım Milli Ağaçlandırma Günü’nde, “Geleceğe Nefes” projesi kapsamında, 11 Milyon fidanı toprakla buluşturmayı hedeflemiştik. Hamdolsun, başta vatandaşlarımız olmak üzere, kurum, kuruluş ve belediyelerimizin de katkılarıyla hedefimizi aşarak, 13,8 milyon fidanı toprakla buluşturduk. İnşallah bu yıl da, 11 Kasım günü sizlerin de katkılarıyla, vatandaşlarımızla birlikte, pandemi şartlarına riayet ederek, bini aşkın lokasyonda fidanlarımızı hep birlikte toprakla buluşturacağız. İnanıyorum ki inşallah, daha yeşil bir Türkiye’yi hep birlikte inşa edeceğiz” Gıda denetimleri konusuna da değinen Bakan Pakdemirli “Tarladan çatala, üretimden tüketime gıda zincirindeki her aşamadan sorumluyuz. Bu doğrultuda; belediyelerimizle ortak bir çalışma alanımız var ki, o da gıda denetimleri. Gıda denetim sayısını; Bakanlık olarak yüzde 8 artırarak, yıllık 1,2 Milyonun üzerine çıkardık. 2012 yılından bu yana; 26 defa, 1609 firmada, 3605 farklı parti ürünü kamuoyuna duyurduk.2020 yılında gıdalarda taklit ve tağşiş yapan firmaları 5 kez ifşa ettik. Yapmış olduğumuz ifşalarla hem üreticimizde, hem de tüketicimizde farkındalık oluşturuyoruz. Bu anlamda belediyelerimizin çabası her türlü takdirin üzerinde. Bundan sonra da, vatandaşımızın sağlığıyla oynayanlara karşı, sizlerden daha güçlü destek bekliyoruz” diye konuştu.

İsrafla ve kayıplarla mücadele konusunda belediyelerin desteği önemli

Geleceğe Nefes” gibi önemsediği bir diğer projenin de israfa karşı başlattıkları Gıdanı Koru, Sofrana Sahip Çık kampanyası olduğunu söyleyen Pakdemirli “Biz soframızı kardeşleriyle paylaşan, yerdeki ekmeği öpüp yükseğe kaldıran bir milletiz. Fakat dünyada gıda paylaşımındaki adaletsizlik, son 50 yılda giderek büyüdü. Ve israf, soluksuz bir şekilde artmaya devam etti. Şimdi size çok çarpıcı rakamlar vermek istiyorum, bakın: Dünyada üretilen gıdanın her yıl 3’te 1’i, kayıp veya israf oluyor. Yani 1,3 milyar ton gıda, ya kaybediliyor ya da israf ediliyor. Üretilen gıdanın, tarladan perakendeye gelinceye kadar, yüzde 14'ü kayboluyor. Dünyada her 9 insandan 1'i açlıkla karşı karşıya iken, 670 milyondan fazla yetişkin ve 140 milyon genç obezite sorunu yaşıyor. Evet, elbette dünyada herkes için gıda var. Ancak mevcut dünya düzeni, her gece 821 Milyon kişinin yatağa aç girmesine neden oluyor. Ülkemizde ise, her yıl 18,8 milyon ton gıda çöpe gidiyor. Bu da yaklaşık 625 bin çöp kamyonunun taşıdığı çöp miktarına denk geliyor. Ülkemizin yıllık gıda cirosu, 500 milyar liradır. Şu an ülkemizde önemli bir toplumsal farkındalık meydana getirebilir, yüzde 2’lik bir tasarruf sağlayabilirsek, 10 Milyar Liramızı çöpe atmamış oluruz. Çünkü bu rakam, 360 bin ailenin yıllık asgari geçimi demektir. Bu tasarruf oranını yüzde 5’e çıkartırsak da, 25 milyar liramızı çöpe atmamış oluruz. Çünkü bu rakam da 900 bin ailenin yıllık asgari geçimi demektir! İşte bu noktada, israfla ve kayıplarla mücadele konusunda belediyelerin desteği, bizim için çok çok önemli” ifadelerini kullandı.

"Hobi bahçelerine müsamaha göstermeyeceğimiz bilinmeli"

Tarım ve ormancılık ile ilgili daha birçok konuda belediyelerin, faaliyetler yürütebildiğine işaret eden Bakan Pakdemirli sözlerine şöyle devam etti: “Örneğin; Belediye mülkiyetindeki boş ve atıl tarım arazilerinin ekilmesi konusunda vatandaşımıza önderlik edebilirsiniz. İmar çalışmaları sırasında tarım alanlarının korunmasını sağlayabilirsiniz. Küçük ölçekli sulama ve altyapı projeleri ile bizim büyük çaplı projelerimizde destekleyici ve tamamlayıcı olabilirsiniz. Yine illerinizde atık su arıtma tesisleri kurarak, buradan çıkan suyun bitkisel üretim, park ve bahçeler gibi yeşil alanlarda kullanılmasını sağlayabilirsiniz. Sözleşmeli üretim ile üreticilerimizin ürünlerinin, belediyelerimiz vasıtası ile pazarlanmasını sağlayabilirsiniz. Uygun orman arazilerinin gelir getirici türlerle ağaçlandırılması için bizimle işbirliği yapabilirsiniz. Yine alternatif tıp alanında, tıbbi ve aromatik bitkiler konusunda da hazırlayacağınız projeleri bizimle paylaşabilirsiniz. Hayvancılığımızın gelişimi için de, mera, otlak ve yaylakların bakımına, ıslah projelerine destek verebilirsiniz. Yine vurgulamak istediğim bir konu daha var ki: Belediyelerimiz bizimle iş birliği yapmak istiyorlarsa, bilhassa hobi bahçesi adı altında tarım arazilerinin amacı dışında kullanılmasına engel olabilirler. Zira hobi bahçelerinin verimli tarım arazilerini böldüğünü, su kaynaklarını plansız bir biçimde tükettiğini, imarsızlığın yaygınlaşmasına neden olduğunu artık hepiniz biliyorsunuz. Dolayısıyla bu konuda müsamaha göstermeyeceğimizin de bilinmesini isterim. Kanundaki boşluklar istismar edilerek ortaya çıkarılan bu hobi bahçesi sorununu, en kısa zamanda Meclis’te çözmüş olacağız" Yeni dünyada ekonomik kalkınma değil, insanı merkeze alan çevresel kalkınmanın önemli olduğunu belirten Türkiye Belediyeler Birliği ve Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin,” Başaramazsak bugün Korona diye virüs hayatımızı alt süt ediyor yarın başka bir virüs hayatımızı alt üst edecek. Pandemi bize gösterdi ki; Gıda güvenliği, kendi kendine yetmek çok önemli. Kendi kendine yetmek çok önemli. Gıdaya dayalı sanayi hiç durmadan çalıştı. Toplumumuzun , dünyanın talebini yerine getirmeye başladı sanayimiz. Karbonsuz Dünya Karbonsuz Türkiye, yeşil Dünya, yeşil Türkiye için çalışmalıyız. Fikir projeleri başlattık. Görüntü kirliliğinden yeşil kentlere, güvenli kentlere.. Toprak bizim için altın. Torağımızı iyi bir şekilde işlemek için Tarım Daire Bakanlığını urduk. Çiftçilerimizi arayıp buğday tohum desteği vereceğiz dediğimizde şaşırdılar. Şehir ekonomisi topraktan, tarımdan başlıyor” dedi. İHA