Avrupa'nın en hareketli gece yaşamına sahip olan şehirlerinden Belgrad, Türk vatandaşlarının vizesiz seyahat edebildiği yakın coğrafyadaki yerlerden biri olarak Türk seyahat severlerin gözde şehirlerinden. Sırbistan'ın başkenti ve en büyük şehri olan Belgrad her zaman bugün olduğu gibi güzel şehir değildi. Tuna ve Sava nehirlerinin birleştiği yerde bulunan, 115 savaş gören ve 44 kere yanan Belgrad'ın yıkıcı bir geçmişi var. Şehir günümüzde huzurlu kitap fuarlarından müzik, film ve bira festivallerine kadar birçok etkinliğe ev sahipliği yapıyor. Belgrad Kalesi şehrin müze ve kiliselerle dolu en ünlü tarihi alanı ve aynı zamanda nehirleri ve şehri görmek için de iyi bir nokta. Belgrad'ın en iyi müzeleri arasında 400 binden fazla sergi eseri bulunan Ulusal Müze ve mucidin kişisel eşyaları ve belgelerinden binlercesinin sergilendiği Nikola Tesla Müzesi bulunuyor. Sırbistan'ın başkenti ve en büyük şehri olan Belgrad yaklaşık 1,3 milyonluk bir nüfusa sahip. Kent üç tarafını çevreleyen Sava ve Tuna nehirlerinin birleştiği iki uluslararası suyolu üzerinde uzanıyor. Bu konumu nedeniyle Belgrad, 'Balkanlara Açılan Kapı' ve 'Orta Avrupa Kapısı' olarak adlandırılıyor. Yugoslav Cumhuriyeti'ne başkentlik yapan Belgrad, Balkan coğrafyasının en önemli ve en etkileyici şehirlerinden. Yugoslav Dönemi'nin izlerinin görüldüğü kentte Osmanlı ve Avusturya-Macaristan imparatorluklarından da tarihi eserler bulunuyor. Belgrad'ın kalbinin attığı en önemli cadde Knez Mihailova. Tarihi binaları, alışveriş mekanları ile cıvıl cıvıl bir atmosfere sahip Knez Mihailova Caddesi, 1 km uzunlukta. Caddenin tarihi Osmanlı Dönemi'ne kadar uzanıyor. Caddenin çevresinde çok sayıda tarihi yapı bulunuyor. 1869'da yapılan Srpska Kruna Otel, 1870'de inşa edilen 46,48 ve 50 numaralı evler ve 1835'te yapılan Greca Kraljica Cafe görülmeye değer.

Şehrin buluşma noktası

Skadarlija Caddesi, sadece 400 metre uzunluğunda olmasına rağmen Belgrad’ın en ünlü caddelerinden. Skadarlija, şehir merkezinde Despot Stefan Bulvarı ile Dusanova Caddesi'nin buluştuğu bölgede yer alıyor. Çok bohem bir atmosfere sahip olan cadde, Paris’teki Montmarte’yi andırıyor. 19. yüzyılda burası 'Çingene Meydanı' olarak bilinen caddede şairler ve sanatçılar akşamları ünlü Sırp şair Dura Jaksic’in evinde toplanıyor. Sokaklara taşan kafe ve restoranlar aralarında çok ünlü kişilerin de bulunduğu insanları ağırlıyor. 134 metre yükseklikteki kubbeli St. Sava Katedrali, Belgrad’ın sembol yapılarından. Günümüzde halen kullanılan en büyük Ortodoks kilisesi orta çağda Sırp Ortodoks kilisesini kuran Aziz Sava’ya adanmış. Kilise, kendisinin de gömülü olduğu Viacar Platosu'nda yer alıyor. Beyaz mermer ve granit üzerine yapılan kilisenin inşasına 1935'te başlanmasına rağmen II. Dünya Savaşı sırasında inşaat durmuş. 1985'te yapımına yeniden başlanan kilise hala yapım aşamasında. Sava Nehri'nde bulunan yapay bir yarımada olan Ada Ciganlija sahilleri ve spor etkinlikleri ile çok ilgi çeken bir yer. Plajları ve etkinlikleri o kadar güzel ki yazları günde 100,000 ziyaretçi ağırlıyor. Belgrad’ın denizi lakabını alan yarımadada çok yoğun bir ormanlık arazi de bulunuyor. Crkva Svetog Marka ya da diğer adıyla St. Mark Katedrali, aynı yere 1835'te inşa edilen ahşap kilisenin devamı olarak 1940'ta tamamlanmış. Kilise, Belgrad’ın Taşmeydan bölgesinde parlamento binasının yakınında bulunuyor. Elektriği alternatif akıma dönüştüren sistemi ve elektrik bobinini bulan Nikola Tesla'nın çalışmaları ve hayatından kesitlerin sergilendiği Nikola Tesla Müzesi, Belgrad'ın en tanınan müzelerinden. Müzede Tesla'nın buluşlarının bilgisayarla yapılmış modellerini de interaktif olarak deneyimleyebiliyorsunuz. A. Buğra Tokmakoğlu / Özel Haber