Baroların yapısını değiştirecek yasal düzenlemeye tepki için Türkiye’nin dört bir yanından "Savunma Yürüyor" sloganıyla yola çıkan baro başkanları Ankara girişinde polis engeliyle karşılaştı. Eskişehir Yolu’nda basın açıklaması yaptıktan sonra Anıtkabir’e geçen heyet, yürüyüşün engellenmesi üzerine oturma eylemine başlamıştı. Ankara’da yaşananlar ve ‘savunma yürüyüşü’ sürecine ilişkin açıklamalarda bulunan İzmir Baro Başkanı Av. Özkan Yücel de, “Ankara’da yaşananlar ülkemizin geldiği son halin bir kanıtı. Bir fotoğrafı. Polis devletine dönmüş durumdayız. Türkiye'nin dört bir yanından gelen baro başkanları, üç gündür yolda olan baro başkanları, Anıtkabir’e sokulmadılar ve polis engeliyle karşılaştılar” diyerek süreci değerlendirdi.

‘EYLEM SÜRECEK’

Büyük bir kararlılıkla devam edeceklerini dile getiren Yücel, “Kararlılığımız sürüyor. Burası bizim başkentimiz, Cumhuriyetin başkenti. Değerleri, demokrasiyi ve hukuk devletini korumak için, tüm yurttaşlar için mücadele etmek için buradayız. Mücadele kararımız devam ediyor. Yol açılmaz ve izin vermezlerse burada kalacağız. Eylem sürecek. Yol açılıp, biz Ankara’ya girene kadar” dedi. Yaşanan sürecin, herkesin hak mücadelesi olduğunu dile getiren Yücel, “Biz 19’unda dört bir yandan yola çıktık. Bize hep ‘Ne istiyorsunuz?’ dendi. Hukuk devletini korumak, çevreyi korumak istiyoruz. Kadın cinayetlerini durdurmak ve çocuk istismarı son bulsun diye yürüyoruz. Demokrasi ve hukuk devletine aykırı davranışlar ortadan kaldırılsın diye yürüyoruz. Ülkede bulunan herkesin hakkı olan şeyler. Baroları bölme ve parçalama projesi tamda bu mücadeleyi sekteye uğratmak. Siyasi iktidarın kendisi için gül bahçesi yaratmak ve baroların muhalif seslerini kısmak için ortaya atılmış bir proje. Bu mücadele yurttaşlar için, tüm yurttaşlarımızın bu mücadeleye sahip çıkması beklentimiz” ifadelerini kullandı.

‘İHLALLERİN KARŞISINDAYIZ’

Son olarak mücadeleden vazgeçmeyeceğini yineleyen Yücel, “İstiyorlar ki kimse konuşmasın, istiyorlar ki kimse ses çıkarmasın. İstiyorlar ki bu bahçe dikensiz bir gül bahçesi olsun. Fakat İzmir’den yola çıkarken beni uğurlayan meslektaşlarıma şunu söyledim; ‘Onlar dikensiz gül bahçesi istiyorlar ama bizler o gülleri koruyabilmek için bu bahçenin dikenleri olmaya devam edeceğiz’. Her hak ihlalini söylemeye ve karşısında durmaya devam edeceğiz” diye konuştu.

‘Savunmanın yanındayız’

Konuyla ilgili bir açıklama da İzmir Gazeteciler Cemiyeti’nden geldi. İGC Yönetim Kurulu’nun yaptığı yazılı açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Adaletin ve Baroların bağımsızlığı için, hukukun üstünlüğü için Ankara’ya yürüyen 53 Baro Başkanına engelleme ve saldırının hiçbir meşru açıklaması bulunmamaktadır. Yasal dayanağı olmayan engelleme halkın savunma hakkına yöneliktir. Haksızlık, hukuksuzluktur. Keyfidir. Demokrasi ile asla bağdaşmamaktadır. Ülkemizin itibar karnesinde yeni bir kırık nottur. Savunma Hakkı insan haklarının en temel ilkelerinden biridir. Kutsaldır. Baroların ve avukatların susturulmaya çalışılması toplumun her bireyinin savunma hakkının engellenmesidir. Hep söylediğimiz gibi, basın, ifade ve düşünce özgürlüğünün ve hukukun bağımsız olmadığı ülkelerde demokrasiden söz edilemez. Hak arama ve ifade özgürlüğü etle tırnak gibidir. Halkın bilgi edinme hakkına hizmet eden gazetecilerin savunmalarını üstlenen avukatlarımız bunu halkın bilgi edinme hakkını savunmak için de yapıyorlar kuşkusuz. Onlar da halka emanettir. Savunma yürüyüşünün engellenmesi, Baro Başkanların saldırıya uğramaları, darp edilmeleri, fiili gözaltında tutulmaları çok üzücüdür. Kabul edilemez. İzmir Gazeteciler Cemiyeti olarak bu hukuksuzluğu kınıyoruz. #SavunmaDurdurulamaz.” Rana Beyza Öztürk / Özel Haber