<strong><a href="https://www.akpartiizmir.org.tr/" target="_blank" rel="noopener noreferrer">AK Parti İzmir</a> İl Başkanı <a href="https://www.egetelgraf.com/?s=Kerem+Ali+S%C3%BCrekli" target="_blank" rel="noopener noreferrer">Kerem Ali Sürekli</a></strong>, <strong>Urla Belediye Başkanı İbrahim Burak Oğuz</strong>’un <strong>FETÖ</strong> üyeliği <strong>şüphe</strong>si ile <strong>tutuklanma</strong>sı sonrasındaki <strong>tartışma</strong>lara yönelik bir açıklama yaptı. Başkan Sürekli, son olarak <strong>AK Parti Genel Başkan Yardımcısı</strong> ve <strong>İzmir Milletvekili Hamza Dağ</strong>’ın Oğuz’un başkan adaylığı <strong>referans</strong>ını sormasına karşılık yapılan açıklamaların ise süreci baltalamaya yönelik ve durumdan <strong>siyasi</strong> yarar ummak anlamına geldiğini söyledi. Ortada ciddi bir suçlama olduğunu, yargı sürecinin devam ettiğini ve aslında başından itibaren de meseleyi yüksek perdeden dillendirmeme hassasiyeti içinde olduklarını belirten Sürekli; “Aynı <strong>hassasiyet</strong>i, kendisini sahiplenenlerin de göstermesi gerekir. Ne yazık ki <strong>CHP</strong>, olup biteni başından itibaren <strong>inkar</strong> ve <strong>ört bas</strong> etmeye çalışan bir tavır içinde. Kamuoyunu aydınlatmak adına bazı soruları sormak zorunluluğu doğuyor. Genel Başkan Yardımcımız da haklı olarak bunu yapmıştır.” diye konuştu. AK Parti İzmir İl Başkanı Kerem Ali Sürekli yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi: <strong>İddianame</strong>de delillerle desteklenmiş çok ciddi iddialar olmasına karşın, masumiyet karinesine saygı duyduğumuz için bu olayı çok yüksek perdeden siyasi bir söylem haline getirmemeye gayret ettik. Ancak ciddi ithamlar söz konusu. CHP’nin de bu olay üzerinden siyaset yapma eğilimi ve <strong>manipüle</strong> eden tavrı açısından soru sormak oldukça doğal. Soruya soruyla cevap vererek meselenin aslını perdelemeye çalışmak da doğru değil. Sorulan soruyu yanıtlamak yerine saldırıya geçmek doğru değil. Geçmiş tabi ki ortada. İş bu süreç üzerinden siyaset yapmaya gelirse elbette söylenecek çok söz olur. <strong>27 Mayıs, 12 Mart, 28 Şubat, 27 Nisan</strong>’a sahip çıkan, <strong>15 Temmuz</strong>’a ise kontrollü diyen; hain darbe girişimini tanımayan bir yapının bu kadar <strong>özgüven</strong> içinde olması da anlaşılır değil. Malum 15 Temmuz sonrası bile Sayın Genel Başkanlarının, FETÖ’nün yayın organlarının kapatılmasını, FETÖ’nun kitaplarının toplatılmasını eleştiren söylemleri olmuştu. O yüzden kimseyi hedef alarak bu açıklamayı yapmıyoruz. Biz bu işin gerçeklerinin, perde arkasının peşindeyiz. Liderimizden en sade üyemize, vatandaşlarımıza kadar darbe gecesi tankların karşısına dikilip darbeyi savuşturmuş bir parti olarak o kadarına da hakkımızın olduğunu düşünüyoruz.”