Korona virüs salgını, yeterli ve dengeli beslenme ile bağışıklık sisteminin güçlenerek sağlıklı yaşayabilmesi için temiz su ile güvenilir gıdaya erişiminin gerekliliğini bir kez daha kanıtladı. Daha önce şırınga şeklindeki ambalaj ve nefes borusuna kaçan kapak nedeniyle çocukların yaşamına mal olan acı tecrübeler yaşanmıştı.  Benzer acı olayların yeniden yaşanmaması için kurallara uyulması gerektiğini belirten Gıda Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Uğur Toprak, “Gıda ambalajları, hem gıda ile temasa uygunluk açısından hem de tüketici gruplarının zarar görme risklerini önleyecek şekilde mevzuata uygun olmalıdır. Ambalaj üreticilerinden işletmelere, kantincilerden okul idarecilerine kadar herkes yasal olarak sorumlu” ifadelerini kullandı. Hijyen başlığı altında dikkat edilmesi gerekenleri aktaran Toprak, “Gıda maddelerinin kantinde muhafaza ve sunum koşullarına dikkat edilmesi gerekmektedir. Bunun yanı sıra kantin ve personel temizliğinin yeterli düzeyde olması da en önemli. Ambalajsız verilen her türlü gıda maddesinin doğru sıcaklıkta ve uygun koşullarda muhafaza edildiğinden emin olunmalı. Tam gün eğitim veren okullarda alınacak öğle yemeği hizmetlerinde sadece fiyat politikası üzerinden gidilmemeli, olmazsa olmaz şartları sağlamayan firmalar tercih edilmemeli. Unutulmamalı ki yemek hizmeti sadece karın doyurmak değil, bir insanın sağlıklı beslenmesini ve güvenilir gıdaya ulaşmasını da sağlamak demektir” diye konuştu. NELERE DİKKAT EDİLMELİ? Yemekhanelerde tüm hijyen kuralları gözetilerek, yemeğe geliş saatleri planlanarak hizmet verilmesinin elzem olduğunu söyleyen Toprak, “Menüler salgın döneminde bağışıklık sistemini güçlendirecek şekilde düzenlenmeli. Yemekhane ve kantinlerdeki masa ve sandalyelerin araları 2 metre olacak şekilde ve çapraz oturma düzenine göre planlanmalı. Yemek esnasında konuşmama konusunda uyarılar yapılmalı. Tüm yemekhane ve kantin çalışanlarının istisnasız önlük, bone, siperlik, maske ve eldiven kullanması sağlanmalı. Gün içerisinde yoğunluk durumuna ve hizmet türüne göre belirli aralıklarla eldiven ve maske değiştirilmeli. Kantin ve yemekhanelerin periyodik olarak haşere mücadele uygulamaları kapsamında ilaçlamalarının yaptırılması okul yönetimlerinin sorumluluğunda. Bu anlamda, öncelikle gıda maddelerinin muhafaza koşullarına dikkat edilmesi gerekmekte. Bunun yanı sıra kantin ve yemekhane ve personel temizliğinin yeterli düzeyde olması, görevli personelin hijyen eğitimi belgelerinin yanı sıra belirli periyotlarda portör muayenelerinin yapılması da en önemli noktalardan biri. Ayrıca kantinlerde satılan ambalajlı ürünlerin etiketlerinde bulunan işletme kayıt/onay numarası, son tüketim tarihi, tavsiye edilen tüketim tarihi ve saklama koşulları gibi bilgilerin incelenerek satın alınması ve muhafaza edilmesi gerekmekte” dedi. Uygulamaların yetersizliği ve etkin denetim eksiğinin iki küçük cana mal olduğunu hatırlatan Toprak, “Mevcut denetçi sayısı ile hali hazırdaki tüm gıda işletmelerinin denetlenmesi bile mümkün değilken ek olarak okul kantinlerinin de etkin şekilde denetlenmesi mümkün görülmemekte. Bunca yıldır yapılan çalışmalarda denetlemelerin etkin yapılamadığı, yayınlanan genelge ve tebliğlere rağmen kamu kurumlarının mevzuatının ve uygulamalarının yetersiz kaldığı ve bunun sonucunda en son iki küçük cana mal olduğu halkımızca bilinen bir gerçek. Bir daha bu acı olayların yaşanmaması için ilgili mevzuatlarda gerekli düzenlemeler yapılmalı, denetim sayısı artırılmalı, etkin ve kaliteli izleme, risk odaklı politikalar üretilmelidir. Gıda denetimlerinin etkin ve düzenli olabilmesinin koşulu söz konusu resmi kurumlarda gıda mühendisi istihdamının acilen artırılmasından geçiyor” diye konuştu. Rana Beyza Öztürk/ Özel Haber