İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in İzmir’deki ikinci durağı Ege Sanayicileri ve İşinsanları Derneği oldu. İlk önce dernek binasını ziyaret eden Lider Akşener, daha sonra ‘ESİAD Ekonomik Vizyon Buluşmaları’na katıldı. ESİAD ile birlikte ikinci buluşması olduğunun altını çizerek toplantının açılış konuşmasını gerçekleştiren Akşener, “Bazen ‘Bir şey değişecek, her şey değişecek’ denir. Matematikte de bu vardır, bir sayı değiştirirsiniz, denklem değişir. Bizim partimizin de kuruluşu böyle oldu. 2017’de iş başında bulunan, arkadaşlarımın ve benim ‘Ucube sistem’ dediğimiz, henüz partimiz yokken kendi imkanlarımızla Anadolu’yu dolaştık ve bu günleri anlattık. ‘Bu sistem yanlıştır’ dedik. ‘Bu sistem önce sahiplerini vuracaktır’ dedik, nitekim vurdu” dedi.

‘HİÇ VAZGEÇMEYECEĞİMİZ İLKEMİZ’

“Ekonominin patronu sizlersiniz” sözleriyle açıklamalarını sürdüren Akşener, “Ekonomi güvendir. Bu güveni sağlayacak olan adalettir, demokrasidir. Yabancıları bu ülkeye getiren ve yatırım yapmalarını sağlayan bu meseledir. Ülke olarak ön görülebilirliğiniz varsa ister yerlisi ister yabancısı istihdam ve üretime yönelik yatırım yapar. Kapıdan içeri yabancı olarak bir üretim sistemi yapmak için yola çıktığınızda dakika bir gol bir ‘ayak bastı parası’ gibi saçmalıklarla karşılaşıyorsanız, bir sorun çıktığında yargıya dair bir inancınız yoksa, hukukun üstünlüğüne dair bir inancınız yoksa elbette ki yatırım yapamazsınız. Sıcak para gider, çıkar, kara paraların aklandığı, sürekli varlık bağışını ilan ettiğiniz, uçucu para denilen bir sistemle karşı karşıya kalırsınız. Bütün bunlar gerçekleşti, keşke biz haksız çıksaydık. 2017 bir mihenk taşıdır. 2017 referandumundan sonra partimizi kurduk. Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemi denilen bir sistem kuruldu. Herkesin havlu attığı ve bunun üzerinden seçim sisteminin konuşulduğu yerde İYİ Parti’yi kurduk ve tek amacımız sizin iradenizle bu ucube sistemin hür iradelerinizle gitmesini sağlamak üzere kurulduk. Hiç vazgeçmeyeceğimiz ilkemiz budur” ifadelerini kullandı.

“1946’NIN BİR TIK ALTINDA”

İYİ Parti’nin zorlu şartlar altında kurulduğunun da altını çizen Akşener, “Tam seçime gideceğiz, ‘Hayır seçime giremezsiniz’ dediler. CHP’ye arkadaşlarımız onayıyla gidip 15 milletvekili talep ettik. Bu, Türk siyasi parti hayatında çok önemli bir adım, sayın Kılıçdaroğlu’nun da verdiği cevap çok önemli bir adım. Bu İstanbul ve Ankara’nın alınmasını, ‘Cumhurbaşkanı adayınız kim?’ diye tepinen ağabeylerin feryadını getirdi. Yıl 1946… O günkü şartlar elbette bugün anladığımız manada demokrasi yoktur ancak ona dair talep ve adımlar vardır. Demokrat Parti seçime girer, biraz problemli bir seçimdir. Mersin’in Arslan Köyü’ndeki şalvarlı kadınların sandıkların üzerine oturup ‘Açıp sayacaksınız’ demesi, Türk demokrasisine dair koydukları irade inanılmazdır. Sonuçta Demokrat Parti meclise girer ama kanunlar çok partili sisteme uygun değildir. 1947’de Demokrat Parti bir kongre yapar ve ‘Hürriyet Beyannamesi’ yayınlarlar. Orada bir ültimatom vardır. Demokrat Parti’nin genel başkanı rahmetli Celal Bayar’dır. Celal Bey, İsmet Bey’e çıkar ‘Sine-i milliyete gideceğiz’ der. O, Cumhurbaşkanlığı makamının partili olmasını kaldırılması ve başbakanla, meclisteki siyasi partilere ve onların duruşuna saygı duyan bir ismin getirilmesidir. Parlamenter Sistemin yerine getirilmesidir. İkisi arkadaştır, Celal Bey ‘Millete gitmeyin, biz bunu yapalım’ der. Kendisi Cumhurbaşkanlığı’na geçer, başbakanlığa toplumun her kesimini kucaklayan Hasan Saka gelir, ondan sonraki süreçte çok partili sistemin gereklileri getirilir. Biz bugün 1946’dayız. ‘Allahım ne büyüksün’ dediğim şey bu. Yıl 2022 dijital mecralar tartışılıyor, Z kuşağını konuşuyoruz ama 1946’nın kurallarıyla yönetiliyoruz. 2022, Tiktok diye bir kavramı ben hala anlayamadım. Elimizdeki akıllı telefonların felsefeyi anlayamadık. Bilgi erişiminin bu kadar fazla olduğu dünyada 1946’nın bir tık altındayız. Bu yönetilebilir bir dünya değil. Bunun değişmesi için partimizi kurduk, geri adım atmamız mümkün değil” açıklamalarında bulundu.

‘KÖK SÖKTÜRMEK ZORUNDASINIZ’

“Bizim insanımız her zaman kibar davranır ama siyasetçiyi iğnenin deliğinden geçirir” sözleriyle açıklamalarını sürdüren Akşener, “İYİ Parti’nin yapmaya çalıştığı şey aynı apartmanda oturup siyaset yüzünden küs olanların yaşadığı Türkiye’yi değiştirmek. Seçmen velinimettir anlayışını yeniden ihya etmek... Bütün şehirleri dolaştık, esnaf ziyareti adı altında dertleri dinleyip çözüm üreten bir dil oluşturmaya çalıştık. Epey de mesafe aldık. Siz velinimetsiniz, müşterileriniz sizin için velinimet. Talep eden biziz. Amerikalılar bunu bilir, onlara bir şeye satılmaya çalıştıklarında kök söktürürler, onlar bir şey satmak istediklerinde bal şeker olurlar. Talep eden biziz, kök söktürmek zorunda olanlar sizsiniz. Bunu yeniden ihya edeceğiz” dedi.

“TÜRKİYE’NİN EN İYİSİYİM”

Son olarak, İYİ Parti’nin Türk siyasetinde bir kilit taşı olduğunu da söyleyen İYİ Partili Lider, “O yüzden İYİ Parti’nin üzerine bu kadar gidiliyor. Cumhur İttifakı tarafından sürekli dürtülüyor, zaman zaman hakarete varan şeylerle karşılaşıyoruz. Şimdi ise şöyle bir durum var, İYİ Parti’nin denkleminin içinde olmadığı hiçbir denklem bir şey yapılamıyor. O yüzden arada bir ‘yerli ve milli’ ilan ediliyoruz. Bütün bunların anlamı şu, şımarmadan, kutuplaştırmadan, ‘Alt tarafı siyaset yapıyoruz’ diyerek, siyaseti küçümsemeden bir konu olarak görüp, seçmen size karşı bir tutum aldığında da seçmeni suçlamadığınız bir iş olduğunu düşünerek yolculuk yapıyoruz. Bunu da hiç değiştirmeyeceğiz. Açıklamalarımda, el sıkışmaların, birbirini anlamaya gayretlerin ne kadar önemli olduğunu sizlerle paylaşmak istedim. Patronun da bir kere daha siz olduğunuzu, seçmen olarak patron olduğunuzu hatırlatmak istedim. Ben bir siyasi kafa avcısıyım, Türkiye’nin en iyisiyim. Sıfır kıskançlıkla Türkiye’nin en iyi kadrosunu partimde topladım. Dolayısıyla bir orkestra şefiyim. Eşref Fakıbaba bana bakıyor: Adamlarla iş zor, eşlerinden istiyorum. Gelinlerle durum harika. Var olsun kadınlar… Biraz önce ‘Erkekler eğitilebilir varlıklardır’ demiştim, burada bulunan kadınlara sesleniyorum: Hem evden başlayarak hem de iş hayatı içinde bu eğitime devam edin ki yarın sizin olsun” diye konuştu.

‘STRATEJİK PLANLAMA’

ESİAD Başkanı Sibel Zorlu ise “Biz sanayici ve iş insanlarının en büyük beklentisi ülkemizin istikrarlı ve öngörülebilir bir ekonomiye kavuşmasıdır. Dünya ekonomilerinde de hissedilen enflasyon, ülkemizde ise baş edilmesi zor bir sorun haline geldi. Artık hepimiz yüksek enflasyonla mücadele ediyoruz” dedi. İş dünyasının finansman problemleri olduğunu ve bu durumun yatırımların önünde engel oluşturduğunu kaydeden Zorlu, bu yüzden yatırım kararlarının ertelendiğini söyledi. ESİAD Başkanı Zorlu, “Sanayicinin en temel amacı ülke kalkınmasına ve refahına katkıda bulunmaktır. Çalışanlarının mutluluğu da sanayicinin en büyük motivasyon kaynağıdır. Mevcut koşullarda üretmek artık ciddi fedakarlık anlamına geliyor. Bu da ne yazık ki beraberinde imalat sanayinden kaçışı getiriyor. Bu noktada yüksek teknolojiyi ve katma değeri önceleyen ve ithal girdiyi düşürecek üretim, sanayimizin geleceği bakımından hayati önemde. Doğru bir kalkınma ve finansman modeli ile sürdürülebilir ve döngüsel ekonomi için stratejik bir planlamaya ihtiyacımız var” diye konuştu.

YAĞMUR DAŞTAN