Didar DEMİRCİ/EGE TELGRAF-Süt ürünleri ve özellikle tulumuyla meşhur Bergama’nın hayvansal üretimiyle ön plana çıkan Kadıköy Mahallesi’nde yaşanan alt yapı sorunu, adeta bir çevre felaketi olarak karşımıza çıktı. Mahallenin alt yapısındaki atık su borularının ana kanala bağlanmak yerine hayvanların otlayıp su içtiği meraya akıtılması bölgede ağır sonuçlarla karşılaşılmasına neden oldu.

3 çocuk annesi maharetiyle kasaplara taş çıkarttı 3 çocuk annesi maharetiyle kasaplara taş çıkarttı

Söz konusu durumu bayramda köyünü ziyaret eden eski MHP Soma İlçe Başkanı Vedat Erdem gün yüzüne çıkardı. Erdem, büyükbaş hayvanların foseptik bataklığında otlamak zorunda kaldığını ve kimsenin bu duruma bir çare bulamadığını belirtti. Öte yandan köyüne kesin dönüş yapan ve son yerel seçimlerde bu sorunların çözülmesi için  muhtar azası olan Nurşen Örnek de, “Doğal besleniriz umuduyla geldik. Korkumuzdan ne süt ne de yoğurt tüketebiliyoruz” dedi.

Vedat Erdem

MERANIN ORTASINDA

Kadıköy, 6360 Sayılı Büyükşehir Yasası’yla köy statüsünü kaybedip mahalle oldu. Bu yasanın asıl amacı, büyükşehir imkanlarından köylerin de faydalanmasını sağlamaktı ancak gelinen noktada hayvancılık faaliyetlerinin yoğun olduğu köyde mera alanı foseptik bataklığına dönüşmüş durumda. Kadıköylü Vedat Erdem, köyünün merasının geldiği son hali anlattı. Mera alanındaki foseptik bataklığının kendisini çok üzdüğünü ve bu konuya bir çare bulunması gerektiğini aktaran Erdem, “Bayramda gittiğimde bana merayı gezdirdiler. Hayvanların otladığı yere zamanında foseptik borusu çekilmiş, 250 metre daha taşıyıp kanala bağlamadıkları için şu an mera olarak kullandığımız otlak arazi köylünün tüm foseptiğinin aktığı yer oldu. Burası ilk zamanlarda dikkat çekmedi. Toprak o foseptiği emdiği için belli olmuyor. Haliyle zamanla bu toprak doyuyor. Doyunca da suyu da emiyor. Orayı bir bataklık haline getiriyor” dedi. Kimseyi zan altında bırakmak gibi bir gayelerinin olmadığını ancak bu sorunun bir an önce çözülmezse Kadıköy’de önce hayvancılığın biteceğini zamanla da insanların bölgeyi terk edeceğini söyleyen Erdem, “Alt yapı döşenirken o boruyu 250 metre daha taşımamışlar. Çevre köylerdeki foseptik borusu taşınmış, kanala bağlanmış ancak bizimkisini ne hikmetse getirip meranın ortasına bırakmışlar” diye konuştu.

BİR BİR CAN VERİYORLAR

Meraya bırakılan foseptiğin geniş bir alana yayıldığını ve bu nedenle de hayvanların foseptiğe battığını söyleyen Erdem, “Geniş bir alana bu foseptik çökmüş ve foseptik bataklığı haline geliyor. İnsanların dışkısı orada. Buraya hayvanlar düşüyor. Ayakları kırılıyor. Bazı inekler ölüyor. Bu durumu eski muhtar dile getirdim diyor ama pek dile getirilmiş olarak görmüyorum. Çünkü ilgilenen yok. Sonra muhtar değişince bu konuyu yeniden gündeme getirmek istedik. Bu alan şu anda mikrop saçıyor. Orada otlayan hayvanların sütünü mandıra topluyor, o süt İzmir’e ve Ege’ye dağılıyor. Oradan kuşu, kurdu, kelebeği su içiyor, evlere dağılıyor” ifadelerini kullandı.

En garipsediği durumlardan birinin de, 1964 yılında Almanya’nın Böblingen kenti ile Bergama Belediyesi arasında imzalanan bir protokolle bu iki yerin kardeş şehir olduğuna dikkati çeken Erdem, “Zamanında burası Türkiye’de örnek olarak gösterilmiş. Köyümüz o kadar güzelmiş ki, şu anda pislik içinde. Benim içim yandı. Bu konuda gerekli yerlere dilekçeleri verdim ancak burayı bir an önce görmeleri lazım. Buranın köpeği, kedisi, kuzusu, danası bu merada su içiyor. Bu hayvanların eti sütü kullanılıyor. Hayvanların öldüğünü biliyorum ama ondan önce insan sağlığı tehlikede” değerlendirmesinde bulundu. Köyünde normal ölüm olmadığının da altını çizen Erdem, genel olarak herkesin kanserden öldüğünü iddia ederek bu konunun sudan kaynaklandığını ve araştırılması gerektiğini söyledi.

Nursen Ornek

Kadıköy Mahallesi muhtar azası Nurşen Örnek de, köyündeki meranın foseptik bataklığı olmasına ilişkin detayları paylaştı. Örnek, “Kanalizasyon ilk yapıldığında meraya verilmiş. 21 sene önce yapılmış bir kanalizasyon sistemi. Hep oraya akmış, şimdi artık taşmış. 4 metreye yakın bataklık olduğu söyleniyor. Ben İstanbul’dan geleli 2 seneye yakın oldu. Köye yerleştim. İnsanlar söylüyor, hayvanlarımız foseptik suyu içiyor, kanalizasyon suyu içiyor diye. Tabii süt almaya çekinir olduk. Doğal beslenelim diyoruz ama inanın ben de bilmiyordum böyle olduğunu. Kanal normal bir şekilde akıyor sanıyordum ama kanal bir yere kadar, merada taşmış, balçıklaşmış. Zaman zaman da hayvanlar orada bataklığa batıp çıkamayıp ölüyor” dedi.

KANAL DA TIKALI!

Yaşanan çevre sorununa köylülerin bu zamana kadar sessiz kalmasındaki sebebin, merayı ve köyü kapatıp karantinaya alınmasından korkmaları olduğunu dile getiren Örnek, “Bir şeyler olacak diye daha kötü şeyler önümüze çıkacak. Hem hayvan sağlığı hem insan sağlığı tehlikede. Havalar yeni ısınmaya başladı, suyu daha fazla kullanıyoruz. Orası 4 metre bataklık olmuş, foseptiğin çıkış noktası dolmuş artık. Ufak bir yağmur yağdığında köylülerin kapılarının önündeki kanal çıkışlarından foseptik tepiyor. Evlere kadar pislik doluyor. Köyümüzde 425 kişi yaşıyor. Bu nüfus yazın daha da artıyor. Nüfusumuz bin 500’ü buluyor. Çünkü tarım işçileri de geliyor. O zaman foseptiğe akan pislik oranı da artıyor” diye konuştu.

Omer Sagirrr

‘HER YER PİS KOKUYOR’

Köyde besicilikle uğraşan Ömer Sağır da, kendi hayvanının foseptik bataklığına düşmesi sonucunda öldüğünü belirterek, “Geçen sene benim kendi hayvanım öldü. Girmiş lağım çukuruna çıkamamış. Zorlanmış, ayakları kırılmış çıkamayınca ölmüş orada” dedi. Sağır, “Biz bu sorunu 20-25 senedir yaşıyoruz. Çok yere başvurduk ama bir çözüm bulunamadı. Fotoğraflarını çektik. İlçe tarıma, il tarıma, Ankara’ya gönderdik ama bir sonuç olmadı. Kimse de gelmedi. Mera köye yakın, yazın da bu sebeple oradaki pis koku köye de geliyor. Her yer pis kokuyor. Bu nedenden ötürü hayvanlarını meraya salmayan var” dedi.

Kaynak: EGE TELGRAF