Türkiye, ‘beyaz altın’ olarak nitelendirilen pamuktan gerek ihracat gerek de iç tüketim yoluyla büyük bir ekonomik döngü oluşturuyor. Ham halde ihraç edildiği gibi tekstil sanayimizin de bir numaralı hammaddesi olma görevi gören pamukta bu yıl üreticinin başı kaçak tohumlarla belada. Çimlenme sorunu yaşayan bu tohumlar, hastalıklara karşı da savunmasız. Kaçak olarak üretilip çiftçiye ucuz fiyatlarla satılan tohumlar nedeniyle çiftçi verim, devlet vergi, tohum firmaları gelir kaybı yaşarken, Ulusal Pamuk Konseyi Başkanı Bertan Balçık, ülkenin tüm dünyada oluşturduğu ‘GDO’suz Pamuk’ markasının da zarar görebileceğini belirtti. bertan-balcik

‘ANORMAL SEVİYEDE’

Kaçak tohumun bu yıl ülkemizde pamukçuluğun en büyük sorunlarından biri haline geldiğini ifade eden Ulusal Pamuk Konseyi Yönetim Kurulu Başkanı Bertan Balçık,10 milyon ton pamuk tohumunun yaklaşık 3 milyonunun kaçak tohumlardan oluştuğunu söyledi. Başkan Balçık şöyle konuştu: Üretici, bu yıl sertifikasız tohuma yönelerek tarlasına bunları ekiyor. Tescillenmiş tohum çeşitlerimiz kaçak olarak farklı yerlerde üretiliyor ve üreticiye çuvallarla satılıyor. Bunlara, yurtdışından getirilen GDO’lu tohum çeşitleri de karıştırılıyor. Bu yıl 10 milyon ton pamuk üretimi için tohum kullanıldı. Tahmin ediliyor ki bunun yaklaşık 3 milyon tonu kaçak tohumlardan oluşuyor. Bu çok anormal bir rakam, ekilen tohumun yüzde 30’u bu zararlı ve yararsız tohumlardan oluşmuş. Lisanslı firmaların 17 liraya sattığı tohumu 12 liraya satıyorlar. Ucuz olması ve bilinçsizlik nedeniyle çiftçi buna yöneliyor ama bu her yönüyle hem üretime hem de ardından yapılacak sanayi faaliyetlerine doğrudan negatif etki eden bir süreç. Ekilen tohumun belli bir üretim ve kontrol sürecinden geçmiş olması gerekiyor ki ortaya çıkabilecek sorunlar bertaraf edilsin.

 PEMBE KURT SORUNU

Kaçak tohumların bozuk çıktığını, çimlenme problemi yarattığını belirten Balçık, verim sorununun bugün bile gözle görülür seviyede olduğunu belirtti. Bu tohumların ‘pembe kurt’ sorununa da yol açabileceği uyarısında bulunan Bertan Balçık, “Hasat dönemi bunun daha rahat göreceğiz ki şu an bile gözle görülen bir etkisi var. Bu tohumlar zayıf, hastalıktan çok daha kolay etkileniyor. Bu nedenle kaçak tohum eken pek çok çiftçimiz verim alamadığı için daha önce ekip yaptığı alana tekrar sertifikalı tohum alarak ekmek durumunda kaldı. Bu zaman ve para kaybı demek. Yine bu tohumlar ileriki süreçte, pamuk üretiminin çok büyük sorunlarından biri olan Pembe Kurtların tarlalara dadanmasına yol açabilir. Bunları geçmişte gördük, üreticinin varı yoğu telef olmuştu” dedi.

 ‘DENETİM ZAFİYETİ VAR’

Tohum firmalarının konuyla ilgili sık sık Tarım ve Orman Bakanlığı ile Ticaret Bakanlığı’na müracaat ederek şikayette bulunduğunu aktaran Başkan Balçık, “Bunun yaygınlaşmasının önüne geçilmesi için sektör dinamikleri çalışıyor. Ancak yetkililer açısından ciddi bir denetim zafiyeti var. Tarım ve Orman Bakanlığı’na bağlı Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü, kayıtlı tohum üreticisini ve satıcısını her zaman denetleyebiliyor. Ancak bu kaçak tohumların üzerine gitmek açısından bir eksik var. Esas Genel Müdürlüğü’müzün bunu denetlemesi gerekiyor. Bu ekonomimize doğrudan zarar veren bir süreç. Çünkü firmalar yıllarca uğraş sonucunda tescillenmiş bir tohum üretiyor. Hala geliştirmek adına çaba göstererek AR-GE faaliyetlerinde bulunuyor, bunun için para harcıyor, vergi ödüyor. Firmalarımızın bu alandaki faaliyetleri, ekonomik, üretim ve istihdam adına önemli. Ancak bu kontrolsüz kaçak üretilen tohumlar bunlara da zarar veriyor. Rekabet zarar görüyor, kayıt dışı artıyor, vergi kaçağına yol açıyor ve az önce de söylediğim gibi çiftçiyi de vuruyor” diye konuştu.

‘MARKAYA DA ZARAR’

Ulusal Pamuk Konseyi Başkanı Balçık, dünyada Türkiye’nin pamukta ‘GDO’suz üretim’ yaptığı için nam saldığını hatırlatarak “Ülkemizde pamuk alanında GDO üretimi, kullanımı, ithalatı yasak. Bu şekilde üretim yapıyoruz ve bu anlamda bir marka yaratmışız, bir değer oluşturmuşuz. Yarattığımız ‘Türk pamuğu’ markasını, tüm dünyanın tekstil sanayiine ihraç ediyoruz. Tekstil sanayimizin ürünleri de büyük bir ihracat geliri oluşturuyor. Eğer biz bu kaçak tohumun önüne geçmezsek bu markamız da tehdit altına girecek ve ihracatımızı da doğrudan etkileyecek. Kendi kendimizi tehlikeye atıyoruz. Bu markayı, çiftçimizi, vergimizi, sanayimizi, ihracatçımızı korumamız gerekiyor. Yetkililer acil olarak konuya el atmalı” ifadelerini kullandı. Utkucan Akkaş/Özel Haber