Çok yeni olan Turistik Doğu Ekspresi treni uzağı yakın ederken, bizleri beyazlarla örtülmüş bu masal şehrine götürür veya getirir iken şimdilerde her şey çok daha farklı. Bir tren yolculuğunun çok ötesi… Uzağa, yani Kars’a giderken de geze geze gidiyoruz. Sanki özel aracımıza binmiş ve geçtiğimiz yollarda önemli yerlerde duruyoruz gibiyiz. Trenimizden inerek ayak basıyoruz İliç, Erzincan ve Erzurum’a… Ve doğru kullanılan yaklaşık 3 saatte ne çok şey yaşıyoruz. Yoldaki molalarımız… Uzağı daha da derinleştirip anlamlandırıyor. Hep diyorum ya “ keşke hiç bitmese” dediğimiz tren yolculuğumuz. Görmeye hasret kaldığımız, artık yağmayan karlarla Kars’ta gerçek bir kış masalı yaşıyoruz. İşte tam da bu masalın ortasında iken gözlerimizi açtığımızda bir bakmışız ki, Sivas - Divriği sonra da Sivas- Bostankaya’ya gelmişiz. Sivas Garı’nda bakım olduğu için Bostankaya’da inyior ve Sivas’a doğru 35 kilometrelik bir yol alıyoruz. Tam bir rüya. Sivas Kongre Merkezi Sivas’a geldiğimizi hemen bizi karşılayan Sivas Kongre Merkezi ile anlıyoruz. Sivas Valisi Mehmet Memduh Bey tarafından 1892 yılında Sivas İdadisi olarak yaptırılan bina Osmanlı Döneminde önce idadi sonra da uzun yıllar sultani olarak hizmet vermiş. Milli Mücadele Döneminde 4 Eylül Sivas Kongresi bu binada toplanmış, Cumhuriyetimizin temelleri burada atılmış, Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları 2 Eylül - 18 Aralık 1919 tarihleri arasında tam 108 gün burada konuk olmuşlar ve bina milletimizin en zor günlerinde “Milli Mücadele Karargahı” olarak hizmet vermiş. Selçuklu Dönemi, muhteşem eserlerimiz Bir yanımız da ise Çifte Minareli Medrese, Şifaiye Medresesi, Kale Camii, Buruciye Medresesi gibi Selçuklu döneminden kalma pek çok caminin bulunduğu bu şehre hayran kalacaksınız. Kars için, insanı çok üşütmeyen bir soğuk diyebiliriz ama Sivas için öyle değil. Gerçekten çok soğuk bir şehir. Ancak keyifli mekanları ve içten samimi insanlarının sıcaklığı ile çok çabuk ısınabiliyoruz. Sizin de bir yol hikayeniz olsun… Uzakları yakın eden Turistik Doğu Ekspresi aynı zamanda diğer şehirleri de yakın ediyor. Hiç gitmediğimiz, bilmediğimiz yerleri de görme imkanımız oluyor. Bir şehri tanımak için en az iki, üç gün gerekirken, hakkında bilgi edinmek yaklaşık üç saate sığdırılabiliyormuş. Yaşamımızda bir yol hikayesi değil mi? Bu seyahatlerde gerçek yol hikâyelerimizin olması çok keyifli. Birbirlerine anlatırken siz nerden gittiniz. Nerelere uğradınız. Geliş mi tren ile dönüş mü tren ile. İşte bu soruların yanıtı sizin hikâyeniz. Her bir molada başka güzellikler yaşadığınız anılarınızın toplamı. Yıllarımızı geride bırakarak yaş almakta bir yol hikayesi değil mi? O yaşam trenine binmek, inenleri izlemek, yolculuğa değer katmak, emek harcamak, hoş vakitler geçirip güzelliklere dalmak ve vakti gelince de inmek. Bu şehre mutlaka gidilmeli… Sivas ili, coğrafi bölge olarak toprak çoğunluğu İç Anadolu Bölgesi olmak üzere Karadeniz Bölgesi ve Doğu Anadolu Bölgesinde yer alan bir ilimiz. Tarihi İpek Yolu güzergahlarının kesiştiği bir yerde konumlanmış ve ünlü Kral Yolunun da geçtiği bir bilimiz olduğu için çok önemli. Şifalı sulara ev sahipliği yapan kaplıcaları, doğal güzellikleri, kültürel değerleri ve tarihi zenginlikleri ile bir mutlaka görülmesi, gidilmesi ve yaşanılması gereken şehirlerimizden. Yarıyıl tatilinde 22-26 Ocak yarıyıl tatilinde işte biz de misafirlerimiz ile bir yol hikayesi olanlar kervanına katıldık. Harika bir tatil yaşadık çocuklarımızla. Farklı illerimizi tanıttık onlara. Renklendi, daha da bir güzelleşti yolculuğumuz. Tabii ki Sivas’ta o leziz etleri, köfte ve döneri ile de midelerimiz bayram yaptı. Ama ah TCDD, bir de 8 saat rötar ile gelmeseydi, uçağımızı kaçırmasaydık… Eee yol hali. Ne yaşayacağımız bilinir mi ki… Yine de harika bir yolculukla sevdiklerimize kavuştuk. Ne demişler “ geç olsun, güç olmasın” Sevgi ve sağlıkla… Bircan Tağıl / Özel Haber