Ege Telgraf'ın sorularını yanıtlayan Eski ve Yeni Eşyaları Değerlendirme Derneği Başkanı Murat Gürer, İzmir'de iki ayrı ilçede faaliyet gösteren bit pazarının dünü, bugünü ve geleceği hakkında önemli değerlendirmelerde bulundu. İzmir'de ve Türkiye'de bir gelenek halini alan bit pazarının gelecekte de yaşayacağını dile getiren Gürer, "Sizin eskiniz bir başkasının hayali olabilir" dedi ve vatandaşlara eski eşyalarını satmaları için ücretsiz yer sunduklarını söyledi.
  • Derneğiniz nasıl kuruldu? Dernek kurma ve kurumsallaşma fikrinizin çıkış noktası neydi?
Halkapınar'da faaliyet gösterdiğimiz zamanlar, yani 2017 yılında derneğimizi kurduk. Orası o dönemde artık bir suç mahalline dönmüştü. Hırsızlık olsun, kamu malına zarar vermek olsun birçok olumsuzluk üst üste geldi ve Valilik kararı ile bit pazarı oradan kaldırıldı. Daha sonra yeni yer arayışına girdik. Gittiğimiz yerlerde de çeşitli tartışmalar yaşandı. Bu sırada 200 kadar esnaf ile derneğimizi kuruldu. En azından resmi kurumlar ile görüşürken bir kurumsal kimliğimiz olsun, ciddiye alınalım diye düşündük. Valilik ile belediyeler ile defalarca görüştük. Daha sonra bir çözüm elde ettik ve Ege Mahallesi'ndeki yeni yerimizde tezgah açmaya başladık. Şu anda 1200 kadar esnafımız var ve iki ayrı ilçede faaliyet gösteriyoruz.
  • Bit pazarı dendiğinde neden kimse ilçesinde sizi istemiyor ve sürekli itirazlar yükseliyor? Size karşı oluşan bu kötü algının sebebi nedir?
Bit pazarı dendiğinde ister istemez toplumda kötü bir algı oluşuyor. Biz öcü değiliz. Şapla şekerin birbirine karıştığı bir ortamda yaşıyoruz. Geçmişte kontrolsüz ticaret yapılan alanda her şey mümkündü ve tüm olumsuzluklar da esnafın tamamına yükleniyordu. Hırsızlık, gayri ahlaki durumlar, nizami olmayan her şey esnafa yükleniyordu. Dernek kurulduktan sonra belediyeleri ve resmi makamları tek tek ziyaret ettik. 2,5 yıla yakındır burada tezgah açıyoruz. Biz burayı kurduktan sonra esnaf arkadaşlarımızı davet ettik, büyüdük. Daha sonra Bornova'da bize bir alan verildi ve orada da tezgah açmaya başladık. Gerçek anlamda onuru ile namusu ile evine helal lokma götürmek isteyen esnaflar olarak iş yapıyoruz. Artık kayıt altındayız, işgaliyemizi ödeyerek çalışıyoruz. Bu sayede kamuya da ek gelir sağlıyoruz. Derneğin yanı sıra aynı isimle bir ticari işletme de kurduk.
  • İleriye dönük ne gibi hedefleriniz var? Yeni bir taşınma konusu gündemde, şimdiki yerinizde kalacak mısınız, yoksa yeniden başka bir semte mi gideceksiniz?
İstanbul'daki, Bursa'daki, Ankara'daki bit pazarı esnaflarının dernekleri ile bir araya gelmek üzere sözleşmiştik ancak pandemi süreci araya girince ertelemek zorunda kaldık. Amacımız bunu geleneksel hale getirip ayda bir farklı illerde festival benzeri organizasyonlar düzenlemekti. Bu geleneği tüm Türkiye'ye yayacaktık. Bu konuda belediyelerle de görüşüp destek sözü almıştık. Sloganımız bile belliydi, insanlara "Sokakta yaşam var" diyecektik. Artık polis ya da zabıta ile esnaf arasında kovalamaca yaşanmayan bir tablo çizmek istiyoruz. İlerleyen dönemde daha modern, daha büyük bir yer olursa neden taşınmayalım? Şu anda yaklaşık 40'a yakın Roman vatandaşımızın ailesi mevcut yerimizden geçimini sağlıyor. Onlar işletmemizin resmi çalışanı. Biz burada hem Konak, hem de İzmir ekonomisine bir katkı sağlıyor, ekonomik ve sosyal canlılık yaratıyoruz. Buraya Salihli'den, Nazilli'den, Aydın'dan gelip alışveriş yapanlar var. Bu insanlar gittikleri yerde bizleri anlatıyor, tanıtıyor. Ege Mahallesi'nde 600, Bornova Özkanlar'da ise 300 kadar tezgah açılıyor. Yani bine yakın aile bit pazarları sayesinde geçimini sağlıyor. Biz bu işi meslek olarak kabul etmiş insanlarız. Şimdi artık yaptığımız proje sayesinde pazarın her tarafında güvenlik kameraları da kuruldu. Kim geldi, kim dolaştı, her şey kayıt altında. Güzel bir düzen kurduk. Biz olduğumuz yerden memnunuz. Umarız son durağımız burası olur. Burası tam anlamı ile kapalı bir pazaryeri, mahalle halkı da bizi benimsedi, biz de buradan memnunuz.
  • Günümüzde hızlı tüketime dayalı bir toplum yapısı söz konusu. Siz bu geleneği yaşatmakta zorluk çekiyor musunuz? Gençleri bit pazarına çekebiliyor musunuz?
Bizim gençlere yönelik bir sloganımız var. Senin eskin bir başkasının hayali olabilir. 20 yıl önce çocukken aldığın bir şeyi kullanıp atıyorsun. Ama bunu 20 yıl sonra karşında gördüğünde adeta çocukluğuna dönüp mutlu olabilirsin. O hatırayı alıp manevi olarak sahipleniyorsun. Bizim en büyük görevimiz toplumun geçmişi ile geleceği arasında köprü kurmaktır. Aslında o bağı da sağlıyoruz. Bugünün gençleri ellerinde cep telefonu ile aslında sanıldığı gibi her şeye erişemiyor. Geçmişimiz ile o manevi bağı sağlayamıyorlar. Biz Milli Eğitim ile ortak bir çalışma yaparak, çocuklarımıza hafta sonları burada tur organizasyonları düzenlemek istiyoruz. İnsanlara hem tasarrufu öğretmek, hem de hiçbir şeyin eski olmadığını, geri dönüşümün önemini anlatmak için bunu yapmak istiyoruz. Bizim en büyük hedefimiz de gençler. Çünkü bugünün gençleri yarın ülkenin geleceğini belirleyen insanlar. Bugün bizim tezgahımızda bu ülkenin geçmişi yer alıyor.
  • Elinize değişik, ilginç, kıymetli eşyalar da geçiyor mu?
Bugün bit pazarına geldiğinizde gramofon da bulabiliyorsunuz, Zeki Müren'in eski plaklarını da. Bornova'da tezgah açan bir arkadaşımızda Beatles grubunun bir plağı var. Bu plağın 12 bin lira değeri var. Yani 1500 dolar. Elimize neler neler geliyor... Bir amca yıllar önce Gürcistan'a gitmiş, antika eşyalar alıp yıllarca kullanmış. Sonra evini taşırken bunları satmak istemiş, bize getirdi. Gelen ürünlerin yüzde 50'sinden fazlasına bugün paha biçilemiyor. Belki elimizde milyonlarca liralık değerli kitaplar kimse farkında değil. Eskiden büfelerin başköşesinde duran, hayal olan milyonlarca liralık kristal bardak takımları şimdi bizim tezgahlarımızda alıcı bekliyor. İnsanlara hep söylüyoruz, ellerinizde değerli ya da değersiz, atmayı düşündüğünüz her şeyi getirin, mutlaka değerini bilen doğru insanlarla buluşturuyoruz. Biz sadece satış yapmıyoruz, alıyoruz da. Bizim bit pazarlarımız bünyesinde vatandaş köşesi kurduk. Burada gelip, ilk sefere mahsus ücretsiz olarak tezgah açıp satış yapabilirisiniz.
  • Bit pazarına sadece dar gelirli vatandaşlar mı geliyor? Fiyatlar genel olarak nasıl?
Bugün bizim bit pazarımızda gelip tezgah açan, satış yapan 15 tane profesör arkadaşımız var. Onlar elindeki ürünlerin meraklılarına da ulaşabiliyor. Çok değerli antikalar alıcılarıyla sayemizde buluşabiliyor. Bit pazarına gelen kaymakamlar da var. Her çeşit insanı ağırlıyoruz. Paha biçilemeyen onca ürüne bakmaya gelen varlıklı vatandaşlarımızın yanı sıra, bizden 1 liraya ayakkabı alıp ihtiyacını gideren mülteciler de var. Yeri geliyor, bit pazarında satılamayan ürünleri akşamları meydanımıza yığıyoruz ve ihtiyaç sahiplerine ücretsiz dağıtıyoruz.
  • Bit pazarlarının Avrupa'daki örnekleriyle kıyaslandığında bizde durum nedir?
Bit pazarı aslında bir gelenektir. Toplumun aynasıdır. Baba mesleğidir. Bit pazarlarının Avrupa'da çok fazla örneği var. Orada zamanında bit pazarını gezen çocuklar bugün ülkelerini yönettiği için, o ülkeler bu derecede modern bir yaşam sürüyor. Biz geçmişimize sahip çıkmıyoruz. Avrupa'da bu bir sektör halinde. İnsanlar bit pazarlarında bir araya gelip sosyalleşir. Bugün bu fiyatlara Avrupa'da bir bit pazarında hiçbir şey alamazsınız. Fiyatlar uçuktur, her şey kıymetlidir. Tabii bu durum biraz insanların geliriyle de alakalı. En basit bir ayakkabı bile bizde satılanların beş katıdır. İnsanlar bir ürünü kullanmayı bilir ve çok sağlam durumda satarlar, bu yüzden de kıymeti yüksektir. Bizde yırtılmadan atılan ayakkabı azdır. Bit pazarı hiç ölmeyecek, gelecekte de yaşayacak. Bir kesim bit pazarından alışveriş yapmayı utanç saysa da, o algı kırılmaya başladı. Özellikle gençlerin şimdiki ‘Vintage’ dedikleri akım sayesinde bu yavaş yavaş değişiyor.
  • Pandemi süreci işlerinizi nasıl etkiledi?
Pandemi süreci olduğundan Ege Mahallesi'nde pek ziyaretçimiz yok. Okullar kapalı olduğundan da Bornova'daki yerimiz şimdiye kadar çok hareketli değildi. Arkadaşlarımız bir umut diyerek geliyor tezgahını açıyor ancak beklediğini bulamıyor. Bu süreçte esnaf sayımız da biraz düştü. Haliyle pandemiden ötürü iş yapamayız korkusu ile gelip tezgah açmaktan vazgeçenler de var. İnsanlar pandemiden ötürü kalabalık alanlarda bulunmak istemiyor, sağlığını düşünüyor. Bu süreç bizleri oldukça kötü etkiledi. Erman Şentürk / Özel Haber