Kurulduğu günden bu yana başarılı çalışmaları ile günden güne büyüyen Ege Koop, her geçen gün gücüne güç katıyor. Yaklaşık 38 yıllık tecrübesiyle bugüne kadar rant için değil halk için konut ürettiklerini söyleyen Ege Koop Genel Başkanı Hüseyin Aslan ile çalışmalarını ve gelecek projelerini konuştuk. İzmir’in yapı profilini ve inşaat sektöründeki gelişmeleri de değerlendiren Aslan, kent için yeni önerilerde de bulundu.

38 yıllık bir tecrübe Ege Koop... İnşaat sektörünün başarılı örnekleriyle bölgenin yapı değerini güçlendirdiniz. Kısaca Ege Koop’un dünden bugüne gelişimini bize özetler misiniz?

1984 yılından bu güne kadar İzmir’in 12 ilçesinde, 12 farklı proje ile her kesime hitap eden yapılar yapmış, bünyesinde her meslek kolundan 200 kooperatifin yer aldığı güçlü bir kurumuz. Türkiye’de bu yapılanmanın benzeri yok... Aslında kentçilik anlamında tarih yazdığımızı kesinlikle söyleyebiliriz. Ancak bizim övündüğümüz ve en çok mutlu olduğumuz konu; İzmir’de yeni kentler yaptık. Projelerimizi incelediğinizde şehir merkezinde yaptığımız çalışma olmadığını göreceksiniz. İzmir’de adını verdiğimiz, sonradan mahalleye dönüşen 15 ayrı yer var. Bir tanesi Bayraklı’daki Körfez Evleri Projesi. Projenin olduğu alan şu anda Körfez Evleri Mahallesi olarak biliniyor. Ege Kent 1’de beş ayrı muhtarlık var. Menemen’deki Villakent projemizin olduğu alan da mahalle oldu. Bunların hepsine baktığımızda, kentimizin planlı gelişmesi ve kalkınmasına destek oluyoruz. İzmir Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Burhan Özfatura’nın belediye başkanlığı dışında, hiçbir kurumdan da destek almadık. Tamamen kendi yarattığımız bütçe ile bu çalışmaları gerçekleştirdik. Bugüne kadar 5 milyon metrekarelik alanda inşaat yaptık, dile kolay... Bugüne kadar 150 bin kişinin yaşadığı kentler kurduk. Bunu Türkiye’nin başka şehrinde yapsaydık belki kahraman olur, heykelimiz dikilirdi. Lakin biz bu kenti seviyor ve yaşadığımız şehrin planlı gelişmesini istiyoruz. Türkiye’nin şu anda yeni konuştuğu ve istenilen düzeye getirmek için çaba gösterdiği kentsel dönüşümü biz uzun yıllardır yapıyoruz. Ege Koop, hiç görevi olmadığı halde bugüne kadar 160 kilometre yol yaptı, 195 kilometre kanalizasyon hattı döşedi. Tabii bu çalışmalarımızda İzmir halkının bize duyduğu sonsuz güven desteği var. Bu güveni korumak kolay değil... Kendi yarattığımız kaynak, güç ve yıkılmaz güven ile Türkiye’de kendi yarattığımız rekoru her geçen gün kırmaya devam ediyoruz. ege-koop-proje

KİMLİK KARTI’ ÖNERİSİ

İzmir’de 30 Ekim 2020’de yaşanan depremin ardından kentimizde inşaat ve konut sektörünü daha derinlemesine ele alıyoruz. Bu yapılar sadece yaşam alanları değil, hayatımızı da koruyan noktalar, değil mi? Bizim depremden sonra herhangi bir yapımızda çok şükür hasar görülmedi. Deprem, en hassas olduğumuz konulardan birisi... Kentimizin de bir o kadar hassas olması şart. İzmir’de depremin sürekli konuşulması ve gündemde tutulması lazım. Çünkü canımız söz konusu. Çok acı ki biz depremi deprem olduktan sonra konuşuyoruz. Deprem oluyor, hepimiz korkuyor ve ne yapmalıyız diye düşünüyoruz. İki gün sonra yaşadığımız hadiseyi unutuyoruz. İzmir’de 17 tane fay var. Bu fayların hareket halinde olduğunu bilim insanları bangır bangır söylüyor. Ancak kentimizin hala deprem master planı ve deprem haritası yok. Peki, yerel yönetimler planlamalarını neye göre yapıyor? Fayın nereden, nasıl geçtiğini, herhangi bir depremde nasıl bir zarar vereceğini biliyor muyuz? Kentimizin altyapısı, parkları, yolları, temizliği ne kadar önemliyse deprem bunlardan çok daha önemli. Çünkü bu işin şakası yok. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıklamalarına göre İzmir’de 313 bin konut depreme dayanıksız. İzmir’i yönetenler de kentin yüzde 60’ının kaçak ya da gecekondu olduğunu söylüyor. Kentimiz hala plansız gelişiyor ve birçok konutun yaş ortalaması 25 ve üzeri. Her depremden sonra yönetmelik değişiyor ve neye göre yapıldığı belli değil. İzmir’deki tüm konutlarla ilgili bir kimlik kartı çıkarılmasını öneriyoruz. Bu kimlik kartlarında projenin kaç yılında, hangi yönetmeliğe göre, kim tarafından yapıldığı yazılmalı. Binaların girişinde bu kimlik kartları yer alsa ve oradan ev alacak kişiler bu bilgiye sahip olsa inanın daha sonra bu kadar üzülmeyiz. Bu sorunların çözümü için ortak hareket şart. Belki de üniversitelerin, alanında uzman kişilerin günlerce ya da haftalarca oturup ortak akılla bu sorunların çözümünü bulması lazım. Önümüze net bir politika koyamazsak günübirlik tartışmaların önüne geçemeyiz. Her seçimden sonra imar affı çıkarılıyor. Bana sorarsanız imar affı çıkarmak insani bir suçtur. Çünkü bu insanlar göz göre göre ölüme atılıyor. Şehrin toprak yapısı olarak çok yumuşak yerlerinde 60 ila 70 katlı binalara izin veriyorsunuz ama zemini çok sağlam alanlar için ‘En fazla 5 kat’ kotası koyuyorsunuz. Bunda bir yanlışlık var.

UYDU KENTLER ŞART’

İzmir depreminde de karşımıza çıkan tablo bu muydu?

Evet, buydu. Ege Koop’un İzmir’de yaptığı 30 bin konutu, Özfatura döneminde yapılan EVKA’ları çıkarın, kentte planlı alan kalmaz. İkisinin toplamı 70 bin yapıyor. Bunların hepsi uydu kent ve yaşayanların bir sorunu yok. Çünkü hepsinin altyapısı, parkı, otoparkı var. Hatta okulu ve sağlık tesisi bile var. İzmir’deki nüfusun yüzde 38’i kirada oturuyor. Bunların çoğu da öğretmenlerimiz, doktorlarımız ve polislerimiz. Sosyal devletin ve sosyal belediyeciliğin önceliği, konutu olmayan kişilerin konut sahibi olması için proje geliştirmek. Bunun da yolu ucuz arsa... Manisa ve Menemen birleşiyor. Bornova ve Kemalpaşa birleşti. Şimdi Güzelbahçe ve Urla, Torbalı ve Selçuk birleşiyor. Bu bölgelerde tarım alanı olmayan alanların uydu kent gibi yeniden planlanması, orada oturan vatandaşın şehir merkezine gelmemesi gerekiyor. O bölgelerin tüm ihtiyaçlara hitap etmesi şart. Şehrin içinde farklı kent merkezleri geliştirilmeli, başka türlü baş edemezsin. Bunlar zor şeyler değil. Konuşarak, tartışarak ve ortak aklı kullanarak başarabiliriz. Eğer başarırsak belediye başkanı da rahatlar, kent de rahatlar. Kent kültürü, kentte yaşamak değildir. Bu ortak aklı yürürlüğe koymaktır. Ege-koop-huseyin-aslan

Şu anda yeni bir uydu kent projeniz var mı?

Uydu kent projemizin olması için bize arsa gerekiyor. Hem Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na hem de belediyelere bu konuda talepte bulunduk. Onlardan fazla bir şey istemiyoruz; uydu kent için arsa lazım. Geride kalan kaynağı biz buluruz. Kenti şehir merkezlerinden kurtarmanın tek yolu bu. 3 ila 4 bin konutlu merkezler, belediyenin altyapısı ile birleşmeli. Başka türlü bu kent giderek tıkanacak ve yaşanamayacak hale gelecek.

Tüm bunları bir kenara koyduğumuzda yeni başlayacak projelerde birim maliyetin bu kadar yüksek olması çalışmaları nasıl etkiliyor?

Bütün sektörlerde olduğu gibi inşaat sektörü de çok büyük sıkıntı içinde. İnşaat malzemelerine bir ayda yüzde 40 zam geldi. Halbuki inşaat sektörü ekonominin lokomotifidir, bunu bütün ekonomistler de kabul eder. Sektörümüz irili ufaklı 300 yan kolu da destekliyor. Bu sektörü tekrar hareketlendirmek zor değil. Eskiden toplu konut yapanlara vergi, resim, harç muafiyeti vardı ve bu bir avantajdı. Hükümet işsizliği delmek ve ekonomiye nefes aldırmak istiyorsa inşaat sektörüne ciddi bir destek sağlamalı.

DEĞİŞİK BİR PROJE…’

Biraz da projelerinizden bahsedelim. Gündeminizde neler var?

Ege Koop olarak sürekli pedal çeviren bir kurumuz. Çünkü sürekli ileriye gitmezsek düşeriz. Geçen sene iki proje bitirdik; birisi Menemen’deki Denizkent, diğeri ise Çiğli’deki Yeni Körfez Evleri projesi. Şimdi şehir merkezindeki Bornova’nın Çamdibi semtinde kentsel dönüşüm alanı olarak ilan edilen bir bölgede çok özel bir proje yapıyoruz. Bu, şehir merkezinde yapacağımız ilk proje olacak. Bu projede herkes görecek ki özellikle İzmir’de olmayan bir çalışma yapacağız. Üniversitelerimizin denetiminde bir proje yapılacak. İki yeni sistemi uygulamaya koyacağız. Gri su ve güneş enerjisine sahip projemizden ev sahibi olacak vatandaşlarımız ömür boyu sudan ve elektrikten tasarruf edecek. 215 ila 220 bağımsız bölümün olduğu, yüzde 15’i ofis, geriye kalan yüzde 85’i ise konut olacak. Yeni nesil yapılaşmanın çok değerli bir ürününü ortaya koyacağız. Bizimle çalışan yatırımcılarımız bugüne kadar hep kazandı. Daha projemiz başlamadan isim yazdırıp sıraya giren çok kişi oldu. Seferihisar bölgesinde çok önemli iki proje de gündemimizde. Bir tanesi bahçeli villa, bir diğeri de her kesime hitap eden ve herkesin hayali sosyal amaçlı bir proje. Çalışmalarımız belli bir aşamaya geldi, Mart sonunda çalışmalara başlayacağız. Çok değişik bir proje geliyor. İnşaat sektöründe yaşanan kriz ve belirsizliklerden sonra yeniden kooperatiflerin dönemi başlıyor. Artık her önüne gelen müteahhit olamayacak. Artık Ege Koop gibi kooperatiflerin önemi yeniden başlayacak. Bizim sermayemiz sonsuz bir güven…

Son olarak Ege Koop’tan bir ‘İzmir’ mesajı alalım…

İzmir, Türkiye’nin ve hatta Avrupa’nın en güzel kentlerinden biri. Her şeyin çok ancak birçok şeyin de eksik olduğu bir şehirde yaşamak İzmirliler’i artık üzüyor. İzmir’in önümüzdeki yıllarda dört dörtlük bir yaşam alanı olmasını istiyoruz. Yeraltı da yer üstü de zengin bir kentin yaşayanlarıyız. Önümüzdeki yıllarda daha mutlu ve huzurlu olabileceğimiz, daha güvenli yaşayabileceğimiz bir kent hayal ediyoruz. Bunu yaparken de herkese ayrı ayrı görevler düşüyor. Bu kenti sevenlerle birlikte ortak akıl içinde hareket etmek istiyoruz. Bu uğurda elimizden gelen tüm desteği vermeye de hazırız. YAĞMUR DAŞTAN / ÖZEL HABER