BM İnsan Hakları Konseyinin (İHK) 55. Oturumu'na katılmak üzere Cenevre'de bulunan Lawlor, İsrail'in yoğun saldırılarını sürdürdüğü Gazze'deki son durum ve insan hakları ihlallerine ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
İHK'ye sunduğu "çocuk ve genç insan hakları savunucularının karşılaştığı zorluklar" konulu rapora değinen Lawlor, "İnsan hakları savunucusu olan çocuk ve gençlere odaklanmaya karar verdim. Çünkü onlar insan hakları hareketini geleceğe taşıyacak kişilerdir." diye konuştu.
Geçen yıl birçok genç ve çocuk insan hakları savunucusuyla istişarelerde bulunduğunu dile getiren Lawlor, Viyana'da dünyanın her yerinden 40 kadar genç insan hakları savunucusuyla yüz yüze görüştüğünü aktardı.
Lawlor, genç ve çocuk insan hakları savunucularının, onları etkileyecek konularda kendilerine danışılmadığını düşündüğünü belirtti.
Genç insan hakları savunucularının da diğerleri gibi sorunlar yaşadığını ifade eden Lawlor, onların, karşılaştığı saldırı ve ayrımcılığa karşı kendilerini savunmasız hissettiklerini vurguladı. Lawlor, "Onlar, zamanla kendilerini etkileyecek kararlara dahil olmak istiyor." dedi.
"Hamas'ın saldırısına verilen yanıtın boyutu, tüm uluslararası standartlara aykırı"
Gazze'de yaşanan durumun büyük bir felaket olduğuna dikkati çeken Lawlor, "Bu, siviller, kadınlar ve çocuklara karşı bir savaş. Bu, Hamas'a karşı bir savaş değil, insan haklarına karşı bir savaş." ifadelerini kullandı.
Hamas'ın 7 Ekim 2023'te ağır bir savaş suçu işlediğini, sivillerin rehin alınmasını ve öldürülmesini kınadığını kaydeden Lawlor, bu saldırıya verilen yanıtın boyutu ve şiddetinin ise tüm uluslararası standartlara aykırı olduğunun altını çizdi.
İsrail'in Gazze'deki saldırılarının "savaş suçu" olduğunu vurgulayan Lawlor, Gazze'deki kayıpların yüzde 70'ini kadın ve çocukların oluşturduğunu söyledi.
Daha önce yüz yüze tanıştığı 2 kadın insan hakları savunucusunun da saldırılarda öldürüldüğünü anlatan Lawlor, "Gazze'de çocukların açlıktan öldüğünü biliyoruz. Hastaneler ve tıbbi bakıma erişimde ciddi sorunlar olduğunu biliyoruz. Özellikle hala bir araya gelerek ateşkes çağrısında bulunamayan devletler, 75 yıllık İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'ni unutmuş durumda." diye konuştu.
Lawlor, Filistin'in işgalinin 75 yıldır sürdüğünü, Gazze Şeridi'ne son 16 yılda havadan, karadan ve denizden abluka uygulandığını belirtti.
İsrail'in hedefinin "Hamas'ı ortadan kaldırmak" olduğuna ve bu sebeple saldırılarını durdurmayacağına işaret eden Lawlor, şunları kaydetti:
"Altyapının tamamen yok edilmesi ve sivil halkın katledilmesindeki bariz barbarlık, bunun (İsrail'in saldırıları) durup durmayacağı konusunda beni gerçekten umutsuzluğa itiyor. Bunu zorlayabilecek tek şey, özellikle ABD, Almanya ve İngiltere'nin her aşamada artık tek taraflı olarak İsrail'i desteklemediklerini hissettirmeleridir."
Lawlor, Almanya ve İngiltere'nin, Gazze'ye yardım konusunda çağrıda bulunduğunu ancak ateşkes ve silah satışına ilişkin aynı kararlılığı gösteremediğini dile getirdi.
İsrail'in silahlarının yüzde 68'ini ABD'den aldığını belirten Lawlor, Almanya'nın da Ekim 2023'ten bu yana İsrail'e silah satışlarını önemli oranda artırdığını kaydetti.