Özgür Doğu SAYMAZ- EGE TELGRAF/ Uşak’ın Karahallı ilçesinde yer alan ve Frigyalılar dönemine uzanan köklü geçmişiyle dikkat çeken Clandras Köprüsü, doğa ile tarihin iç içe geçtiği eşsiz atmosferiyle ziyaretçilerini büyülüyor. İzmir’e sadece üç saatlik mesafede yer alan bu tarihi yapı, hem tarihi dokusuyla hem de çevresindeki doğal güzelliklerle keşfedilmeyi bekliyor.

Gözlemesi, pidesiyle değil, plajıyla turistlerin cezbediyor! Alaçatı’yı kıskandıran doğasıyla Ege’nin en güzel köyü Gözlemesi, pidesiyle değil, plajıyla turistlerin cezbediyor! Alaçatı’yı kıskandıran doğasıyla Ege’nin en güzel köyü

Tarihin sessiz tanığı: Clandras Köprüsü

Banaz Çayı üzerinde yükselen Clandras Köprüsü, yaklaşık 2500 yıl önce Frigyalılar tarafından inşa edildi. Resmi kaynaklarda “Cılandıras” olarak da anılan köprü, dağ kayalıklarına yaslanan mimarisiyle dikkat çekiyor. 24 metre uzunluğunda, 17 metre yüksekliğinde ve 1,75 metre genişliğindeki bu tarihi yapı, taşların birbirine zıvanalı şekilde kenetlenmesiyle dönemin ustalığını gözler önüne seriyor. Kemerlerinde kullanılan iri taşlar ve yüzeylerdeki ince işçilik, köprünün mimari açıdan da değerli bir miras olduğunu ortaya koyuyor.

Clandras Koprusu 2

Doğayla iç içe huzurlu bir kaçamak

Clandras Köprüsü yalnızca tarihi değil, aynı zamanda doğasıyla da ziyaretçilerini cezbediyor. Köprünün hemen yanında bulunan küçük şelale, bölgeyi adeta bir kartpostal manzarasına dönüştürüyor. Serin sularıyla Banaz Çayı, özellikle yaz aylarında serinlemek isteyenler için doğal bir kaçış noktası haline geliyor. Şelalenin sesi eşliğinde yürüyüş yapmak, köprünün büyüleyici görüntüsünü fotoğraflamak ya da gölgesinde kitap okumak isteyenler için burası huzurun ta kendisi.

Ekoturizm potansiyeliyle dikkat çekiyor

Bölge, ekoturizm açısından da büyük bir potansiyele sahip. Çevresinde yer alan yürüyüş rotaları, doğayla iç içe vakit geçirmek isteyenler için ideal fırsatlar sunuyor. Özellikle hafta sonları, çevre illerden gelen doğaseverler, Clandras çevresinde yürüyüşler yaparak hem tarihi atmosferi hem de doğanın sunduğu güzellikleri bir arada deneyimleme şansı buluyor.

İzmir'den üç saatte ulaşmak mümkün

İzmir’den yola çıkan ziyaretçiler, yaklaşık 250 kilometrelik bir yolculukla bu tarihi yapıya ulaşabiliyor. Özel aracıyla seyahat edenler D595 karayolunu takip ederek, Çivril yönüne devam ettikten sonra Avgan tabelasını gördüklerinde Karahallı’ya doğru yönelerek Clandras Köprüsü’ne kolaylıkla ulaşabiliyor. Toplu taşıma kullanmayı tercih edenler ise Uşak şehir merkezinden Karahallı ilçesine hareket eden araçlarla bölgeye varabiliyor.

Tarihi mirasla iç içe: Pepouza Antik Kenti

Clandras Köprüsü’nün yakınlarında yer alan Pepouza Antik Kenti, bölgenin kültürel zenginliğini daha da pekiştiriyor. Antik dönemde su kemeri olarak kullanılan köprü, bu özelliğiyle bölgenin tarihî altyapısına ışık tutuyor. Köprü ve antik kent, birlikte ziyaret edildiğinde adeta zamanda bir yolculuk deneyimi sunuyor.

Yöresel tatlarla lezzetli bir mola

Tarihi ve doğayı bir arada keşfeden ziyaretçiler için bölge lezzet duraklarıyla da cezbedici. Köprü yakınlarında bulunan Clandras Park Balık Restoranı, hem doğa manzarası hem de sunduğu yöresel tatlarla öne çıkıyor. Uşak mutfağının sevilen yemekleri arasında yer alan keşkek, tarhana çorbası, ciğer sarması ve höşmerim gibi geleneksel lezzetler, burada gelen misafirlere sunuluyor.

Unutulmaz bir deneyim vadediyor

Clandras Köprüsü, binlerce yıllık tarihiyle geçmişe ışık tutarken, doğal güzellikleriyle ziyaretçilere huzur dolu bir atmosfer sunuyor. İzmir gibi büyük bir şehre yalnızca üç saat mesafede yer alan bu saklı cennet, tarihi dokusu, doğası ve kültürel zenginlikleriyle adeta Bosna’nın ünlü Mostar Köprüsü’yle yarışacak nitelikte. Clandras Köprüsü’nü keşfetmek, Ege’nin bilinmeyen güzelliklerini görmek isteyenler için unutulmaz bir deneyim sunuyor.

Muhabir: Özgür Doğu Saymaz