Son dönemde yaşanan gıda enflasyonu ve fiyat artışları dur durak bilmiyor. Memur-Sen Konfederasyonu tarafından her ay düzenli olarak yapılan açlık-yoksulluk araştırmasına göre Nisan ayında Türkiye’deki 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı 5.263,9 lira, yoksulluk sınırı ise 14.534,9 lira olarak tespit edildi. Yapılan tespiti değerlendiren Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, “Doğal olarak işçiler yeniden sefer tası dönemine geçiş yapmaya başladılar. Sefer tasına koyabildikleri de artan ücretler yüzünden patates, pirinç, bulgur, makarna gibi çok daha ucuz ve basit yemekler. Hiç kimse pazardaki meyve sebzeye yaklaşamıyor” dedi.KURU EKMEKLE YAŞANIYOR’ Vatandaşın yoksulluk nedeniyle kuru ekmek ile yaşamını sürdürmeye çalıştığını ifade eden Sarı, aynı zamanda ‘Sadece ayakta kalın’ ve ‘İşverene katkıda bulunun’ mesajlarının işçiye yüklendiğini söyledi. Sarı, “Bir önceki bakanın her gün televizyonlardaki enflasyon yorumunda ‘Şubat, ocaktan iyi olacak; mart, şubattan iyi olacak’ diyen, gözleri ışıltılı yeni bakanın gelmesiyle de sermayeye para harcayan ama çalışanların, emekçilerin ve bu halkın derin yoksulluğa itilmesine sebep olan bu hükümetin bakanları ve bu hükümetin yetkilileri bize bir atasözünü hatırlatmaya başladı. Eskiden ebeveynler çocuklarını bir iş yerine verirken, ‘Eti senin kemiği benim’ derlerdi. Artık sadece çocuklara değil, çalışan işçi ve emekçinin etini ve kemiğini sömüren bir iktidarla mücadele etmek zorunda kalıyorlar. Çünkü ekonomik göstergelerin getirmiş olduğu yoksulluk derinleştikçe bu ülkedeki insanlar sadece yaşamak adına kuru ekmekle yaşamlarını sürdürmeye başladı. Aldıkları asgari ücret ve en düşük emekli maaşından ‘Siz sadece ayakta kalın. Ama ayakta kaldığınız süre içerisinde işvereninizin üretimine katkıda bulunun’ anlamını çıkarıyoruz” dedi.ARTIK GÜMÜŞ DEĞİL’ Artan yiyecek fiyatlarına değinen Sarı, yalnızca öğle yemeği fiyatının aylık bin 800 lirayı bulduğunun altını çizdi. İşçilerin sefer tası kullandığını söyleyen Sarı, eski dönemleri işaret etti. Ayrıca kısaca bir hesap yaparak, güncel fiyatları mercek altına alan Sarı, “İşçiler dışarıda yemek istediklerinde en ucuz yemek 60 lira. Sadece öğle yemeğini bu şekilde geçirseler aylık bin 800 lira yapar. Bugün Lokantacılar Odası’nın açıkladığı verilere göre bir tabak et yemeği 80 ile 125 lira arasında. Sabah akşam simit yiyip yanında da 1 peynir 1 çay içseler günlük 45 lira yapar. Bu da asgari ücretlinin o gün kazandığı ücretin yarısı. Doğal olarak işçiler yeniden sefer tası dönemine geçiş yapmaya başladılar. Sefer tasına koyabildikleri de artan ücretler yüzünden patates, pirinç, bulgur, makarna gibi çok daha ucuz ve basit yemekler. Hiç kimse pazardaki meyve sebzeye yaklaşamıyor” açıklamalarında bulundu.ÜLKE YOKSULLAŞTIRILIYOR’ Enflasyonun toplumsal anlamda büyük etkilere yol açtığına dikkati çeken Sarı, intihar ve boşanmalara neden olduğunu ifade etti. Yoksullaştırılan bir toplumun adeta patlama noktasına geleceğini söyleyen ve durumun emarelerini açıklayan Sarı, “Eskiden bir orta sınıf vardı. Ücretler asgari ücret ve çevresine düşürülerek orta sınıfı ortadan kaldırdılar. Bu ülke 1929 krizinden sonra ilk defa bu kadar derin bir yoksulluğun içerisine itilerek varla yok arasında yaşamaya mecbur bırakıldı. Bunun sonucu sosyal patlamalara, intiharlara, boşanmalara hatta yersiz kavgalara sebep olacaktır. Çok acilen emek platformunun hükümet tarafından ya da sendikalarca toplanarak emekli ve asgari ücret başta olmak üzere ücretlere iyileştirme yapılmalıdır. Asgari ücrete zam yapıldığında enflasyon yüzde 36.5’ti. Bugün 2 katına çıktı. Asgari ücretlilere vermiş oldukları zam 2022’nin ilk üç ayında enflasyon yüzünden yok oldu. Bu ülkenin üretenlerine, emekçilerine, emeklilerine insanca yaşamayı sağlayacak bir ücreti çok gören bu hükumet iktidarlarından olacaktır” dedi.İKTİDAR SORUMLU’ İcra davalarının artık daha da fazlalaşacağını belirten Sarı, yeni binalar kiralanıp icra davalarının oralarda devam edeceğini söyledi. İnsanların artık kiralarını ödeyemeyecek olmasının altını çizen DİSK Ege Bölge Temsilcisi, “Ev kiralarına da yansıyacak olan zamlar yüzünden önümüzdeki günlerde mahkeme kapılarının kavga ve gürültüleri daha çok göreceğimiz bir Türkiye ile karşı karşıyayız. Açlık sınırının 5 bin 300 lira, yoksulluk sınırının ise 14 bin 530 lira olan ülkemizde, asgari ücreti ortalama bir seviyeye yükseltme ısrarımız devam ediyor. Gerekli önlemler alınmazsa ülkede yaşanacak her türlü sorundan iktidar sorumludur” diye konuştu. Rana Beyza Öztürk / Özel Haber