İzmir deprem gerçeğini tartışmaya devam ediyor. Birinci derece deprem kuşağı üzerindeki Ege'nin incisi İzmir'de bu alanda yıllardır sürdürülen tüm çabalar ve sarf edilen onca emek henüz neticelendirilemedi. 30 Ekim tarihinde meydana gelen yıkımın ardından benzer büyüklükte olası bir depremi konuşuyoruz ancak arama kurtarma faaliyetlerindeki başarıyı deprem hazırlıkları konusunda gösteremedik. 1999 yılında hazırlanan deprem master planı için güncelleme çalışmaları sürerken, son günlerde sıkça gündeme gelen yapı envanteri yani çürük yapıların tespiti için ise bugüne dek sadece iki ilçede kapsamlı çalışma yapılabildi.

‘KESİN RAKAM YOK’

Depremin ardından gündeme gelen "İzmir büyük bir depreme hazır mı?" ve "Yakın zamanda benzer bir durum ile karşılaşırsak sonuç ne olur?" sorularını Ege Telgraf için yanıtlayan TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Eylem Ulutaş Ayatar, "Kentteki mevcut yapıların ne kadarı çürük ya da ne kadarı depreme dayanıksız aslında buna dair kesin bir rakam yok. Bunu net şekilde söyleyebilmek için öncelikle bir envanter çalışması yapılması gerekiyor. Sadece 2018 yılında Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü'nün yayınladığı bir deprem senaryosu vardı. O günden bu yana kentteki yapıların yüzde 60'nın çürük olduğu konuşuluyor ama bunlar gözlemsel tespitler ve öngörüden ibaret. Yani aslında bu durum bir bilimsel çalışmaya dayanmıyor. Bizim kent olarak bir yapı envanterimiz yok. Aslında bunun 2011 senesinde Bakanlar Kurulu'nun almış olduğu karar gereği 2017 yılına kadar tamamlanması gerekiyordu. Ulusal Deprem Stratejisi diye bir planımız var. Bu planda 2017 yılındaki tüm Türkiye'deki yapıların envanteri çıkartılacak deniyordu. Ama bu yapılmadı. Sorumlu kuruluşlar sadece belediyeler de değildi. Bu planın asıl sorumlu kuruluşu Çevre ve Şehircilik Bakanlığı. Buna ilaveten belediyeler ve çok sayıda kurum ilgili kurum olarak gösterilmiş. Ancak şu anda İzmir'de bir envanter çalışması yapılmıyor. İzmir'de en son 1999'da bir Radius Projesi yapıldı. Bunun içerisinde İzmir Büyükşehir Belediyesi, İnşaat Mühendisleri Odası ve Boğaziçi Üniversitesi vardı. Sonra 2012 yılında Büyükşehir Belediyesi, Balçova Belediyesi ve Seferihisar Belediyesi bu çalışmayı yaptı. Ama kalan diğer 28 ilçede bu yönde bir çalışma yapılmadı. Deprem master planı ise daha kapsamlı bir çalışma. 1999'da hazırlanan bu planın içerisinde jeolojik kısımlar da var. O çalışma yapıldığında İzmir'de incelenen bina sayısı 220 bin idi. Şu anda 830 bin yapı var" dedi.

‘DEVLET POLİTİKASI’

Söz konusu çalışmaların öncelikli devlet politikası olarak belirlenmesi gerektiğinin altını çizen TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Eylem Ulutaş Ayatar, depreme hazırlık aşamasında yapılması gerekenleri ise şöyle sıraladı: "2009 yılında İzmir Valiliği öncülüğünde yine Bayraklı, Alaybey ve Manavkuyu'da gözlemsel birtakım incelemeler yapıldı. Ama bütünsel olarak kentin tamamını kapsayan bir envanter çalışması yapılamadı. İzmir'in yapı stoku halen çıkartılamadı. Envanter çalışması dediğimiz kavram binaların risk derecelendirilmesinin yapılmasıdır. Hangi binanın ne kadar hasar görebileceğinin hesaplanması demektir. Elimizde bu yok. Bugün eğer kentsel dönüşümü konuşuyor olsak yine iyi. Çünkü aslında daha fay hatlarını konuşuyoruz. Halen depremin kendisini tartışıyoruz. Konuşuyoruz, biliyoruz, depremin olacağının da farkındayız. Ama harekete geçemiyoruz. Buna şimdiden başlamak lazım. Ne yazık ki bu konu hep geri planda kalıyor. İzmir'deki 830 bin yapının envanterinin çıkartılması öyle bir anda olacak iş de değil. Bu çalışma en iyi ihtimalle en azından 5-10 yıl arasında sürecektir. Bunun öncelikle devlet politikası olarak benimsenmesi gerekiyor. Bu iş sadece yerel yönetimlerin altından kalkabileceği bir sorumluluk değil. Devlet 15 yılda, ya da 20 yılda bitecek diyerek bir planlama yapmalıdır. Biz geçmişte Seferihisar ve Balçova'da envanter çalışması yaparken 10 bin binayı incelemiştik. Ve toplamda 1,5 yıl kadar sürmüştü. İlk aşama olduğundan biraz uzun sürdüğünü farz etsek ve şimdi deneyimli olduğumuzu düşünsek bile yine de kısa sürede bitirilebilecek bir şey değil. Her şeyden önce yapı envanterimizin çıkartılması lazım." Erman Şentürk / Özel Haber