Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Grup Başkanvekili ve Manisa Milletvekili Özgür Özel, partisinin İzmir il başkanlığı binasında basın açıklaması düzenledi. Toplantıda Özel’e, CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel, CHP İzmir Milletvekilleri Tacettin Bayır, Murat Bakan ve Ednan Arslan da eşlik etti.

İzmir programı kapsamında bazı sivil toplum örgütlerini ve esnafı ziyaret ederek, Gaziemir’de birtakım açılışlara katılacağının altını çizerek açıklamalarına başlayan Özel, “İzmir gibi bir kentte basın açıklaması yaparken hep iyi şeylerden bahsetmek isteriz ama toplantımıza can sıkıcı konular hakim. Dün Danıştay 10’uncu mahkemesinin İstanbul Sözleşmesi’nden çıkma kararına ilişkin açtığımız davanın sonucu açıklandı. Davalar üç blok halinde görüldü ve iki itiraz eden hakime karşı üç hakimin oyuyla bunun hukuka uygun olduğuna karar verdi. En can sıkıcı konulardan bir tanesi; toplumun yarısı kadın ve heyette bir kadın var. Kadınlar için verilen karara erkekler karar verecekti. İki erkek hakim ikiye iki eşit oy verirken o tek oy İstanbul Sözleşmesi’nin iptalini onaylama şeklinde çıktı. Avukatımız hızla temyiz dilekçesini hazırlıyor. Kadın örgütleri ve STK’lerle dayanışma halinde mücadelemizi sürdüreceğiz. İzmir’de AK Partinin etkili isimleri ‘Hiç mi iyi bir şey yapmıyoruz’ diyor. Elimizde bir nazar boncuğu olsa bunu AK Parti’ye bir şekilde takacaksın deseler İstanbul Sözleşmesi için takardık. İstanbul Sözleşmesi’nden tek adamın isteği ile çıktılar ve o nazar boncuğunu da hak etmediklerini gösterdiler. 1 Temmuz 2021’den bugüne kadar 548 kadın cinayetlerde hayatını kaybetti. O karardan çıktıktan 12 ay geriye gittiğimizde rakam 453… Bu 95 fazladan cinayet demek. Rakamların düşmesi umulurken, son bir yıldaki artıştan bu kararı iptal edenler, yol verenler ve görevini yapmayanlar sorumludur. Her yerde ‘beka sorunu’ diyenlerin beka sorununun şimdi karşımıza çıktığını görmesi lazım. BM sözleşmesinden çıkmak, Lozan Anlaşması’ndan çıkmak, ILO sözleşmesinden, NATO’dan çıkmak tek bir imza kaldı. Ve bu konuda yetkili kişilerin gözü döndüğünde neler yaptığına 20 yılda hepimiz şahidiz. Bu yetkilerin tek bir adama bırakılması hukuk skandalıdır. Buna karşı her alanda mücadelemizi vereceğiz” dedi.

‘İKİ ENAYİ ÜLKEDEN BİRİ’

Açıklamalarında Aliağa’ya getirilerek sökülmesi planlanan Brezilya donanmasına ait NAe Sao Paulo isimli geminin yarattığı tehlikeye de değinen CHP’li Özel, şu ifadeleri kullandı: “Yanı başımızda Aliağa’yı ve tüm İzmir’e bekleyen hem çevre krizi hem de halk sağlığı sorunu ile karşı karşıyayız. Dünyada asbestli gemi sökerek ve böyle bir risk alarak gemi söken iki ülke var ve maalesef bizim bakanımız bununla övünüyor, ‘Hindistan ve Türkiye’ diye. Sayın Bakan kusura bakma ama bunun tercümesi şudur: Bu gemilerin söktürülebildiği iki enayi ülkeden birisiyiz. Bu iş güvenliği, çevre, iş kazası ve meslek hastalığı riskidir. Devlet, böylesi bir şuursuzluğa alet olamaz. Gemide ‘9 ton asbest var’ demek hem bilgisizliktir hem de meseleyi küçük göstermektir. Bu yüzden CHP olarak her yolu deneyerek ve üzerimize düşen tüm sorumlulukları yerine getirerek mücadele edeceğiz.”

‘ÖZEL ÖNEM GÖSTERECEĞİM’

“Salonda büyük bir suçlu var; suçu, Menderes’i AK Parti’nin elinden almak” sözleriyle açıklamalarını sürdüren CHP Grup Başkanvekili Özel, Menderes Belediyesi’nde Başkan Mustafa Kayalar’ın görevden uzaklaştırılması ile Urla ve Menemen Belediyesi’nde yaşanan süreçleri değerlendirdi. Özel, “Halka yakın kişiliğiyle, çalışkanlığıyla, dürüstlüğüyle Menderes ilçesini AK Parti’den aldı ve AK Parti’nin nefretini, kinini ve her türlü kötücül hamlesini karşısında buldu. Menderes Belediye Başkanımız Mustafa Kayalar, kendisine yapılan birtakım iftiralar sonucu hakim karşısına çıktı. Hakim karşısında bir gün boyunca sorgulandı ve hakim kendisini tutuklayabilirdi, tutuklamadı. Kendisinin görevden alınmasını talep edebilirdi, yapmadı. Görevine devam etmesi ve ilçesine hizmet etmesi için gözaltı halini ortadan kaldırdı ve belediyenin koltuğuna yolladı. Çünkü onu oraya Menderesliler oturtmuştu. Ancak alamadıkları her belediye, özellikle kaybettikleri belediyelerdeki hazımsızlıklarıyla Süleyman Soylu devreye girdi ve kendisini görevden uzaklaştırdı. Tabii Menderes Belediye meclisimizin tam oy ile fire vermeksizin Sayın Kayalar’ın yerine belediye başkanvekilimizi seçmiş olması, memnuniyetimizi dile getirmemiz gereken bir husus. Ancak kendisinin bir an önce göreve iade edilmesi, Menderes halkının vermiş olduğu kararın gereğidir. Bunun yapılmadığı her gün ‘Oylar bize verilirse milli irade, verilmezse kirli iradedir’ demektir” dedi.

Seçimler gelsin...

“Bunu Ekrem İmamoğlu’nda yaşadık. Hakem kararı vererek bunlara demokrasi tokadını attı, yolladı” diyerek devam eden Özel, “Emin olun Menemen’de böyle olacak, Urla’da da böyle olacak, Menderes’teki ilk seçimde de misliyle böyle olacak. Kimse bundan endişe etmesin. Urla’da belediye başkanını bir vesileyle görevden aldınız mı, aldınız. Urla’yı Urlalılar AK Parti’nin atadığı aday yönetsin deseydi ona oy verirdi. Urlalılar, rekor oy ile “Urla’yı CHP’liler yönetsin” demiş, ‘Belediye meclisinden seçemezsiniz buraya kayyum atıyoruz’ denilmiş. İşlerine geldiğinde öyle işlerine geldiğinde böyle yapıyorlar. Ayrıca, unutmadık unutturmayacağız: Seçimler gelsin de bakın Menemen’de nasıl bir kampanya yapıp insanları yüzüne bakamayacak halde olduğunu defalarca yüzünüze vuracağız. Menemen’de bir seçim yapılmış, belediye başkanıyla ilgili ihbarlar gelince ilk soruşturma CHP tarafından başlatılmış ve partiden ihraç edilmiş. Mahkeme arkadan gelmiş, görevden almış. Seçim sırasında herkesin gözünün önünde kura çekilmiş, sonra mahkemeye gidiyor mızıkçılar. Utanmadan, sıkılmadan itiraz ettiler. Daha sonra kirli ilişkilerle Menemen Belediye meclisinden kendi istedikleri kişiyi seçtirdiler. O gün Menemen’in AK Partili Belediye Başkan Adayı Durmaz Bayraktar’dı. Ne oldu kaybedince, Süleyman Soylu tarafından alınıp emrindeki göç idaresine baş hukuk müşaviri yapıldı. Sonra orada sürekli takip etti, uğraştı. Yaşananlardan sonra kendisi tekrar Menemen Belediye Başkan Yardımcısı yapıldı. Yani Menemenliler’in ‘Bu yönetmesin’ dediği adamı bunlar tutup getirip ‘Bu yönetecek’ diyorlar. Demokrasi anlayışı bu mudur? Mustafa Kayalar’ın hakkını da, Menderes’in hakkını da, Urlalılar’ın hakkını da, Menemen’in hakkını da soracağız. Bu yaptıklarını yerel seçimde fitil fitil burnunuzdan getireceğiz. Bu ilçelerdeki rekor artışı göreceksiniz. Şahsen de İzmir İl Başkanımız ve milletvekillerimizin huzurunda söylüyorum: Bu ilçeye özel önem vereceğime, bizzat gelip çalışacağıma ve bu haksızlığın hesabını sandıkta soracağımıza söz veriyorum” açıklaması yaptı.

‘SENDEN BAHSETMEZLER KARDEŞ!’

Son olarak, “Zaman zaman çok eleştiriyorum, ben eleştirince susuyor. Sonra bir daha başlıyor: Tek devlet, tek millet, tek bayrak… İşaret ‘Rabia’ ama o iş de bitti Mısır’da. İşaret Mısır’dan ama söylem Hitler’den alıntı” sözleriyle konuşmasını sürdüren CHP’li Özel, Bunu tekrar etmeye, bir benzerini yapmaya insan utanır. En son İstanbul’da 15 Temmuz’da bir daha çıkardı. Bir kez daha İzmir’den bütün Türkiye’ye söylüyorum: O kendine yakıştırıyor da Türkiye’nin Cumhurbaşkanı’na Hitler’den alıntı slogan yakışıyor mu? Kimin şüphesi var tek devlet istediğimizden? Kimin şüphesi var tek millet olduğumuzdan, tek bayraktan? Ancak işin sonunu Führer gibi ‘Tek lider’e getirecek. Öyle bir tek liderden bahsederlerse senden bahsetmezler kardeş! Mesela muhalefetteyken asgari ücrete zam yapan bir lider var, ondan bahsederler. Emekliye iki maaş ikramiyeyi muhalefetteyken veren bir liderden bahsederler. İntibak Yasası’nı muhalefetteyken çıkaran bir liderden bahsederler. 3600 ek göstergeyi 3600 kez söyleyip hak edene verdiren bir liderden bahsederler, senden bahsetmezler. Günü gelince emeklilikte yaşa takılanların da tek bir umudu var o da sen değilsin, ondan bahsederler; Kemal Kılıçdaroğlu’ndan, ekibinden, partisinden bahsederler… Bazı yerlerde birlik ve beraberlik çağrısı yapıyoruz, İzmir’de böyle bir şeye ihtiyaç yok. Örgütümüz, milletvekillerimiz, parti meclis üyelerimiz, belediye başkanlarımız bir inanmışlık ve adanmışlıkla çalışıyorlar. İzmir’de bana ‘Cumhurbaşkanı adayı kim?’ diye soranlara bir kez daha cevap vereyim: Cumhurbaşkanı adayımız adayı merak eden herkestir. Cumhuriyetten yana, demokrasiden yana, Cumhuriyet’in kazanımlarından yana olan tüm İzmirliler’dir. Eğer İzmirliler sabah yataktan Cumhurbaşkanı adayı olarak kalkarlarsa başka aday aramalarına gerek yok, nasıl olsa seçimi kazanacağız. İzmir, çok güçlü olduğumuz ve potansiyelimizin de çok yüksek olduğu bir ildir. İzmir’de aday belli olduktan sonra onun erişemeyeceği her haneye erişecek güçlü bir örgütümüz vardır. Rejimi aşacak olan 50 artı 1 oyu toplamak ve Cumhuriyet’in 100’üncü yılında Cumhuriyet’i bir daha kurmak ve bundan sonra Atatürk’ün gösterdiği hedefleri bir kez daha yakalamak hepimizin boynunun borcu. Psikolojik iktidar el değiştirdi, iktidar ve onun küçük ortağı iktidar etmiyor, muhalefete muhalefet ediyor. Bir kez daha, gelecek kıştan önce derhal seçim çağrısı yapıyoruz. Biz seçime dünden razı, bugünden hazırız. Cesareti olanların seçim sandığını milletin, esas patronun önüne koymaya davet ediyoruz” dedi.

Yağmur DAŞTAN