Meclis’in gündem dışı konuşmalar bölümünde kent siyasetinde eleştirilen ‘Agamemnon’ tartışması tekrar gündeme geldi. CHP’li Meclis üyesi İrfan Öcal’ın konuyu meclis gündemine getirmesi, taraflar arasında gerginliğe neden oldu. Meclis üyesi Önal, “Hafta sonu üzücü bir olay yaşadık, iftiralarla bir kampanya yürütülüyor. Seçildiğiniz günden bu yana sürekli bir merkezden algı oluşturulmaya, aslı astarı olmayan haberlerle sizi itibarsızlaştırmaya çalışıyorlar. Bunun bir merkezden yapıldığını düşünüyorum. Buna sebep olan, yanında duran ve çanak tutan herkesi kınıyor ve lanetliyorum” dedi. ‘YAPAY GÜNDEMLER…’ “Öyle konuları tartışıyoruz ki bazen, daha önce süt kutusunun üzerindeki renkleri, kolonların rengini tartıştık. Şimdi de yüzer iskelenin ismini tartışıyoruz” diyen CHP’li Meclis üyesi İlhan Dal da, “Dünya almış başını gidiyor, ülkenin meseleleri var, kentin konuları var. Bir deprem gerçeğimiz var. Tüm bunlar bitti de geçici süreyle konumlanmış yüzer iskelenin ismiyle uğraştık. Siyaset sorunları çözer bunun için vardır ama iktidar kanadında sorun üreterek iktidarı devam ettirme alışkanlığının olduğunu ve bunun İzmir’e de sirayet ettiğini görüyoruz. Yapay gündemler üreterek ülkeye kente faydası olmayan meselelerle değil, acil çözüm bekleyen sorunlarla uğraşmamız gerektiğini düşünüyorum” açıklamalarında bulundu. ‘O KELİMEYİ İADE EDİYORUZ’ Eleştirilerin ardından söz alan AK Partili Meclis üyesi Hüsnü Boztepe, “Sosyal medya üzerinden ‘Yalanınız batsın’ gibi bir açıklama vardı. Çok ağır bir cümle. 20 aydır biz bu mecliste çalışıyoruz. Muhakkak konuşmalarımızı yaparken içinde eksiklikler olmuştur ya da haddini aşan cümleler de olmuştur. Ancak kimse kimseye ‘Yalan söylüyorsunuz’ demedi. Olabilir mitolojide bölgede yaşayan bir isim konmuştur. Bir isim yapınca üzerine yapışıyor. Acaba biz nerede hata yapıyoruz diye bakmak lazım. Biz örneğin Kıbrıs ile ilgili sizin bir gazeteciye konuştunuz. Bu gazeteci bu meclisi yönetim başkanımıza dava açalım, cezalandıralım’ dedim. Biz orada sizin adınızı en doğru ve temiz şekilde çıkarmak istedik. Kalkıp siz ‘Yalan söylüyorsunuz’ demedik. Siz yine buna benzer başka başka isimler kullandınız. Renkler konusunda; geçen gün Köy Koop ile ilgili bir eleştiri süt kutularındaki renkler dile getirildi. Oysa İzmir’in her yanında İzmir’in Köy Koop’un araçlarının geçtiğini biliyoruz. Yine aynı şekilde Köy Koop’un milyonlarca lira mal verdiğini biliyoruz. Biz burada yalan söylüyorsunuz ya da belediyeyi dolandırıyorsunuz demedik. Çünkü siz burada bizim meclisimizi yöneten meclis başkanımızsınız. Biz sizi de korumak zorundayız. O yüzden o yalan kelimesini kim yazdıysa aynen iade ediyoruz” dedi. ‘HİZMET ODAKLI ELEŞTİRİ’ “Bu şehirde birçok şey konuşuluyor. Sonuç itibariyle biz siyasetçiyiz. Sizler de takdir edersiniz ki siyasetçinin ağzından çıkan her bir kelime kamuoyu açısından bir önem arz ediyor” diyerek açıklamalarda bulunan AK Parti Grup Başkan Vekili Hızal da, “Biz mümkün oldukça AK Parti grubu olarak hep İzmir’i konuşma kaygısı içindeydik. Elbette ki bunu yaparken İBB Başkanı olarak Soyer’i de eleştirdik. Ama İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı olarak eleştirdik. Aslında Hüsnü Bey güzel bir ifade kullandı. Burada sizler tarafından hatanın nerede yapıldığı noktasında bir özeleştiri yapılmalı. 150 yıllık belediye geçmişinde onlarca belediye başkanı görevleri boyunca hiç bu eleştiriler yapılmamış. Ama şimdi bu tarz eleştiriler yapılıyor. Biz bu eleştirileri yaparken hizmet odaklı birtakım faaliyetlerin içerisine girilmesi konusunda eleştiri yapıyoruz. Bunu birçok görüşmede dile getirdim. 30 milyarın yüzde 42’lik bölümünün yatırıma aktarıldığını şifahen söylemekle olmuyor. Çıkıyorsunuz altyapı sorunu var, trafik konusu var, koku var. Bir açılışla, bir Kemeraltı ile gündeme geliyor mu, gelmiyor. Elimizde bir yatırım var: Narlıdere Metrosu. O da devam eden bir yatırım. Buca Metrosu ile ilgili ne yapıldı, hiç” dedi. ‘HATALARDAN DÖNECEKSİNİZ’ Daha önce Başkan Soyer’in Kıbrıs ve Suriye’deki operasyonunu hatırlatarak açıklamalarını sürdüren Hızal, “Bunları eleştirdik. İzmir Büyükşehir Belediye binasının kolonları boyandığında, ‘200 bin lira almayın. Bu bina sağlık değil’ dedik, eleştirdik. Bakın ne oldu? Şu anda göçebe gibi bir gün orada bir gün başka bir yerde toplantı yapıyoruz. Yakın bir zamanda başkan o binanın yıkılması ve orada sembolik bir başkanlık yapılması konusunda açıklama yaptı. Şu andaki mevcut binanın meydanla alakalı bir kimlik meselesi tartışması oldu. Mimarlar Odası’ndan bir cevap geldi: Kent ile ilgili konuların uzmanlar tarafından planlanması gerektiğini düşünüyoruz. Ey CHP’li, Ey İYİ Partili arkadaşlarım. Kent ile ilgili sorunları ‘Uzmanlara bırakın’ dediler. Neden çıkıp burada bir saldırı yapıyor demediniz. Köy Koop’u eleştiriyoruz, kurumsallığını eleştiriyoruz. Yöneticileriyle ilgili bir şey yapmıyoruz. Köy Koop bugün bir basın açıklaması yaptı ve Başkan Sayın Soyer’e bir girişimcilik ödülü verildi. Bu basın bültenini İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin resmi basın danışmanı yazdı. Bunu eleştirmeyecek miyim? Eşrefpaşa Hastanesi satılıyor’ dedik. Şu an itibariyle iki hasta var; nasıl geliştireceksiniz? Bu performansı gösteren hastanenin satılıyor olması gerekir. Elbette ki bunları gündeme taşıyacağız sizler de bu eleştirilerden umuyoruz ki ders çıkaracaksınız. Hatalardan döneceksiniz ve bu şehrin menfaatine çalışacaksınız” diye konuştu. ‘ANLAMAK MÜMKÜN DEĞİL’ AK Partili meclis üyelerinin eleştirilerine yanıt veren CHP’li Özuslu, “Hüsnü Bey tarafından ‘yalan’ sözünü iade ettiğini fazla bir itham edildiğini söyledi. Yalan olana yalan denir, ne denir! Ortada bir yalan var. Üzerimize atılan iftirayı kabul etmeyeceğiz. Siyaset yapıyoruz, tabi ki yalan diyeceğiz. Özgür Bey, bu bina sorumlu, ‘bina sıkıntılı boşuna boyamayın’ dedi. Peki kabul edelim, öyle olsun. Siz ‘meclis toplantıları solunu çay ocağımız yok, grup toplantı odamız yok’ diye eleştirilerde bulundunuz. Biz de görevimiz olarak yaptık. Biz oraya meclis salonu, grup odaları yaparken de sorunluydu. O zaman niye sorunlu olmadığını söylemediniz. İzmir halkı bunu 2 gündür öğrendi ama burada da söyleyeyim; Konak Pasaport’ta bakım onarım için iskele gerekiyordu Urla’dan getirildi, birkaç gün sonra da gidecek. Bütün bunlar alenen dururken nasıl böyle bir şey söylüyorsunuz, anlamak mümkün değil. Biz sadece İzmir’i konuşmak istiyoruz tezinden hareket ederek, İzmir’in dışındaki mesele konuşurken, burada samimiyet testi yapılır” ifadelerini kullandı. ‘ÖZÜR BEKLİYORUM’ “Türk Dil Kurumu’na göre yalan; ‘gerçeğe aykırı söz’ demek” diyerek açıklamalarına başlayan CHP Grup Sözcüsü Nilay Kökkılınç, “ Agamemnon ismi 2017 senesinde yüzer gezer iskeleye verilmiş, bu isim sizin dönemizde verilmedi. AKP il başkanının da bunu araştırmadan incelemeden sanki gerçekmiş gibi söylem konusu yapmasını yanlış buluyorum. Yalanın üzerinde durmak yerine asıl bunun üzerinde durmak gerekiyor. Biz dünyayı kucaklamak evrensel olmak istiyoruz, geçmişimizde pek çok uygarlık var bunlara da sahip çıkmamız gerekiyor. Bugün olsa da bu isim verilebilirdi. Niye bu kadar sığ düşünüyoruz? Açık olmamız uygarlıklarımıza sahip çıkmamız lazım. AKP’nin bu konudaki tavrını anlamış değilim. Özür bekliyorum” dedi. Eşrefpaşa Hastanesi’nin satıldığı iddialarına yönelik de açıklamalarda bulunan Kökkılınç, “Böyle bir şey yok. Bu konuda da haksız yere haberler yapılıyor. Eşrefpaşa Hastanesi tek belediye hastanesidir. Bütçeden 130 milyon pay ayrılmıştır. Eşrefpaşa Hastanesi Sağlık Bakanlığı denetiminde çalışır ve Bakanlığa destek, hizmet vermiştir. Deprem sürecinde de en büyük desteği Eşrefpaşa Hastanesi vermiştir. Sağlık Bakanlığı’nın puanlama sistemi vardır ve Eşrefpaşa Hastanesi’nin puanı 96-97’dir. Haksız yere ithamlar yapılmaktadır” diye konuştu. ‘SEVGİ VE SAYGIYI ESAS ALALIM’ “Agamemnon ismi Yunan mitolojisinden gelen bir isim olduğunu dile getiren” MHP Grup Başkan Vekili Selahattin Şahin, “Daha iyi bir üslup kullanılabilirdi. Yazının sonunda ‘yalan’ denmesi yakışmamış, bana kalırsa. İstanbul’da Bizans bin yıl hüküm sürmüş, bütün isimleri Bizans mı yapalım. Biz grupta bunu tartıştık, değinmeyecektik. Çıkıp Büyükşehir yaptığı çalışmaları anlat. Bu mecliste illa gerginlik mi yaşayacağız? Sevgiyi ve saygıyı esas alalım” ifadelerini kullandı. ‘ELEŞTİRİYİ SALDIRI ALGILIYORSUNUZ’ Açıklamaların ardından AK Partili Grup Başkan Vekili Hızal yeniden söz aldı. “Birtakım eleştiriler ortaya koyuyoruz ve bu eleştirileri yaparken sizleri rencide etmiyoruz” diyen Hızal’a Başkan Soyer, “Öyle zannediyorsunuz, rencide ediyoruz” yanıtını verdi. Bunun üzerine Hızal, “Benim ya da meclis üyesi arkadaşımızı ya da sizi rencide edecek ne gibi bir ifadesi var?” sorusunu yöneltti. “Biz size yalancı mı dedik? Biz size hakaretvari bir ifade mi kullandık. Yaptığınız hataları elbette söyleyeceğiz, nerede bu demokrasi?” diyerek açıklamalarını sürdüren Hızal, “Muhalefetin eleştirisini saldırı olarak algılıyorsunuz, eleştirmek saldırı mıdır? Ben konuşurken ya da grubumda konuşurken sözümüzü kesiyorsunuz ama hiçbir CHP’li arkadaşımızın sözünü kesmiyorsunuz. Bu meclisin bu tartışmalarla anılmasını biz de istemiyoruz. İzmir’i konuşmak istiyoruz. Biz İzmir Büyükşehir Belediye Başkanını elbette eleştireceğiz. Siz sadece kağıt üzerinde yüzde 42 yatırım yapıyorsunuz, topluma, İzmirli’ye yalan söylüyorsunuz mu diyeyim? Bu doğru bir ifade olmaz” dedi. ‘BUNA KARŞI DURURUZ’ CHP’li Özuslu da şu ifadeleri kullandı: “Sorun şurada: Burada İzmir meselesi konuşurken herhangi bir parti ya da meclis üyesi söz hakkı kısıtlanmış mı? İzmir’i konuşurken siz Seferihisar’ı dile getiriyorsunuz, geçmiş gitmiş. Sapla samanı, elmayla armutu mukayese etmek mümkün mü? O iskelenin Urla’dan alınıp getirildikten sonra bakmadan, bilmeden, araştırmadan oradan bir siyaset çıkaracağım diye yalan koyarsan… Yalan çünkü. Hani İzmir’i konuşacaktık, niye Soyer’i konuşuyoruz? Biraz önce İzmir meselesini konuşacağız dedik. Böyle politikaya bu cevaplar verilecek. Bundan da kimsenin rahatsız olmasına gerek yok. ‘Biz meseleyi kişileştirmiyoruz’ diyorsunuz, birinci derecede yakını eleştirmek nedir? Kurumsal olarak Büyükşehir’in Köy Koop ile ilişkisini eleştirebilirsiniz ama bunun üzerinden başka şeylere dönerseniz bu almaz. Bu tarzda devam ettiği sürece gerginlikler olur. Haksız ve gerçekten meseleyi kişiselleştirerek başka noktalardan politik bir saldırı olarak gündeme getirirseniz kusura bakmayın biz buna karşı dururuz, itiraz ederiz.” ‘ÇIKMAKTA SERBESTSİNİZ!’ Toplantının sonunda Başkan Soyer, tüm eleştirilere toplu cevap verdi. Soyer’in AK Parti İzmir İl Başkanı Kerem Ali Sürekli’nin sosyal medya hesabından konuyla ilgili yaptığı açıklamayı Meclis’te okuması üzerine AK Parti grubundan itiraz geldi. Seslerin yükselmesi üzerine ‘Susar mısınız?’ diye seslenen Başkan Soyer’e, AK Parti sıralarından ‘Susamayız’ yanıtı geldi. Soyer bu kez, “O zaman çıkacaksınız. Bu meclis salonunda bana yapılan iftirayı söyleyeceğim. Bu tweeti herhangi bir kişi atmadı” dedi. Tam bu sırada AK Partililer sert tepki gösterdi. Soyer, “Ne demek susamazsınız. Susacaksınız. Ben konuşacağım siz de dinleyeceksiniz. Bana yapılan iftiraya cevap vereceğim. İstediğinizi yapın ben söyleyeceğim. Dinlemek istemeyen çıkabilir. Bu ne demek yahu! Bu nasıl bir protesto? Susacaksınız ben konuşacağım. Siz beni konuşturmuyorsunuz, bunu yapamazsınız. Bu medeni bir tavır değildir. Bana atılan iftirayı burada paylaşacağım. Ben bu meclisin başkanıyım. İskeleyi ben yapmadım, yalan! Adı ben vermedim. Siz istediğinizi yaparsınız. Benim konuşmamı nasıl engellersiniz. Bana atılan iftirayı söylüyorum. Çıkmakta serbestsiniz. Ben bu yalanı İzmirlilerle paylaşacağım. Çıkabilirsiniz” dedi. SALONU TERK ETTİLER CHP grubu AK Parti’nin eleştirilerine alkışla yanıt verirken AK Parti ve MHP grubu salonu terk etti. “İZMİR’E HAKSIZLIK” “Bunu kamuoyunun takdirine sunuyorum” diyerek açıklamalarını sürdüren Soyer, “Bunu niye yapıyorlar? İstenmeyen şeyler de söylenebiliyor. Bir siyasal partinin İzmir il başkanı böyle bir şey söylerse, bu mecliste AK Partili meclis üyelerinin bir özür borcu vardır Ben onların da başkanıyım. Burada yalan atılan ve iftiraya uğrayan kişi İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin başkanıyım. Buradan bir algı yaratmaya çalışıyorlar. Onun fikri neyse zikri de odur’ diyorlar. Geçmiş dönemde bunlar eleştirilmemiş, şimdi neden eleştiriliyor? Türkiye’de tahammülsüzlük acaba çok gerildiği için bu noktaya gelmiş olabilir miyiz? Evet, Bizans isimleri olmasın Efes’i ne yapacağız. Bunlara tahammülsüzlük nasıl oldu bu topraklarda? Bunlardan yüksünmedik. Agamemnon isminden rahatsız olmak nasıl bir ruh halidir? Pagos… Bunlardan nasıl rahatsız olunur? Köy Koop meselesi akıl alacak bir mesele değil. Vızır vızır otobüsleri dolaşıyor diyorlar. Köy Koop’un başka bir mülkü yok. Araştırsa bulacak. Bu seviye kabul edilecek biri değil. Köy Koop’un başkanı benim işim Türkiye’nin en iyi ödüllerinden birini almış. Haber yapılmış, uzun diye arkadaşlarımıza danışmış. İzmir’de bir kadın erkek egemen bir yapıda ulusal çapta bir ödül almış. Eleştir. Ondan sonra biz neyi rencide ediyoruz? Senin eşine ben eleştiri yapsam sen rencide olmaz mısın? Hepimiz bu coğrafyada yaşayan insanlarız, eşimizle, kardeşimizle ilgili bir mesele olsa kulaklarımız açılır. Bu gerçekten İzmir’e haksızlık” ifadelerini kullandı. ‘NE İSKELE YAPTIK NE İSİM VERDİK’ Kıbrıs ve Suriye açıklamalarıyla ilgili yapılan eleştirilere de cevap veren Soyer, “O konuda konuşulan şeyin hep bir zamanı var, anlamı var. Algı operasyonu… Ondan sonra samimiyetten bahsediliyor. Bundan sonra yalana ‘Yalan’ diyeceğim. Bunun bu şehre zararı var. Eşrefpaşa Hastanesi satılacakmış, pes. Bıkmıyorlar. Bunu söyleyen de bir İzmir Milletvekili. Sokakta biri söylese konuşmayız ama il başkanı söylüyor, milletvekili söylüyor. Dedikodu üzerinden bir milletvekili sosyal medyada bir paylaşım yapar mı? Yakışmıyor. Ama yalana yalan demek mecburiyetindesiniz yoksa yalan büyüyor. Bunun yalan olduğunu tüm İzmir bilecek çünkü yalan. Ne o iskeleyi yaptık ne de o ismi verdik, yalan. O iskele Pasaport İskelesi’dir, bu kadar” dedi. Son olarak ‘Yatırım yapılmıyor’ eleştirilerine de cevap veren Soyer, “400 küsur otobüs aldık bir buçuk sene içinde. Dönün bakın, Ankara, İstanbul kaç tanesi otobüs almış? Buca Metrosu için ne yaptınız?’ diyorlar. El insaf, elinizi vicdanınıza koyun. Pandemi var ama buna rağmen 495 milyon bir konsorsiyumu oluşturduk. Çok yakında ihaleye çıkacağız. Pandemiye, depreme rağmen yeraltında 10 kilometre tünel kazıldı. Eşrefpaşa Hastanesi’ni satmıyoruz, iskeleye Agamemnon adı vermiyoruz, bu kadar. Kimyamızı bozmaya çalışıyorlar ama şundan emin olun biz İzmir için çalışmaya devam edeceğiz. İncir çekirdeğini doldurmayacak konulara zaman ayırıyoruz ama çalışma azmimizden vazgeçmiyoruz” diye konuştu. Yağmur Gülü