Sedat ARAZ/EGE TELGRAF- Veteriner hekim Başak Avcı Yıldırım, evcil hayvanlarımızı sahiplenme sürecini en başından ele alarak, akabinde yaşanan sorunlara da değindi. Hayvanlarımızı sahiplenirken veteriner hekimin süreç boyunca takipte olması gerektiğine değinen Yıldırım, hayvan sahiplerinin veteriner hekim kontrollerini es geçmemesi gerektiğini de ekledi. Yıldırım, “Evcil hayvanımızı sahiplendiğimizde ilk iş olarak veteriner hekimin görmesi gerek. Eğer evcil hayvanınızı toplu bir yerden sahiplendiyseniz kuluçka döneminde bekleyen hastalıkları olabilir. İç ve dış parazit ilaçlarını almalıdır. Dışkı kontrolü ile eğer parazit problemi saptanırsa ilaç tedavisine de devam edilir. Bir hafta 10 gün aralığındaki ikinci kontrollerde de eğer yavru sağlıklıysa aşı programı başlar, sağlıklı değilse de hastalığına uygun uygun bir tedavi programı oluşturulur” ifadelerini kullandı.

‘EV TİPİ ÜRETİM’

Hayvanların çoğaltılması ve üremesiyle alakalı çok farklı yollara başvurulduğunu anlatan Veteriner Hekim, “Ruhsatlı çiftliklerin olması gerektiğini düşünüyorum. ‘Arkadaşımın köpeği oldu yavrusunu bana verdi’ dediğimiz ev tipi üretimine karşıyım. Ruhsatlı çiftliklerin veterinerleri olduğu gibi, Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından da denetleniyorlar. Kontrolsüz bir üretimle, genetik hastalıkların yaygınlaşmasındansa bence kontrollü bir üretim olmalı. Daha sağlıklı ırkların çoğalmasıyla insanlar da bu yavruları sahiplenmeli” diye konuştu.

‘BULAŞICI RİSKLER’

Can dostlarımızın beslenme faktörlerine de değinen bu hususta doğru bilinen yanlışları aktaran Yıldırım, “Hayvanlarımıza insan muamelesi yaptığımız zaman işler karışmaya başlıyor ve dengeler bozuluyor. Aynı zamanda sokaklardaki toplu beslenmeler hayvanlar arasına da bulaşıcı riskleri artırıyor. Ev yemeği kesinlikle hayvanların metabolizmaları için de aykırı bir durum. Kuru mamalar ile de hayvanların avlanma güdüleri yok oluyor. Su kapları ile hayvanlara yardımcı olmalıyız ama daha fazlasıyla iyilik yapalım derken kötülükler yapıyoruz” dedi. Aynı zamanda ‘iyi ve faydalı’ sandığımız besinlerin evcil hayvanlarımız için tehlike oluşturacağını vurgulayan Yıldırım, “Evcil hayvanlarımızla uzun bir süre beraber yaşamak istiyorsak öncelikle beslenmesine dikkat etmek şart. Fazla protein tüy dökmeye sebep olduğu gibi her türlü ev yapımı gıdadan ve şeker tüketiminde kaçınılmalı. Kedilerimiz ve köpeklerimiz birinci derece tip 1 diyabet hastası kabul ediliyor. İnsülin dirençleri mevcut. Kaliteli bir kuru mama ile devam edilmeli. Bebeklik dönemindeki hayvanlar için yaş mama verilebilir ama bu durum yetişkin hayvanlara önerilmez” dedi.

‘HAYAT BOYU ÖĞRENCİ’

Mesleğinin püf noktalarına değinen ve kendisiyle aynı yolda yürümek isteyen gençlere de seslenen Veteriner Hekim “Veteriner olmak sadece diplomayı alarak bitmiyor. Kendimizi geliştirmek de şart. Hekim grubu olarak fakülteye girer girmez hayat boyu öğrenci olduğumuzu kabul etmeliyiz. Eğitim kritiklerimiz düştü. O yüzden bu bölümü okuyan öğrencilerde iş bitiyor. Türkiye’de veteriner hekimliğin değeri yok diyebiliriz. Bu durum da bizim kanayan yaramız” açıklamalarında bulundu.

‘DİŞİ İÇİN ŞART’

Hayvanların cinsel dürtülerinin insanlardan farklı ilerlediğine dikkati çeken ve hayvan cinselliğinin yalnızca üreme hususuna dayandığını ekleyen Yıldırım, “ Kısırlaştırma da bir hayvan ıslahı fakat dişi hayvanlar kısırlaştırılmadığı zaman meme kanseri, rahim kanseri gibi hastalıklara yakalanmama oranları çok düşük. Eğer hayvanın sahibi kısırlaştırmamanın sorunlarından rahatsızlık duymuyorsa erkek hayvan kısırlaştırılmasa da olabilir. Fakat dişi için kısırlaştırma şart” ifadelerini kullandı.

MİKROÇİPLER’

Son dönemlerde fazlaca tartışma konusu olan ve akıllarda soru işaretleri bırakan mikroçip uygulamaları hakkında bizleri aydınlatan Başak Avcı Yıldırım, “Mikroçipler gerekli uygulamalar. Bu çipler elektronik bir kimlik kartı ve pasaportudur. Aynı zamanda hayvanın tüm sağlık verilerinin de içinde bulundurur. Çiplerin de görevi bir nevi ev tipi üretiminin önüne geçmek ve hayvanların sokağa terk edilmesini engellemek. Evcil hayvanların sokağa terk edilmesi durumunda da sahiplerine bazı yaptırımlar ve cezalar uygulanıyor. Veteriner klinikler de bu duruma göz açtırmamak için elinden geleni yapıyorlar. Yediği önünde yemediği arkasında olan bu hayvanlar sokağa bırakıldıkları zaman sokak hayatını bilmedikleri için barınamıyorlar” diye konuştu.