Memduh GÜNEY/ EGE TELGRAF- Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) illerin evlenme ve boşanma raporlarını yayınladı. 2022 yılına kıyasla, 2023 yılında hem evlilikler hem de boşanmalar arttı. Açıklanan verilere göre; İzmir’de 13 bin 639 çift boşandı. Kent, binde 3,05 ile boşanmaların en fazla yaşandığı il oldu. Çift ve Aile Terapisti Melek Aykaç şehrin yüksek boşanma oranlarına dair dikkatleri çekecek açıklamalarda bulundu. Evlilik kurumunu sonlandırma sürecinde sosyal çevre, toplumsal baskılar ve eğitim seviyeleri gibi birçok sebebin etkili olduğuna dikkati çeken Aykaç, geçmişten günümüze evlilik anlayışının ise farklılaştığına vurgu yaptı. Evliliklerin eskiden aile kurmak ve insanın güven duygusunu karşılamak amacıyla gerçekleştiğini söyleyen Aykaç, “Günümüzde evliliğin kurulma nedeni yer değiştirdi. İnsanlar biraz daha ilişkisel ihtiyaçlarla evlilikler kurarak evliliğe yükledikleri anlamda da daha duygusal nedenler barındırdı. İnsanlar eşinin; sevgi, şefkat, güvenlik, aşk ihtiyaçlarını karşılamasını istiyor. Dolayısıyla beklentiler yüksek oldukça insanlar evlilikte doyum elde edip etmediklerine de bakıyor. İlişkiler, ‘Ben doyumlu muyum, değil miyim?’ diye sorgulanıyor” diye konuştu.

‘SORUN ÇÖZME YÖNTEMİ'                                                                                                                           

Kadınların ekonomik imkanlarının boşanma sürecinde oldukça önemli olduğunu belirten Aykaç, “Kadınların evliliği duygusal nedenlere bağlı olarak sorgulaması hem de kendisinde ekonomik olarak kendilerinde bu gücü bulması, ‘Boşandıktan sonra tek başıma devam edebilirim’ noktasında kendisini biraz daha hazır hissetmesiyle beraber boşanmaların önünü açıyor. Günümüzde insanlar, sosyal medyayla kendilerinin çok fazla seçeneklerinin olduğunu düşünüyor. ‘Boşansam bir sürü seçeneğim var’ ya da ‘Niye böyle biriyle devam ediyorum bundan sonra daha farklı insanlarla olabilirim’ bakış açısı insanların dikkatini dağıtıyor. İlişki becerileri noktasına baktığımızda da boşanmayı bir sorun çözme yöntemi olarak da görmeye başladılar” ifadelerini kullandı.

‘TOPLUMSAL KABUL YÜKSEK’

Boşanmanın yalnızda duygusal tarafından ziyade, toplumsal tarafının da kadınların hayatında belirleyici bir unsur olarak karşımıza çıktığını vurgulayan Aykaç, “Boşanma ve boşanma sonrası kadına bakış, kadının kendisini benlik olarak algılaması diğer illere göre İzmir’de daha rahat. İzmir, kadınların daha modern bir yaşam kurgulayabilecekleri bir şehir olarak karşımıza çıkıyor. Boşanan kadına toplumsal bakış, toplumsal kabul diğer illere göre çok daha yüksek. Boşanmayı onaylayan, kabul eden, kişinin kendisi üzerinde baskı hissetmediği bir ortam var” açıklamalarında bulundu.

‘BASKI OLUŞTURMUYOR’

Aykaç açıklamalarını şu sözlerle sürdürdü: “İzmir’in; eğitim seviyesinin yüksek olması, toplum yapısının daha değişken ve yüzünün batıya dönük olması, daha aydın olması ve büyükşehir olması, toplumsal dinamikleri kadın baskı hissetmediği için ona cesaret veriyor. Boşanmanın insanın kendi içinde ruhsal olarak bunu kabul etmesi ve hazırlanması var, insan bütün imkânlar bittiyse boşanıyor. Sürüklendiği, istemediği bir ilişkinin içinde devam edebilmesi için mecburiyetleri olması gerekiyor. Bunlar; toplumsal baskı gibi kendisini ekonomik olarak ve ruhsal olarak hazır hissetmemesi gibi ama İzmir’e baktığımız zaman toplumsal kabul kısmı o baskıyı ortadan kaldırıyor. Sosyal destek sistemi olarak baktığımız zaman çevre de bu durumu onaylıyor ve motive ediyor. Sosyal desteğin boşanma kararlarını alırken ne türlü bir etkisinin olduğu da bu verileri açıklıyor. Toplum buna izin veriyor, kabul ediyor ve baskı oluşturmuyor”

‘CESARET GÖSTEREBİLİYORLAR’

Avukat Ceren Tütüncü ise evlilik birliğini sonlandırmak isteyen kadınların geçmişten günümüze artık daha görünür ve bilinir olmalarına dikkati çekiyor. Aile içi şiddet gibi şiddetli geçimsizlik gibi aile kurumunu derinden sarsan sorunların artık gizli kalmadığına değinen Tütüncü, “Kadınların sessiz kalmayıp haklarını savunmaları, şiddet mağduru kadınların olayları gün yüzüne çıkarması ve toplumun buna tepki göstermesi boşanma oranlarını açıklıyor. Türkiye’nin her yerinde ayakları yere sağlam basan kadınlar var ancak; özellikle doğu illerinde eğitim seviyesinin daha düşük olması, kadınların çalışma hayatının içerisinde yer alma oranlarının daha az olması, kadınların çocuklara ve yaşlılara belki de evde bulunan engelli bireylerine bakmakla yükümlü olması gibi sebeplerden ötürü evlilik birliğini sonlandırmaları ve kendi ayaklarının üzerinde durması kolay görünmüyor. İzmir’de bu durumların tersini gözlemlediğimiz için doğal olarak eşler de evlilik birliğini sonlandırma cesaretini gösterebiliyorlar” açıklamalarında bulundu.

MECBURİYETTEN DEVAM

“İzmir’de yüksek boşanma oranlarının aile kurumunun içinin çürümesinden kaynaklı olmasından değil” diyerek sözlerine devam eden Tütüncü, “Aksine diğer illerde kadınların mecburiyetten devam ettirmek zorunda olduğu evliliklere İzmir’de daha az şahit oluyoruz. Bu sebeple İzmir’de yüksek boşanma oranları gözlemliyoruz” ifadelerini kullandı.

Kaynak: Ege Telgraf