Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi ve Başkan Helil İnay Kınay imzasıyla yayınlanan ve salgın sürecinde atık yönetimi yaşamsal öneme sahiptir başlığıyla yayınlanan açıklamada şu ifadelere yer verildi: "COVİD -19 olarak tanımlanan CORONA virüs salgını tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de sağlığımızı tehdit etmeye devam ediyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün pandemi ilan ettiği Koronavirüs (Covid-19)  nedeni ile Dünyada, ülkemizde ve kentimizde yaşadığımız süreci ciddiyetle takip ediyoruz. Mücadele kapsamında bilim insanları ve sağlık emekçileri büyük bir özveri ile çalışırken, başarıya ulaşma ve sağlıklı yaşam dileğimizi tekrarlıyor ve alınan önlemler kadar, alınması gereken önlemler konusunda da katkı koymaya ve dayanışmayı büyütmeye çalışıyoruz. Yaşadığımız süreç; hijyenin sağlık için önemi ile birlikte sağlıklı şehirlerde yaşayabilmek için çevre sağlığı hizmetlerinin de önemini ortaya koymuştur. Virüs salgını nedeni ile çevre sağlığı ve kişisel hijyene yönelik hassasiyetin ve zorunluluğun arttığı bu dönemde Atık Yönetimi bu sürecin de en önemli parçalarından birisidir. Ülkemizde virüs öncesi koşullarda dahi atık yönetimi sürecinde yaşanan eksiklik ve aksaklıklar, sokak toplayıcıları tarafından sağlıksız koşullarda yürütülen geri kazanılabilir atıkların toplanması süreci, atık ithalatının yarattığı çevresel ve yaşamsal riskler, içinde bulunduğumuz olağanüstü koşullarda çok daha büyük öneme ve doğru ve etkin yönetim zorunluluğuna sahiptir. Ülkemizde mevcut yasal düzenlemelere göre Atık Yönetimi sürecinde özetle; Evlerimizde oluşan atıkların Yerel Yönetimler tarafından toplanarak bertaraf edilmesi gerekmektedir. Bu süreçte Yerel Yönetimler tarafından yürütülen evlerimizden atıkların toplanması çalışmaları sırasında; vatandaşlar tarafından geri kazanılabilir nitelikte olan atıklar ile organik atıklar ayrı biriktirilmeli, bu atıklardan geri dönüşebilir nitelikte olanlar; Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından Lisanslı olan ve Belediyeler tarafından yetkilendirilmiş Firmalar tarafından, organik nitelikte olanlar ise Belediyeler tarafından toplanarak atık bertarafı ve geri dönüşüm süreci yürütülmelidir. İşletmelerin faaliyetleri kapsamında oluşan atıklar da niteliği ve tehlikelilik içeriğine göre mevzuat kapsamında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından Lisanslı Firmalara bertaraf amacı ile gönderilmelidir. Atık Yönetimi süreci Çevre ve Şehircilik Bakanlığı denetim ve sorumluluğunda yürütülmektedir. Sağlık tesislerinden kaynaklanan atıklar; tıbbi atık olarak nitelendirilmekte olup, bünyesinde bakteri, virüs, parazit ve mantar türlerinin bulunduğu bilinen, enfeksiyon kaynağı olabilecek, bulaşıcı (kontamine) atıklar olup, temas halinde insan sağlığında ölüme varabilecek ciddi sağlık sorunlarına sebep olmakta, bertarafı kapsamında özel işlemler uygulanması gereken tıbbi atıkların, uygun olmayan koşullarda toplanması, taşınması ya da doğaya bırakılması çevre ve insan sağlığı için büyük riskler taşımaktadır. Sağlık Tesislerinde, teşhis ve tedavi sürecinde oluşan atıkların Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği gereğince enfeksiyöz tıbbi atık olarak değerlendirilmesi ve ilgili yönetmelik ve yerel düzenlemelere göre de bertaraf edilmesi gerekmektedir. Bu süreçte sağlık tesislerinde atık yönetimine ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve Yerel Yönetimlerin işbirliği içerisinde yöntem ve tedbirlere ilişkin gerekli altyapının kuruması ve yönetilmesi büyük önem taşımaktadır. Atık yönetimi ciddi bir konudur, kapsamlı altyapı ve denetim mekanizmaları gerektirmektedir. Türkiye henüz kendi atıklarıyla baş edemeyen bir ülke iken "; İngiltere, Belçika, Almanya, ABD, Hollanda, İspanya, İtalya, Slovenya, Fransa, Japonya gibi ülkelerden atık ithalatı yapmaktadır. Atık Yönetimi süreci, Atık İthalatının çevre ve halk sağlığı açısından yarattığı, yaratacağı risklere ilişkin görüşlerimiz ilgili İdareler ve kamuoyu ile sıklıkla paylaşılmıştır. Ülkemize her türden atık, artık ve hurda ithalatı durdurulmalıdır. 2019 Aralık ayında Çin'in Wuhan kentinde ilk kez ortaya çıkan corona virüsü salgını tüm dünyaya yayılmaya devam ederken, salgın ile birlikte olağanüstü koşullara oluşmuş ve salgının yayılma riskine karşılık mevcut atık yönetimi sürecinde de ilave düzenleme ve tedbirler alınması gerekmektedir. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından 3 Mart 2020 tarihinde yayınlanmış “Su, Sanitasyon, Hijyen ve Atık Yönetimi" dokümanında “Taşıyıcı bireylere ait korona virüslerinin yüzeylerde hayatta kalmasına dair yakın zamanda yapılan bir inceleme, 2 saat ila 9 gün arasında değişen büyük değişkenlik bulmuştur.” denilmektedir. Sağlık tesislerinde enfekte olmuş yurttaşlarımızın tedavisi, Korona Virüsün ilaç ve aşı ve tedavi geliştirme çalışmaları sırasında ortaya çıkan atıkların; doğru koşullarda taşınması ve bertaraf edilmesi, yayılmanın yavaşlaması açısından önemli rol oynamaktadır. “Evde Kalmaya Çalıştığımız” bu süreçte, atık miktarı ve niteliği de farklılıklar gösterebilmektedir. Hijyen nedeni ile ambalajlı ürün tüketiminin artması, evlerdeki tüketimin artması atık miktarında da bir miktar artışa neden olmaktadır. Ayrıca yeni oluşan koşullarda Covid-19 virüsü salgını nedeniyle ülke genelinde vatandaşlarımızın sokağa çıkarken kullandığı tek kullanımlık maske eldiven gibi koruyucu ekipmanların taşıyabileceği enfekte özellik taşıma riski nedeni ile evsel atıklarla karışması ya da gelişigüzel atılması çevre ve insan sağlığı açısından risk oluşturmaktadır. Diğer taraftan gelişigüzel atılması halinde bu malzemelerin yağışla birlikte akışa geçerek yağmur suyu kanalları, ızgaralar, kanalizasyon sistemleri gibi çevresel altyapı bileşenlerine de zarar verme riski bulunmaktadır. Atık Yönetimi süreci uzman teknik ve yardımcı personel tarafından yürütülmesi gereken, kapsamlı altyapı ve denetim mekanizmaları gerektiren çevre sağlığı ve çevresel altyapı süreçlerinin en önemli bileşenlerinden birisidir. Salgın nedeni ile yaşadığımız olağanüstü koşullarda önerilerimiz aşağıda özetlenmiştir. 1- Sağlık tesislerinden kaynaklanan; Covid-19 virüsü ile enfekte olmuş kişilerin kullandığı ve bulaşıcı maddeleri içeren veya içerme ihtimali olan tüm evsel ve klinik atıklar tıbbi atık olarak tanımlanmalı ve tıbbi atık prosedürüne uygun toplama, taşınma ve bertarafı yapılmalıdır. 2- Tıbbi atıkların toplanması taşınması sürecinde çalışan tüm personelin kişisel koruyucu ekipmanlarını kullanmaları önem arz etmektedir. Kişisel koruyucu ekipmanlarında her zamankinden daha sık değiştirilmelidir. 3- Sağlık kuruluşlarında oluşan tüm tıbbi atıklar Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yetkilendirilmiş kuruluş ve özel araçlar ile bertaraf tesislerine gönderilmektedir. Oluşan yeni duruma göre; tıbbi atıkların taşınması ve bertarafı sürecinin yönetimine ilişkin merkezi ve yerel yönetimler tarafından ivedilikle çalışmalar gerçekleştirilmeli, maliyetlerin karşılanması konusunda devlet desteği sağlanmalıdır. Atıkların kontrolsüz toplanması, evsel atıklarla karıştırılması ya da uygun bertaraf tesisine gönderilmemesi gibi uygunsuzlukların yaşanması ihtimaline karşılık denetimi daha ciddi gerçekleştirilmelidir. 4- Ülkemizde ; İngiltere, Belçika, Almanya, ABD, Hollanda, İspanya, İtalya, Slovenya, Fransa, Japonya gibi ülkelerden atık ithalatı yapılmaktadır. “Covid-19'u salgını en çok etkilediği ülkelerin başında, İspanya, İtalya, İngiltere, Fransa ve ABD gelmektedir. Atık ithalatı acilen durdurulmalı, yurtdışından ülkemize gelen atıklar ve hurdalar ile oluşacak riskler bertaraf edilmelidir. 5- Dünya Sağlık Örgütü Covid-19'u pandemi (salgın) kategorisine alınmıştır bu nedenle Limanlarda gemilerden alınan evsel atıkların salgın dönemi boyunca tıbbi atık olarak değerlendirilmesi gereklidir. 6- Sokak toplayıcılarının, sağlıksız ve güvensiz koşullarda çöp konteynırlarından geri dönüşebilir atıkları toplaması enfeksiyon riskine karşı savunmasız bırakmaktadır. Atık toplayıcılığı ile geçimini sağlayan kişilerin korunması için merkezi ve yerel yönetimlerin acil önlem alması gerekmektedir. 7- Vatandaşlarımızın bu süreçte evlerimizde tüketimimiz kapsamında oluşan atıkların miktarının azaltılması, atıklarımızın kaynağında doğru ayırılması ve Belediyeler tarafından kısıtlı personel ile yürütülmeye çalışılan toplama ve taşıma sistemine destek olunması daha çok önem taşımaktadır. 8- Kişisel koruyucu ekipman olarak kullanılan enfeksiyon taşıma riski olan maske ve eldivenlerimizin bu süreçte güvenli toplanması ve bertarafı konusunda hassasiyet göstermemiz önemlidir. Kişilerin sokağa çıkarken kullandığı maske eldiven gibi tek kullanımlık ekipmanları gelişigüzel atmaması, evsel atıklar ile doğrudan karıştırmaması salgın riskinin artmaması için önemlidir. Maske ve Eldiven atıkları ayrı toplanmalı, kullanım sonrası evdeki imkanlar doğrultusunda (özellikle hastalık teşhisi konularak evde karantinaya alınmış kişilere ait atıkların mümkünse dezenfekte edilmesi) iç içe konulmuş 2-3 kat çöp poşetleri içine katmanlı şekilde paketlenmelidir. Atıklar evlerine en yakın sağlık tesisindeki tıbbı atık alanına teslim edilmeli, yapılamıyorsa poşetlenmiş olarak çöp konteynırına atılmalıdır. 9- Tek kullanımlık maske, eldiven gibi koruyucu malzemelerin enfeksiyon riski ihtimaline karşın tıbbi atık olarak değerlendirilmesi, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve yerel yönetimler tarafından toplanması ve bertarafına yönelik çalışma yürütülmesi gerekmektedir. 10- Belediyeler tarafından salgınla mücadele çalışmaları kapsamında cadde sokakların dezenfekte edilmesi ve yıkanması işlemlerine ilişkin çalışmalar gerçekleştirilmektedir. Sağlık uzmanları tarafından cadde sokakların yıkanması işleminin önleyici tedbir olmadığı ifade edilmektedir. Söz konusu çalışmalar, dezenfeksiyon ve koruma işlevi yürütmemekte, tam tersine işlem sonucu oluşan kimyasal içerikli yıkama suları toprağa doğrudan karışmakta, çevre sağlığı, doğal yaşam için tehlike oluşturmaktadır. Bu uygulamalardan vazgeçilmelidir. 11- Entegre bir halk sağlığı politikasının bir parçası olarak, kanalizasyon sistemlerinde taşınan atık sular iyi tasarlanmış ve iyi yönetilen merkezi atık su arıtma tesislerinde arıtılmalıdır. 12- Mevcut atık su arıtma tesislerinin virüsleri gidermek için optimize edilmesi, gerekirse son bir dezenfeksiyon adımı uygulanması süreci değerlendirilmelidir. 13- Belediyeler ve işletmeler bünyesinde temizlik, atık yönetimi, atıksu arıtma tesisleri işletilmesi hizmetlerini yürüten personelin sağlıklarının korunması için kişisel koruyucu ekipmanlarını kullanmaları sağlanmalı, koruyucu dış giyim eldiven, bot, gözlük veya yüz siperi ve maske içeren uygun kişisel koruyucu ekipman (PPE) giymelidir. Kişisel koruyucu ekipmanlar kullanımı sona erdikten sonra Tıbbi Atık olarak değerlendirilerek ilgili toplama, taşıma ve bertaraf süreci yürütülmelidir. Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi olarak; salgın ile ilgili yaşanan süreçte; sağlık uzmanları tarafından kişisel hijyenin sağlanması ve “ EVDE KAL”çağrısı ile sosyal mesafenin korunmasının öneminden bahsedilirken; Evinde kalamayan, yaşamak için çalışmak zorunda olan vatandaşlarımız için de sosyal güvenceleri sağlanarak EVDE KALABİLMELERİ için gerekli çalışmaların yapılması zorunluluğunu bir kez daha dile getiriyoruz… Çevre sağlığı ve çevresel altyapı hizmetlerinin devam etmesinin yaşamsal zorunluluğu nedeni ile bu sektörlerde görev yapan meslektaşlarımız ve diğer personel de özveri ile görevlerini yerine getirmeye devam etmektedir. Bu noktada özellikle temizlik hizmetleri, atık yönetimi, atıksu arıtma tesisleri işletilmesi süreçlerinde görev yapan meslektaşlarımız ve tüm emekçileri kutluyor, bu zorlu dönemde yanlarında olduğumuzu bildirmek istiyoruz. Vatandaşlarımızı sokaklarda gelişigüzel atılmış, herkes için sağlık riski oluşturan, tek kullanımlık maske, eldivenler ile ilgili duyarlığın, kullandıktan sonra diğer atıklardan ayrı biriktirilmesi ve bertarafının, atık yönetimi sürecinde kişisel sorumluluklarının yerine getirilmesinin, merkezi ve yerel idareler tarafından atıkların toplanması ve bertarafına yönelik toplama ekipmanı ve sistemi kurulması ve atık yönetim ve denetim sürecinin etkin yürütülmesinin yaşamsal önemini bir kez daha vurguluyoruz.. Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi olarak; Salgın sürecinde yürütülen kriz yönetimi çalışmalarında atık yönetimi sürecinin değerlendirilmesi, oluşturulan çalışma gruplarında çevre mühendisliği uzmanlık disiplininin yer alması gerektiğini, toplumsal ve mesleki sorumluluğumuz ile meslektaşlarımız ile birlikte desteğimizi sunmaya hazır olduğumuzu belirtiyoruz. Kamuoyuna saygı ile duyurulur.."