Ege Telgraf Gazetesi’nin geçtiğimiz günlerde gündeme taşıdığı, ardından ulusal basında da yer bularak ülke çapında ses getiren korona virüs sürecinde hobi bahçelerine artan taleple tarım arazilerinin giderek bölündüğü gerçeği üzerine yetkililer harekete geçmişti. Tarım ve Orman Bakanı’nın da açıklamalarının ardından geçtiğimiz günlerde TBMM Başkanlığı’na hükümet milletvekilleri tarafından “Gıda, Tarım ve Orman Alanında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Teklifi” verilmişti. Özel orman teşviklerinden tarım alanlarının amaç dışı kullanımına kadar bir dizi düzenlemeyi içinde barındıran ve yarın görüşülecek olan teklifi değerlendiren TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Tevfik Türk, genel olarak bakıldığında uzun süredir ilk kez tarım alanlarına korumacı bir tavırla yaklaşıldığını gördüklerini belirterek, “Değiştirilmesi önerilen çoğu madde ZMO olarak uzun yıllardır vurguladığımız konular. Özellikle tarım arazilerinin amaç dışı kullanımına yönelik yaptırımlara bir nokta haricinde katılmamak mümkün değil. Ancak bir iki noktada önemli eksikler var” dedi. Dr.-Tevfik-Turk-cezalar-az Tarım arazilerinin başka şekillerde kullanılmasıyla ilgili yapılması planlanan düzenlemelerde ceza miktarlarının beklentinin altında kaldığını belirten Dr. Türk, şu açıklamalarda bulundu: “Şu anda tarımsal arazilerine izinsiz ve plansız yapılaşan ya da izin aldığından farklı bir amaç için kullananların parsel metrekaresine 8.10 Lira ceza kesiliyor. Teklifte caydırıcılık gerekçesi ile ceza miktarı sadece yüzde 25 arttırılarak 10 liraya çekilmiş. Zaten her yıl bu ceza yüzde 10-15 arasında artıyor.  Her ne kadar 2 ay içerisinde arazi eski haline getirilmez ise 3 katı daha ceza kesilecek olsa da gerçek anlamda caydırıcılık için yeterli değil. Sayın Bakan’ın “Yapmayın yıkacağız, cezaları da arttırıyoruz” gibi samimi açıklamalarıyla da gerçekten ümitlenmiştik. Ama çıka çıka ceza miktarı 10 TL olarak çıktı.”

‘YETERLİ DEĞİL’

Hiçbir yasal dayanağı olmayan ve sonraki dönemlerde satın alan vatandaşların da büyük kayıplara ve mağduriyetlere uğrayacağı hobi bahçesi gibi uygulamaların önüne geçmek için sadece yıkım kararının yeterli olmayacağını vurgulayan Dr. Türk, kesilmesi planlanan cezanın fırsatçıların kazanacağının yanında devede kulak olduğunu söyledi. 10 dekar arazi üzerine yapılan hobi bahçesine kesilecek ceza 100 bin lira olacağını hatırlatan Tevfik Türk, “İki ay içerinde tekrar tarımsal kullanıma uygun hale getirmezse 300 bin lira daha ceza kesilecektir. Bunu yapanlar bu 10 dönüme 40 adet parsel yapıp parselin tanesini 150-200 bin arasına satıyor. Yani kesilen ceza ancak iki parselin fiyatına denk geliyor. Örneğin, 100 metrekarelik sit alanına bile yapılaştığınız zaman 5 yıla varan hapis ve 500 bin liraya kadar para cezası verilirken tarım alanlarının talanına verilen cezayı son derece yetersiz kalıyor” diye konuştu.

BU NASIL YARAR?

Konunun sadece hobi bahçeleri ile sınırlı olmadığının altını çizen ZMO İzmir Şube Başkanı, ‘Kamu yararı’ kavramının tekrar gözden geçirilmesinin gerekli olduğunu söyleyerek, “Tarım alanları üzerinde sanayinin ve ticaret alanlarının da çok büyük bir baskısı bulunuyor. Her gün Tarım Bakanlığı’na ranta kurban edilerek tarım dışına çıkartılmak istenen arazilerle ilgili birçok başvuru geliyor. Reddedilenler, ‘Kamu Yararı’ adı altında Toprak Koruma Kurulları’ndan geçirilerek onaylanmaya çalışılıyor. Özel bir fabrikanın depolama alanını genişletmek istemesi bile ‘Kamu Yararı’ kapsamında karara bağlanabiliyor. Tarım topraklarımızı korumak asıl toplum yararını gözetmektir. Kanun teklifi ile tarımsal üretime yeniden kazandırılma ve yıkım sürelerinde de kısaltılmaya gidilmekte. Bu olumlu yaptırımların yanında ceza miktarlarının bu kadar düşük bırakılması ‘Tarım arazilerini korumak görevimizdir’ diyen Bakanlık’ın çalışmalarına gölge düşürmektedir.

RANTA ZEMİN HAZIRLAR’

Düzenlemede izin alınarak fonksiyonu değiştirilen tarım arazilerinde, yeniden yapılanmaya gidildiğinde tekrar izin alınma gerekliliğinin kapsam dışı tutulduğunu belirten Türk, bunun gelecekte arazilerin ranta kurban gitmesine zemin hazırlayabileceği uyarısında bulundu.  Dr. Türk, “Öncelikle bizler gelişim alanlarının tarımsal özelliği olmayan alanlara doğru yapılmasını savunuyoruz. Bazı zorunlu hallerde veya arıtma tesisi gibi kamusal kullanımlar için tarım alanlarına bu yapılaşmalar yapılabiliyor. Fonksiyon değişikliği durumunda tekrar izin zorunluluğu aranmaması, arıtma tesisi veya kamusal bir uygulama için alınan izinin daha sonra plan tadilatları aracılığı ile sanayi, ticaret ya da konut gibi uygulamalarla ranta kurban edilme tehlikesini barındırıyor. Kanun teklifinde özellikle bu iki konunun tekrar değerlendirilmesi gerçekten önem arz etmektedir. Cezaların bu kadar düşük belirlenmesi bir taraftan konuyla ilgili lobi faaliyetleri şüphesini yaratmakta öte yandan da yapılan açıklamaların samimiyetine olan inancımızı kırmaktadır” ifadelerini kullandı. Utkucan AKKAŞ / ÖZEL HABER