Türk edebiyatının önemli romanlarında yer alan Atatürk’ü ve Milli Mücadele dönemindeki Atatürk’ü anlatan satırların yazılı olduğu metinleri Aliağa’da vatandaşa dağıtan CHP İlçe Başkanı Av Özlem Şan Oğuzhan ve ilçe yöneticileri vatandaştan büyük ilgi gördü. Aliağa Demokrasi Meydanı’ndan başlayarak ilçede vatandaşla buluşan CHP’liler romanlardan yapılan alıntıları yer yer yüksek sesle Aliağalılara okudu. 10 Kasım 1938’de vefat eden Türkiye Cumhuriyeti kurucusu Mustafa Kemal Atatürk 83’üncü ölüm yıl dönümünde tüm Türkiye’de olduğu gibi Aliağa’da da anıldı. CHP İlçe Başkanı Av Özlem Şan Oğuzhan ve partililer aralarında Yaşar Kemal, Orhan Kemal, Halide Edip Adıvar, Samim Kocagöz, Sabiha Sertel, Nazım Hikmet gibi Türk edebiyatının önemli isimlerin Atatürk ile ilgili yazdıklarını ilçe sakinlerine broşür halinde dağıttı. Edebiyatın usta isimlerinin romanlarına dair bilgilerin de yer aldığı belgelerin tek şair Kuvayı Milliye konuğu Nazım Hikmet oldu. Başkan Oğuzhan, Atatürk’ün özgürlük ve aydınlanma mücadelesinin hâlâ Türkiye’ye yol gösterdiğini anlatarak, “Atatürk sadece ülkemizin kurucusu olduğu kadar yüz yıla yaklaşan devrimleri ve mücadelesiyle yol göstermeye devam ediyor. Aydınlar, bilim insanları ve pek tabii edebiyatçılarımız bu gerçeği, bu olguyu her daim görmüşlerdir. Milli Mücadele sürerken de Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonra da Atatürk’ün mücadelesi ve yaptıkları tahlil edildi, konuşuldu. Eğer, onu anlatacaksak daha güçlü anlatmalıyız. Çünkü o, yaptıklarıyla, varlığıyla geleceğe damga vurduğunun farkındaydı. Biz de onun yaptıklarını geleceğe taşımak için sözümüzü güçlü söylemeli, adımlarımızı sağlam atmalıyız” diye konuştu. ESERLERDEN BÖLÜMLER Hayatında hiç böyle gözü gönlü tok çocuk görmemiştir. Alnından öper, ismini sorardı. Söylerdi. Şaşardı gene. Yabancı hele Türk olduğunu öğrenince, gözleri yaşarır, “Atatürk çocuklarından bundan b aşka türlüsü beklenemezdi zaten!” derdi. Belki de Atatürk’e telgraf çekerek durumu bildirir, Atatürk’ün mavi gözlerini yaşartırdı. Orhan Kemal’in Suçlu romanından, 1957Tabutu bir top arabasına yerleştiriyorlar. Mızıka, matem havasını çalıyor. Alay, adım adım, ağır ağır ilerliyor. Herkes bu büyük ölüye karşı duyduğu saygıyı sakin, vekarlı adımlarla duyurmak istiyor. Minareden gördüğüm en haşmetli, en gurur verici görünüş, evlerin balkonlarına, pencerelerine, duvar üstlerine yerleşen insanların hıçkırıkları idi. Bu hıçkırıklar yol boyu böyle devam etmişti. Bütün bir millet ağlıyordu. Türk halkı, kurtarıcısına duyduğu minneti, gözyaşları ile dile getiriyordu. Bu Türkiye’de hiçbir devlet adamına, hiçbir padişaha, hiçbir kahramana karşı gösterilmemiş bir saygı ve sevgiydi. Sabiha Sertel, Roman Gibi, Atatürk’ün Ölümü bölümünden, 1969