Öztunç, CHP Genel Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısında, dünyanın bir iklim kriziyle karşı karşıya olduğunu, bu yüzden kalkınmanın odağına sürdürülebilirliğin alınması gerektiğini belirtti. Yenilikçi çözümlerin, paydaşların devreye almalarının zorunlu olduğunu ifade eden Ali Öztunç, "Ama iktidarın yaptığı gibi göstermelik hareketlerle, gerçeğin üstünü örten makyajlarla değil, güçlü ve ayakları yere basan, gerçek bir vizyonla yürüyeceğiz." diye konuştu. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun da bu kapsamda İngiltere'nin başkenti Londra'ya gittiğini aktaran Öztunç, şöyle konuştu: "Sayın Genel Başkanımızın, yenilikçi teknolojilere ve sürdürülebilirliğe odaklı yatırım fonlarını ülkemize getirmek üzere başlattığı büyük hareket ile odaklandığı konu da budur. Sayın Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu, önce ABD'de bilim ve teknoloji alanında ülkemizden dünyaya açılan ve dünyanın en parlak beyinleriyle bir araya geldi, şimdi de bu hareketin ikinci adımı olarak İngiltere'de dünyanın en büyük teknoloji ve yeşil enerjiye odaklı yatırım fonlarıyla önemli görüşmeler gerçekleştiriyor. Hedefimiz net, Türkiye olarak yeni nesil kaynaklara odaklı kalkınma modeliyle güçlü bir sıçrama yapmak. Ülkemizdeki üretim büyük oranda fason üretime dayalı. Katma değer üretemiyoruz. Eski sanayi kodlarıyla ilerleyemeyeceğimiz artık gün gibi ortada. Bu cendereden kurtulup 'ucuz iş gücü ihraç etmek' yerine, ekonomimizi bu yeni dönüşüme adapte etmek zorundayız. Bunu yaparken de dünyayı, çevreyi, toplumu gözeten kaynakları ülkemize getirmek zorundayız. CHP bunu başaracaktır. Cumhuriyet'in İkinci Yüzyılı vizyonumuzu kurgularken, ülkemize istihdam yaratan güçlü yatırımcıları, temiz sermayeyi, üretken zihinleri nasıl çekeceğimizi adım adım çalışıyoruz." CHP Genel Başkan Yardımcısı Ali Öztunç, bir gazetecinin, Jandarma Genel Komutanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğünün uyuşturucuyla ilgili iddiaları nedeniyle Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu hakkında suç duyurusunda bulunmasına yönelik sorusunu da şöyle yanıtladı: "Sansür yasası diyorduk işte geldi, dakika bir, gol bir. Şunu söylemek gerekir biz siyaset yapıyoruz, İçişleri Bakanı da siyasetçi. İçişleri Bakanı bize yönelik eleştirilerde bulunabilir, biz İçişleri Bakanına yönelik eleştirilerde bulanabiliriz, hükümete, iktidara yönelik eleştirilerimizi dile getiririz, bunları söyleriz. Emniyet genel müdürüne ne oluyor, onu ne ilgilendiriyor? Devletin memuru değil mi? İki siyasetçi, iki siyasi düşünce birbirlerine görüşlerini söylerken, birbirlerini eleştirirken emniyet genel müdürüne mi kalmış böyle bir şey yapmak, haddini bilmesi gerekiyor." (AA)