CHP İzmir'de ilçe kongre maratonunda son haftalara girildi. Bugün ise gözler CHP Narlıdere İlçe Kongresi'ne çevrildi. İlçe başkanı Şahin Fırat'ın aday olmayacağını açıklamasının ardından ilçe yönetiminden iki ismin adaylık açıklaması gelmişti. Bugün yarışın, İlçe Sekreteri Serkan Çağlar ile ilçe yöneticisi Mesut Durgun'un arasında yaşanması bekleniyor. chpde-gozler-narlidere-ilce-kongresinde Narlıdere Atatürk Kültür Merkezi'nde gerçekleşen kongre öncesi salon parti bayraklarıyla donatıldı. Salonda ayrıca adayların sloganlarının yer aldığı afişler yer aldı. Serkan Çağlar’ın afişinde ‘Emekse emek, liyakatsa liyakat, doğruluksa doğruluk. Partimin vicdanının adayıyım” sözleri yer alırken, Durgun’un afişinde ise ‘Gençlik gelecek, gelecek iktidar. Yerelden Genele İktidar’ sloganları bulunuyor.

Divan başkanı Ednan Arslan oldu

Divan Başkanlığı'nı CHP İzmir Milletvekili Ednan Arslan yürütecek. "Yaşadığım, üyesi olduğum Narlıdere'de divan başkanlığı görevini yürütmekten gurur duyuyorum" diyerek kongrenin açılış konuşmasını yapan Arslan, "Narlıdere her zaman kıskanılan bir örgüt olmuştur. İlçe başkanlığı yaptığım dönemde de 'Seçimlerin birincisi Narlıdere olur da ikincisi kim olacak?' diye konuşurduk. Narlıdere hiçbir zaman başımızı öne eğmedi, teşekkür ediyoruz. 31 mart yerel seçimlerinde de rekor kırdık. Hep birlikte el ele verdik ve yüzde 80 gibi kırılması zor bir rekora imza attık: Çıta çok yüksek. Bugün bir ilçe başkanımız görevi devredecek. Onun için pırıl pırıl iki arkadaşımız yarışacak ve sonuç olarak kazanan CHP olacaktır. CHP kongrelerinde başka bir sonuç yoktur" dedi. 31 Mart yerel seçimlerinde ülke siyasetinin şifrelerinin değiştiğinin altını çizen Arslan, "Artık tek başına iktidar olmanın tek yolu 50 artı 1'den geçiyor. CHP'nin kurulduğu yıllardan bu yana aldığı oy oranına baktığımızda görüyoruz ki tek başına iktidar olma şansımız yok. O yüzden 31 Mart'ta büyük bir özveri ile Millet İttifakı'nı inşa eden başta Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu'nu kutluyor, onun çizgisinde ilerlemenin bir zorunluluk olduğunu düşünüyorum. Kimin Atatürk ile, demokrasiyle, kadın erkek eşitliliği ile sorunu yoksa haktan işçiden, emekçiden yana olanlarla kol kola girmek zorundayız. 'Egemenlik kayıtsız şartız milletindir' ilkesini yeniden hayata geçirmek için parlamenter sistemini yeniden hayata geçirmeliyiz. Biz tek adam rejimini yıkmak için ant içmiş yurtseverleriz o yüzden görevimiz çoktur. Bu kongreler ayrışma, kutuplaşma kongreleri değil yek vücut olmak ve partimizi daha da büyütme kongreleridir. 31 Mart'ta büyük bir başarı elde ettik. Buradan genel başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu'na bin selam olsun. Büyük bir sorumlulukla elinden gelen her şeyi en iyi şekilde yapan Kemal Kılıçdaroğlu'na sahip çıkmalı, onun peşinden gitmeliyiz" ifadelerini kullandı. "Biz demokrasiyi hayata geçirecek insanlarız" diyerek sözlerini sürdüren Arslan, "Demokrasi bedel ödenmeden kazanılamaz. Bu bedeli ödeyecekler de biziz. İlk seçimde tek adamlık rejimini alaşağı edeceğiz. CHP'nin temelinde Kuva-i Milliye vardır. Gözyaşı ve kan vardır. Bu partinin kökenlerinde ne ezen ne de ezilen Ecevit vardır, Lozan kahramanı İnönü vardır, Mustafa Kemal Atatürk vardır. Bu kongreler yenilenme ve güçlenme kongreleridir. Bu kongrelerden de güçlenerek çıkacağımıza inanıyorum" diye konuştu.

musa-cam

'STRES YAŞIYORLAR'

Önümüzdeki iki yıl için partimizi yönetecek ve iktidara taşıyacak yöneticileri seçiyorsunuz" diyerek konuşmasına başlayan CHP İzmir eski Milletvekili Musa Çam, "Geçtiğimiz iki yıl içinde çok önemli iki seçim oldu. Bu seçimler Türkiye açısından bir dönüm noktasıydı çünkü 16 Nisan 2017 yılında 18 maddelik bir refarandum gerçekleştirdik ve bir rejim değişikliği yapıldı. 18 maddelik bir anaysa değişikliği ile parlamenter demokrasi rafa kaldırıldı ve tek adamlı bir rejime döndük. Bütün çalışmalarımızda 'Bu sistem yanlış bir sitemdir' dedik. Bana göre o seçimlerde hayır oyu çıktı ama özellikle Güneydoğu'da biz sandıklara yeteri kadar sahip çıkmadığımız için 'Kabul edildi' dediler. Anayasa değişikliği yapıldı. 'Halk bunu kabul etti' denildi ve Haziran 2018'de erken seçim yapıldı. Adayımız Muharrem İnce ve genel merkez başta olmak üzere çok güzel bir kampanya yaptık. 23 Haziran akşamı saat 17.00'ye kadar Muharrem İnce ve genel merkezimiz o kampanyayı harika yürüttüler ama ondan sonraki süreci hem adayımız hem de genel merkezimiz iyi yönetemedi. Vatandaşımız seçim sonuçlarını doğru aktaracak bir açıklama yapılamadı ve en sonunda 'Biz seçimi kaybettik' dediler. Seçmenimiz büyük bir kırgınlık ve küskünlük yaşadı. O kırgınlığı bu 31 Mart seçimlerinde genç bir kardeşimizin Ekrem İmamoğlu'nun otobüsü peşinde koşup 'Her şey çok güzel olacak' sözleriyle çok harika seçim kampanyası düzenledik ve Mart'ın sonu bahar oldu. İstanbul'da 25 yıldır kazandıkları, yedikleri içtikleri İstanbul'u ve Ankara'yı vermek istemediler. YSK marifeti ile İstanbul seçimleri iptal edildi. Haziran ayında hem adayımızın yaklaşımı sonrası İmamoğlu'nun bir kez daha İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı yaptılar. Şimdi onun stresini hala yaşıyorlar" ifadelerini kullandı.

ÖN SEÇİM VURGUSU!

Halkın CHP'den beklentisinin çok yüksek olduğunu da vurgulayan Çam, "Her evde bir işsiz var. Herkes haklı olarak bu kadar baskının altında çocuğunu işe sokmak için elinden geleni yapıyor. Narlıdere'de Ali Engin yerine kim belediye başkanı olsa, İzmir'de Tunç Soyer yerine kim başkan olsa kentteki işsizliği değiştiremez. Bunun için iktidar olmamız gerekiyor. İktidar olmamız dışında hiçbir seçimimiz yolumuz yok. Bu sadece iş değil, rejimi değiştirmek için buna mecburuz. Vatandaş, bu seçimlerde bize bu ilgiyi gösterdi. Bizim şimdi iktidar olmamız gerekiyor. Bunu yaratabilmek için de seçmene güven vermemiz lazım. Kendi içimizdeki ufak tefek sıkıntıları bir kenara itip seçmene o güveni vermemiz lazım. Kurucumuz Mustafa Kemal Atatürk hem Türkiye Cumhuriyeti'ni hem de CHP'yi bize miras bıraktı. Bizim de bu iki değere hem sahip çıkmamız hem de güçlendirmemiz lazım.Demokrasiyi getiren parti kendi içindeki tüm birimlerinde de demokrasiyi kullanmak zorundadır. Peki biz neden seçimleri ön seçimle yapmıyoruz? Buna karşı çıkmamız gerekiyor. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Egemenlik kayıtsız şartsız sizin olmanız gerekiyor. Milletvekili, belediye başkanı olmak için Ankara'ya gitmeye gerek yok. Sandığı koyarız, adaylarımız çıkar. Sandıktan kim çıkarsa başımızın üstünde yeri var. Kendi içimizde hukuka saygı duymadığımız sürece bizim Türkiye'yi yönetme şansımız yok. Partide demokrasi, Türkiye'de demokrasi!" diye konuştu.

'SAHİP ÇIKACAKSINIZ!'

Konuşmasında CHP'nin rakibinin AK Parti, MHP değil yine kendisi olduğunu söyleyen CHP İzmir Milletvekili Tacettin Bayır, "Enteresandır, ayağımıza sıkma konusunda bizden daha başarılı siyasi parti yok. Mahalle delegelerinde, ilçe kongrelerinde, il kongrelerinde ayağımıza sıkıyoruz. Asıl gerçek şudur: Yıllardır iktidar olamayan CHP'ye emek vermiş ak saçlı insanlar, evlatlarına iş bulamadığı için ailelerinin içinde kavga eder duruma gelmiş. 17 yıldır ülkeyi yöneten, Cumhuriyet değerlerini bir bir elden çıkaranlar, geçtiğimiz günlerde en çok oy aldığımız Karşıyaka'da kabul edilemez işler yaptılar. Karşıyaka'da geçen hafta 800 kişi bir okulda tarikat toplantısı yaptılar. Duvarda asılı olan koca Atatürk posterinin üstünü kapattılar. Bunu İzmir'de yaptılar. Laiklik elden gidiyor, Cumhuriyet elden gidiyor. Biz hala sen mi delege olacaksın, ben mi kavgası yapıyoruz. İktidar olamadıktan sonra delege olsan neye yarar? İlçe delegeliği bakın, bugün oy kullanılmasından sonra bitiyor. Başından beri delege sistemine karşı çıktım. Bu sistem bizi ayrıştırıyor. Tüm üyelerle seçim yapmak lazım. Bununla ilgili projelerimizi de sunduk. İktidara o kadar yakınız ki elimi uzatsam elma ağacından elma koparacak kadar yakınız. İktidar olmak için iki önemli unsur var: Türkiye'deki nüfusun yüzde 64'ü CHP'li belediyeler tarafından yönetiliyor. yerelde iktidarız. Şimdi belediye başkanlarımıza büyük iş düşüyor. Halka dokunacaklar ve topluma sosyal demokrat belediyeciliği tanıtacaklar. Biz ne yapacağız? Çocuğunu işe almadı diye ateş mi püsküreceğiz? Partinize, belediye başkanınıza, ilçe başkanınıza sahip çıkacaksınız" dedi. 37 yıllık siyasi hayatında Narlıdere'de bugüne kadar olan hemen her kongreye katıldığına dikkati çeken Bayır, "Katıldığım kongrelerin birçoğunda Narlıdere'de tek adaylı yarışlar yapıldı. Yani, önce çuvaldızı kendimize batıracağız. İnşallah il kongresinde de iki adayımız belki de üç adayımız olacak. Tek adaylı kongreler CHP'ye yakışmıyor. Birileri tarafından dizayn edilmiş gibi oluyor adaya da haksızlık oluyor. İki adaylı bu yarışta kongre sonrasında kazanan CHP olacak. Hangi aday kazanırsa kazansın belediye başkanı ile çalışmak zorunda. Çalışmama gibi bir lüksü yok. Belediye başkanı örgütünü kucaklayacak, ilçe başkanı da belediye başkanını kucaklayacak. Herkesin gönlünde bir arslan yatıyor ama onun kazanmaması bir şeyi değiştirmemeli. Diğeri kazanırsa ötekine daha fazla sahip çıkmalı. Gelin hep birlikte bu ak saçlılara, 'İki yıl daha sıkın dişinizi bu parti iktidar olacak' diyebilelim. Yolumuz açık olsun, inşallah iktidarda buluşacağız" diye konuştu. mustafa-moroglu

‘KONGRE YAPMIYORUZ ARKADAŞLAR’

Mustafa Moroğlu kongrede mevcut düzeni eleştiren bir konuşma yaptı. Moroğlu “Gördüğüm kadarıyla kongre delegeleri 280 kişi salonda yok. Kongre delegelerin en önemli görevi ne olduğunu dinleyip ona göre karar vermektir. Rica ediyorum ne kadar kongre delegesi varsa salonda olmalarını istiyorum. Kendi görevleri için. Kongrelerde konuşma yapmak pek tarzım değil, ama 14 yaşından beri siyasetin içinde bulunmuş önemli tecrübeler edenmiş bir siyasetçi olarak, milletvekili olarak değil. Sade bir yurttaşken nasıl yapıyorsan siyaseti, mevki sahibi olduğu zaman da aynı şekilde siyaset yaparsa biz kazanırız. Narlıdere ticaret yapıyorum. Bu süreçte kongre siyasetine hiç karışmadım. Belediye başkanıyla, ilçe başkanıyla karşı karşıya gelmedim. İsteyen olursa tecrübelerimi anlattım. Narlıdere 1976 yılından beri siyasetin içindeyim. Narlıderelilerle, İnciraltı yurtlarından atıldığımızda çadır direnişleri sırasında tanıştım. Faşizme kurban giden Yusuf Ekinci’ye nasıl sahip çıktığını gördüğümde tanıştım. Narlıdere’nin ne istediğini neyi sevdiğini bilirim. Burada bir tarif var, Narlı Mahallesi’ni köşe bucak bilen partililerimiz var. Bu kongrede herkesin bir öz eleştiri yapması gerektiğini düşünüyorum. Hepimizin sorumlulukları var. Neden böyle söylüyorum. Bir aydır Narlıdere’de yaşananlar yüzünden. Kongre yapmıyoruz, arkadaşlar. Bir kısmımızın istediğini, bir kısmımızın da istemediği adayı seçeceğiz. Kongrelerde en çok karşı karşıya geldiğimiz durum, kongre üyelerinin aldığı karara CHP örgütü uymak zorundadır. Burada sağa sola söyleneceğimize, alın kararı ön seçim olsun. Foça’da yıllardır ön seçim yapılıyor. Bir önerge verin 30 imzalı 40 imzalı. Alın kararı bunu yapamamaz mısınız. Delege demek, aday atanacağı zaman parti binası önünde bu adayı istemiyoruz demek, atama gerçekleştikten sonra adayı bağrımıza basmakla olmaz.Böyle kararlar kongrelerde alınacak. Örgütün en üst karar mercileri, kongreler ve kurultaylardır. Ne karar alırsanız herkes uymak zorundadır. Peki biz neye göre ilçe başkanı seçeceğiz arkadaşlar. Birazdan dinleyeceğiz, ona göre seçeriz. Umarım ona göre seçeriz. Yeni bir örgütlenme tarzı beklerken eskide yaptıklarımız yapamaz hale gelmişiz. Neye göre seçeceğinizi siz de biliyorsunuz. Bizim mahellenin adayı, Mustafa Moroğlu’nun adayı, belediye başkanının adayı, meclis üyelerinin destekleyeceği aday olsun diye seçeceğiz. Yoksa yazılıp yazılmadığına göre, hatta yazılmadıysa karşı listeye oy veren bir düzenle başkan seçeceğiz. Narlıdere’de siyasetinden bir öz eleştiri yapmak lazımdı" dedi.

‘BİR SÖZ YETER SAYIN BAŞKAN’

‘CHP kongreleri bir güne sığdırılmaktan çıkarılmalıdır’ diyen Mustafa Moroğlu Her gün başka gündemle toplanalım karar alalım. Verilen kararları savunalım. Siyasetin şekli şemali bu düşüncelerle oy kullandığımız zaman yeterli olsun. Ali engin beni yoldaşım. Karşıyaka belediye başkanı olması için elimden geleni de yaptım. Burada bir tarih var arkadaşlar Mustafa Moroğlu'nun hiç mi görüşü olmayacak? Hiç mi beraber bir şey yapamayız? Bir işçi “Listeyi bana getirin diyen arkadaşlarım var” diyor. Bunu yapan da, yapılmasına izin veren de bu kongreye zarar veriyor. Böyle birleşemeyiz. Eşit yarışmalıyız. Politikalarımız yarışacak. Narlıdere ilçe örgütünü nasıl yöneteceğimiz yarışacak ve ona göre karar vereceğim. Bir söz yeter, sayın başkan. “Ben Narlıdere Belediye Başkanı olarak tarafsızım. Hiçbir ilçe adayıma destek vermiyorum. Hangi ilçe adayı seçilirse beraberce meclis üyelerimle, mahalle meclislerimle, kongre üyelerimle hepsiyle Narlıdere’de yeni bir siyaset anlayışını beraber oluşturacağız. Bugüne kadar yaptıklarımızı kapatacağız yeni bir sayfa açacağız” bunu başarabiliriz” diye konuştu. binali-gul

NALBANTOĞLU'NA ŞUÇLAMA

CHP İzmir İl Eğitim Sekreteri Binali Gül, Mustafa Moroğlu'nun konuşmasına atıfta bulunarak İzmir'deki Mavi liste hareketini sert bir dille eleştirdi. Gül “Rıfat Nalbantoğlu bugün İzmir’i dizayn etmeye çalışıyor. O yüzden İl başkanlığında doğal delege olarak Deniz Yücel’i destekliyorum” dedi.

'ARTIK HÜKMÜ YOK'

Narlıdere'ye gelince başka bir coşku yaşadığını ifade eden CHP İzmir Milletvekili Atila Sertel, "Narlıdere denilince rekorlar, CHP'nin İzmir'deki gücü aklıma geliyor. Demokrasiye inananlara, solculara, devrimcilere çok büyük güç veriyor. İnsanların dilini, dinini, ırkını, mezhebini sorgulamadan yoldaşlık içinde beraber yaşamanın merkezi, demokrasinin beşiği olarak görüyorum. Önümüzde çok uzun bir süreç var. Çoğu gitti azı kaldı diyebileceğimiz bir süreç... Çok uzun yıllardır baskıyla, zorbalıkla ayrıştırarak ötekileştirerek tehdit ederek şantaj yaparak yöneten bir yapı var. O yapıyı artık AKP iktidarı da diyemiyoruz. Cumhurbaşkanlığı tek adam sistemi ülkeye yerleştikten sonra AKP'nin milletvekillerini bakanların hükmü yok. Bize düşen bunları duymayanlara ve duymak istemeyenlere taşımaktır" açıklamalarında bulundu. "Bizim birbirimize ayıracak, birbirimizle kavga edecek tek bir dakikamız yok" diyen Sertel, "Önemli olan iktidar yürüyüşüne katkımız ne olacak. Hak, hukuk, adalet yürüyüşünde 25 gün tırnaklar morardı, ayaklar su topladı. Sonuçta Ankara'dan başlayan yürüyüş İstanbul'da sona erdi. Aklı evveller sordu: Yürüdünüz de ne geçti elinize? O yürüyüş bize İstanbul'u Ankarayı kazandırdı. Milyonlarca insan bir araya geldi ortak bir yapı oluşturduk. 854 bin tokat var yüzlerinde. Bu sadece İmamoğlu'nun kişisel başarısı değil, toplumun bir araya geldiğinde nasıl bir güç oluşturduğunu gösteren, baskı içinde bir seçim yaptıran örgütler... Halk ve birliktelik... İşte o zaferi getirdi. Önümüzdeki ilk seçimde iktidar olacağız. Bu ülkeyi barışa, kardeşliğe, adalete biz kavuşturacağız. Komşularımızla olan ilişkilerimizi Mustafa Kemal Atatürk'ün söylediği gibi 'Yurtta sulh cihanda sulh' anlayışıyla yürüteceğiz. Yurdumuza yönelik en ufak tehlike karşısında bizde seferberliğe hazırız ama başka ülkelerin savaşında düşman durumuna gelmemiz bu ülkeyi yönetenlerin akılsız davranışlarındandır" dedi. Ülkeye demokrasi gelmesi gerektiğini sözlerine ekleyen Sertel, şu sözleri kullandı: "Öyleyse biz kendi içimizde demokrasi ve ön seçimi savunmalıyız. Ön seçimlerle adaylarımızı belirlemeliyiz. Bizler zengin olmadık, para pul peşinde koşmadık. Diplomalarını satıp mor binliklere çevirmemiş kuşaktanız. Biz insan biriktirdik, sevgi, saygı yoldaş biriktirdik. Bunu asla tehdit olarak söylemem ama ülkeye demokrasi getiren parti önce kendi içinde demokrasiyi getirmelidir. Seçilen arkadaşımı tebrik ediyor, seçilemeyen arkadaşımın da onun koluna girip yol yürümesini diliyorum." serkan-cagdas

'ROL MODEL OLMALIYIZ'

Konuşma metnini okumak istemeyen Serkan Çağlar, "Ben gönülden ve yürekten konuşmak istiyorum" dedi. Konuşmasının başında ülkenin gidişatından bahseden Çağdaş, "CHP hepimizin ortak çatısıdır. Şu anda ülkemizin gidişatında ortak kaygılardan dolayı birleştiğimiz çatıdır. Onun için CHP'de adayım. Ortaokul ve lise çağlarımda birçok siyasi aktivitelerde bulundum. İşin çekirdeğinden başladım. Bu süreçte aday olan 8 ağabeyimizle çalışma yapıyoruz. Bu çalışmalarda partimiz için mücadele verdik. Biliyorum ki kongre sonrasında da ağabeylerimiz mücadele verecektir. Emek harcayan arkadaşlarıma çok teşekkür ediyorum. Biz ülkenin gidişatının farkındayız, biliyoruz ama hissetmiyoruz. Öncelikle bunu hissetmemiz lazım. Bunu hissettiğimizde gerçekten yürekten çalışacağız. CHP'de ilçemizde benim hedefim oyumuzu artırmak ama en büyük hedefim ilçemizi rol model haline getirmek. Biz en fazla oyumuzu 5 bin daha artırır yüzde 100 oluruz. Ancak rol model olursak ülkede konuşuluruz" dedi. "Ben 4 aydır alanda geziyorum. Bana, 'Meclis üyeliği ne oldu, belediye başkanlığı ne oldu?' diye soruldu ama projelerim çok fazla sorulmadı" diyen Çağlar, "Artık bu soruları bırakmak lazım. Ben bu tür konuşmaların içinde olmadım, asla da kabul etmedim. Sorunlarımız bunlar değil, ülkemizi bir adım öteye getirmek için ne yapabiliriz. Maalesef ki bu hiç sorulmadı. 400 tane siyaset yapan insan var ama kimse elini taşın altına yürekten koymuyor. Biz taşın altına elimizde yürekten koyacağız. Eğer ideolojiyle ilerlersek her şey çok güzel olacak" ifadelerini kullandı. Çağlar, Narlıdere için projelerini şöyle anlattı: "Öncelikle eleştiri toplantıları yapacağım. Fikir toplantıları yapacağız. Yapacağımız fikir toplantılarında herkes birer fikir bulduğu takdirde bu hepimizin projesi olacak. Amaç belli hedef belli... Karşımızdaki güç de belli. Sizlerle bir arada olmak tek hedefim Herkes kongreden kongreye alana inerse kapımıza kadar dayanırlar. kapımıza dayandılar. O yüzden yönetici arkadaşlarımızla Türkiye'nin kuşatılmış alanlarına gitmemiz lazım. Kaygılarımız ortak mücadelemiz tekdir. O yüzden hep birlikte mücadele etmek istiyorum. Bundan önceki süreçlerin tamamını geride bırakıp yeni bir başlangıç yapmamız lazım. Mevcut hükümet de kendilerine göre yeni bir süreç başlatıyor. Dağılma öncesi yeni bir yapılanma sürecine girdiler. Biz de CHP olarak gerekli adımları atmamız lazım. Biz de Narlıdere İlçe Örgütü olarak elimizden geleni yapacağız."

UZLAŞIYORSANIZ ONUN ADI DA DEMOKRASİDİR!

Konuşmasında birlik ve beraberlik mesajları veren mevcut İlçe Başkanı Şahin Fırat şunları söyledi: “2015’te ilçe başkanı seçildiğimden bugüne parti içerisinde hep ilkeli hareket etmeye çalıştım, parti ahlakına disiplinine önem verdim, temsiliyet açısından tek bir kusur yaratmamaya çalıştım. Partiyi borçlandırmadım, tüm ihtiyaçlarını karşıladık. Bu başarı ancak fedakarlık ettiğinizde geliyor. İlk geldiğimizde birçok yakıştırmalar yaptılar ama CHP Narlıdere ilçe örgütü kimseden tek kelime talimat, icazet almadı, dayandığı tek yer parti tüzük ve yönetmelikler, tek söz sahibi ilçe yönetim kurulu ve siz değerli üyelersiniz. İktidara gidiyoruz. İktidara giderken ittifakları muhafaza ederek başarılı olacağız. Öncelikle kendi içimizde uzlaşı içerisinde yaşamamız lazım. Şu yaşanan süreçte keşke 1 aday çıkmış olsaydı, 2 aday demokrasi diyorlar ama uzlaşıyorsanız onun adı da demokrasidir. İlçe başkanlığım süresince bir Allah’ın kuluna ‘buraya gelemezsin’ demedim, herkese kapıyı açık tuttum. Siyasette husumet hiç iyi bir şey değil. Herkese kucağımızı açtık kimseyi ötekileştirmedik, bunun meyvesini de aldık.”

İÇE DÖNÜK SİYASETTEN KAÇINALIM

Fırat şöyle devam etti; “Türkiye’nin neresinde olursa olsun belediyeler başarılı olmalı, ilçe örgütleri de belediye başkanlarına destek olmalı.Belediye başkanımız göreve geldiğinden beri güzel çalışmalara imza attı, başarılarının da devamını diliyorum. Sevgi hoşgörü dilini çoğaltıp büyütelim, alanda algı yönetiminden kaçınalım, müsaade etmemeye çalışalım. Ne olursa olsun yol arkadaşlarınızla rövanşist hareket etmememiz gerekir. Birlik ve beraberliği güçlendirecek söz ve eylemleri çoğaltmamız lazım. İçe dönük siyasetten kaçınalım. İçe dönük siyaset enerjimizi tüketir, birbirimizi bitirir. Bizim AKP faşizmiyle savaşmamız gerekiyor.”

ÖZÜR DİLEDİ, HAKKINI HELAL ETTİ!

Fırat konuşmasını şu sözlerle sonlandırdı: “Hakkım geçmişse gönülden helal ediyorum, birini kırdıysam üzdüysem özür diliyorum. İki adaya da başarılar diliyorum.”

‘DAHA AKTİF BİR CHP SİYASETİNİ NARLIDERE'DE GÖRMEK İSTİYORUZ’

İkinci konuşmayı yapan Mesut Durgun şunları söyledi: "Yola çıktık. İki aylık bir süreç. 11 mahalleden oluşan bir kentimiz var. Mahalle delegelerine toplu halde hitap etme şansı bulduk. Projelerimizi de konuştuk. Projeler birlikte alınacak kararlar zaten. 17 yıldır bir dikta rejimiyle yönetiliyoruz. Bir gençliği kaybettik. Apolitik bir gençlik meydana geldi. Çok eski dönemlerde bütün halk sokağa dökülüyordu. Anlayış farklıydı. Atatürk'ün kurduğu CHP 80'lere kadar halktaki sokağa dökme etkisi yaratabiliyordu. Şu anda bir şahıs yönetimi eline almış, kafasına göre ülkeyi yöneten bir Tiranla karşı karşıyayız. Partimizin kapısından içeri giren bir çok anne ya da baba üyelikten çıkmak istiyordu. Verdikleri yanıtta, kamusal alanda bir işe girme şansını sıfırlayan bir durumdan bahsediyorlardı. Evet korkuyor bazılarımız, iş ve aş kaygısıyla. Bunu aşmanın tek bir yolu var iktidar olmalıyız. Korkmamalıyız mücadele etmeliyiz. Sizlerin desteğiyle bir şeyler başarabiliriz. Komisyonların işlerlik kazanması gerekiyor. Ekonomi, eğitim, sağlık, engelli hakları gibi kurduğumuz komisyonlarla insanları örgütlemede bir dinamik yaratmalıyız. Bizi yönetenler bizden eylem ve hareket bekliyoruz. Bu durum 14 artı birle olacak bir durum değil. Bütün üyelerimizin aktif olarak çalışması lazım. Biz bütün mahallelerden katılım ve proje bekliyoruz. Üyelerimizden oluşan delegasyon ilçe başkanını ve il delegelerini seçmek için yetkili organlarısınız. Bir defa oy kullanın işiniz bitti yok, her türlü katkıyı ilçeye vermekte zorunlusunuz. İlk hesap sorma mekanizması sizsiniz. Sokağa daha çok katılım sağlayan bir örgüt haline gelebiliriz. Bir eylem yapıyorum 50 kişiyi geçemiyoruz. Biz tek tek bütün üyelerimize ulaşacağız. 5 bin 300 üyemiz var. Aktif üye sistemine geçmemiz gerekiyor. Ciddi anlamla gürül gürül iktidara yürüyoruz. İzmir bizim, Ankara'yı alacağız, İstanbul'u da alacağız demiştim. İstanbul'u iki defa kazandık. Erdoğan, İmamoğlu'nun kendince rakip olarak gördüğü huzursuz oluyor. Bu huzursuzluğu bütün ülkeye yaymamız lazım. Daha aktif bir CHP siyasetini Narlıdere'de görmek istiyoruz. Ben yönetim kuruluna önderlik edeceğim. Biz sadece proje üretebiliriz, ama siz kim seçilirse seçilsin sorgulayıcı olun elinizi taşın altına koyun bizi destekleyin. Sizlerin katılımcı olduğu bir yönetim anlayışı oluşturmak istiyorum. Ülkenin ana sorunu olan iktidarı nasıl gönderebiliriz, bunun çabasını gütmemiz gerekiyor. Son olarak Narlıdere çok büyük bir kent değil, ama İzmir'in en nadide kenti. Ormanla denizin buluştuğu 11 mahalleden oluşuyoruz. Üst kimli Narlıdere al kimlik ne olursa olsun diyoruz. O kadar güzel bir kentte yaşıyoruz ki Türkiye şampiyonu olmuş bir ilçeyiz. Delege sisteminde de aynı şeyi görüyorum, kimsenin etkisinde kimse kalmayacak. Yola çıktığımız 8 arkadaşımız da bu görevi yapabilecek insanlar. Son ikiye biz kaldık. Kim kazanırsa kazansın ben yarın partinin kapısında olup destek vereceğimi açıklıyorum. Delegasyon olarak siz karar vereceksiniz hepinize teşekkür ediyorum" diye konuştu. Yağmur Gülü kongreden bildiriyor...