Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Yüksek Disiplin Kurulu (YDK) Üyesi ve İzmir Milletvekili Mahir Polat, Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu’nda Kooperatifler Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi üzerine konuştu. Yereldeki kooperatiflerin büyüyerek, ulusal pazara açılmasının önemini belirten Polat, “Kooperatifçiliği kalkınma modeli olarak gören bir yerel yönetim anlayışıyla birlikte Bademli Kooperatifimiz, Bayındır Çiçekçilik gibi kooperatiflerimiz ihracat yapabilecek düzeye gelmişler. Ticaret Bakanlığının katkısı olmadan kendi başlarına yerel yönetimle kalkınan kooperatiflerden bahsediyoruz” dedi. CHP’li Polat ayrıca, Türkiye'de ‘İzmir Modeli’nin Ticaret Bakanlığı ve Tarım Bakanlığı tarafından mercek altına alınıp Türkiye'nin önüne bir kırsal kalkınma modeli olarak getirilmesi çağrısında bulundu.

KOOPERATİFÇİLİK ORTAOKULDA DERS OLARAK ANLATILSIN

Kooperatifçilik kültürünün önemini vurgulayan Polat, "Tek başınıza yapamadığınız bir şeyi bir araya gelerek yapma, meydana getirme biçiminde tanımlanabilir. Bu, bizim kadim imece kültürümüzün devamıdır. Anadolu insanının, Türk insanının geçmişinde, genetiklerinde olan bir usul, bir çalışma biçimidir. Kooperatifçilik cumhuriyet tarihiyle birlikte ete kemiğe bürünmüş ve kendi alanında yasaları, yasal düzenlemeleri yapmış. Cumhuriyet tarihinin ilk dönemlerinden 90'lı yılların sonuna kadar bizim ilk, orta ve lise eğitimlerimiz sırasında kooperatifçilikle ilgili dersler alınmış, üniversitelerde de kooperatifçilik bölümleri kurulmuş. Fakat 90'lı yılların sonuna gelindiğinde kooperatifçiliğe gereken değer verilmemiştir. Bugüne baktığımızda, kooperatifçiliğin bağlı olduğu Bakanlık Ticaret Bakanlığıdır. Ticaret Bakanlığı’nın kooperatifçilikle ilgili verilerinin en günceli 2017 yılına ait. Son dört yılda kooperatifçilik sayfasında herhangi bir düzenleme ve veri girişi yapmamışlar. 2019 yılında tezimi yazarken kooperatifçilikle ilgili ne aradıysam bulamadım. Kooperatifçiliğe değer veriyorsak, sadece kanunda geçtiği gibi yöneticilere eğitim vererek değil, bunu bir toplumsal eğitimle kooperatifçiliğin, birlikte iş yapmanın, birlikte kalkınmanın ne olduğunu çocuklarımıza anlatarak ortaokuldan başlayan bir kooperatifçilik dersi vermeliyiz” dedi.

KIRSALDAKİ KOOPERATİFLERİN BEKLENTİLERİ KARŞILANMIYOR

Yasanın kırsaldaki kooperatiflerin beklentilerini karşılamadığını belirten CHP’li Polat, “Özellikle, kırsaldaki kooperatiflerin beklentileri var. Kooperatiflerin üye sayısına, cirolarına ve çalışan sayısına bakılmadan KOBİ addedilmesi gerekiyor çünkü kooperatiflerin uzun vadeli finansman kredilerine ulaşmasının kolaylaşması gerekiyor zira ucuz kredi bulabilmesinin yöntemlerinden bir tanesi de KOBİ olarak kalması. Bu yasa tasarısı içindeki maddenin içeriğine baktığınızda elektronik oylama, Bakanlığa veriliyor. Bunlar düzenlenirken kırsaldaki kooperatifleri göz ardı etmemek gerekiyor. Bunlara da yönetmelikle bir elektronik oylama ya da elektronik toplantılara katılmak gibi bir zorunluluk getirilirse, kooperatiflerde katılımcılığı ortadan kaldırır, dikkat etmek gerekiyor. Yine, bu kanun teklifinin 8'inci maddesine göre seçimlerden hemen sonra üç iş günü içerisinde defterlerin teslim edilmesi gerekiyor. Kırsal hayatı düşündüğünüzde bu üç iş günü yeterli bir zaman değil; bu zamanın yedi-on beş gün arasında olması gerektiğini düşünüyorum” diye konuştu.

İZMİR MODELİ İNCELENSİN

İzmir Tarımı modelinin Bakanlık tarafından incelenmesi gerektiğini söyleyen CHP’li Polat, “İzmir'de ‘Başka Bir Tarım Mümkün’ diyoruz. ‘İzmir Modeli’, "İzmir Tarımı’ adını verdiğimiz tarımsal kalkınma, kırsal kalkınma aslında kooperatifçilikle kalkınma, kooperatifçilikle kırsalın ayağa kalkması anlamına geliyor. Örneğin Almanya'daki patates üreticilerinin kooperatifinin Türkiye'de oluşturmuş olduğu şirketler aracılığıyla yaptıkları sadece patates nişastası ithalatı 2019 yılında 34 milyon dolar civarıydı. Bizim kooperatiflerimizin de büyüyerek, gelişerek ulusal pazarın ötesine geçmesi gerektiğine inanıyorum. Bugün baktığınızda, benim seçim bölgemde bizimle birlikte kooperatifçiliği kalkınma modeli olarak gören bir yerel yönetim anlayışıyla birlikte Bademli Kooperatifimiz, Bayındır Çiçekçilik gibi kooperatiflerimiz ihracat yapabilecek düzeye gelmişler. Ticaret Bakanlığı’nın katkısı olmadan kendi başlarına yerel yönetimle kalkınan kooperatiflerden bahsediyoruz. Gönül isterdi ki bu komisyon gidip yerinde bu kooperatifleri denetleyebilsin, inceleyebilsin. Türkiye'nin önüne bir kooperatifçilik modeli, özellikle kırsalda farklı bir kalkınma modeli koyabilmek için ‘İzmir Modeli’ni yerinde incelesinler isterdim ama yapmamışsınız. Bizim İzmir'deki ‘Başka Bir Tarım Mümkün’ dediğimiz modelle kırsal kesimden kentlere göç engellendiği gibi insanlar doğdukları yerde doyup kalkınabiliyorlar. Umarım kooperatiflerle ilgili daha iyi bir kanun yapabiliriz. Kırsalda betonla ilgili değil; daha çağdaş, daha kalkınmacı bir kanuna imza atarız” ifadelerini kullandı.