Memduh GÜNEY-EGE TELGRAF-İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aday Adayı 27. Dönem CHP İzmir Milletvekili Atila Sertel, hedeflerini anlattı. Ege Telgraf WEB TV’de Yağmur Daştan’ın sunduğu “Seçim sizin” programına katılan Sertel, CHP’de gündemin sıcak konularına dair değerlendirmelerde bulundu.  Aday adaylığı sürecini anlatan Sertel, “Bu süreçte milletvekili değilim ama siyasetle, halkla iç içeyim. Çok sayıda arkadaşımın yerel yönetimlerde görev alma nokta konusunda telkinleri vardı. Toplumdan gelen talepler doğrultusunda bir karar verme noktasındaydım. Hazırım, ekibim var tek sorun adayın hangi yöntemle belirleneceği. Bu da benim sorunum değil” diyerek ön seçim konusunu gündeme getirdi. 


“ÖZEL’İ ANKET DEĞİL ÜYE BELİRLEDİ”


Kurultay sonrası genel başkan değişimini ve değişimin hem partide hem de vatandaşta nasıl bir karşılık bulduğunu aktaran Sertel, “Değişimi sağlayan ana güç üyeler. Değişimi sağlayan CHP üyeleri Türkiye’de siyasi partilere örnek olacak bir iş gerçekleştirdiler Temelinde üye olan bir süzülmeden sonra kurultay delegelerimizde Bülent Ecevit’ten sonra ilk kez iki genel başkan adayının yarıştığı seçimde Özgür Özel’i seçti. Biri diyor ki CHP üyeleri seçmeyi bilmez, ön seçim olmasa da olur. CHP üyeleri ayakta alkışlanacak takdir edilecek insanlardır. Üyeler, özgür iradeleriyle sandıkta değişimi sağladılar ve aynı zamanda ceberut iktidar döneminde çocuklarının işsiz kalması pahasına CHP’li oldular. Parti baraj altında kaldığında bile partiyi terk etmeyip partinin yaşaması için ceplerindeki son kuruşa kadar yaşadılar. CHP üyeleri çok önemlidir. Özgür Özel’in üyelerin katılımıyla başlayan bir demokratik süzgecin sonunda genel başkan seçildi. Özel’i anket firmaları belirlemedi ya da anket seçmedi. Bir demokratik yarışın sonunda seçildi. Şimdi gelelim belediye başkanlığına. Anket firmalarına göre belediye başkanlarının belirlenmesi söz konusu. Üyeye burada haksızlık yapılıyor. Genel başkanı seçecek kapasitede olan üye neden belediye başkanını belirlemesin?” ifadelerini kullandı.

“BUNU İZMİR’DEN ESİRGEMESİNLER”

Tunç Soyer’e anket memnuniyeti konusunda haksızlık yapıldığını söyleyen Sertel, “Yaşanan sel baskınından sonra anket memnuniyeti yapılsa sonucun ne olacağını herkes biliyor. Evini dükkanını su basmış ve sen ona ankette memnun musun sorusunu soruyorsun bu haksızlıktır. Yapılması gereken şudur. İzmir’de 120 bin üye var. Eğer ön seçim yetişmiyorsa sandıkları kurarsın örgütlerin denetiminde il başkanlığının başkanlığında 120 bin üyenin 90-100 bin üye sandığa gitse 90-100 bin kişi mi yanılır belediye başkanını seçmede yoksa 9-10 kişi mi yanılır. Yoksa 2 bin kişilik anketler mi yanılır ya da 100 bin kişi mi yanılır. Ben üyeye güvenilmesini istiyorum. Madem üye değişimi sağladı genel başkanımız Özgür Özel üyelerle seçilmiştir. Onun da dönüp üyeye bu yetkiyi vermesini ben canı gönülden istiyorum. O zaman Tunç Bey’de girer biz de gireriz. Bunun İzmir’den esirgemesinler. İzmir’e geçmiş milletvekilliği süresinde dışardan aday getirdiler. O adaylar iki puan kaybettirdi. İzmir’in adayını İzmirliler CHP’li üyeler seçmeli. Bu noktada ısrarımı koruyorum. Ben ilçe ilçe örgütümle buluşuyorum. Bana bütün adaylar Ankara’da siz burada ne yapıyorsunuz diyorlar benim oraya gitmem söz konusu olamaz ben üyemin ayağına gelirim. Üye sesini yükseltin Ankara’ya duyursun diyorum” ifadelerini kullandı.

“İZMİR HALKI GÜVEN DUYMAK İSTİYOR”

Anket ya da ön seçim yapıldığı takdirde şansını ve bu durumun olası etkilerini değerlendiren Sertel, “Benim siyasette iki dayım var; birinci dayım üyelerimiz ikincisi de halkımız. Şansımı hiç iyi de bulmayabilirim çok yüksekte de bulabilirim. Bu benim için belirleyici değil zaten bunu ben belirlemiyorum. Belirleyici halk ya da üye değil karar vericiler yukarıdaki arkadaşlarımız. Ben belirlenen karara da saygılı olacağım çünkü ben CHP’liyim. CHP seçim kazanmak için gelmiş ithal gelmiş milletvekili olmuş ya da belediye başkanı olmuş sonra aday gösterilmediğinde gitmiş başka partiye üye olmuş biri değilim öyle de olmayacağım. Ben şansımın iki dudak arasında olmasını istemem. Şans insanların tercih noktası olması lazım. Bu şansı bize kim verecek? Üyelerimiz versin istiyorum. Sonuçta İzmir halkı söz söyleyecek karar verecek. İzmir halkı demokrat, çağdaş, laik, yurtsever, milliyetçi, Atatürkçü insanlar aynı zamanda hizmete de önem veren insanlar. İzmir halkı güven duymak istiyor. Ben İzmir halkında o güveni sağladığımı düşünüyorum. 46 yılını İzmir’de geçirmiş bir insan olarak hiçbir kirli işte adımın olmadığı hiçbir kimsenin kötü diyemeyeceği bir insanım. Düzgün doğru namuslu yaşadım. Bize ve halka yakın, partili, CHP’de emek vermiş ve halkın onu tanıdığı bildiği ve inkar edemediği insanların yarışı olmalı. Bu yarışında demokratik olması lazım. Kimseden torpil beklemiyorum. Torpilsiz bir yarış olsun istiyorum. Anket firmalarının inandırıcılığını toplum tartışır. Sayın Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanlığı adaylığında bunu yaşadık anketler yanıltıcı olabiliyor. Anket yerine demokrasi tercih edilmeli. Sayın özgür özel kurultay kürsüsünden topluma söz vermiştir. Ben bu topluma verilen sözün tutulacağına inanıyorum” açıklamalarında bulundu. 

cb96e533-1728-4ef1-9e1a-88b01191c010

“SANDIK OLMAZSA DÜĞÜM OLUR”

Aday adaylığıyla ilgili süreçte Özgür Özel ile bir görüşmesinin olmadığını söyleyen Sertel, “Beni arayan genel başkan yardımcısı ya da milletvekili arkadaşlarım var. Onlarla görüştüğümde tek söylediğim sandıkların kurulması. Yoksa düğüm olur hoş olmaz. Ama AK Parti bile sandıkları koyup bir temayül yapıyorsa demokrasiyle uzaktan yakından ilgisi olmayan bir parti bunu yapıyor ve biz CHP olarak bunu yapamıyorsak büyük bir sorun ortaya çıkar. Kalem benim elimde ben yazarım ben çizerim demenin doğru olmadığını düşünüyorum. İzmir’in rant kesimlerinde yokum. O rant yiyicilerin kafasında Atila Sertel yoktur ama halkın kafasında vardır. Bütün köyler dahil ben hazırım. İzmir’i iyi biliyorum sorunları iyi biliyorum.  30 ilçeyi alacağımıza inanıyorum. Aldığımız zaman Küçük Menderes havzası, Bakırçay Havzası’nda hizmet görürken bir büyükşehir belediye başkanın oradaki ilçe başkanlarıyla oturup iki ayda bir toplantı yapması konusunda söz veriyorum. Yerinden değil yerinde yönetim istiyorum. Anlatan değil yaşayan ve yaşatan bir belediye başkanlığı olacak” dedi.

“ADAYLIKTA TORPİL OLMASIN”
 

İzmir’de CHP’den aday adaylıklarını açıklayanlarla ilgili olarak düşüncelerini aktaran Sertel, “Seçime aday olmayı düşünen herkese başarılar diliyorum. Hiçbir sorun yok. Ama şunu söylüyorum. Sınava girmeliyiz, üye sınavı lazım. O üyelerin seçtiği kişiyi omuzlarımızda belediyeye taşımalıyız. O kazanıncaya kadar katılan herkesin onun kadar çalışması lazım. Adaylıkta torpil aramayalım. Benim dayım yok benim iki dayım üye ve halk. Atanabilirsiniz olabilir ama üyenin seçimiyle gelen bir adayın 120 bin kişiyle yürümek yerine arkanda bir dayının olduğunu hissederek yürümek arasında çok büyük fark var. Atila Sertel halka mal olmuş bir insan. Bir iddia koyuyorum ortaya. Koysunlar sandığı. Ön seçime çıkmadan üyenin terazisinde kendini tartmadan altın kemer takılır mı? Niye seçimler yapılıyor? Yoksa gidelim gazeteciler cemiyeti başkanını tayin edelim, ticaret odasını tayin edelim. Siyasal bir kurum olan Büyükşehir Belediye Başkanını tayin edemezsiniz etmemelisiniz” ifadelerini kullandı. 

“PARTİDE SİYASİ TEMBELLER VAR”


Parti içinde ön seçim istemeyen bir kısım olmadığını vurgulayan Sertel, “Tembeller var, halkla haşır neşir olmayan telefonu kapalı ama genel merkeze gönlü açık kişiler var ve bunlar ön seçim istemiyor. Üye yapısı bozuk diyorlar. Üye yapısı bozuksa biz genel merkezi nasıl belirledik? Bunu diyenler siyasi tembeller. Seçildikten sonra halkı unutanlar halkla temas kurmayanlar bu noktada atama istiyorlar” diye belirtti. Takdir genel merkezin diyen Sertel, “Ben taşın altına elimi Atila Sertel olarak soktum. Sen yoksun istemiyoruz derlerse de canınız sağ olsun derim. Tüzük konusunda ön seçim konusunu belirttim. Kemal Bey’e de söyledim ancak kendisi yapmayacağım dedi. Milletvekilliğinde nasıl hakkımı yediniz büyükşehir içinde hakkımı yersiniz diye belirttim. Partimi çok seviyorum ancak partimin demokrasiyle taçlanmasını istiyorum. İstediğim şey insan hakları ve özgürlük kadar önemli bir şey. 12 Eylül faşist cundasının değiştirdiği yasalar nedeniyle ön seçim yapılamıyor. Şimdi genel başkana bağlı milletvekilleri çıkıyor bu doğru değil. Ben İzmir’i iyi temsil edeceğime, partime saygılı olacağıma ve partili arkadaşlarımla iyi bir başkanlık yapacağıma inanıyorum” açıklamalarında bulundu. 

“TARIMA DESTEK ARTIRILMALI”

İzmir’de neler yaşandığına dair gözlemlerini aktaran Sertel, “Beydağ’a bir ziyarette bulundum. Beydağ, kestanede marka olabilir. Oradan Tire’ye geçtim o bölge içinde tarımsal sanayileşme şart. Ödemiş’te tarımsal açıdan sıkıntılar olduğunu gördüm. O bölgelerde mutlaka soğuk hava depoları olmalı. Üretici ürünü anında sattı satamadığı zaman zarar ediyor. Kemalpaşa’da kiraz çok narin bir meyvedir ve o kirazın mutlaka değerlendirilmesi lazım. Buradan aldıkları kirazı İngiltere’de 60 Sterlin’e satıyorlar. Kar çok fazla ama bizim üreticimiz kar edemiyor. Bütün kırsalda üretici tüccarın eline mahkum edilmiş. O bölgede tesisler yapılmalı. Bizim zeytinyağı fabrikalarını çoğaltmak ve marka değeri yüksek ürünler üretmemiz lazım. Tarıma yönelik desteğe önem vermeliyiz. Örneğin Mansur Yavaş çiftçiler için buğday tohumu dağıtıyor yetmiyor traktörüne mazot koyuyor. Tarım kalkındıkça gıda üretimi arttıkça Türkiye gıda krizinde kendine yeter ve ihraç eder hale gelen bir ülke olur. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin tarıma verdiği desteği artırmalıyız” diyerek tarıma yönelinmesi gerektiğinin altını çizdi. 

Özel, Kılıçdaroğlu görüşmesinin detaylarını paylaştı Özel, Kılıçdaroğlu görüşmesinin detaylarını paylaştı

“GARİBANIN HAKKINI SAVUNDUM, SAVUNACAĞIM”

Sayıştay raporunda yer alan kararla ilgili olarak yorumlarını aktaran Sertel, “Sayıştayın kararını doğru bulmadım” dedi. Sertel, “Sayıştay şuna bakmalı; halk ve kamu yararına olan her şey mübahtır. Eğer sayıştay kişilere ve kişisel çıkar sağlayan alışverişler varsa orada müdahil olmalı. Halkla yapılan her iş hoş görülmeli. Sayıştay kamu yararı ve halk yararına bakar. AK Partili belediyeler halktan yana olduklarını söylüyorlar ancak çocuklara süt dağıttıkları yok. Öğrenim çağındaki çocukların beslenemeden bir dilim ekmekle akşama kadar ders gördükleri okulda çocuklara niye bir kahvaltılık verilemiyor? Bu devlet aciz mi? Hayır. Ancak para zırhlı araçlara, uçaklara ve saraya aktarılıyor. Sarayın günlük masrafı 33 milyon TL. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin de tasarruf yapması gerektiğine inanıyorum. Tasarrufçu bir belediye olacağım. Örneğin İZSU’nun elektrik gideri 150 milyon TL. o zaman siz ne yapacaksınız güneş tarlaları yaparak elektrik üreteceksiniz. Otobüsleri elektrikli yapacaksınız. Mazotta benzinde tasarruf yapacaksınız. Türkiye’de 125 bin makam aracı var. Belediyelerde daire başkanlarında var. Araçlar depoda. Kişiye mahsus araçlar dönemi bitmeli. Vatandaşa tasarruf yap diyorsun elde ettiğin gelir çok iyi ama harcadığın kalem çok kötü. 44 milyar TL bütçesi var büyükşehir belediyesinin. Çok devasa bir rakam. Bunu nereye nasıl harcayacağınıza bakmak lazım. Halkın belediyeciliğini yapmak lazım. Beni zengin sofralarında göremezsiniz rant sofralarında bulamazsınız. Şerefle söz veriyorum Gültepe’de bir ailenin kahvaltı sofrasında olurum çorbamı kaşıklarım. Rantiyecilerle olmam. İzmir için ne gerekiyorsa onu yaparım. Her yeri 40-50 katlı binalarla donattılar. Ama altyapı yok. İller bankasına başvuruldu 110 milyonluk bir kredi çıkıyor. O krediyle o işin yapılacağını sanmıyorum. Depremde çok bina yıkıldı onlara biz ancak baskıyla ve genel başkanımızın talebiyle iki kat verebildik. Oradan yürüyerek 150 adım ötede elli katlı bina yapacaksınız Bayraklı’daki Mehmet efendiye gelince size on kat veriyorum. Eşitlik varsa adalet varsa orada yüksek bina varsa o vatandaşta bundan hakkını almalı. O garibanların hakkını ben savundum ve sonuna kadar ben savunacağım” açıklamalarında bulundu.

Kaynak: Ege Telgraf