Yeni istihdam paketi Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Plan ve Bütçe Komisyonu’nda kabul edildi. 25 yaş altı ve 50 yaş üzeri çalışanlar için kıdem tazminatını ortadan kaldıran belirli süreli iş sözleşmesini içeren maddeler de komisyondan geçti. Paket içindeki maddeleri değerlendirerek konuyla ilgili Ege Telgraf’a açıklamalarda bulunan TBMM Plan ve Bütçe Komisyon üyesi ve CHP İzmir Milletvekili Kamil Okyay Sındır, “Bu gelen kanunla anlaşılan o ki dünyada bir tartışma olgusu haline gelen ve ‘yeni normal’ adı verilen süreçte yeni ekonomik sosyal düzen kurgulanıyor” dedi. Yeni süreçte çalışanların birçok açıdan hak kaybı yaşadığını söyleyen Sındır, “Türkiye’de de bu yeni ekonomi programında da yeni normal sürecinden ve buna uyum paketlerinden söz ediliyor. Yeni normal aslında daha çok istihdamı azaltan bir hal alacak gibi görünüyor. Böylece de işsizlik oranları yükselecek. Türkiye’de de her ne kadar yüzde 13.7 civarı bir rakam açıklansa da gerçek işsizlik yüzde 30’lara varan bir oranda. Ayrıca bu kısmi çalışma ödeneği ve ücretsiz izne ayrılan kişiler maaşlarının 3’te 1’ini dahi ancak alabiliyorken, çalışıyor görünüyorlar. Bunun yanı sıra artık umudunu kesmiş, iş için başvurmayan kayıt dışı kesimdeki işsizlik de var. Zaten yeni ekonomi programında da 2019 ve 2020 geçişinde ciddi oranda istihdam azalışı söz konusu. İstihdam geçmişten günümüze kadar artarak ilerleyen problemlerimizden biri. Veriler üzerinde oynamalar yapılarak ‘Ekonomi gayet iyi gidiyor’, ‘İşsizlik düşüyor’, ‘Enflasyon aşağı seyrediyor’ gibi bir algı yaratılıyor. İşsizliğin bu yeni normal sürecinde en az 5 ila 6 puan artacağı bir gerçek. Şimdi ‘Bu gerçeği nasıl gizleriz’ meselesinin ortaya çıkardığı netice bu Torba Kanun” ifadelerini kullandı.

‘İŞVERENE DESTEK FONU’

“Yeni getirilen bu Torba Kanun’da işçiye yönelik çok fecaat maddeler var” diyerek açıklamalarını sürdüren Sındır, “Maddenin bir tanesinde, ‘17 Nisan’a kadar işsiz kalanlar ile kayıt dışı çalışanların işe alınması halinde işverenlere günlük 44.15 lira sigorta prim desteği verilmesi, işe alınan işçilerin ücretsiz izne çıkarılması halinde de sigortalılara 39.24 lira nakdi ücret verilsin’ konusu düzenleniyor. İşsizlikle mücadelenin, kayıt dışı çalışmayı azaltmayı hedefleyen bu politika finansman kaynağı olarak işsizlik sigorta fonuna el atıyor. İşsizlik sigorta fonu bütçe dışı bir kaynaktır. Bütçeyi yöneten yürütme kendi bütçesini bir kenara bırakıyor, işsizlik sigorta fonundan memleketin temel ekonomik göstergelerini düzeltmeye çalışıyor. İşverene adeta, ‘İşe alın, ücretsiz izne çıkarın. Nakdi ücret desteğinden yararlandıralım. Sen yerine yeni birini daha al, kağıt üzerinde işsizlik azalmış olsun’ deniliyor. Oh ne ala ne memleket… Bu kabul edilebilir bir şey değil, ayrıca Anayasa’ya da aykırı yanları var. İşsizin sigorta fonu işçinin işsiz kalması durumda yararlanabileceği bir fon iken işverene destek fonuna dönüşmüş durumda” diye konuştu.

‘AYNI BÜTÇE ÇOK İŞÇİ’

Tam zamanlıdan kısmi zamanlı çalışmaya geçene vergi istisnası getirileceğini de söyleyen CHP’li vekil Sındır, “Kısmi zamanlı çalışmayı kabul eden çalışanların ücretlerinin eksik çalışan süre için yeni bir kişi istihdam edilmesi koşuluyla gelir ve damga vergisinden istisna edileceği söyleniyor. Yani haftada 45 saat değil de maksimum 30 saat çalışmayı kabul eden işçiler gelir ve damga vergisinden istisna olacak ancak işveren de kalan en az 15 saatlik süreyi bir başka kişiyi istihdam ederek değerlendirecek. Yani aynı bütçe ile daha fazla kişiyi çalıştırabilecekler. Bu düzenlemede, ‘İşçi kendisi kısmi çalışmayı tercih ederse’ deniliyor. İstemeyecektir, hangi işçi bu tür çalışmayı ister ki? Ancak işveren ikinci bir kişiyi de istihdam etmek için zorlama yoluna gidecektir. Böylece işçi, işveren baskılarına da maruz kalacaktır. Bunu haktan, adaletten yana olan işveren için asla söylemiyorum ancak diğer taraftan bir risk de var. Komisyonda da bu madde oldukça eleştirildi. Bu tamamen işçiyi daha düşük ücretle açlığa mahkum etmek ancak kağıt üzerinde işsizliği düşürme çabasıdır” ifadelerini kullandı.

‘EMEK KAYBA UĞRAYACAK’

Maddenin diğer yandan farklı olumsuz sonuçlar da doğurabileceğine dikkati çeken Sındır, “Kısmi zamanlı çalışmayı kabul eden işçi eğer ki işten ayrılırsa kıdem tazminatı son aldığı maaş üzerinden hesaplandığı için ciddi bir kayba maruz kalacak. Bu işçi açısından çok büyük tehdit. Kısmi zamanlı çalışan işçi eğer bu dönem işten ayrılır ya da bir şekilde çıkarılırsa kıdem tazminatı aldığı bu düşük maaş üzerinden hesaplanacak. Yani verilen 20 ila 25 yıllık emek ciddi bir kayba uğrayacak. Alınması gereken tazminat ücretleri neredeyse yarı yarıya düşecek. Bunu önleyen herhangi bir hukuki düzenleme de maalesef yok. Kısmi zamanlı çalışmayı vergi ve damga istisnası getirerek teşvik etmeye çalışan bu uygulama, aslında işçinin kıdem tazminatı hakkının da gasp edilmesinin önünü açıyor” dedi.

“TERSİNE EYT’LER”

Mevzuata göre; çalışma süresi haftalık 45, aylık 180 saat. Saat usulü çalışılan işlerde her 7.5 saat bir gün olarak hesaplanıyor. Tasarıya göre; bir iş yerinde kısmi zamanlı çalışma içerisinde ayda 10 günden az çalışan gençler için emekliliğe esas sigorta primi yatırılmayacak. Dolayısıyla çalıştıkları o günler emekliliklerine sayılmayacak. Bu şekilde çalıştıkları günlerin emekliliklerine sayılabilmesi için, ertesi ay ücretlerinin yüzde 20’si oranında prim ödemeleri gerekecek. Daha sonra ellerine para geçince toptan ödeme hakları da olmayacak. Konuyla ilgili açıklamalarda da bulunan vekil Sındır, “İşverenin kısmi zamanlı çalışmayı alışkanlık haline getirmesi de söz konusu. Bu da geleceğe yönelik ciddi sorunlar yaratacaktır. Biliyorsunuz, Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) meselesi var. EYT’de kişiler prim günlerini doldurur ama emeklilik yaşı gelmediği için aradaki süreyi beklemek zorunda kalıyor. Bir nevi yaşa takılmış oluyor. Yeni düzenleme yasalaşırsa da emeklilikte prime takılmış olacaklar. Çünkü her yıl daha düşük primle ödeme yapıldığı için emeklilik yaşı gelse bile günlerini doldurmadıkları için emekli olamayacaklar. Ben de buna ‘EPT’ adını verdim. Yani Emeklilikte Prime Takılanlar… Tersine EYT de diyebiliriz. Herkesin de anlayacağı gibi böyle giderse gündemimizde yeni bir mağdur kesim olacak” diye konuştu.

‘KAĞIT ÜZERİNDE ALGI’

Torba içinde görüşülen maddelerin tamamen suni, ekonomik göstergeleri süslemek ve gerçekleri manipüle etmek adına yapılan düzenlemeler olduğunu da ileri süren Sındır, şu açıklamalarda bulundu: “Örneğin, bir iş 100 kişilik istihdam alanı var. Bu kanun 101’inciye istihdam alanı yaratmıyor. 100 kişilik istihdam alanında 200 ila 250 kişiyi çalıştırır hale getiriyor. AKP iktidarında Türkiye ekonomisi, üreterek büyüyen ve üretim ekonomisine dayalı bir vizyon ve ekonomik stratejisi öngörmemiş durumda. Çünkü üretim ekonomisi anlayışında yeni istihdam alanı yaratmanız lazım. Şu anda üretmeye değil ithalata dayalı bir ekonomi politikası izleniyor. Hammaddeyi de ithal eden ve mevcut yapının kapasitesi kullanılarak onun üzerinden ihracat yapan bir ülke haline geldik. Ya ithalata dayalı tüketim ya da ithalata dayalı üretime bağlı bir tüketim… Kısacası tamamen ithalat ve tüketim ekonomisi izlendiği için ülkemizde istihdam çok büyük bir sorun hale geldi. Ekonomi tıkandı, para bulunmaz hale geldi. Sadece kağıt üzerinde algı yönetilmeye çalışılıyor. Bu da uzun vadede sürdürülebilir değil. Sürdürülebilir ekonomi, kalkınma, istihdam ancak üretim ekonomisiyle mümkündür.”

‘BİRLİKTE MÜCADELE’

Son olarak, konuyla ilgili işçi sendikalarına çağrıda bulunan CHP İzmir Milletvekili Sındır, “Son dönemlerde bu Torba Yasalar öyle bir hal aldı ki… Geldiği gibi geçiyor zaten. İnsanlarda da bir öğrenilmiş çaresizlik durumu yarattı. İnsanlar mücadele etmenin de anlamı olmadığını düşünmeye başladı. Bütün işçi sendikaları konfederasyonlarının bir araya gelerek bu tür yaklaşımlara karşı ortak bir mücadele alanı yaratmaları gerekir. Yoksa ülkede işçinin, emekçinin hakkı daha da erozyona uğratılacak. Çanak gittikçe daralıyor, işçinin payı hep azalıyor. Küçülen bu payı daha fazla kişiye pay etme çabası var. Bu da çok büyük bir sosyal meseledir. Buna ortak bir karşı duruş mutlaka gerekiyor” diye konuştu. Esra Kapar / Özel Haber