İzmir’de 30 Ekim tarihinde yaşanan ve tüm Türkiye’yi derinden sarsan depremde, 17 bina yıkılmış; 117 vatandaşımız da hayatını kaybetmişti. Depremin ardından Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve yerel yönetimler, binaların hasar kaydı için düğmeye basmış ve tespitler sonucunda ağır hasarlı binaların yıkımına başlamış; bakanlık Bayraklı’da 7 rezerv alanı belirlemişti. Depremin üzerinden 8 ay geçmesine rağmen depremzedelerin hak kaybına uğradıklarını ve mağduriyetlerinin giderilmediğini belirten CHP İzmir Milletvekili Kamil Okyay Sındır, Ege Telgraf’a açıklamalarda bulundu. Rezerv alanlarında kat sayılarının 5’e ve konut metrekarelerinin 70’ düşürülmesiyle insanların mağdur olduğunu belirten Sındır, “Burada çok büyük hak ihlali var!” diye konuştu.

‘TUHAFLIK, YASA DIŞILIK’

“Afete dayalı mağduriyet sonrası vatandaşın yanında olması gereken devlet -mış gibi yapıyor” sözleriyle açıklamalarına başlayan CHP’li vekil Sındır, “Tamamen dostlar alışverişte görsün mantığı ile yanlış işler yapıyorlar. Bayraklı’da iki grup depremzede var; birincisi proje alanı mağdurları. Yani proje alanının olduğu yerde konutları ellerinden gasp edilerek alınan, yani 7269 Sayılı Kanun’a göre deprem mağduriyetleri ortadan kaldırılması gerekirken, 6306 Sayılı Kanun’un a maddesiyle insanların ellerinden zorla mülkleri alıyor. Dolayısıyla vatandaşın mülkü üzerinde söz hakkı kalmıyor. Sonra kalkıp daha önce 120 metrekarelik evi olan kişiye 60 ila 70 metrekarelik ev vermeye çalışıyorlar. İnsanlar konutlarını ihtiyaçlarına göre alır. Burada anayasal mülkiyet hakkını ihlal eden çok açık bir durum var. Ciddi de bir mağduriyet. Orada imar planları, plan değişiklikleri yapılıyor, projeler çiziliyor ve hiçbiri ilan edilmiyor. İnsanlar ne olup bittiğinden bihaber… Yaptıkları konutların ne kadar baştan savma olduğunu da gördük. Diğer yandan, on binlerce konutta yaşayan vatandaşlar hala evlerine giremedikleri için mağdur. Binaların ağır hasarlı olduğu gerekçesiyle o insanlar evlerine giremiyor. ‘200 bin lira kredi verilecek’ deniliyor. Bu insanların çoğu emekli maaşı ile geçinen, hayatı boyunca çalışıp ev almış kişiler. Şimdi yeniden bir konut verilmesi gerekirken, faizle yeniden kredi verilip borçlandırılıyor. Vatandaşı da devletin de kasasını mağdur etmeden bir çözüm bulunabilir. Lakin insanların bu durumu yok sayılıyor. Bir sürü tuhaflık, yasa dışılık, hak ihlali var” dedi.

‘GAFLET VE DALALET!’

Bölgede yapılan imar planlarına yönelik de eleştirilerini sıralayan Sındır, “5 kat üzerine imar planı yapmışlar. Yan tarafından gökdelenler var. Burada insanların elinden konutları alıp 8 katı kısıtlayıp 5 kata indiriyor, kutu gibi evler veriyorsunuz. Bunu da devlet çok büyük işler yapıyormuş gibi göstermeye çalışıyorsunuz. Bu durumu meclisin komisyon raporunda da ifade ettim. 7269 Sayılı Afet Kanunu ve 6306 Kentsel Dönüşüm Kanunu var. Hangi adımın neden, hangi kanuna göre atıldığının da bir açıklaması yok. Tamamen keyfiyete dayalı bir iş yapılıyor, bunun mağduru da yine orada yaşayan insanlar oluyor. Buradan bir siyasi sonuç mu elde edilmek ya da bu alanda yaşayanları bölgeden uzaklaştırmak mı istiyorlar, bilemiyorum. Bakın, Bayraklı Şehir Hastanesi’nin hemen yanında bir rezerv alanı var. Bu alanda 8 bin küsur konut yapılacağı söyleniyor. Depremzedeler için 3 bin küsur konut yapılıyor, peki geri kalanı ne olacak? Oraya lüks villalar, konutlar yapılıp başkalarına satılıp paralar mı kazanılacak? Hemen onların dibinde bir taş ocağına ÇET olumlu raporu veriliyor. Bu nasıl bir gaflettir, dalalettir, ne iştir bu! İnsanların iyileştirilmesi gereken hastanenin dibine taş ocağı yapıyorsun, onun dibine de rezerv alan koyuyorsun. Tuhaf tuhaf işler! Özelleştirme idaresi, TOKİ, bakanlık… Diledikleri gibi plan değişikliği yapılıyor. Burası Dingo’nun ahırı mı? Vatan toprağı! Nasıl dilediğiniz gibi plan değişikliği yaparsınız!” ifadelerini kullandı. Son olarak, “Maalesef vatandaşın derdine derman olunması gereken yerde, iktidarın engellemeleri ve yanlış uygulamaları nedeniyle insanlar mağdur ediliyor” sözleriyle açıklamalarını sürdüren CHP İzmir Milletvekili Sındır, “Ekonomik rant uğruna birtakım yandaşları memnun etmeye çalışıyorlar. Sonuç olarak orada konutu olan, emeklilik hayatını mutlu mesut yaşamak isteyen vatandaşa yaşatılabilecek en büyük sorunu çıkardılar. İnsanlar depremden canlarını kurtardılar ama sıkıntıdan ölecekler!” diye konuştu.     Haber: Yağmur Gülü