CHP İzmir İl Kadın Kolu Başkanı Nurdan Şenkal Uçar ve İl Kadın Kolları Yönetiminin yaptığı basın açıklamasında, CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel ve CHP İzmir Milletvekili Atila Sertel’de kadınları yalnız bırakmadı. Basın açıklamasına CHP Kadın Kolları MYK üyeleri Nurşen Balcı ve Hatice Semerci’de katıldı. CHP İzmir İl Kadın Kolları Başkanı Uçar’ın okuduğu basın açıklamasında “Kadına şiddet kader değil kederdir”  ve “ haklı mücadelemizi örgütleyerek tarihe yön verenler olacağız” ifadelerine yer verildi. Basın açıklamasının tamamıysa şöyle;

EMEK BİZİZ, UMUT BİZİZ, MÜCADELE BİZİZ, HALK BİZİZ.

Emeğin hakkını ve eşit günlerin mücadelesini veren tüm kız kardeşlerim, Hepimizin Dünya Emekçi Kadınlar Günü kutlu olsun! Bugün bizler, yerkürenin bütün kadınları, dayanışma içinde haklarımızı haykıracağız. Bizim için 8 Mart, sadece eşit ve özgür bir geleceğin iradesi değil, aynı zamanda hak mücadelesi veren tüm kadınlara saygı duruşudur. Kadınlar tarih boyunca tüm toplumsal mücadelelerin en ön saflarında yer aldı. Sahip olduğumuz her hakta, edindiğimiz her kazanımda o cesur kadınların payı vardır. Bundan 164 yıl önce, Amerika Birleşik Devletleri’nde çalışan 40 bin dokuma işçisi kadın, kendilerine dayatılan ayrımcılığı reddetti. Binlerce işçi kadın, çalışma koşullarının iyileştirilmesi ve eşit işe eşit ücret talebi ile grev yaptı. Fabrika kapıları üzerlerine kilitlendi. O sırada çıkan yangında, kapı önüne yığılan barikatları aşamayan kadınlardan 129’u yanarak hayatını kaybetti. Bu olay dünyanın her yerindeki kadınların öfkesini örgütledi, yaşamlarıyla bedel ödeyenlerin hak mücadelesi hiç unutulmadı. Yıllar sonra; 27 Ağustos 1910 tarihinde, Kopenhag’da 2. Enternasyonel’e bağlı Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı’ndaki toplantıda, Clara Zetkin dokuma fabrikasında hayatını kaybeden kadınlar için 8 Mart’ın “Dünya Emekçi Kadınlar Günü” olarak anılmasını önerdi. Öneri oy birliği ile kabul edildi. O gün bugündür kadınlar, mücadelenin ve dayanışmanın örgütlü gücünü kutluyor. Her sokakta, her mahallede, her ilçede, her şehirde sesimiz daha gür çıkıyor. Bizim baharımız, 8 Martlarda alanları dolduran kadınların yan yana gelmesiyle başlar. Peki bugün ülkemizde kadın erkek eşitliği açısından neredeyiz? Dünya Ekonomik Forumu’nun 2020 yılı Küresel Cinsiyet Eşitsizliği Endeksi’ne göre 153 ülke arasında 130. sıradayız. Bu yıl pandemi koşullarıyla derinleşen ekonomik kriz, kadınların yükünü daha da arttırdı. Kadınlar ve erkekler arasında hep var olan gelir eşitsizliği, bu dönemde iyice büyüdü. Geniş tanımlı kadın işsizlik oranı yüzde 43’e çıktı. İktidar temsilcileri “lebalep” kongrelerde ülkeyi demokrasi şölenlerine boğduğunu iddia ederken, İstanbul Sözleşmesi’ni savunanlara, 8 Mart’ı kutlayanlara şiddet uygulanıyor, cezalar yağıyor. Kadına yönelik şiddeti protesto etmek için dans eden kadınlara dava açılıyor. Bu demokratik eylem, “Cumhurbaşkanına hakaret” noktasına getirilerek hapis cezası veriliyor. Diğer yanda ise kadınlara şiddet uygulayanlar, elini kolunu sallayarak sokaklarda dolanıyor. Kadınlar, saldırganlarıyla karakollarda barıştırıp evlerine yollanıyor. İktidar zihniyeti kadınlara “itaat et rahat et” anlayışını dayatıyor. Oysaki şiddet kader değildir, kederdir! İstihdamda tutunabilen kadınların çoğu, düşük ücretle, sendikasızlıkla, işini kaybetme korkusuyla, uzun çalışma süreleriyle, mobbingle baş etmeye ve evine ekmek götürmeye çalışıyor. Kadının emeğini yok sayanlara haykırıyoruz: Her kadın emekçidir! Kendisinin, çocuklarının, ailesinin ve toplumun geleceği için insanca yaşam kavgası verir. Biz Cumhuriyet Halk Partili Kadınlar olarak; bu kavganın da, bu taleplerin de, geleceğin aydınlık günlerini barındıran bu umudun da yılmaz savunucularıyız. Bizler, haklı mücadelemizi örgütleyerek tarihe yön verenler olacağız. Emek biziz. Umut biziz. Mücadele biziz. Halk biziz. Halkın iktidarını da bizler kuracağız. Kutlu olsun 8 Mart! Dayanışma olsun, yaşam dolsun, cesaret olsun…