İzmir Kent Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzman Dr. Meltem Yiğit, çocuklarda alerji vakalarının artık daha çok görüldüğünü belirtip, alerjik bünye yatkınlığının da tek bir nedeninin olmadığını bildirdi. Pediatrist Uzm. Dr. Yiğit, anne babası alerjik olmayan çocuklar arasında yüzde 10-15 oranında alerji görüldüğüne dikkat çekip, "Ebeveynlerden sadece birinin alerjik olduğu durumda çocukta alerji görülme oranı yüzde 50, hem anne hem baba alerjik ise o zaman bu özellik yüzde 75 oranında çocuklarına iletiliyor. Ancak alerjide ailesel yatkınlığın rolü büyük olsa da çevresel faktörlerin de önemli etkisinin olduğu bilinmeli" dedi.

'ALERJİNİN SEBEBİNİ BULMAK ÇOK ZOR'

Uzmanı Dr. Yiğit, alerjinin 'vücudun yabancı bir maddeye karşı aşırı savunma mekanizması' olarak değerlendirmesinin doğru olacağını söyledi. Yiğit, "Bir başka deyişle, vücudumuzun bağışıklık sisteminin çevremizde bulunan ve zararlı olmayan bazı maddelere yani alerjenlere, aşırı şekilde ve anormal bir reaksiyon vermesidir. Alerjide bağışıklık sistemi vücut için zararlı olmayan maddelere karşı ancak vücut için zararlı olan aşırı bir reaksiyon verir. Bu reaksiyon alerjinin görüldüğü organda kronik bir yangı şeklinde devam eder ve bazen geriye dönüşümsüz değişikliklere yol açabilir. Birçok farklı alerjik hastalık vardır. Bunların başında alerjik astım, alerjik burun ve göz nezlesi, besin alerjisi, ilaç alerjisi, deri alerjisi, hayvan alerjisi, böcek alerjisi ve çalışılan ortamdaki maddelere karşı olan mesleki alerjiler gelmektedir. Alerjinin sebebini bulmak bazen çok çaba isteyen bir iştir, işin en zor kısmıdır. Tedavisi ancak ondan sonra kolaylaşır" diye konuştu.

'ALERJİYE YATKINLIK IRSİ SAYILIR'

Alerjiye yatkınlığın irsi sayıldığını ifade eden Kent Hastanesi Çocuk Hekimi Yiğit, "Alerjik bünye yatkınlığının tek bir sebebi yok. Ailesel yatkınlığın alerjide büyük rolü var ancak çevresel faktörlerin de önemli etkisi olduğunun unutulmaması gerek. Anne babası alerjik olmayan çocukların yüzde 10-15'inde alerji görülürken, anne veya babadan birinin alerjik bünyesi varsa çocuklarda yüzde 50 oranında alerji ihtimali ortaya çıkmakta. Buna karşılık hem annede hem de babada alerji bulunuyorsa, bu özellik yüzde 75 oranında çocuklarına da iletilmektedir. Aşırı steril ortamda büyümenin de alerjik bünyeyi tetiklediği bilinmektedir. Çocuğun neye alerjisi olduğu tespit edildikten sonra, çevresinden bu maddelerin kaldırılması ve bu cins besin maddelerinin de kesinlikle yedirilmemesi gerekir. Veya çocuğun kediye karşı alerjisi varsa, evde bu sevimli ama çocuk için sakıncalı hayvanı tutmak uygun değildir" dedi.

'BİRÇOK TEDAVİ YÖNTEMİ BULUNUYOR'

Buna karşılık bazı alerji tiplerinde bu cinsten tedbirler almanın bir hayli güç olduğunu vurgulayan Uzman Dr. Yiğit şöyle devam etti: "Ev tozu alerjisi ve polen alerjisi gibi. Bu tip alerjilerde eliminasyon dediğimiz alerjenden uzak durma oldukça zordur. Alerjik belirtileri önlemek ya da azaltmak için ilaç sanayi çeşitli preparatlar hazırlamaktadır. Bunlar arasında en çok kullanılanları antihistaminikler ve kortizonlu ilaçlardır. Bu ilaçlar alerjene hassasiyeti azaltmaya ve vücuda verdiği zararı baskılamaya yardımcı olan ilaçlardır. Bu önlemlerin işe yaramadığı durumlarda aşılama yapılabilmektedir. Bunun yanı sıra hastaya hava değişimleri, psikoterapi ve iyileştirici beden hareketleri de yararlı olmaktadır." DHA