Çocukluk çağında en çok görülen psikiyatrik sorunlardan hiperaktivite bozukluğu dikkat, konsantrasyon, hareketlilik ve kontrol sorunları ile ilişkilendirilir. Biyolojik, çevresel, genetik, ve psikosos...

Çocukluk çağında en çok görülen psikiyatrik sorunlardan hiperaktivite bozukluğu dikkat, konsantrasyon, hareketlilik ve kontrol sorunları ile ilişkilendirilir. Biyolojik, çevresel, genetik, ve psikososyal etmenler hiperaktivite bozukluğunu etkilemektedir. Yapılan çalışmalarda dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğunun tedavisinde farmakoterapi ve davranış terapisinin etkili olduğu gibi mineral, vitamin, omega-3 yağ asitlerinin de tedavide etkili olduğu görülmüştür. Hastalık kendini çocuklarda ilk olarak 3 yaşındayken konsantrasyon eksikliği, konuşulanları dinleyememe, uyku sorunları, öğrenme güçlüğü ile gösterir. Ancak bu yaşta bu hastalığı fark etmek oldukça zordur bu nedenle hastalık öğrenmenin aktif olarak başladığı okul çağı çocuklarında daha fazla fark edilmeye başlanır. Okul çağı çocuklarında hastalığın görülme yaygınlığı bölgeye göre değişmekle beraber yaklaşık olarak yüzde 2-18 değerleri arasında değişmektedir. Hastalığın görülme oranı cinsiyete göre de değişmektedir ve erkeklerde görülme olasılığı kızlardan 2-4 kat daha fazladır. Yapılan çalışmalar, bu hastalığa sahip çocukların beslenmesine vitamin, mineral ve omega-3 yağ asidinin eklenmesinin olumlu etkilerinin olduğunu göstermiştir.
  • Demirin nörolojik gelişmede etkili olması dikkat eksikliğini azaltacağını düşündürmektedir.
  • B12 vitamininin tedavide etkili olduğu düşünülmektedir. Fetal büyüme ve gelişmede etkili olan B12 vitamininin gebelik süresince alınması bebeğin beyin gelişimi ve davranışlarının normal olması için oldukça önemlidir.
  • Omega-3 yağ asidi olan DHA beynimizdeki temel yapının bileşenini oluşturmaktadır. Bu nedenle disleksi, dispraksi gibi sorunlarda omega-3 desteği oldukça önemlidir. Omega-3 içeriği nedeni ile haftada en az 2 defa balık tüketilmesine özen gösterilmelidir. Balık dışında omega-3 kaynağı olan semizotu, ceviz, keten tohumundan da faydalanılabilir.
  • Anne sütünün de hastalığa olan etkileri oldukça önemlidir. Anne sütü ile yapılan çalışmalar anne sütünü daha az alan çocuklarda bilişsel sorunlara ve psikiyatrik sorunlara daha çok rastlandığını göstermiştir. Beyin ve sinir sistemi için elzem yağ asitleri inek sütüne göre anne sütünde 8 kat daha fazladır. Bebek bu yağ asitlerini ilk 4 ay boyunca sentezleyememektedir.
  • Araştırmalarda nörotransmitterlerin kofaktörü olan demir ve çinko minerallerinin oranlarının hiperkaktif çocuklarda eksik olduğu görülmüştür. Bu nedenle bu mineralleri içeren besinlerin tüketilmesi ve gerekli olduğu sürece kontrol altında besin takviyelerinin yapılması önemlidir.
  • Çikolata, şeker gibi basit karbonhidrat içeren besinler ve kafeinli içecekler insülin ve adrenalini hormonlarını arttırır. Bu nedenle beslenme programından çıkarılmalıdır. Adrenalin hormonunun yüksek oranda harcanması ile magnezyum eksikliği görülebilmekte ve buna bağlı olarak sağlık sorunları ile karşılaşılmaktadır. Bu nedenle gerekli durumlarda kontrol altında olmak şartı ile magnezyum tabletleri tüketilebilir.
  • Basit şeker içeren her türlü besin, asitli içecekler ve şeker oranı yüksek hazır meyve suları, boyalı besinler ve boya ilave edilmiş süt-süt ürünleri tüketilmemelidir.
  • Cips gibi yüksek yağ oranı içeren abur cuburlardan uzak durulmalıdır.
  • Hazır besin olan konservelerden, içeriği bilinmeyen hazır çorba ve baharat karışımlarından, hazır, paketli ve koruyucu içeren besinler kullanılmamalıdır.
  • Sucuk, salam, sosis gibi şarküteri ürünlerinden kaçınılmalıdır.
  • Kahve, çay, kola gibi kafein içeren içecekler tüketilmemelidir.